
Covid19 salgını nedeniyle birkaç ülke dışında bütün ekonomiler küçüldü. Kapanmanın sonuçları en çok yerel esnafı vurdu. Gıda, sağlık, temizlik malzemesi sektörleri ise karlarını katladılar. Bundan 3.5 ay önce Erzurum’da esnaf birlikleri kampanya başlattı. Kampanyanın sloganı ‘yereli destekle’ idi.
Kampanya ne kadar etkili oldu bilemem. ESOBB Başkanı Rasim Fırat, kampanyanın değerlendirmesiyle ilgili yaptığı açıklama da üç ay önce başlatılan kampanyanın tüm yerel esnafı kapsadığını söyledi. Başkan Fırat, “Kampanya sürecinde sanki sadece yerel marketlerin desteklenmesini istediğimiz gibi algı oluşturulmaya çalışıldı. Bu durum yanlış anlaşılıyor. Bizim derdimiz tüm esnafımız. Sanatkâr olsun, üretim yapan olsun bu şehirde katma değer sağlayan kim olursa olsun, biz bunların desteklenmesini istiyoruz. Bu noktada vatandaşlarımıza büyük görev düşüyor. İmkânlarını biraz zorlayarak, alışverişlerini mahalle esnafından yapmasını istiyoruz.” Dedi.
Yerel esnafın desteklenmesi için kampanyaların etkisi olacaktır ancak destek yalnızca çağrılarla olmuyor. Bunun için eylem de gerekiyor. Erzurum’da neredeyse yeni yapılan her apartmanın altına ulusal bir marketin şubesi açılıyor. İçeri girdiğinizde en çok 2 çalışan görüyorsunuz. Merak ediyorum hangi çağrı, vatandaşın binasının altındaki yaygın marketin şubesine gitmesini engelleyerek, yerel esnafa yönlendirecektir. Meraklısı dışında köylerden gelen ürünleri satan küçük esnaftan alış veriş yapanı tercih eden var mıdır?
Kanaatimce bu kampanya için öncelikle Erzurum’u yönetenlerde ortak bir tavır olmalıdır! Her sokakta yaygın marketin şube açmasına bir sınır getirilmelidir. Geriye yerel yaygın marketler kalıyor öyle değil mi? Evet bunların dışında tek veya en fazla 2 şubeli market (bakkal)lar var. Yaygın yerel marketler şubesiz marketlerin en fazla 300 metre yakınına şube açarak müşterisine göz dikiyor. Hedef açık, küçük olan yaşamasın!
Rasim Fırat “Bir nebze olsa onlara bu noktada katkı sağlayabilirsek bu bizi mutlu edecek. Öyle ki her platformda kent esnafına yönelik pozitif ayrımcılık yapılmasını dile getiriyoruz. Özellikle kurumların küçük çaptaki ihalelerinin Erzurum esnafına verilmesini defalarca ilgili kişilerden talep ettik. Kurumlar ihtiyaçlarını şehir esnafından temin etsinler, başka şehirlerden Erzurum’a mal getirilmesi bizleri ziyadesiyle üzüyor” diye konuşmuş.
Rasim Fırat haklıdır, tüm kamunun mümkün olan ihtiyacını yerel esnaftan karşılaması gerekiyor. Dar günlerde değil, geniş günler içinde bu kural olmalıdır.
Yine dikkate alınmayan bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor! Dar günleri aşmak, gelişmek için bütün Erzurum’un ortak hareket etmesi şart. Yerel marketler, köylüye yönelik ortak proje geliştirmelidir. Köylünün üretime katkısı sağlanmalıdır. Bunun yolu, köylere garanti alımlı üretim yaptırmaktır. Et, süt, tahıl ve benzeri üretimin artması benzer yollarla mümkün olur.
Köylü kazanamaz ise üretmez, köyünü terk ederek şehre gelir.
Köylünün üretime katkısını sağlamak için bir yol daha vardır; çeşitli semtlerde yalnızca köylünün ürettiği ürünlerin direk tüketiciyle buluşacağı “köy pazarları”nın kurulmasıdır. Bunun yolu da yerel yönetimlerden geçiyor.
