
ELİF ECE IRGAÇ
Şehri Erzurum’a yazar kazandırmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı projesi yeni kitap ve yazarlarla yoluna emin adımlarla gidiyor. Erzurum’un çocuk yazarları yazı dizimiz de köşemde bu hafta çok önemli bir yazarım konuğum oldu. Yazarım ele aldığı konusuyla farklı bir alanda kitabını çıkarmış oldu. Bu yazarım Elif Ece IRGAÇ, konusu ise engelli bir çocuğun hayatın geçen konular olmuştur. Çocuk yaşında bu tarz konulara hassasiyet gösteren Elif’i tebrik ediyorum. Elif son derece nazik, kibar ve içten bir çocuktur. Arkadaşlarını kırmamaya özen gösteren Elif Ece derslerde ise başarılarıyla kendini ifade etmeyi başarabilen bir öğrencimdir. Elif sorumluluk bilinci olan, verilen görevi yerine getiren, sosyal yönü yüksek olan bir çocuğumuzdur. Çocuk Akademisi ve yazarlık dersine önem veren Elif Ece, okuma ve yazma alanında ki başarısıyla da bunu somut olarak ortaya koymuştur. Elif Ece verdiği desteklerden dolayı anne ve babamıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Elif aslında toplumsal bir soruna parmak basmış ve hepimizin bir gün engelli olabileceğimizi ifade etmeye çalışmıştır. Bu onun duyarlı bir çocuk olduğunun da en bariz göstergesidir. Çocuklarımızın bu ince düşüncelerinin kaybolmamasına özen göstermeliyiz. Yarınlarda bize kalacak tek şeyde budur. Özümüzü muhafaza etmek bizim en önemli şiarımız olmalıdır. İşte bize gelecek için umut veren yazarlarımdan biride Elif Ece olmuştur. Genç yazarıma bundan sonraki hayatında başarılar diliyor, yazarımızın sizlere de Ah! Keşke Yürüyebilsem adını verdiği kitaptan bölümler sunuyorum, Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Merhaba! Benim adım Deniz. Bursa’da yaşıyorum. Size kendimle ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum. Ben mesela tekerlekli sandalyeye mahkûmum. Bu doğuştan gelen sakatlığımdan dolayıdır. Tekerlekli sandalye de olduğum için değil de arkadaşım olmadığı için çok üzülüyorum. Annemin adı Ada, babamın ise Burak’tır. Annem doktor, babam “HENKEL” adlı bir firmanın müdürüdür. Papatya adıyla bilinen ortaokula devam etmekteyim. Çok güzel bir okulda okuduğum için mutluyum. Orada benim ihtiyacım olacak her şey var. Her şey var ama arkadaşım yok. Arkadaşlarım oyun oynarken yanlarına vardığım da ya oyuna beni almıyorlar ya da oyun bırakıyorlar. En çok da beni sen buradan git demeleri üzüyor. Keşke beni aralarına alsalar ve benimle oyun oynasalardı. Bu arada bizim çok geniştir. Bir de benim kedim var. Adı da Pamuk ve beyaz tüylü bir kedidir. Onu sokakta buldum. Annemlere söyledim ve onu eve aldılar. O gün çok mutlu olmuştum.
Keşke yürüyebilseydim. Eğer yürüyebilseydim. Badminton oynayabilirdim, koşabilirdim, merdivenlerden kendi başıma çıkabilirdim. Kedim Pamukla da her yere gidebilirdim. Ama olmuyor! Doktorlar benim asala yürüyemeyeceğimi söylüyor. Ben bunu asla umursamıyorum. Yürümek için antrenmanlar yapıyorum. Ve eminim eninde sonunda yürüyebileceğim. Buna kalpten inanıyorum. A! Söylemeyi unuttum. Benim en yakın arkadaşlarım kitap yazınca çok mutlu oluyorum. Şimdi karar verdim. Büyüyünce yazar olacağım.
Önümüzdeki hafta yeni bir yazar ve yeni bir kitabın tanıtımında buluşmak umuduyla…
İLK DEFA BİR ARKADAŞIM OLDU!
Hani size benim hiç arkadaşım yok dedim ya o sözü geri alıyorum. Pazartesi sınıfımıza yeni bir kız arkadaşımız geldi. Adı Meryem. Çok utangaç ve çalışkan bir kız. Kimse onunla arkadaş olmak istemedi. Birinci teneffüs yanıma geldi ve aramızda şöyle bir konuşma geçti.
-Merhaba! Benim adım Meryem. Buraya Balıkesir’den geldim. Ya senin adın ne?
-Benim adım Deniz. Tanıştığımıza memnun oldum.
O an çok heyecanlandım. İlk defa benimle böyle konuşan biri çıkmıştı. Sonra zil çaldı. Sınıfa birlikte girdik. Bir sonra ki teneffüs yine buluşmak için karar verdik. Üçüncü, dördüncü ve beşinci teneffüslerde yine buluştuk ve birbirimizi daha yakından tanımaya çalıştık. Öğle arasında okulun bahçesinde dolaşırken yanıma İrem geldi. O anda elimde olan kitabımı alıp kaçtı. Ben peşine koşamadım ve ağlamaya başladım. Tam o sırada yanıma Meryem geldi. İrem’den kitabı aldı ve bana geri verdi. Ben şok olmuştum. Meryem’e çok teşekkür ettim. Ona en sevdiğim kalemimi hediye ettim. Çok mutluyum, çünkü ilk defa bir arkadaşım olmuştu.
