
Kâzım Yurdalan Dönemi (1945–1950)
Emekli Yarbay Kâzım Yurdalan 1 Mart 1945 tarihinde geldiği Erzurum Belediye Başkanlığı görevini, 1 Nisan 1950 yılına kadar devam ettirmiştir. Yurdalan, 1 Milyon ile 1 Milyon 275 bin lira aralığında bir bütçe ve 250–300 personel ile aşağıdaki hizmetlerini gerçekleştirmiştir:
Değerlendirme:
1943 yılından itibaren Erzurum Belediyesi’nin bütçesinde önemli bir artış görülüyor. Mesela 1942 yılında 532 bin lira olan belediye bütçesi 1943 yılında iki buçuk katı artışla 1 Milyon 273 bin liraya yükselmiştir. 1929’dan itibaren yüz-iki yüz arasında değişen belediye çalışanı sayısında da artışın 1942 yılından itibaren hızlandığını ve iki yüz üç yüz çalışana ulaşmaya başladığını görüyoruz. Bütçe ve personel artışı kısaca siyasi gelişmeler, iş taleplerini karşılama, genişleyen ve merkez nüfusu artmaya devam eden Erzurum’un alt yapı ve üst yapı hizmetlerinin karşılanması ekseninde değerlendirilebilir.
Nüfusu artan Erzurum’un önemli sorunun her konuta su şebekesi yoluyla su vermek olduğundan, çevredeki su kaynaklarının şehre getirilmesinin öncelikli bir iş olduğu görülüyor.
Erzurum’un iki şeyi meşhurdur: Kışın buzu yazın tozu! Diye biraz gerçeği dillendiren kötü bir şöhreti vardı. Başkanların, imkânları arttıkça, yazın tozunu önlemek ve ulaşım kalitesini artırmak üzere şehir yollarını parke taş ve Arnavut kaldırımıyla tanıştırması önemli birer yenilik.
Umumi tuvalet şehirlerde önemli bir ihtiyaç. Bu ihtiyacın cami yakınlarında ve işlek çarşılarda gerçekleştirilmesi önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Su, elektrik, kaliteli yollar, hatta umumi tuvaletler gelişmiş bir kentin olmazsa olmazları. Erzurum’da 1945’li yıllarda sadece 750 elektrik abonesinin olması ve beş yıl içinde bu rakamın 2 bin 200 aboneye ulaşması, şehri modernleştiren en önemli gelişmelerdendir. Evlere giren elektrik, bugün artık farkında bile olmadığımız ve sanki eskiden beri hep vardı zannına kapıldığımız, elektrikli ev aletleri, evlere girerek, tabiri caizse, geleneksel evlerimizi, yeniden biçimlendirdi.
Çalışanı artan ve iş yükü çoğalan belediye binasının fiziki imkânlarının artırılması, çarşılara kurulan zabıta karakolları büyüyen, çeşitlenen Erzurum ticaretinin bir diğer göstergeleri.
7. maddedeki gelişme, Belediye mezbahasına yeni pastırmahaneler yapılması, şehrin kaybettiği önemli bir iş kolunun varlığını işaretlemesi bakımından insana heyecan verdiği kadar hüznü de tattıran bir gelişme. Erzurum yüksek kalitedeki atiyle pastırma üretmeye devam etseydi bugün bu sektör binlerce kişinin istihdam edildiği ve yüksek girdisi olan Erzurum ekonomisinin nefes aldığı bir can damarı olabilirdi.
Tanzifat tavlaları, çöp ve atık toplayan belediye arabalarını çeken hayvanların ahırlarıdır... 1950’li yıllarda Erzurum’un şehir içi temizliğinin hâlâ atlı arabalarla yapılıyor olması, motorlu çöp araçlarının olmaması, belediyenin temizlik sistemlerindeki gelişmeyi geriden takip ettiğini ortaya koyuyor. Bu gerilik, o dönem Erzurum’unda, aslında ciddi bir kent temizliği sorunu olduğunun da kanıtıdır.
Erzurum’un kuzeyindeki arazi tarihsel olarak yaz aylarında şehrin sebze ihtiyacına cevap veren çok sayıda bostan tarlasına sahipti. Bugün de bu bostan tarlalarının bir miktarı faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu tarlalar Erzurum içindeki derelerden akan suları kullanmaktaydı. Evlerde lağım şebekesi olmadığından, Erzurum şehir içi dereleri de oldukça temiz bir suya sahipti. Zamanla evlerin içine su şebekeleri girdi ve bunu takiben bugünkü tuvalet sistemi yaygınlaştı. Tuvaletlerin giderleri derelere bağlandı. Bu, uzun yıllar devam etmiş bir sorundur. Ulaşımın hızlanması, meyve sebze hali ihdası, şehre dışarıdan yoğun meyve sebze girmesi, süreç içerisinde Erzurum’un önemli bir geçim kapısı olan bostancılığın da sonunu getirmiştir.
Onuncu madde de önemli bir gelişmeyi işaret ediyor: Tebriz ve Erzincan kapı çarşılarının bir kısmının temeli bu boş arsalar üzerinde kurulan baraka dükkânlar olmalıdır.

- 1945 yılı itibariyle Erzurum’un kullandığı su saniyede 27 litre iken, 5 kilometre yeni bir şebeke ile saniyede 18 litre su, Kapıkaya ve Palandöken’den şehre getiriliyor.
- Erzurum’un yazını tozdan kurtarmak için mevcut ve açılan yeni yollara, 12 km. parke ve 3 km. Arnavut kaldırımı yapıldı.
- Camilerde ve çarşılarda 9 adet umumi helâ inşa edildi.
