
İnsanı en çok da yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede yaşanan bu rezaletler yaralıyor. Fazla geçmişe gitmeden bir yıl öncesine bakınca bile basına yansıyan yüzlerce tecavüz, yüzlerce şiddet görmüş kadına şahit oluyoruz.
Ve en kötüsü de bunlara kılıf bulunması. Neymiş efendim mini etek giymiş tahrik etmiş. İyide namus sadece kadına has bir kavram mıdır? Tesettür yalnızca kadına has bir şekil midir? Erkeğin tesettürü de gözleri değil midir?
Hadi adı Müslüman ruhu şeytan, peki Karslı küçük Mert nasıl bir tahrikte bulundu ki önce o rezil muameleyi sonra vahşice öldürülmeyi hak etti...
Daha geçen yıl Erzurum’da metruk bir binada yarı çıplak ölüsü bulunan türbanlı Emine Karataş nasıl bir etek giymişti ki hayatından oldu...
Pasinler’de zavallı öğretmen kızımız acaba sokakta nasıl yürüdü ki hayatta kaldı ama uğradığı vahşi saldırıdan sonra yaşama sevincini kaybetti...
Ne kadar kılıf bulursak bulalım insan kılığında gezen ama şeytana ruhunu satan alçaklara hiçbir şey asla kılıf olamaz. Özgecan yürükleri yaktı, ama hepimiz biliyoruz ki ne ilk nede son olacak. Kadınlar beş kat örtülü bile olsa zihniyeti çürümüş ahlaksızların hedefi olmaya devam edecek.
Özgecan için Türkiye ayağa kalktı. Kadını, erkeği, siyasetçisi, manavı hep birlikte çığlık attı, “Artık yeter, caydırıcı yasalar istiyoruz. İdam geri gelsin, hadım cezası tartışılmaya açılsın” diye haykırdı.
Haklı bir isyandı bu ama işi sulandırıp göbek atma eylemleri de oldu ülkemde. Türkiye ayağı kalktı da peki Erzurum’da ne oldu derseniz koskoca bir hiç. Sanki Erzurum bu ülkenin bir parçası değil. Elbette yürekler yandı ama o yangın sokağa hiç yansımadı. Bu kadar kadın derneğinin olduğu bir kentte tek bir ses çıkmaz mı? Çıkmadı...
Tek bir kadın çıktı sahneye, çıplak ayakla Özgecanlar için adalet istedi. Kadından ziyade temsil ettiği parti dikkat çekti. Çünkü ben bile ilk kez duydum bu partiyi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Erzurum İl Temsilcisi Eczacı Firdevs Korkmaz’dı meydanda yerlere kapanıp, ‘kadınlar öldürülmesin’ diye çığlık atan.
Bugün bile sokağa çıkıp farkındalık oluşturmayan kadın dernekleri ve kadın siyasetçiler yarın aynı olay kendi kapılarını çalınca mı ses çıkaracaklar? Bu işin artık ne tartışılır nede su götürür yanı kaldı.
Bu saatten sonra kimse kendini güvende asla hissetmesin. Üstelik bu olay sadece kadın meselesi değildir. Eğer öyle olsaydı Erzurumlu Musa Kang, Karslı Mert toprak altında olur muydu?
Yasadaki boşluklar ve insan hakları gerekçelerini düşünürsek geriye ilahi adaleti beklemekten başka çare kalmıyor...
Ve en kötüsü de bunlara kılıf bulunması. Neymiş efendim mini etek giymiş tahrik etmiş. İyide namus sadece kadına has bir kavram mıdır? Tesettür yalnızca kadına has bir şekil midir? Erkeğin tesettürü de gözleri değil midir?
Hadi adı Müslüman ruhu şeytan, peki Karslı küçük Mert nasıl bir tahrikte bulundu ki önce o rezil muameleyi sonra vahşice öldürülmeyi hak etti...
Daha geçen yıl Erzurum’da metruk bir binada yarı çıplak ölüsü bulunan türbanlı Emine Karataş nasıl bir etek giymişti ki hayatından oldu...
Pasinler’de zavallı öğretmen kızımız acaba sokakta nasıl yürüdü ki hayatta kaldı ama uğradığı vahşi saldırıdan sonra yaşama sevincini kaybetti...
Ne kadar kılıf bulursak bulalım insan kılığında gezen ama şeytana ruhunu satan alçaklara hiçbir şey asla kılıf olamaz. Özgecan yürükleri yaktı, ama hepimiz biliyoruz ki ne ilk nede son olacak. Kadınlar beş kat örtülü bile olsa zihniyeti çürümüş ahlaksızların hedefi olmaya devam edecek.
Özgecan için Türkiye ayağa kalktı. Kadını, erkeği, siyasetçisi, manavı hep birlikte çığlık attı, “Artık yeter, caydırıcı yasalar istiyoruz. İdam geri gelsin, hadım cezası tartışılmaya açılsın” diye haykırdı.
Haklı bir isyandı bu ama işi sulandırıp göbek atma eylemleri de oldu ülkemde. Türkiye ayağı kalktı da peki Erzurum’da ne oldu derseniz koskoca bir hiç. Sanki Erzurum bu ülkenin bir parçası değil. Elbette yürekler yandı ama o yangın sokağa hiç yansımadı. Bu kadar kadın derneğinin olduğu bir kentte tek bir ses çıkmaz mı? Çıkmadı...
Tek bir kadın çıktı sahneye, çıplak ayakla Özgecanlar için adalet istedi. Kadından ziyade temsil ettiği parti dikkat çekti. Çünkü ben bile ilk kez duydum bu partiyi. Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Erzurum İl Temsilcisi Eczacı Firdevs Korkmaz’dı meydanda yerlere kapanıp, ‘kadınlar öldürülmesin’ diye çığlık atan.
Bugün bile sokağa çıkıp farkındalık oluşturmayan kadın dernekleri ve kadın siyasetçiler yarın aynı olay kendi kapılarını çalınca mı ses çıkaracaklar? Bu işin artık ne tartışılır nede su götürür yanı kaldı.
Bu saatten sonra kimse kendini güvende asla hissetmesin. Üstelik bu olay sadece kadın meselesi değildir. Eğer öyle olsaydı Erzurumlu Musa Kang, Karslı Mert toprak altında olur muydu?
Yasadaki boşluklar ve insan hakları gerekçelerini düşünürsek geriye ilahi adaleti beklemekten başka çare kalmıyor...