
Uzun zamandan beri üzerinde çalıştığımız bir projenin meyve vermeye başladığını gördükçe mutluluğumuz daha da artmaya başladı. Küçük yaşlarda çocuklara yazma becerisini kazandırma ve bunu yazılı eser olarak okuyuculara kazandırabilme en çok arzu ettiğim şeydi. İlk önceleri bu adımı yıllar önce kızlarım Nazlı Sude ve Aslı Sena ile Erzurum Tarihiyle alakalı kitap projemizle başlatmıştık. Seri olarak planladığımız projemizde şimdiye kadar 2 kitap çıkarmak anca nasip oldu. Benim asıl hedefim bunu tüm çocuklara yayabilmek idi. Çocuklarda okuma ve yazma bilinci geliştirilmeli ve edebiyatımıza yeni yazarlar kazandırmalıydım. Nazlım ve Aslım ile bunu başarmıştık ama diğer çocuklara da ulaşmamız gerekliydi. Bunu nasıl ve ne şekilde yapacaktık. İşte tam dönemlerde Özel Güneş Koleji Eğitim Koordinatörü ve çok değerli eğitimci dostum, kardeşim Kemal Tunç ve kız kardeşimden öte görmediğim Berrin Kuşkun diye iki cesur yürek ortaya çıkmıştı. Projenizi değerlendirebiliriz dediklerinde sevincim tarif edilemezdi. Eğitim koordinatörümüz Kemal Hocam projemizi yönetim kuruluna sunacağını ve projeyi kabul ettirebilmek için elinden geleni yapacağına dair söz vermişti. Okul müdürümüz Musa Sönmez Bey’de bizim arkamızda olduğunu ve öğrencilerin lehine olacak her adımda kendisinin imzasının olacağını söylemişti. Berrin Kuşkun, rehberlik alanında yerel ve ulusal tüm kanallardan beslenen mesleğine adanmış bir eğitmen. Bu gün 25’in üzerinde çocuk yazarımız varsa bunda en büyük pay ona aittir. Projenin çocukların zihinsel gelişimi ve ifade becerilerinin ortaya çıkmasında faydasına en çok da o inanmıştı. Araştırmalar yapıyor, projenin dünya ve ülkemizde ki örneklerini bulup önümüze koyuyordu. Çocuk Akademisi ve yazarlık dersinin mutlaka konulması gerektiğini bizden daha çok isteyen yine Berrin Kuşkun idi. Buradan kendisine ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum. Nihayetinde bundan 3 yıl önce yazarlık dersimizi müfredata koymayı başarmıştık. Vesile olan herkesten Allah razı olsun. Aslında işin asıl zor tarafı bundan sonra başlıyordu. Çocuklara nasıl bir yol haritası çizecektik? Hangi materyaller kullanılacaktı? Müfredatımız ne olacaktı? Elimizde sağlam bir kaynak yoktu ama benzer örnekler vardı. Kollarımızı sıvadık ve tüm örnekler ince eleyip sık dokuyarak taradık. Sonunda kendi planımızı ortaya çıkarmayı başardık. Artık çocuk akademisi ve yazarlık dersi müfredatımız hazırdı. Dersimiz gezi, gözlem, yazı, okuma, çizme, yazma, oyun, eğlence, düşünme ve düşündürtme gibi çok yönlü bir yapıya sahipti. Çok yönlü bir yapıya sahip olsak ta sonunda mutlaka bir yazılı materyal ortaya koymak zorundaydık. Haftalık planlarımız yapılmış ve öğrencilerimin pardon yazarlarımın okula gelmesini beklenmeye başlamıştık.