Şehri Erzurum’a yazar kazandırmaya devam ediyoruz. Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı projesi yeni kitap ve yazarlarla yoluna emin adımlarla gidiyor. Erzurum’un çocuk yazarları yazı dizimiz de köşemde bu hafta çok önemli bir yazarım konuğum oldu. Yazarım ele aldığı konusuyla farklı bir alanda kitabını çıkarmış oldu. Bu yazarım Elif Ece IRGAÇ, konusu ise engelli bir çocuğun hayatın geçen konular olmuştur. Çocuk yaşında bu tarz konulara hassasiyet gösteren Elif’i tebrik ediyorum. Elif son derece nazik, kibar ve içten bir çocuktur. Arkadaşlarını kırmamaya özen gösteren Elif Ece derslerde ise başarılarıyla kendini ifade etmeyi başarabilen bir öğrencimdir. Elif sorumluluk bilinci olan, verilen görevi yerine getiren, sosyal yönü yüksek olan bir çocuğumuzdur. Çocuk Akademisi ve yazarlık dersine önem veren Elif Ece, okuma ve yazma alanında ki başarısıyla da bunu somut olarak ortaya koymuştur. Elif Ece verdiği desteklerden dolayı anne ve babamıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Elif aslında toplumsal bir soruna parmak basmış ve hepimizin bir gün engelli olabileceğimizi ifade etmeye çalışmıştır. Bu onun duyarlı bir çocuk olduğunun da en bariz göstergesidir. Çocuklarımızın bu ince düşüncelerinin kaybolmamasına özen göstermeliyiz. Yarınlarda bize kalacak tek şeyde budur. Özümüzü muhafaza etmek bizim en önemli şiarımız olmalıdır. İşte bize gelecek için umut veren yazarlarımdan biride Elif Ece olmuştur. Genç yazarıma bundan sonraki hayatında başarılar diliyor, yazarımızın sizlere de Ah! Keşke Yürüyebilsem adını verdiği kitaptan bölümler sunuyorum, Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Merhaba! Benim adım Deniz. Bursa’da yaşıyorum. Size kendimle ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum. Ben mesela tekerlekli sandalyeye mahkûmum. Bu doğuştan gelen sakatlığımdan dolayıdır. Tekerlekli sandalye de olduğum için değil de arkadaşım olmadığı için çok üzülüyorum. Annemin adı Ada, babamın ise Burak’tır. Annem doktor, babam “HENKEL” adlı bir firmanın müdürüdür. Papatya adıyla bilinen ortaokula devam etmekteyim. Çok güzel bir okulda okuduğum için mutluyum. Orada benim ihtiyacım olacak her şey var. Her şey var ama arkadaşım yok. Arkadaşlarım oyun oynarken yanlarına vardığım da ya oyuna beni almıyorlar ya da oyun bırakıyorlar. En çok da beni sen buradan git demeleri üzüyor. Keşke beni aralarına alsalar ve benimle oyun oynasalardı. Bu arada bizim çok geniştir. Bir de benim kedim var. Adı da Pamuk ve beyaz tüylü bir kedidir. Onu sokakta buldum. Annemlere söyledim ve onu eve aldılar. O gün çok mutlu olmuştum.
Keşke yürüyebilseydim. Eğer yürüyebilseydim. Badminton oynayabilirdim, koşabilirdim, merdivenlerden kendi başıma çıkabilirdim. Kedim Pamukla da her yere gidebilirdim. Ama olmuyor! Doktorlar benim asala yürüyemeyeceğimi söylüyor. Ben bunu asla umursamıyorum. Yürümek için antrenmanlar yapıyorum. Ve eminim eninde sonunda yürüyebileceğim. Buna kalpten inanıyorum. A! Söylemeyi unuttum. Benim en yakın arkadaşlarım kitap yazınca çok mutlu oluyorum. Şimdi karar verdim. Büyüyünce yazar olacağım.
Önümüzdeki hafta yeni bir yazar ve yeni bir kitabın tanıtımında buluşmak umuduyla…
İLK DEFA BİR ARKADAŞIM OLDU!
Hani size benim hiç arkadaşım yok dedim ya o sözü geri alıyorum. Pazartesi sınıfımıza yeni bir kız arkadaşımız geldi. Adı Meryem. Çok utangaç ve çalışkan bir kız. Kimse onunla arkadaş olmak istemedi. Birinci teneffüs yanıma geldi ve aramızda şöyle bir konuşma geçti.
-Merhaba! Benim adım Meryem. Buraya Balıkesir’den geldim. Ya senin adın ne?
-Benim adım Deniz. Tanıştığımıza memnun oldum.
O an çok heyecanlandım. İlk defa benimle böyle konuşan biri çıkmıştı. Sonra zil çaldı. Sınıfa birlikte girdik. Bir sonra ki teneffüs yine buluşmak için karar verdik. Üçüncü, dördüncü ve beşinci teneffüslerde yine buluştuk ve birbirimizi daha yakından tanımaya çalıştık. Öğle arasında okulun bahçesinde dolaşırken yanıma İrem geldi. O anda elimde olan kitabımı alıp kaçtı. Ben peşine koşamadım ve ağlamaya başladım. Tam o sırada yanıma Meryem geldi. İrem’den kitabı aldı ve bana geri verdi. Ben şok olmuştum. Meryem’e çok teşekkür ettim. Ona en sevdiğim kalemimi hediye ettim. Çok mutluyum, çünkü ilk defa bir arkadaşım olmuştu.