
Çocuklarımıza yönelik tacizler ve ölüm olayların arttığı dönemlerde kaleme aldığım bir yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuklarımız onlar bizim her şeyimiz, yarınımız, geleceğimiz kısacası her şeyimizdir. Lütfen onları çağrılarına kulak tıkamayalım ve onlarla hayatı birlikte paylaşalım. Bundan iki yıl önce idi ve o gün bir yavrumuz bir cani tarafından öldürülmüş ve bizlerde bu satırları ele almıştık. O günden bu güne birçok can daha kaybedildi. Rabbim tüm yavrularımızı bu canilerden korusun.
Doğruya sizin gündemiz varken benim gündeme gelmem ne kadar doğru idi. Sizler şahsı çıkarlarınız peşinde koşarken, benim ölümümün ne kıymeti vardır ki! Doğruya ben ne ilk vaka idim belki de son vaka da olmayacağım. Kulaklarınız sağır, gözleriniz kör mü sizin? Haykırışlarımızı duymuyor, yapılanları ise görmüyorsunuz? Yoksa bunları duymak ve görmek işinize mi gelmiyor? Neden bizlere yapılanlara karşı tepki koymuyor, buna sebep olanlara hak ettikleri cezaları vermiyorsunuz? Neden, neden gözyaşlarımızın sevinçten değil de insanlık dışı muamele sonucunda akmasına engel olmuyorsunuz? Daha ne bekliyorsunuz, daha kaç canın hayata veda etmesini bekliyorsunuz? Benim suçum bu yüzyılda doğmak mıydı? Çok değil daha çeyrek asır önce çocuk olanlar sokak aralarında oynarken, beni neden modern hapishanelere koydunuz? Samimiyeti, saygıyı, sevgisi, ahlakı, paylaşmayı, yardımlaşmayı neden unutturdunuz ve unuttunuz? Neden ya cüzdanınızın ya da belinizin esiri oldunuz? Bütün bunlar yetmemiş gibi pis emellerinize bizleri de alet ettiniz? Çekin o pis ellerinizi ve emellerinizi üzerimizden. Biz çocuğuz, biz çocuğuz vicdansız insan, karaktersiz yaratık, şehvetine yenik düşmüş canavar. Bırak bizi çocukluğumuzu yaşayayım, oyunlarımızı oynayıp, etrafımıza gülücükler dağıtalım, bırak bizi çocuksu hayallerimizin peşinde koşalım. Uzaklaş bizden, git belanı başka yerde bul. Beni öldüren suçlu sizsiniz ey senaristler, edep, hayâ, ahlakı değerleri yerle bir edip, dedikodu, gıybet, taciz, tecavüzü meşru kıldınız ve insanlık dışı yaratıkları bizlerin üzerine sardınız. İki elimiz unutmayın mahşerde sizin yakanızda olacak.
