
İlber Ortaylı hoca FETÖ için “itikadı ve çizgileri meçhul ve İslamiyet’le ilgili noktaları da muğlak bir cemaat” tarifini yapıyor. Haksızda sayılmaz, çünkü İslamiyet hakkı ve adaleti savunurken FETÖ milletin her şeyini çalmayı hak olarak görüyordu. Üniversite, Polis Okulları, Askeri Okullar, kurumlarda yükselme soruları dahildir buna.
Yalnızca sınavlarda soru çalmadılar, kurumlarda kendinden olmayanları tasfiye için kumpaslar hazırlamadılar. Sırlarını çaldılar efendi ABD’ye götürdüler. Milletin parasını çaldılar, öyle böyle değil milyarlarca lirayı Kalkınma Ajansları ve SODES aracılığıyla ceplerine indirdiler.
İlber Ortaylı hoca Hürriyet gazetesinde 15 Temmuz yazısında “15 Temmuz, hiçbir şekilde halkın oyuyla, seçimiyle hatta ekseriyetin katılımının baki olmadığı, itikadı ve çizgileri meçhul ve İslamiyet’le ilgi noktaları da muğlak bir cemaat tarafından tertiplenen bir harekettir. Bunların stratejilerinin maalesef bürokrasiye ama asıl korkuncu orduya sızmak olduğu anlaşılmaktadır. Bunda kısmen de muvaffak olmuşlardır ve asıl amaçlarının Türklerin Doğu Akdeniz’deki bahri hâkimiyetini önlemek olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan bir acemilik ve beceriksizlikle ki zaten çok zeki insanların dahil olduğu bir hareket değildir, sonuçlanan darbe teşebbüsü bu şekilde önlenmiştir.” Diyor.
Hainlerin sinsiliklerini Ortaylı hoca “Başlangıçta Türk halkının da aydınlarının da sempatisini kazandı çünkü sosyal hizmet görüyordu. Sovyetler Birliği’nin yıkımından sonra açıkta kalan ülkelerde, sosyalist sistemin yıkıldığı Balkanlarda maarif hizmetleri yapıyor gibi görünüyordu. Böyle bir harekete kimse karşı çıkmaz, hatta müspet bakar. Fakat sonradan anlaşıldı ki bunun amacı; ne oradaki Müslümanları ne de Türkleri ön planda eğitmekti. Doğrudan doğruya ülkenin seçkin sınıf gençlerini eğitmek ve oralara nüfuz etmekti.
Niye oralara nüfuz etmek istiyor? İşte orada hareketin bütün mantıki görünen yapısı yanında enaniyet, bencillik ve bentapıcılığı ortaya çıkıyor; bir amaca hizmet ediyor. Kendi dini inanışlarına, kendi yenidünya düzenlerini gerçekleştireceklerine inanıyorlar. Ancak bu noktada mantık dışı davranış başlıyor. Zaten meselenin çıkmaza girmesinin nedeni de budur. Balkanlarda; Kosova’daki, Arnavutluk’taki insanlar, bilhassa Türk azınlıklar, yine aynı şekilde Rusya’daki Müslümanlar ve Türk azınlıkların bu okullardan çok istifade edemedikleri, bunun daha ziyade yerel seçkinleri ele geçirerek, oralara yerleşmek olduğu anlaşıldı. (İlber Ortaylı)
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, 6 bin 632 mahrem imam tespit edildi. Bunların 4 bin 956’sı gözaltına alındı. 4 bin 376’sı tutuklu. 96’sı serbest bırakılırken, 486’sı ise mahkemelerin adli kontrol kararı ile bırakıldı.
Tespit edilenler arasında örgütün şemasında Türkiye imamı, Tayin ve İstişare Heyeti imamları, il imamları ve yardımcıları, ilçe imamları, Sağlık, Milli Eğitim yanında; Emniyet, MİT, yargı, asker, Mülkiye gibi kurumlarda görev yapan FETÖ’cülerin bağlı olduğu 5 bin 89 mahrem imam bulunuyor.
Devletin en önemli kurumlarında görev yapanların bağlı olduğu mahrem imamlardan 3 bin 901’i gözaltına alındı. 3 bin 525’i halen tutuklu.
Bu imamların tamamına yakını kamuoyunda zaman zaman “gariban öğretmenlerin tutuklandı” denilen işte o garibanlar. MİT, Emniyet, Mülkiye ve yargı gibi kritik görevlerdeki FETÖ’cülerin bağlı olduğu mahrem imamlardan başı çekenler, o “gariban” denilen öğretmenler.
Emniyet mahrem yapılanmasında görev yapan 4 bin 672 FETÖ mensubundan 4 bin 202’si öğretmen, 19’u polis, 53’ü akademisyen, 22’si doktor, 2’si din adamı, 137’si ise sivillerden oluşuyor.
