
İşte Erzurum’un o meşhur enişteleri!
Mülteciler ve Medya konulu toplantı için davetli olarak gittiğimiz Ankara’da güzel bir tesadüfü buluşma ve tanışmaya tanıklık ettim. Daha önce AK Partiden Erzurum Milletvekili seçilen ve halen Brüksel Büyükelçiliği görevinde bulunan Fazilet Dağcı Çığlık’ın eşi Muharrem Çığlık’ı tanıyordum. Muharrem enişte ile tanışıklığım, konuşukluğum da vardı ama bir süre önce evliler kervanına dahil olan tarihteki ikinci bayan milletvekilimiz Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi Ünsal Ban’ı hiç tanımıyordum.

Ünsal Ban’ın da bulunduğu akşam yemeği için Ankara’da davet edildiğimiz meşhur balıkçı Fevzi Hoca’da ilginçtir her iki enişteyi de birarada görme bahtiyarlığına eriştim. İşin garibi de her iki enişte de birbirini tanımıyordu ve ilk defa burada tanışıyordu. Bir defa ikisi de karşılarındakini kasmayan, gün görmüş, güleç, neşeli adamlar. Hoş, güzel, esprilerin havada uçuştuğu bir buluşmaydı. Geriye Erzurum basınında ilk defa iki bayan milletvekilimizin eşinin bulunduğu bu şirin fotoğraf kareleri kaldı.

Asırlık kaplıcaların tapusu yokmuş!
Bir yaşıma daha girdim!
Pasinler Belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin kaplıcaları yenilemesine şaşırdım mı hayır. Asıl kaplıcayı tadilattan geçirmese şaşırırdım. Çünkü yakın tarihte biliyorum ki seçilen her belediye başkanı işe kaplıcaları yenilemekle başlamıştır. Yaşar Demircioğlu, Bünyamin Ucun, Selami Teymur ve en son Ünsal Sertoğlu da işe başlarken kaplıcaları yenilemiştir. Zira Pasinler’in sembolüdür kaplıca. Özellikle Erzurumlular için de Pasinler kaplıcaları çok önemlidir. Ben gidememiştim, gazeteci arkadaşlarım gitmiş. Fotoğraflardan ve arkadaşlarımın konuşmalarından anladığım kadarıyla daha güzel bir çehreye kavuşmuş kaplıcalar. Başkana teşekkür ediyorum. Ancak gazeteci arkadaşlarımın kaplıca ziyaretlerinden yansıyan haberlerde bir detay çok dikkatimi çekti. Tarihi çok eskilere dayanan kaplıcaların tapusu yokmuş! Çok ilginç. Bu nasıl bir ihmaldir, akıl sır ermiyor. Hatırlarsınız mutlaka. Yıllar önce Aziziye kaplıcalarında ölümlü olay yaşanmıştı. Aziziye Belediyesi bu yüzden bayağı bir tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Allah’tan bugüne kadar Pasinler kaplıcalarında öyle bir ölümlü olay olmadı. Yoksa başlar çok büyük derde girerdi. Pasinler Belediyesi mevcut kaplıcalar için bir proje sunmuş da o zaman çıkmış bu tapu skandalı. Turizm Bakanlığı’na yapılan başvuru sonrasında biz gibi Dölekli de şok olmuş tabii ki de. Bu yüzden de Dölekli şimdi haklı olarak Sağlık Bakanlığı’na başvurmuş, o ruhsatın peşine düşmüş ki doğrusunu yapıyor.

Senaryoyu beğenmedi
Çukur’u reddetti!
MNG AVM’nin güvenlik görevlerinden Muammer Aslan, nev-i şahsına münhasır bir şahsiyettir. Sempatiktir. Çevresinde sevilir, sayılır. Fiziği ile dikkat çeken Muammer Aslan’a son zamanların fenoman dizilerinden Çukur’dan teklif gelmiş. Erzurum’da aldığı teklif üzerine İstanbul’a giden ve sete de uğrayan Aslan, ünlü olmaya bu kadar yakınken vazgeçmiş oynamaktan. Aslan ile konuştum, ‘’Açıkçası ilk başlarda heveslenmiştim. Oynamak için can atıyordum. Ama senaryoyu gördükten sonra bu kararımdan vazgeçtim. Kötü karakter olarak o şekilde ünlü olacağıma böyle kalmam daha iyi olur diye düşündüm ve Çukur’da oynamayı reddettim’’ dedi.