Beni öldüren suçlu sizsiniz ey dini anlatmayıp, günü kurtarma peşinde koşanlar, biliyorsunuz değil mi bu dini doğru anlatmadınız, doğru örnek olmadınız, önce yanlışı siz yaptınız ve bundan pişmanlık duyup ta tövbeden kaçtınız. Unutmayın ruhani âlemde sizin de yüzünüz bize bakamayacak, hakkımızı sizden alacağız. Bizleri öldüren suçlu sizsiniz ey anne ve babalar, çocuklarımızı iyi bir meslek sahibi yapayım derken, onları hayattan kopardınız, teknolojinin eseri ettiniz, insani değerlerini kaybetmelerine vesile oldunuz; ama bunun farkına bile varmadınız. Bırakın artık bizlere dünyalık şeyleri kazandırmayı, bunun ne bana ne de benim gibilere artık faydası olmuyor. Verin bizlere ve insanlığa vefayı, edebi, ahlakı, saygıyı, sevgiyi, bir olmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve insanlığı, unutmayın bundan daha iyi bırakacağınız bir miras olmayacaktır. Rabbim çocuklara ve canlılara pis emelleri iyi yaklaşan her türlü insanlığını kaybetmiş insan demeye layık görmediğimiz canlılara bu dünyada yaşam hakkı vermesin. EDEP VE HAYÂYI KAYBEDEN HERŞEYİ KAYBETMİŞ DEMEKTİR…
Doğruya sizin gündemiz varken benim gündeme gelmem ne kadar doğru idi. Sizler şahsı çıkarlarınız peşinde koşarken, benim ölümümün ne kıymeti vardır ki! Doğruya ben ne ilk vaka idim belki de son vaka da olmayacağım. Kulaklarınız sağır, gözleriniz kör mü sizin? Haykırışlarımızı duymuyor, yapılanları ise görmüyorsunuz? Yoksa bunları duymak ve görmek işinize mi gelmiyor? Neden bizlere yapılanlara karşı tepki koymuyor, buna sebep olanlara hak ettikleri cezaları vermiyorsunuz? Neden, neden gözyaşlarımızın sevinçten değil de insanlık dışı muamele sonucunda akmasına engel olmuyorsunuz? Daha ne bekliyorsunuz, daha kaç canın hayata veda etmesini bekliyorsunuz? Benim suçum bu yüzyılda doğmak mıydı? Çok değil daha çeyrek asır önce çocuk olanlar sokak aralarında oynarken, beni neden modern hapishanelere koydunuz? Samimiyeti, saygıyı, sevgisi, ahlakı, paylaşmayı, yardımlaşmayı neden unutturdunuz ve unuttunuz? Neden ya cüzdanınızın ya da belinizin esiri oldunuz? Bütün bunlar yetmemiş gibi pis emellerinize bizleri de alet ettiniz? Çekin o pis ellerinizi ve emellerinizi üzerimizden. Biz çocuğuz, biz çocuğuz vicdansız insan, karaktersiz yaratık, şehvetine yenik düşmüş canavar. Bırak bizi çocukluğumuzu yaşayayım, oyunlarımızı oynayıp, etrafımıza gülücükler dağıtalım, bırak bizi çocuksu hayallerimizin peşinde koşalım. Uzaklaş bizden, git belanı başka yerde bul. Beni öldüren suçlu sizsiniz ey senaristler, edep, hayâ, ahlakı değerleri yerle bir edip, dedikodu, gıybet, taciz, tecavüzü meşru kıldınız ve insanlık dışı yaratıkları bizlerin üzerine sardınız. İki elimiz unutmayın mahşerde sizin yakanızda olacak.
Beni öldüren suçlu sizsiniz ey dini anlatmayıp, günü kurtarma peşinde koşanlar, biliyorsunuz değil mi bu dini doğru anlatmadınız, doğru örnek olmadınız, önce yanlışı siz yaptınız ve bundan pişmanlık duyup ta tövbeden kaçtınız. Unutmayın ruhani âlemde sizin de yüzünüz bize bakamayacak, hakkımızı sizden alacağız. Bizleri öldüren suçlu sizsiniz ey anne ve babalar, çocuklarımızı iyi bir meslek sahibi yapayım derken, onları hayattan kopardınız, teknolojinin eseri ettiniz, insani değerlerini kaybetmelerine vesile oldunuz; ama bunun farkına bile varmadınız. Bırakın artık bizlere dünyalık şeyleri kazandırmayı, bunun ne bana ne de benim gibilere artık faydası olmuyor. Verin bizlere ve insanlığa vefayı, edebi, ahlakı, saygıyı, sevgiyi, bir olmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve insanlığı, unutmayın bundan daha iyi bırakacağınız bir miras olmayacaktır. Rabbim çocuklara ve canlılara pis emelleri iyi yaklaşan her türlü insanlığını kaybetmiş insan demeye layık görmediğimiz canlılara bu dünyada yaşam hakkı vermesin. EDEP VE HAYÂYI KAYBEDEN HERŞEYİ KAYBETMİŞ DEMEKTİR…