Bu hain yapı için Millet İttifakı bileşenleri af getireceklermiş, görevlerine iade edeceklermiş! Şaka gibi değil mi?
Yalnızca sınavlarda soru çalmadılar, kurumlarda kendinden olmayanları tasfiye için kumpaslar hazırlamadılar. Sırlarını çaldılar efendi ABD’ye götürdüler. Milletin parasını çaldılar, öyle böyle değil milyarlarca lirayı Kalkınma Ajansları ve SODES aracılığıyla ceplerine indirdiler.
İlber Ortaylı hoca Hürriyet gazetesinde 15 Temmuz yazısında “15 Temmuz, hiçbir şekilde halkın oyuyla, seçimiyle hatta ekseriyetin katılımının baki olmadığı, itikadı ve çizgileri meçhul ve İslamiyet’le ilgi noktaları da muğlak bir cemaat tarafından tertiplenen bir harekettir. Bunların stratejilerinin maalesef bürokrasiye ama asıl korkuncu orduya sızmak olduğu anlaşılmaktadır. Bunda kısmen de muvaffak olmuşlardır ve asıl amaçlarının Türklerin Doğu Akdeniz’deki bahri hâkimiyetini önlemek olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan bir acemilik ve beceriksizlikle ki zaten çok zeki insanların dahil olduğu bir hareket değildir, sonuçlanan darbe teşebbüsü bu şekilde önlenmiştir.” Diyor.
Hainlerin sinsiliklerini Ortaylı hoca “Başlangıçta Türk halkının da aydınlarının da sempatisini kazandı çünkü sosyal hizmet görüyordu. Sovyetler Birliği’nin yıkımından sonra açıkta kalan ülkelerde, sosyalist sistemin yıkıldığı Balkanlarda maarif hizmetleri yapıyor gibi görünüyordu. Böyle bir harekete kimse karşı çıkmaz, hatta müspet bakar. Fakat sonradan anlaşıldı ki bunun amacı; ne oradaki Müslümanları ne de Türkleri ön planda eğitmekti. Doğrudan doğruya ülkenin seçkin sınıf gençlerini eğitmek ve oralara nüfuz etmekti.
Niye oralara nüfuz etmek istiyor? İşte orada hareketin bütün mantıki görünen yapısı yanında enaniyet, bencillik ve bentapıcılığı ortaya çıkıyor; bir amaca hizmet ediyor. Kendi dini inanışlarına, kendi yenidünya düzenlerini gerçekleştireceklerine inanıyorlar. Ancak bu noktada mantık dışı davranış başlıyor. Zaten meselenin çıkmaza girmesinin nedeni de budur. Balkanlarda; Kosova’daki, Arnavutluk’taki insanlar, bilhassa Türk azınlıklar, yine aynı şekilde Rusya’daki Müslümanlar ve Türk azınlıkların bu okullardan çok istifade edemedikleri, bunun daha ziyade yerel seçkinleri ele geçirerek, oralara yerleşmek olduğu anlaşıldı. (İlber Ortaylı)
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün rakamlarına göre, 6 bin 632 mahrem imam tespit edildi. Bunların 4 bin 956’sı gözaltına alındı. 4 bin 376’sı tutuklu. 96’sı serbest bırakılırken, 486’sı ise mahkemelerin adli kontrol kararı ile bırakıldı.
Tespit edilenler arasında örgütün şemasında Türkiye imamı, Tayin ve İstişare Heyeti imamları, il imamları ve yardımcıları, ilçe imamları, Sağlık, Milli Eğitim yanında; Emniyet, MİT, yargı, asker, Mülkiye gibi kurumlarda görev yapan FETÖ’cülerin bağlı olduğu 5 bin 89 mahrem imam bulunuyor.
Devletin en önemli kurumlarında görev yapanların bağlı olduğu mahrem imamlardan 3 bin 901’i gözaltına alındı. 3 bin 525’i halen tutuklu.
Bu imamların tamamına yakını kamuoyunda zaman zaman “gariban öğretmenlerin tutuklandı” denilen işte o garibanlar. MİT, Emniyet, Mülkiye ve yargı gibi kritik görevlerdeki FETÖ’cülerin bağlı olduğu mahrem imamlardan başı çekenler, o “gariban” denilen öğretmenler.
Emniyet mahrem yapılanmasında görev yapan 4 bin 672 FETÖ mensubundan 4 bin 202’si öğretmen, 19’u polis, 53’ü akademisyen, 22’si doktor, 2’si din adamı, 137’si ise sivillerden oluşuyor.
Bu hain yapı için Millet İttifakı bileşenleri af getireceklermiş, görevlerine iade edeceklermiş! Şaka gibi değil mi?