Masörün fobisi!
Samih Kemal Yurtçu. Her tanıyan gibi biz de ona yılardır niyeyse Erdal deriz. Erzurumspor’un efsane olmuş masörlerindendir. Çoğu kulüplerin yöneticileri de Erdal’ı bilir, tanırlar. Yıllarını futbola, futbolcu sağlığına veren Erdal’ın futbol dünyasında çok ilginç bir özelliği var, uçağa binmez. İlginçtir, onu o kadar tanımamıza rağmen ben de bu özelliğini yeni farkettim. O da geçtiğimiz Perşembe gün oldu. Ankara’ya giderken aynı uçakta Eskişehir maçına gitmek için BB Erzurumspor kafilesi vardı. İşte tam da o an kafilede göremeyince öğrendim Erdal’ın uçak korkusunu. O meğer aynı saatlerde kulüp otobüsüyle Eskişehir’e hareket ediyormuş. Her zaman da öyle yapıyormuş. Kafile hep uçakla giderken deplasmana o otobüsle gidermiş. ‘’Oldum olası böyledir. Bende panikatak var. O kadar tedavi oldum, ilaç kullandım ama bir türlü kurtulamadım. Yolculuklarımı hep karada yaparım. Bir-iki defa ilaçla uyuttular da binebildim. Ama o da soruna çözüm olmadı. Bazen indiğimiz havaalanında uyanamıyor, kollarına alıyorlardı, kötü görüntüler oluyordu. Gerek yok o işlere. Kaldı ki buna da alıştım şimdi, sıkıntı da duymuyorum’’ diye konuştu.

DT düşünsün artık!
Bugüne kadar DT oyunları da dahil Erzurum’da çok oyun seyrettim ve çok başarılı oyunculara, oyunculuklara tanık oldum. Son yıllarda dikkatimi çeken bir oyuncu var ki, bu altı kalın çizgiler ile çizilmesi gereken çok özel biri. Adı Şeyma İdman. Kendisi aslında harita mühendisi. Hem de Orman Bölge Müdürlüğü’nde çalışan bir kamu personeli. Evet, evet. Başarılı oyunculuğundan sözettiğim kişi bir haritacı. Ama sanki yılların tiyatrocusu gibi. O kadar güzel oynuyor ki sahne tozunu almış bir Devlet Tiyatrosu oyuncusundan farksız. Eser Dursun’un yapımcılığını yaptığı, sevgili Ziya Kibar’ın yönettiği Nürnberg Yumurtası oyununda seyrettim Şeyma İdman’ı en son. Daha önce de aynı İbrahim Erkal sahnesinde Bay Hiç’de seyretmişliğim olmuştu. İnanılmaz başarılı. Belki biraz geç oldu ama onu illa anlatmak lazım diye düşünüyorum, şimdi tebrik etmek istiyorum. Tiyatronun içinden gelmiyor olmasına rağmen bu kadar güzel oyun sergileyen Şeyma İdman’ı daha çok sahnede görmek istediğimizi söylüyor ve DT yönetimine şu mesajı iletmek istiyorum: Kaçırdığınız balık büyük olmuş. Çok şey kaçırmışsınız, çook!

Trafikteyken kimseye kızmaya hakkınız yok. Çünkü!
Evet, çünkü biliyorum ki Erzurum’da giderek herkes birbirine benziyor. Özellikle trafikte. Eğitimlisini de, eğitimsizini de trafikte aynı görüyorum. Defalarca da gözlemlemişimdir. Ve en çok da yol verme konusunda. Hemen hemen herkes bu konuda bencilleşmeye başladı. Herkes yol önceliği kendisinde olsun istiyor. ‘’Hele ben bir geçeyim de öbürü ne yapıyorsa yapsın’’ düşüncesinde. Diyelim biri daha müşkül durumda ve ona yol verilmesi gerekiyor. Yol verilmediğinde kızıyor. Ama aynı kızan kişi az sonra bir başka trafiğin yoğun olduğu bir alanda az önce kızdığı adamın yaptığını yapıyor. Sadece bu konuda mı benzerlikler var. Yok tabii. Telefon elde araç kullanılıyor, emniyet kemeri kullanılıyor, yaya önceliğine çok mecbur kalınmadıkça itibar edilmiyor. Daha sigara içilmesini saymıyorum bile.. Evet, evet. Bu konuda eminim ve son kararım. Erzurum’da trafikte herkes giderek birbirine benzemeye başladı ve yok artık kimsenin kimseden farkı.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Madem sevmiyorsun, o zaman sahip çık gözlerine. Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime. (Cemal Süreyya)
DUVARIN DİLİ: Tipi Tarlabaşı, egosu Nişantaşı!
Mülteciler ve Medya konulu toplantı için davetli olarak gittiğimiz Ankara’da güzel bir tesadüfü buluşma ve tanışmaya tanıklık ettim. Daha önce AK Partiden Erzurum Milletvekili seçilen ve halen Brüksel Büyükelçiliği görevinde bulunan Fazilet Dağcı Çığlık’ın eşi Muharrem Çığlık’ı tanıyordum. Muharrem enişte ile tanışıklığım, konuşukluğum da vardı ama bir süre önce evliler kervanına dahil olan tarihteki ikinci bayan milletvekilimiz Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi Ünsal Ban’ı hiç tanımıyordum.

