
Türkiye, SEVR zilletini 100 yıl önce elleriyle parçaladı. 10 Ağustos 1920’de tarihimizin en büyük ayıplarından biri idi. Damat Ferit’in Sadrazam yani Başbakan olduğu dönemde Sevr’i Türkiye adına imzalayanlar üç kişiydi: O zamanlar “Meclis-i Ayân âzası” yani “senatör” olan Hâdi Paşa ile şair Rıza Tevfik ve Türkiye’nin İsviçre’deki ortaelçisi Reşad Halis Beylerdi.
“Ankara İstiklâl Mahkemesi, Sevr’in imzalanmasından bir buçuk ay sonra, 1920’nin 7 Ekim’inde andlaşmayı imzalayan bu üç kişiyi önce “vatana ihanet” gerekçesi ile gıyaplarında idama mahkûm etti, her üçü de daha sonra 150’likler listesine alınp vatandaşlıktan çıkartıldılar ve Türkiye’ye girişleri yasaklandı. Sevr’in imzalanmasından önce 22 Temmuz 1920’de Yıldız Sarayı’nda toplanan, başkanlığını bizzat Sultan Vahideddin’in yaptığı ve andlaşmanın imzalanıp imzalanmaması hususunu görüşen Saltanat Şûrâsı’nda andlaşmanın kabulü lehinde oy kullananlar da Lozan Andlaşması’ndan sonra şayet hâlâ görevde iseler vazifelerinden azledildiler ve emeklilik hakları da iptal edildi.” (Kaynak:Murat Bardakçı)
Millet bu çıkışa ne der?
Son günlerde FETÖ’ye adeta nefes olan siyasi açıklamaları duyuyorsunuz! İktidar uğruna da olsa hainlere kucak açma halini okurlarım belirlesinler.
Evet, Türkiye salgın nedeniyle ciddi olarak ekonomik sorunlar yaşadı, yaşıyor. FETÖ’nün efendisi çevrelerin ekonomik saldırıları ile sıkıntılar biraz artmış durumda. Hayat pahalılığı; evet var!
Ekonomik darlığı ve dövizdeki kur artışıyla gelen hayat pahalılığı elbette aşılacaktır.
Ancak bazı isimlerin kişisel hataları ve yanlışları, günahları adeta milletin gözüne sokulacak büyüklükteki kusurları kızgınlığa bir sebep olarak karşımıza çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi kişilik olarak Türkiye’nin son 70 yılına damga vuran bir isim.
Seçilenlerin yaptığı hatalar, yanlışlar bu zor günlerde Erdoğan’a karşı oluşturulmak istenen havada malzeme yapılıyor. Onun için herkes ayağını denk almalıdır.
Yalnızca seçilmişler mi? Çeşitli kamu kurumlarında görev alanlar, fırsatı kullanan sendikacılar, eğitimde at koşturan bazı sözde dini gruplarda var.
Kimsenin buna hakkı yok!
Türkiye, tarihinde görmediği büyük hizmetlere ulaşmış durumda. Evinden çıkan her bir fert ülkenin her yerine en konforlu yollardan ve keyifli yolculuklarla ulaşabiliyor. Ülkenin dört bir yanında köprüler, tüneller ağıyla örülü. 19 Şehir Hastanesi, en büyük salgında ülke insanının en çok müteşekkir kaldığı sağlık tesisleridir.
Türkiye, salgına rağmen büyük büyüme oranına ulaşan dinamiğe sahiptir. Savunma Sanayiinde gelinen nokta yabancıların övgüsüne sahiptir. Savunma Sanayi alanında ihraççı ülke noktasına gelmek geldiğimiz nokta açısından önemlidir.
Türkiye; Libya, Doğa Akdeniz, Irak, Suriye, Kafkaslar, Türkistan, Balkanlar coğrafyasında büyük bir oyunun içerisindedir. Kara Afrika’da en çok sevilen bayrak bizim gururumuz “Ay Yıldızlı Al Bayrağımızdır.
Unutmayın bu ufuklara Recep Tayyip Erdoğan ile ulaştık.
Biraz sabredin, güzel günler uzak değil!
“Ankara İstiklâl Mahkemesi, Sevr’in imzalanmasından bir buçuk ay sonra, 1920’nin 7 Ekim’inde andlaşmayı imzalayan bu üç kişiyi önce “vatana ihanet” gerekçesi ile gıyaplarında idama mahkûm etti, her üçü de daha sonra 150’likler listesine alınp vatandaşlıktan çıkartıldılar ve Türkiye’ye girişleri yasaklandı. Sevr’in imzalanmasından önce 22 Temmuz 1920’de Yıldız Sarayı’nda toplanan, başkanlığını bizzat Sultan Vahideddin’in yaptığı ve andlaşmanın imzalanıp imzalanmaması hususunu görüşen Saltanat Şûrâsı’nda andlaşmanın kabulü lehinde oy kullananlar da Lozan Andlaşması’ndan sonra şayet hâlâ görevde iseler vazifelerinden azledildiler ve emeklilik hakları da iptal edildi.” (Kaynak:Murat Bardakçı)
Millet bu çıkışa ne der?
Son günlerde FETÖ’ye adeta nefes olan siyasi açıklamaları duyuyorsunuz! İktidar uğruna da olsa hainlere kucak açma halini okurlarım belirlesinler.
Evet, Türkiye salgın nedeniyle ciddi olarak ekonomik sorunlar yaşadı, yaşıyor. FETÖ’nün efendisi çevrelerin ekonomik saldırıları ile sıkıntılar biraz artmış durumda. Hayat pahalılığı; evet var!
Ekonomik darlığı ve dövizdeki kur artışıyla gelen hayat pahalılığı elbette aşılacaktır.
Ancak bazı isimlerin kişisel hataları ve yanlışları, günahları adeta milletin gözüne sokulacak büyüklükteki kusurları kızgınlığa bir sebep olarak karşımıza çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi kişilik olarak Türkiye’nin son 70 yılına damga vuran bir isim.
Seçilenlerin yaptığı hatalar, yanlışlar bu zor günlerde Erdoğan’a karşı oluşturulmak istenen havada malzeme yapılıyor. Onun için herkes ayağını denk almalıdır.
Yalnızca seçilmişler mi? Çeşitli kamu kurumlarında görev alanlar, fırsatı kullanan sendikacılar, eğitimde at koşturan bazı sözde dini gruplarda var.
Kimsenin buna hakkı yok!
Türkiye, tarihinde görmediği büyük hizmetlere ulaşmış durumda. Evinden çıkan her bir fert ülkenin her yerine en konforlu yollardan ve keyifli yolculuklarla ulaşabiliyor. Ülkenin dört bir yanında köprüler, tüneller ağıyla örülü. 19 Şehir Hastanesi, en büyük salgında ülke insanının en çok müteşekkir kaldığı sağlık tesisleridir.
Türkiye, salgına rağmen büyük büyüme oranına ulaşan dinamiğe sahiptir. Savunma Sanayiinde gelinen nokta yabancıların övgüsüne sahiptir. Savunma Sanayi alanında ihraççı ülke noktasına gelmek geldiğimiz nokta açısından önemlidir.
Türkiye; Libya, Doğa Akdeniz, Irak, Suriye, Kafkaslar, Türkistan, Balkanlar coğrafyasında büyük bir oyunun içerisindedir. Kara Afrika’da en çok sevilen bayrak bizim gururumuz “Ay Yıldızlı Al Bayrağımızdır.
Unutmayın bu ufuklara Recep Tayyip Erdoğan ile ulaştık.
Biraz sabredin, güzel günler uzak değil!