
Çocuk yazarları yazı dizimiz de kaldığımız yerden devam ediyoruz.
MEHMET EMİR İNİK-TİLKİNİN CEZASI
Bir gün bir ormanda bir yaz günü hayvanlar birliği toplanmış. Bu hayvanlar birliği çok huzurluymuş. Bu hayvanlardan tilki, aslan kralı çok kıskanırmış. Bundan kimsenin haberi yokmuş. Aslan Kral bir duyuru yapacağını tüm orman halkına duyurmuş. Aslanın yapacağı duyuru yeni kralın seçilmesiymiş. Aslan artık yaşlandığını ve yeni kralın mutlaka seçilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu duruma en fazla tilki sevinmişti. Tilki o kadar sevinmiş ki sevincinden ağlamaya başlamış. Yeni kral eski kralın oğlu imiş. Tilki, aslanın oğlunu seçmesini ise saflık olarak değerlendirmişti. Yıllar su gibi gelip geçmiş. Aslanın oğlu güçlü ve akıllı bir kral olmuş.
ALPEREN AKYOL-MİNYONLAR VE MUZLARIN SAVAŞI
Minyonlarla muzlar bir kapışma içindeydi. Ve işte beklenen o an gelmişti. Minyonlar yolda görünmüştü. Muzlarda gelmişti. Muzlar silahlarını çoktan ateşlemişti. Onlardan küçük muz robotlar çıkmıştı. Minyonların silahı ise topa koyulmuş gerçek minyonlardı. Muzlar güçsüzdü. Muzların, “BANANA POWERLAR” gücüne kimse karşı koyamazdı. Bütün burada BANANA POWER deyip arkadan da ordu geldi. Minyonlar destek çağırdı. Muzlar dedi ki: “Eller yukarı” Minyonlar ise destek çağırırken “MİNO MİNO MİNO” dediler. Muzlar muz at arabalarında geliyordu. Minyonlar neye uğradıklarına şaşırdılar. Minyonlar, Afrika’daki aç çocukları çağırmışlardı. Bakın orada muzlar var. Onları yiyebilirsiniz. Muzlar muz bombalarını gönderdiler. Etraf toz duman oldu. Ve savaşı muzlar kazandı.
YAĞMUR TİGİŞ- YAVRU ASLAN
Bir sonbahar günüydü. Bir ormanda küçük bir yavru aslan ve yavru aslanın annesi varmış. Yavru aslan annesine: -“Anne dışarı çıkabilir miyim?” Demiş. Annesi çıkmasına izin vermiş. Yavru aslanın bir planı varmış. Annesinin yarın doğum günüymüş. Yavru aslan annesine bir sürpriz yapmak istiyormuş. Bu yüzden dışarı çıkmış. Annesi için önce bir demet çiçek almış. Yavru aslanın aldığı çiçek meğerse zehirli imiş te onun bundan haberi yokmuş. Yavru aslan sabah annesine aldığı çiçeği göstermiş. Annesi durumu hemen anlamış. Çiçeğe dokunup dokunmadığını sormuş. Dokundum cevabını alınca da tedirgin olmuş.
ASYA BEKTAŞ-BİTKİLERİN SAVAŞI
Bir sabah Asya dışarıya baktı. Her yer kapkaranlıktı. Her duvarlarla kaplıydı. Binalardan hiçbir şey görünmüyordu. Asya dışarıya çıkmaya kararlıydı. Çıkınca da bütün çiçekleri topladı. Menekşe, kor, gül… Bambu, bibo’yu çağırdı ve Asya’dan dışarıya çıkmak için izin aldı. Asya eline solucan çiçeği aldı. Bunu pisliğin ortasına yerleştirdiğimizde solucanlar harekete geçip etrafı şekillendiriyordu. Asya ve bitkileri dışarı çıkmıştı. Asya bitkileri çürümesin diye onları çantasına koydu. Asya simsiyah giyinmişti. Asya ortama uyum sağlamak için simsiyah giyinmişti. Asya, kralı yenmek için milyonlarca korumayı geçmek zorundaydı. Asya’nın bir planı vardı. Plan tehlike doluydu. Asya bitkileri çantasından çıkardı ve onların fotoğraflarını çekip, polise verdi. Polisler yanlış anlayıp, Asya’yı kadın hapishanesine attılar. Asya çantasındaki bitkileri çıkardığında onların solduğunu gördü. Solucanlar aklına geldi. Solucanlar bitkilerin canlanmasına neden olmuştur.