Ünsal Ban’ın da bulunduğu akşam yemeği için Ankara’da davet edildiğimiz meşhur balıkçı Fevzi Hoca’da ilginçtir her iki enişteyi de birarada görme bahtiyarlığına eriştim. İşin garibi de her iki enişte de birbirini tanımıyordu ve ilk defa burada tanışıyordu. Bir defa ikisi de karşılarındakini kasmayan, gün görmüş, güleç, neşeli adamlar. Hoş, güzel, esprilerin havada uçuştuğu bir buluşmaydı. Geriye Erzurum basınında ilk defa iki bayan milletvekilimizin eşinin bulunduğu bu şirin fotoğraf kareleri kaldı.

Asırlık kaplıcaların tapusu yokmuş!
Bir yaşıma daha girdim!
Pasinler Belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin kaplıcaları yenilemesine şaşırdım mı hayır. Asıl kaplıcayı tadilattan geçirmese şaşırırdım. Çünkü yakın tarihte biliyorum ki seçilen her belediye başkanı işe kaplıcaları yenilemekle başlamıştır. Yaşar Demircioğlu, Bünyamin Ucun, Selami Teymur ve en son Ünsal Sertoğlu da işe başlarken kaplıcaları yenilemiştir. Zira Pasinler’in sembolüdür kaplıca. Özellikle Erzurumlular için de Pasinler kaplıcaları çok önemlidir. Ben gidememiştim, gazeteci arkadaşlarım gitmiş. Fotoğraflardan ve arkadaşlarımın konuşmalarından anladığım kadarıyla daha güzel bir çehreye kavuşmuş kaplıcalar. Başkana teşekkür ediyorum. Ancak gazeteci arkadaşlarımın kaplıca ziyaretlerinden yansıyan haberlerde bir detay çok dikkatimi çekti. Tarihi çok eskilere dayanan kaplıcaların tapusu yokmuş! Çok ilginç. Bu nasıl bir ihmaldir, akıl sır ermiyor. Hatırlarsınız mutlaka. Yıllar önce Aziziye kaplıcalarında ölümlü olay yaşanmıştı. Aziziye Belediyesi bu yüzden bayağı bir tazminat ödemek zorunda kalmıştı. Allah’tan bugüne kadar Pasinler kaplıcalarında öyle bir ölümlü olay olmadı. Yoksa başlar çok büyük derde girerdi. Pasinler Belediyesi mevcut kaplıcalar için bir proje sunmuş da o zaman çıkmış bu tapu skandalı. Turizm Bakanlığı’na yapılan başvuru sonrasında biz gibi Dölekli de şok olmuş tabii ki de. Bu yüzden de Dölekli şimdi haklı olarak Sağlık Bakanlığı’na başvurmuş, o ruhsatın peşine düşmüş ki doğrusunu yapıyor.

Senaryoyu beğenmedi
Çukur’u reddetti!
MNG AVM’nin güvenlik görevlerinden Muammer Aslan, nev-i şahsına münhasır bir şahsiyettir. Sempatiktir. Çevresinde sevilir, sayılır. Fiziği ile dikkat çeken Muammer Aslan’a son zamanların fenoman dizilerinden Çukur’dan teklif gelmiş. Erzurum’da aldığı teklif üzerine İstanbul’a giden ve sete de uğrayan Aslan, ünlü olmaya bu kadar yakınken vazgeçmiş oynamaktan. Aslan ile konuştum, ‘’Açıkçası ilk başlarda heveslenmiştim. Oynamak için can atıyordum. Ama senaryoyu gördükten sonra bu kararımdan vazgeçtim. Kötü karakter olarak o şekilde ünlü olacağıma böyle kalmam daha iyi olur diye düşündüm ve Çukur’da oynamayı reddettim’’ dedi.

