
Bu hafta yine Remzi Saka Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri tarafından kaleme alınan hikâyeleri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.
ÇALIŞIRSAN BAŞARIRSIN
Bir gün Tekir adındaki bir kedi yine tavan arasındaki fareleri yakalıyormuş. Önce anne fareyi sonra çocuk fareyi en son dede fareyi yakalamış. Aylık fare yakalama yarışmasını yine kazanacağını çünkü çok başarılı olduğunu düşünüyormuş. Her zaman kendi kendine: -Ben çok başarılıyım. Çok iyi fare yakalarım. Herkes beni kıskanıyor. Diye böbürlenirmiş ve bunu arkadaşlarına hava atarak belirtirmiş. Bir gün arkadaşlarıyla buluştuğunda yine hava atmış. Arkadaşları artık dayanamayıp, Tekir’e: -Yeter Tekir her zaman sen kazanamazsın bazen de başkaları kazanır, demiş. Tekir bunu umursamayınca arkadaşları çok sinirlenmiş ve aralarından biri şöyle demiş: - O zaman biz çalışalım ve başaralım. Herkes onaylamış ve çok çalışmışlar. Tekir ise kendine çok güvendiğinden hiç çalışmamış. Yarışma günü geldiğinde arkadaşları kazanmış. Tekir arkadaşlarından özür dilemiş ve her zaman kazanamayacağını anlamış. Kaleme alan ELİF ASYA KIRKKİSELİ
ARABALARIN TOPLANTISI
Bir gün arabalar trafik kazalarını azaltmak için toplantı yapmaya karar verdiler. Toplantı günü gelip çattı. Neredeyse şehrin bütün arabaları toplantı salonundaydı. Toplantı başladı. Sarı bir araba kürsüye çıkıp konuşmaya başladı: - Arkadaşlar burada neden toplandığımızı biliyorsunuz. Trafik kazalarını azaltmak için benim bazı fikirlerim var. Bunun en kolay yolu trafik kurallarına uymak. Fakat görüyorum ki aramızda trafik kurallarına uymayalar var. İkinci olarak hız sınırını aşmamalıyız. Üçüncü olarak da yayaların bizlere yol vermesini bekliyoruz, oysaki bizim yayalara yol vermemiz gerekiyor. Teşekkür ederim diyerek kürsüden indi. Sarı arabadan sonra mavi bir araba kürsüye çıktı: -Arkadaşlar ben 3 gün önce yaşadığım bir olayı anlatmak isterim. 3 gün önce yolda gezerken trafikte çok dolu olan bir kamyon gördüm. Kamyonun kasasındaki kutular sallanıyordu. Kamyon kırmızı ışıkta birden durunca kasalardan biri benim üzerime düştü. Tabi ben o şokla ileri gittim ve az kalsın önümdeki anne ve çocuğa çarpacaktım. Çok korkmuştum. Şimdi kamyon arkadaşlarımıza sesleniyorum: Lütfen kasanızı çok doldurmayınız! Teşekkürler. O sırada hız yapmayı seven kırmızı araba söze atıldı: 11 -Bence kurallar bazen yok sayılabilir, dedi. Bunu duyan herkes kırmızı arabaya dönüp hayretle baktı. Siyah araba söz alarak kürsüye çıktı: -Evet, belki de haklısın dedi kırmızı arabaya. Çok eğlenceli ve heyecanlı olabilir. Fakat kazalarda insanların canları yanıyor ve sevdiklerini kaybedebiliyorlar. Bu durumdan biz de zarar görüyoruz. Sanırım bu duygu eğlenceden daha önemli. Hepimiz kurallara uyarsak kazalar azalır ve insanlarla mutlu bir şekilde yaşarız. Kırmızı arabada dâhil bütün arabalar siyah arabayı tekerlerini kaldırarak coşkuyla alkışladı. Kurallara uyma kararı alarak toplantıyı bitirdiler. Hepsi ortaklaşa karar ile trafiğe çıktılar. İnsanlar bu toplantıdan habersiz de olsa trafikte daha sakin ve gürültünün olmadığı bir şekilde arabalarını kullandılar. Böylece trafik kazaları azaldı. Daha mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşadılar. Kaleme alan BERİL LALOĞLU
KÖPEĞİN KISKANÇLIĞI
Bir gün karga ile kaplumbağa ormanda karşılaşıp arkadaş olmuşlar. Aynı ormanda yaşayan köpek ise onların arkadaşlığını kıskanmış. Zaman geçtikçe köpek onların arkadaşlığını daha çok kıskanmaya, karga ile kaplumbağa ise bu durumdan rahatsız olmaya başlamış. Sonunda kıskançlığın ne kadar kötü bir özellik olduğunu köpeğe öğretmek için bir oyun oynamaya karar vermişler. Köpeğin doğum günü yaklaştığı için ona bir doğum günü pastası hazırlamayı planlamışlar. Pastanın kremasını da köpeğe yaptırmayı düşünmüşler. Bunu yapmalarındaki amaç aslında beraberce güzel vakit geçirebileceklerini kıskanmanın gereksiz olduğunu göstermekmiş. Neyse köpek kremayı yapmayı kabul etmiş. Tabi pastanın kim için yapıldığını bilmediğinden yine bir kıskançlık sarmış içini. “Ben bu kremayı çok kötü yapayım da günlerini görsünler.” diye düşünmüş. Kremaya sarımsak tozu katmaya karar vermiş. Yalnız bunu yaparken de kötü planı anlaşılmasın diye kremayı o kadar güzel, o kadar güzel süslemiş, renklendirmiş ki karga ve kaplumbağa hayran kalmış görüntüye. 13 Parti zamanı gelip pastaya mumlar dikilince karga ve kaplumbağa büyük bir heyecanla köpeğe “Hadi üfle mumlarını bugün senin doğum günün. Kremayı bu kadar güzel yaptığın için onu sana veriyoruz. Lütfen tüm kremayı sen ye.” dediklerinde, köpek hem çok utanmış, hem de çok üzülmüş. “Nasıl böyle bir şey yaptım? Ben nasıl kıskandım?” diye çok pişman olmuş. Yaptığını arkadaşlarına itiraf ederek özür dilemiş ve bir daha kimseyi kıskanmayacağına söz vermiş. Ormana gelen her yeni arkadaşını sevgiyle kucaklayıp dostluk ve arkadaşlığın ne kadar önemli değerler olduğunu anlatarak huzurla yaşamış. Kaleme alan HİLAL AZRA ALANKA