- Mevcut elektrik gücü 3–4 misli artırılarak abone sayısı 750’den 2 bin 200 çıkarıldı.
- Bodrum ve bir kattan ibaret belediye binasının üzerine ikinci bir kat inşa edildi.
- Şehrin muhtelif yereline zabıta karakolları kuruldu.
- Mezbaha da yeni pastırmahaneler ve mevcutlarına ilave tesisler yapıldı.
- Tanzifat tavlaları inşa edildi.
- Köşk istikametinden Gez Mehlesi istikametine doğru akan, lağım suları karıştığı halde, bostanların sulanmasında kullanılan su, büz içerisine alınarak, bostanlara temiz bir su olarak, ulaşması sağlandı.
- Tebriz ve Erzincan kapıdaki açık hava helası şeklinde kullanılan boş arsaların üzerine baraka yapılmasına izin verildi. Yapılan 100 baraka ile yeni bir iş kapısı ihdas edildiği gibi bu yerlerin mikrop yuvası olmasının da önüne geçildi.
Değerlendirme:
1943 yılından itibaren Erzurum Belediyesi’nin bütçesinde önemli bir artış görülüyor. Mesela 1942 yılında 532 bin lira olan belediye bütçesi 1943 yılında iki buçuk katı artışla 1 Milyon 273 bin liraya yükselmiştir. 1929’dan itibaren yüz-iki yüz arasında değişen belediye çalışanı sayısında da artışın 1942 yılından itibaren hızlandığını ve iki yüz üç yüz çalışana ulaşmaya başladığını görüyoruz. Bütçe ve personel artışı kısaca siyasi gelişmeler, iş taleplerini karşılama, genişleyen ve merkez nüfusu artmaya devam eden Erzurum’un alt yapı ve üst yapı hizmetlerinin karşılanması ekseninde değerlendirilebilir.
Nüfusu artan Erzurum’un önemli sorunun her konuta su şebekesi yoluyla su vermek olduğundan, çevredeki su kaynaklarının şehre getirilmesinin öncelikli bir iş olduğu görülüyor.
Erzurum’un iki şeyi meşhurdur: Kışın buzu yazın tozu! Diye biraz gerçeği dillendiren kötü bir şöhreti vardı. Başkanların, imkânları arttıkça, yazın tozunu önlemek ve ulaşım kalitesini artırmak üzere şehir yollarını parke taş ve Arnavut kaldırımıyla tanıştırması önemli birer yenilik.
Umumi tuvalet şehirlerde önemli bir ihtiyaç. Bu ihtiyacın cami yakınlarında ve işlek çarşılarda gerçekleştirilmesi önemli bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Su, elektrik, kaliteli yollar, hatta umumi tuvaletler gelişmiş bir kentin olmazsa olmazları. Erzurum’da 1945’li yıllarda sadece 750 elektrik abonesinin olması ve beş yıl içinde bu rakamın 2 bin 200 aboneye ulaşması, şehri modernleştiren en önemli gelişmelerdendir. Evlere giren elektrik, bugün artık farkında bile olmadığımız ve sanki eskiden beri hep vardı zannına kapıldığımız, elektrikli ev aletleri, evlere girerek, tabiri caizse, geleneksel evlerimizi, yeniden biçimlendirdi.
Çalışanı artan ve iş yükü çoğalan belediye binasının fiziki imkânlarının artırılması, çarşılara kurulan zabıta karakolları büyüyen, çeşitlenen Erzurum ticaretinin bir diğer göstergeleri.
7. maddedeki gelişme, Belediye mezbahasına yeni pastırmahaneler yapılması, şehrin kaybettiği önemli bir iş kolunun varlığını işaretlemesi bakımından insana heyecan verdiği kadar hüznü de tattıran bir gelişme. Erzurum yüksek kalitedeki atiyle pastırma üretmeye devam etseydi bugün bu sektör binlerce kişinin istihdam edildiği ve yüksek girdisi olan Erzurum ekonomisinin nefes aldığı bir can damarı olabilirdi.
Tanzifat tavlaları, çöp ve atık toplayan belediye arabalarını çeken hayvanların ahırlarıdır... 1950’li yıllarda Erzurum’un şehir içi temizliğinin hâlâ atlı arabalarla yapılıyor olması, motorlu çöp araçlarının olmaması, belediyenin temizlik sistemlerindeki gelişmeyi geriden takip ettiğini ortaya koyuyor. Bu gerilik, o dönem Erzurum’unda, aslında ciddi bir kent temizliği sorunu olduğunun da kanıtıdır.
Erzurum’un kuzeyindeki arazi tarihsel olarak yaz aylarında şehrin sebze ihtiyacına cevap veren çok sayıda bostan tarlasına sahipti. Bugün de bu bostan tarlalarının bir miktarı faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu tarlalar Erzurum içindeki derelerden akan suları kullanmaktaydı. Evlerde lağım şebekesi olmadığından, Erzurum şehir içi dereleri de oldukça temiz bir suya sahipti. Zamanla evlerin içine su şebekeleri girdi ve bunu takiben bugünkü tuvalet sistemi yaygınlaştı. Tuvaletlerin giderleri derelere bağlandı. Bu, uzun yıllar devam etmiş bir sorundur. Ulaşımın hızlanması, meyve sebze hali ihdası, şehre dışarıdan yoğun meyve sebze girmesi, süreç içerisinde Erzurum’un önemli bir geçim kapısı olan bostancılığın da sonunu getirmiştir.
Onuncu madde de önemli bir gelişmeyi işaret ediyor: Tebriz ve Erzincan kapı çarşılarının bir kısmının temeli bu boş arsalar üzerinde kurulan baraka dükkânlar olmalıdır.