Masörün fobisi!
Samih Kemal Yurtçu. Her tanıyan gibi biz de ona yılardır niyeyse Erdal deriz. Erzurumspor’un efsane olmuş masörlerindendir. Çoğu kulüplerin yöneticileri de Erdal’ı bilir, tanırlar. Yıllarını futbola, futbolcu sağlığına veren Erdal’ın futbol dünyasında çok ilginç bir özelliği var, uçağa binmez. İlginçtir, onu o kadar tanımamıza rağmen ben de bu özelliğini yeni farkettim. O da geçtiğimiz Perşembe gün oldu. Ankara’ya giderken aynı uçakta Eskişehir maçına gitmek için BB Erzurumspor kafilesi vardı. İşte tam da o an kafilede göremeyince öğrendim Erdal’ın uçak korkusunu. O meğer aynı saatlerde kulüp otobüsüyle Eskişehir’e hareket ediyormuş. Her zaman da öyle yapıyormuş. Kafile hep uçakla giderken deplasmana o otobüsle gidermiş. ‘’Oldum olası böyledir. Bende panikatak var. O kadar tedavi oldum, ilaç kullandım ama bir türlü kurtulamadım. Yolculuklarımı hep karada yaparım. Bir-iki defa ilaçla uyuttular da binebildim. Ama o da soruna çözüm olmadı. Bazen indiğimiz havaalanında uyanamıyor, kollarına alıyorlardı, kötü görüntüler oluyordu. Gerek yok o işlere. Kaldı ki buna da alıştım şimdi, sıkıntı da duymuyorum’’ diye konuştu.


Bugüne kadar DT oyunları da dahil Erzurum’da çok oyun seyrettim ve çok başarılı oyunculara, oyunculuklara tanık oldum. Son yıllarda dikkatimi çeken bir oyuncu var ki, bu altı kalın çizgiler ile çizilmesi gereken çok özel biri. Adı Şeyma İdman. Kendisi aslında harita mühendisi. Hem de Orman Bölge Müdürlüğü’nde çalışan bir kamu personeli. Evet, evet. Başarılı oyunculuğundan sözettiğim kişi bir haritacı. Ama sanki yılların tiyatrocusu gibi. O kadar güzel oynuyor ki sahne tozunu almış bir Devlet Tiyatrosu oyuncusundan farksız. Eser Dursun’un yapımcılığını yaptığı, sevgili Ziya Kibar’ın yönettiği Nürnberg Yumurtası oyununda seyrettim Şeyma İdman’ı en son. Daha önce de aynı İbrahim Erkal sahnesinde Bay Hiç’de seyretmişliğim olmuştu. İnanılmaz başarılı. Belki biraz geç oldu ama onu illa anlatmak lazım diye düşünüyorum, şimdi tebrik etmek istiyorum. Tiyatronun içinden gelmiyor olmasına rağmen bu kadar güzel oyun sergileyen Şeyma İdman’ı daha çok sahnede görmek istediğimizi söylüyor ve DT yönetimine şu mesajı iletmek istiyorum: Kaçırdığınız balık büyük olmuş. Çok şey kaçırmışsınız, çook!

Trafikteyken kimseye kızmaya hakkınız yok. Çünkü!
Evet, çünkü biliyorum ki Erzurum’da giderek herkes birbirine benziyor. Özellikle trafikte. Eğitimlisini de, eğitimsizini de trafikte aynı görüyorum. Defalarca da gözlemlemişimdir. Ve en çok da yol verme konusunda. Hemen hemen herkes bu konuda bencilleşmeye başladı. Herkes yol önceliği kendisinde olsun istiyor. ‘’Hele ben bir geçeyim de öbürü ne yapıyorsa yapsın’’ düşüncesinde. Diyelim biri daha müşkül durumda ve ona yol verilmesi gerekiyor. Yol verilmediğinde kızıyor. Ama aynı kızan kişi az sonra bir başka trafiğin yoğun olduğu bir alanda az önce kızdığı adamın yaptığını yapıyor. Sadece bu konuda mı benzerlikler var. Yok tabii. Telefon elde araç kullanılıyor, emniyet kemeri kullanılıyor, yaya önceliğine çok mecbur kalınmadıkça itibar edilmiyor. Daha sigara içilmesini saymıyorum bile.. Evet, evet. Bu konuda eminim ve son kararım. Erzurum’da trafikte herkes giderek birbirine benzemeye başladı ve yok artık kimsenin kimseden farkı.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Madem sevmiyorsun, o zaman sahip çık gözlerine. Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime. (Cemal Süreyya)
DUVARIN DİLİ: Tipi Tarlabaşı, egosu Nişantaşı!