İşin ilginç yanlarından biri de kimse dersin içeriğini tam olarak bilmiyordu. İşe dersi anlatmakla başlamak gerekiyordu. İlerleyen zamanlarda ürünler ortaya çıktığında aslında bizim bir şeyler söylememize gerek kalmayacaktı, onu en iyi biz biliyorduk. Gel gör ki yolun başında elimizde somut bir belge yoktu. Tarihi gezilerle ve geleneksel çocuk oyunlarıyla işe başladık. Millî ve manevi değerlerine sahip çıkan bir nesil her şeye sahip çıkar şiarımız oldu. Ulu Camii, Çifte Minareli Medrese, Kale, Üç Kümbetler, Ebu İshak Türbesi ve daha nice tarih kokan mekânları gezdik, itti bitti, topaç çevirme, yedi taş, cüz, gındıllık gibi oyunlar oynadık. Çocuk Akademisi ve yazarlık dersi emin adımlarla hedefine doğru gidiyordu. Çocuklar dersi sevmeye ve ona alışmaya başlamıştı. İşte şimdi kıvama gelen bu yazar adaylarıyla kalem ve defteri buluşturmanın tam vaktidir dedik ve hızlı bir giriş yaptık. Hızlı giriş yapmasına yaptık ama 4 ay sonra salgın bizim bu hızımızı kesmişti. Olsun yine de o süreçte tam 10 yazarım olmuştu. Elif Naz Çetin ve Ezgi Hancı tarafından Esrarengiz Hapishane, Yahya Burak Tunç tarafından Her Şey Özeldir, Hatice Berra Kılıç, Hatice Berra’nın Maceraları, Zeynep Sena Kavaz ve Ruhet Sena Koçal tarafından Yaramazlık Peşinde, Azra Topsakal tarafından Nazlı ve Aslı’nın Maceraları, Yunus Emre Turan tarafından Gülelim Dedik, Ahmet Görkem Çayır tarafından Küçük Dünyamız, Gülse Yaren Bostancı ve Hafsa Hancığaz tarafından ise Kahkahacı Karikatürler adlı kitaplar basılmıştır. Kitapların yanında toplam da 12 dergiyi yayın hayatına kazandırmıştık. Tüm bu güzel işlerin altına imza atanlar ise 10-11 yaşlarında olan o koca yürekli kalem ehli çocuklarımdı. O yıl hikâyemiz yarım kalmıştı. Çok şükür yeniden okula kavuştuğumuz 2021-2022 eğitim-öğretim yılından itibaren okumaya ve yazmaya yeniden başladık. İşte bu yazı dizimizle size edebiyatımıza kazandırdığımız Erzurum’un çocuk yazarlarını tanıtmaya çalışacağım. Yarın Doğu Emir Bulutlarla başlıyoruz.
İşin ilginç yanlarından biri de kimse dersin içeriğini tam olarak bilmiyordu. İşe dersi anlatmakla başlamak gerekiyordu. İlerleyen zamanlarda ürünler ortaya çıktığında aslında bizim bir şeyler söylememize gerek kalmayacaktı, onu en iyi biz biliyorduk. Gel gör ki yolun başında elimizde somut bir belge yoktu. Tarihi gezilerle ve geleneksel çocuk oyunlarıyla işe başladık. Millî ve manevi değerlerine sahip çıkan bir nesil her şeye sahip çıkar şiarımız oldu. Ulu Camii, Çifte Minareli Medrese, Kale, Üç Kümbetler, Ebu İshak Türbesi ve daha nice tarih kokan mekânları gezdik, itti bitti, topaç çevirme, yedi taş, cüz, gındıllık gibi oyunlar oynadık. Çocuk Akademisi ve yazarlık dersi emin adımlarla hedefine doğru gidiyordu. Çocuklar dersi sevmeye ve ona alışmaya başlamıştı. İşte şimdi kıvama gelen bu yazar adaylarıyla kalem ve defteri buluşturmanın tam vaktidir dedik ve hızlı bir giriş yaptık. Hızlı giriş yapmasına yaptık ama 4 ay sonra salgın bizim bu hızımızı kesmişti. Olsun yine de o süreçte tam 10 yazarım olmuştu. Elif Naz Çetin ve Ezgi Hancı tarafından Esrarengiz Hapishane, Yahya Burak Tunç tarafından Her Şey Özeldir, Hatice Berra Kılıç, Hatice Berra’nın Maceraları, Zeynep Sena Kavaz ve Ruhet Sena Koçal tarafından Yaramazlık Peşinde, Azra Topsakal tarafından Nazlı ve Aslı’nın Maceraları, Yunus Emre Turan tarafından Gülelim Dedik, Ahmet Görkem Çayır tarafından Küçük Dünyamız, Gülse Yaren Bostancı ve Hafsa Hancığaz tarafından ise Kahkahacı Karikatürler adlı kitaplar basılmıştır. Kitapların yanında toplam da 12 dergiyi yayın hayatına kazandırmıştık. Tüm bu güzel işlerin altına imza atanlar ise 10-11 yaşlarında olan o koca yürekli kalem ehli çocuklarımdı. O yıl hikâyemiz yarım kalmıştı. Çok şükür yeniden okula kavuştuğumuz 2021-2022 eğitim-öğretim yılından itibaren okumaya ve yazmaya yeniden başladık. İşte bu yazı dizimizle size edebiyatımıza kazandırdığımız Erzurum’un çocuk yazarlarını tanıtmaya çalışacağım. Yarın Doğu Emir Bulutlarla başlıyoruz.