DENİZ DUMLUPINAR-SAAT
Bir yaz günü, bir ormanda tavus kuşları eğleniyorlarmış. Bir tek aralarında ZAZU yoktu. Gelmemişti. ZAZU aslında kendisini herkesten üstün görüyordu. ZAZU’ ya bu durumu herkes anlatmaya çalışıyordu ama o onları dinlemiyordu. ZAZU bir gün kendisini aynada görüp böbürlendiğinde bir ses duydu. Hemen dışarıya çıkıp baktığında tüm kuşların toplandığını gördü. ZAZU çok şaşırmıştı. Şimdi ne yapacaktı? Keşke geçmişe gidebilseydi! Her şeyi değiştirebilirdi ama artık çok geçti her şey bitmişti.
EFLİN ZEHRA DEMİR-PONÇİK KAYBOLDU
Bir yaz günü PONÇİK yine zıplıyordu. Zıplaya zıplaya şehre varmıştı. Şehre girerken çok mutluydu. Yavaş yavaş gezip hey yeri inceliyordu. O kadar insan vardı ki nereye gideceğine şaşırmıştı. Nereye gitse karşısına bir insan çıkıyor ve onu görmeden üzerine basacakken kenara kaçıyordu. Akşama kadar oraları gezdi ama karanlık olduğu için geri dönmeye karar verdi. Oralarda bir yer buldu buldu ve uyudu. Kalktığında uyuduğu yerde değildi. Bir barınağa gelmişti. Orada kimseyi tanımıyordu ve nereye geldiğini bilmiyordu. Bir köpek ona barınakta olduğunu söyledi. Acaba oradan kurtulabilecek miydi?
MEHMET EMİR İNİK-TİLKİNİN CEZASI
Bir gün bir ormanda bir yaz günü hayvanlar birliği toplanmış. Bu hayvanlar birliği çok huzurluymuş. Bu hayvanlardan tilki, aslan kralı çok kıskanırmış. Bundan kimsenin haberi yokmuş. Aslan Kral bir duyuru yapacağını tüm orman halkına duyurmuş. Aslanın yapacağı duyuru yeni kralın seçilmesiymiş. Aslan artık yaşlandığını ve yeni kralın mutlaka seçilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu duruma en fazla tilki sevinmişti. Tilki o kadar sevinmiş ki sevincinden ağlamaya başlamış. Yeni kral eski kralın oğlu imiş. Tilki, aslanın oğlunu seçmesini ise saflık olarak değerlendirmişti. Yıllar su gibi gelip geçmiş. Aslanın oğlu güçlü ve akıllı bir kral olmuş.
ALPEREN AKYOL-MİNYONLAR VE MUZLARIN SAVAŞI
Minyonlarla muzlar bir kapışma içindeydi. Ve işte beklenen o an gelmişti. Minyonlar yolda görünmüştü. Muzlarda gelmişti. Muzlar silahlarını çoktan ateşlemişti. Onlardan küçük muz robotlar çıkmıştı. Minyonların silahı ise topa koyulmuş gerçek minyonlardı. Muzlar güçsüzdü. Muzların, “BANANA POWERLAR” gücüne kimse karşı koyamazdı. Bütün burada BANANA POWER deyip arkadan da ordu geldi. Minyonlar destek çağırdı. Muzlar dedi ki: “Eller yukarı” Minyonlar ise destek çağırırken “MİNO MİNO MİNO” dediler. Muzlar muz at arabalarında geliyordu. Minyonlar neye uğradıklarına şaşırdılar. Minyonlar, Afrika’daki aç çocukları çağırmışlardı. Bakın orada muzlar var. Onları yiyebilirsiniz. Muzlar muz bombalarını gönderdiler. Etraf toz duman oldu. Ve savaşı muzlar kazandı.