Aktarılacak konu çok, ancak bir yerden başlamak gerekiyor. Kalkınma olacak ise köylüsü ve kentlisiyle birlikte olmalıdır. Bunun başka yolunu bilen varsa onu da dinleriz.
Kampanya ne kadar etkili oldu bilemem. ESOBB Başkanı Rasim Fırat, kampanyanın değerlendirmesiyle ilgili yaptığı açıklama da üç ay önce başlatılan kampanyanın tüm yerel esnafı kapsadığını söyledi. Başkan Fırat, “Kampanya sürecinde sanki sadece yerel marketlerin desteklenmesini istediğimiz gibi algı oluşturulmaya çalışıldı. Bu durum yanlış anlaşılıyor. Bizim derdimiz tüm esnafımız. Sanatkâr olsun, üretim yapan olsun bu şehirde katma değer sağlayan kim olursa olsun, biz bunların desteklenmesini istiyoruz. Bu noktada vatandaşlarımıza büyük görev düşüyor. İmkânlarını biraz zorlayarak, alışverişlerini mahalle esnafından yapmasını istiyoruz.” Dedi.
Yerel esnafın desteklenmesi için kampanyaların etkisi olacaktır ancak destek yalnızca çağrılarla olmuyor. Bunun için eylem de gerekiyor. Erzurum’da neredeyse yeni yapılan her apartmanın altına ulusal bir marketin şubesi açılıyor. İçeri girdiğinizde en çok 2 çalışan görüyorsunuz. Merak ediyorum hangi çağrı, vatandaşın binasının altındaki yaygın marketin şubesine gitmesini engelleyerek, yerel esnafa yönlendirecektir. Meraklısı dışında köylerden gelen ürünleri satan küçük esnaftan alış veriş yapanı tercih eden var mıdır?
Kanaatimce bu kampanya için öncelikle Erzurum’u yönetenlerde ortak bir tavır olmalıdır! Her sokakta yaygın marketin şube açmasına bir sınır getirilmelidir. Geriye yerel yaygın marketler kalıyor öyle değil mi? Evet bunların dışında tek veya en fazla 2 şubeli market (bakkal)lar var. Yaygın yerel marketler şubesiz marketlerin en fazla 300 metre yakınına şube açarak müşterisine göz dikiyor. Hedef açık, küçük olan yaşamasın!
Rasim Fırat “Bir nebze olsa onlara bu noktada katkı sağlayabilirsek bu bizi mutlu edecek. Öyle ki her platformda kent esnafına yönelik pozitif ayrımcılık yapılmasını dile getiriyoruz. Özellikle kurumların küçük çaptaki ihalelerinin Erzurum esnafına verilmesini defalarca ilgili kişilerden talep ettik. Kurumlar ihtiyaçlarını şehir esnafından temin etsinler, başka şehirlerden Erzurum’a mal getirilmesi bizleri ziyadesiyle üzüyor” diye konuşmuş.
Rasim Fırat haklıdır, tüm kamunun mümkün olan ihtiyacını yerel esnaftan karşılaması gerekiyor. Dar günlerde değil, geniş günler içinde bu kural olmalıdır.
Yine dikkate alınmayan bir gerçeğin altını çizmek gerekiyor! Dar günleri aşmak, gelişmek için bütün Erzurum’un ortak hareket etmesi şart. Yerel marketler, köylüye yönelik ortak proje geliştirmelidir. Köylünün üretime katkısı sağlanmalıdır. Bunun yolu, köylere garanti alımlı üretim yaptırmaktır. Et, süt, tahıl ve benzeri üretimin artması benzer yollarla mümkün olur.
Köylü kazanamaz ise üretmez, köyünü terk ederek şehre gelir.
Köylünün üretime katkısını sağlamak için bir yol daha vardır; çeşitli semtlerde yalnızca köylünün ürettiği ürünlerin direk tüketiciyle buluşacağı “köy pazarları”nın kurulmasıdır. Bunun yolu da yerel yönetimlerden geçiyor.
Aktarılacak konu çok, ancak bir yerden başlamak gerekiyor. Kalkınma olacak ise köylüsü ve kentlisiyle birlikte olmalıdır. Bunun başka yolunu bilen varsa onu da dinleriz.