
Önceki yazımda ifade ettiğim üzere; Türkiye düşük enflasyon ve büyüme bakımından iyi bir hız yakaladığı Süleyman Demirel iktidarı döneminde 12 Mar muhtırası ile rayından çıkarılmıştır. Askeri darbe ve muhtıralar marifetiyle iktidardan uzaklaştırılan partinin günahının ekonomik beceriksizlik veya kötü politika olmadığını anlamak durumundayız. Bütün mesele ABD’yi rahatsız eden bağımsız adım denemeleri olmuştur. Her adımda ülkede garip işler gerçekleşmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “askeri vesayet” veya “vesayet odakları” dediği unsurları ilk anda askeri, silahlı unsurlar olarak görebiliriz. Unutmayalım, yalnızca silahlı unsurlar değildir vesayet odakları. Bu odaklar bazen demokrasi arayışına çıkmış görünürler, kimi zaman bir kesimin azdırdığı terörü durdurmak için Türk milletinin yanındaymış gibi tavır takınırlar.
Türkiye’deki darbe muhtıraların ardından yapılan açıklamalarda sivil siyasetin ülkeyi getirdiği kötü durumdan söz edilir. Maalesef yönetime talip olan unsurlar, ülkeyi içerisinden çıkılmaz sorunlara gark ederler.
Gladyo’nun harekete geçmesi için bir sebebe ihtiyaç yok! Düğmeye basılması yeterlidir. Yani ülkeyi düşünen kesimlerin değil, aksine ülkeyi birilerinin egemenliğine teslim söz konusudur!
Geçmişe atıf yaparsak, “1951-1969 yılları arasındaki ilk bölümde enflasyon oranı yılda ortalama yüzde 7.2 ile oldukça düşük bir seviyede kalmıştır. Özellikle 1960’lı yıllarda enflasyon oranı ortalama yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Türkiye 1970’li yıllarla birlikte oldukça yüksek enflasyon oranlarıyla tanışmıştır. 1970-2003 yılları arasında enflasyon yılda ortalama yüzde 47.8 olarak gerçekleşmiştir. Özellikle 1990’lı yıllarda (1990-1999) enflasyon yılda ortalama yüzde 76.7 ile çok yüksek düzeylere erişmiştir. Nihayet 2000’li yıllarla birlikte Türkiye’de enflasyon tekrardan tek haneli rakamlara inmiştir. 2004-2015 yılları arasında ortalama enflasyon yılda ortalama yüzde 8.3 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 1951-1969 dönemindeki ortalama enflasyon oranı olan yüzde 7.2’ye oldukça yakın bir orandır. (Kaynak:Dergipakorg.tr)
Dünden bugüne ABD’nin Türkiye’yi yöneten, etkileyen adamları hep olmuştur. Bunlar askeri üniformalı, sanayici formunda olan, gazeteci, yargıç veya aydın tiplemeleriyle kisve giymişlerdir.
En etkili unsur ise “FETÖ”dür.
FETÖ organizasyonunun casus şebekesi, Gladyo olduğunu görmek gerekiyor!
Adnan Menderes’ten, Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller’e kadar siyasi liderlerin en büyük zorluğu işte bu gladyo olmuştur.
Gladyo askeri bir yapı mıdır?
Aslında GLADYO yalnızca askeri bir yapı değildir. Hatta bir anlamda en az askeri yapıdır diye düşünmek gerekiyor. Yapı içerisinde sanayici, işadamı, gazeteci, yazar, edebiyatçı, sinema sanatçısı, aktör, aktrist gibi sivil yapılarda vardır. Bunlar zaman içerisinde adeta bir klan haline dönüşmüştür. Birbirinden bağımsızmış gibi ancak birlikte hareket ederler.
Pazılı tamamlamak işleridir!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “askeri vesayet” veya “vesayet odakları” dediği unsurları ilk anda askeri, silahlı unsurlar olarak görebiliriz. Unutmayalım, yalnızca silahlı unsurlar değildir vesayet odakları. Bu odaklar bazen demokrasi arayışına çıkmış görünürler, kimi zaman bir kesimin azdırdığı terörü durdurmak için Türk milletinin yanındaymış gibi tavır takınırlar.
Türkiye’deki darbe muhtıraların ardından yapılan açıklamalarda sivil siyasetin ülkeyi getirdiği kötü durumdan söz edilir. Maalesef yönetime talip olan unsurlar, ülkeyi içerisinden çıkılmaz sorunlara gark ederler.
Gladyo’nun harekete geçmesi için bir sebebe ihtiyaç yok! Düğmeye basılması yeterlidir. Yani ülkeyi düşünen kesimlerin değil, aksine ülkeyi birilerinin egemenliğine teslim söz konusudur!
Geçmişe atıf yaparsak, “1951-1969 yılları arasındaki ilk bölümde enflasyon oranı yılda ortalama yüzde 7.2 ile oldukça düşük bir seviyede kalmıştır. Özellikle 1960’lı yıllarda enflasyon oranı ortalama yüzde 5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Türkiye 1970’li yıllarla birlikte oldukça yüksek enflasyon oranlarıyla tanışmıştır. 1970-2003 yılları arasında enflasyon yılda ortalama yüzde 47.8 olarak gerçekleşmiştir. Özellikle 1990’lı yıllarda (1990-1999) enflasyon yılda ortalama yüzde 76.7 ile çok yüksek düzeylere erişmiştir. Nihayet 2000’li yıllarla birlikte Türkiye’de enflasyon tekrardan tek haneli rakamlara inmiştir. 2004-2015 yılları arasında ortalama enflasyon yılda ortalama yüzde 8.3 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 1951-1969 dönemindeki ortalama enflasyon oranı olan yüzde 7.2’ye oldukça yakın bir orandır. (Kaynak:Dergipakorg.tr)
Dünden bugüne ABD’nin Türkiye’yi yöneten, etkileyen adamları hep olmuştur. Bunlar askeri üniformalı, sanayici formunda olan, gazeteci, yargıç veya aydın tiplemeleriyle kisve giymişlerdir.
En etkili unsur ise “FETÖ”dür.
FETÖ organizasyonunun casus şebekesi, Gladyo olduğunu görmek gerekiyor!
Adnan Menderes’ten, Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller’e kadar siyasi liderlerin en büyük zorluğu işte bu gladyo olmuştur.
Gladyo askeri bir yapı mıdır?
Aslında GLADYO yalnızca askeri bir yapı değildir. Hatta bir anlamda en az askeri yapıdır diye düşünmek gerekiyor. Yapı içerisinde sanayici, işadamı, gazeteci, yazar, edebiyatçı, sinema sanatçısı, aktör, aktrist gibi sivil yapılarda vardır. Bunlar zaman içerisinde adeta bir klan haline dönüşmüştür. Birbirinden bağımsızmış gibi ancak birlikte hareket ederler.
Pazılı tamamlamak işleridir!