
6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız acı depremin haftasında araştırmaya koyulduğum ve edindiğim kıymetli bilgileri 5 haftadır sizinle paylaşmaya devam ediyorum. Bu kapsamda tecrübelerden ders çıkarmayı, bir daha böyle acılar yaşamamak için neler yapmamız gerektiğini araştırdım. Japonya’yı ele alarak bu haftaya kadar onların rehber edindiği ilkelerin neler olduğunu ve bizlerin neler yapması gerektiği hakkında yol gösterici bilgileri size aktardım. Beşinci haftada geldiğimiz süreci özetlemek gerekirse, Japonya yaşanması mümkün ve muhtemel olan bir sonraki doğal afet için sahada yer alan birimler için bilgi paylaşımını kolaylaştırmayı hedeflemiş, temel sorumluluğu yerel yönetimlere verirken yerel yönetimlerin etkisiz kalabileceği olası durumlarda da merkezi yönetimin devreye girmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Japon devleti yerel yönetimlerin mali bütçesinin özellikle büyük şiddetteki doğal afetlerle baş etme kapasitesinin yeterli düzeyde olmadığını görünce , merkezi yönetimin devreye girmesi gerektiğini kararlaştırmıştır. Yine aynı zamanda doğal felaketten etkilenmiş olan bölgeler için vergi indirimi başta olmak üzere vergi teşvikleri gerçekleştirmiştir. Bunu amacı ise hiç şüphesiz yeniden yapılandırmayı hızlı bir şekilde yerine getirmektir. Bunlara ek olarak ülkenin tekrar toparlanamasının sağlanması amacıyla bu bölgelere katkı sağlamış olan gerek özel gerekse de tüzel kişilere bir takım avantaları bünyesinde barındıran vergi indirimleri tavsiye edilmiş, doğal afetlerden etkilenen bölgelerdeki nüfusun maliyetini paylaştırmak amaçlanmıştır Tüm bu gelişmeleri 24 Haziran 2011’de kabul edilen Yeniden Yapılanma Temel Yasası izlemiştir. Yeniden Yapılanma ile ilgili yapılan düzenlemeler ve çalışmalar yasal bir zemine oturtturulmuştur Yeniden Yapılanma Yasasını Şubat 2012’de kurulan Yeniden Yapılandırma Ajansı izlemiştir. Bu Ajansa Başbakan başkanlık etmektedir bu ajansın görevi ise eniden yapılanma ile ilgili politika ve tedbirlerini entegre bir şekilde teşvik etmek ve koordinasyonu sağlamaktır. Ajan, yeniden yapılanma kapsamında birçok kasaba ve şehir için bir takım tedbiler almıştır. Örneğin deniz duvarlarının inşa etmek, alçak arazileri yükseltmek ve insanların daha yüksek yerlere taşınmasının sağlanmak da dahil olmak üzere bir takım yeni projeler oluşturulmuştur. Yine Büyük Japonya Depremi sonrası Temel Kurtarma Planları oluşturulmuştur. Böylece öncelikle doğal afet sonrası ve yaşanan bu afetten en çok etkilenen üç vilayet için ayrı ayrı kurtarma planları oluşturulmuştur. Yerel yönetimlere de bu kapsamda bir takım sorumluluk verilmiş, afetten etkilenmiş olan belediyeler için kurtarma planları geliştirmiştir. Yine çok önemli ve altını özellikle çizilmesi gereken bir diğer konu ise Japonya’nın daha dayanıklı binalar inşa edilebilmesi amacıyla arazi kullanım planlamasına odaklanmış olmasıdır. Bu çalışma ile birlikte yeniden inşa bölgeleri belirlenmiştir. Yaşanmış olan acı felaketin ardından birçok belediye bir afet durumunda ne yapılaması gerektiği konusunda karşılıklı yardımlaşma ve iş birliği noktasında ortaklık anlaşmalarına imza atmışlardır. Dünyada doğal felaketlerle mücadelede noktasında akla gelen ilk ülke hiç şüphesiz Japonya’dır. Japonya’nın Büyük Doğu Japonya Depremi’nde edindinmiş olduğu tecrübeler, Ülkemiz gibi deprem kuşağında yer alan ve depremin yüz yıllardır kendini unutturmadığı bir ülke için oldukça değerlidir. Akılda tutulması gereken nokta deprem hiç şüphesiz bir doğa olayı olmakla birlikte aynı zamanda hukukun da konusudur..Yapılan düzenlemeler hukukçular ile birlikte yapılmalıdır.