YAĞMUR TİGİŞ- YAVRU ASLAN
Bir sonbahar günüydü. Bir ormanda küçük bir yavru aslan ve yavru aslanın annesi varmış. Yavru aslan annesine: -“Anne dışarı çıkabilir miyim?” Demiş. Annesi çıkmasına izin vermiş. Yavru aslanın bir planı varmış. Annesinin yarın doğum günüymüş. Yavru aslan annesine bir sürpriz yapmak istiyormuş. Bu yüzden dışarı çıkmış. Annesi için önce bir demet çiçek almış. Yavru aslanın aldığı çiçek meğerse zehirli imiş te onun bundan haberi yokmuş. Yavru aslan sabah annesine aldığı çiçeği göstermiş. Annesi durumu hemen anlamış. Çiçeğe dokunup dokunmadığını sormuş. Dokundum cevabını alınca da tedirgin olmuş.
ASYA BEKTAŞ-BİTKİLERİN SAVAŞI
Bir sabah Asya dışarıya baktı. Her yer kapkaranlıktı. Her duvarlarla kaplıydı. Binalardan hiçbir şey görünmüyordu. Asya dışarıya çıkmaya kararlıydı. Çıkınca da bütün çiçekleri topladı. Menekşe, kor, gül… Bambu, bibo’yu çağırdı ve Asya’dan dışarıya çıkmak için izin aldı. Asya eline solucan çiçeği aldı. Bunu pisliğin ortasına yerleştirdiğimizde solucanlar harekete geçip etrafı şekillendiriyordu. Asya ve bitkileri dışarı çıkmıştı. Asya bitkileri çürümesin diye onları çantasına koydu. Asya simsiyah giyinmişti. Asya ortama uyum sağlamak için simsiyah giyinmişti. Asya, kralı yenmek için milyonlarca korumayı geçmek zorundaydı. Asya’nın bir planı vardı. Plan tehlike doluydu. Asya bitkileri çantasından çıkardı ve onların fotoğraflarını çekip, polise verdi. Polisler yanlış anlayıp, Asya’yı kadın hapishanesine attılar. Asya çantasındaki bitkileri çıkardığında onların solduğunu gördü. Solucanlar aklına geldi. Solucanlar bitkilerin canlanmasına neden olmuştur.
DENİZ DUMLUPINAR-SAAT
Bir yaz günü, bir ormanda tavus kuşları eğleniyorlarmış. Bir tek aralarında ZAZU yoktu. Gelmemişti. ZAZU aslında kendisini herkesten üstün görüyordu. ZAZU’ ya bu durumu herkes anlatmaya çalışıyordu ama o onları dinlemiyordu. ZAZU bir gün kendisini aynada görüp böbürlendiğinde bir ses duydu. Hemen dışarıya çıkıp baktığında tüm kuşların toplandığını gördü. ZAZU çok şaşırmıştı. Şimdi ne yapacaktı? Keşke geçmişe gidebilseydi! Her şeyi değiştirebilirdi ama artık çok geçti her şey bitmişti.
EFLİN ZEHRA DEMİR-PONÇİK KAYBOLDU
Bir yaz günü PONÇİK yine zıplıyordu. Zıplaya zıplaya şehre varmıştı. Şehre girerken çok mutluydu. Yavaş yavaş gezip hey yeri inceliyordu. O kadar insan vardı ki nereye gideceğine şaşırmıştı. Nereye gitse karşısına bir insan çıkıyor ve onu görmeden üzerine basacakken kenara kaçıyordu. Akşama kadar oraları gezdi ama karanlık olduğu için geri dönmeye karar verdi. Oralarda bir yer buldu buldu ve uyudu. Kalktığında uyuduğu yerde değildi. Bir barınağa gelmişti. Orada kimseyi tanımıyordu ve nereye geldiğini bilmiyordu. Bir köpek ona barınakta olduğunu söyledi. Acaba oradan kurtulabilecek miydi?