
Kağıt üzerinde değil, gerçekten ‘mert’miş!
Türk futboluna damgasını vuran oyunculardan biri de kuşkusuz Mert Nobre’dir. Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi büyük takımlarda top koşturmuş olan o Nobre , iki sezondur Erzurum’da futbol hayatını sürdürüyor. Sempatik hareketleri ve saha içindeki çalışkanlığı karşısında taraftarların ‘Dadaş Nobre’ diye çağırdığı Brezilya asıllı oyuncu, geçen yıla oranla bu yıl pek tat alamıyor, tat veremiyor. Bunda elbette ki sakatlığı ve sonradan oyuna girişleri etken. Ama herkes de biliyor ki Nobreli bir BB Erzurumspor her zaman tehlike arzediyor. Bugün olmasa da yarın illa ki ilk onbirde oynadığında eski formunu yakalayacak, yine gollerini atacaktır. Erzurum’a transferine ilk günden beri hep sıcak bakan ben, bu değerli oyuncunun maliyetini de öğrendiğimde ona hayranlığımın daha da arttığını söylemeliyim. Geçen yıl yarısını ‘MNG’nin ödemesi koşulu’ ile 500 bin EURO’ya anlaşma sağlanan Nobre, bu sezon başında mertlik yapmış, yönetimin yeniden anlaşma yaklaşımını da göz ardı etmeyerek 300 bin EURO’ya imza atmış. Belki 37 yaşındaki bir oyuncu için bu paranın da yüksek olduğunu düşünenler olur ama taktir edersiniz ki sözkonusu isim de Nobre! Her takım illa ki Nobre’ye sahip olmak ister ve o parayı gözü kapalı da veren çok kulüp olur. O açıdan Mert Nobre adı gibi mert çıktı, gönlümüze girdi, alkışlar ona gelsin!
--
Artık iletişim zamanı!
İletişim Fakültesi Erzurum’da kurulduğunda biz sahadakiler buna çok sevinmiştik. Hepimiz de bu sayede ‘Doğu’nun Babıali’si olarak gösterilen Erzurum’da ‘basın yayın hayatına kalite gelir’ diye düşünmüş, bayağı da bir sevinmiş, heyecanlanmıştık. Ne var ki, geçen süre zarfında o hevesimiz kursağımızda kaldı! Onca mezun vermesine, aradan yıllar geçmesine rağmen ne İletişim Fakültesi Erzurum’da ki basınla bir ara yaptı, ne de basın onlarla.. İki taraf da bir türlü biraraya gelmedi, tabiri caizse adeta ‘düşman kardeş’ oldular birbirlerine. Tam bir kopukluk vardı ve bu hep de devam etti, bugüne gelindi. Sanıyorum Prof.Dr. Naci İspir’in bu dekanlığı döneminde eskiye sünger çekileceği yeni bir dönem başlıyor. Konuda ilk ciddi ve samimi adımlar da atılmaya başlandı gibi . En azından kendi adıma söylüyorum. Bu yöndeki haberi ilk ağızdan, dekan yardımcısı sevgili Doç.Dr.Besim Yıldırım’dan duydum, daha da mutlu oldum. Odasında görüştüğüm Besim hoca, ‘’Bugüne kadar ne Erzurum’da ki gazeteciler İletişim Fakültesi’ne bir sıcak bakamadı, ne de yerel gazeteciler bu fakülteye. Kabul etek gerekirse bu konuda iki taraf da hatalı ve yanlış yoldaydı. Artık her iki taraf da eteklerindeki taşları dökecek ve bundan sonra biraraya gelecek. Artık kaybedecek zamanımız da kalmadı. Bundan sonra daha çok birliktelik, daha çok ortak çalışma’’ dedi, ‘arada ne var?’’ diye sordu. Süper bir gelişme, dilerim bunlar lafta kalmaz ve o birleşme olduğunda bundan yararlanacak olan Erzurum olur!
--
Sevimli’nin canı bir şeylere sıkkın!
Hemen hemen bilmeyen yoktur. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof.Dr.Serdar Sevimli, tıp dünyasının yükselen değerlerinden biridir. Sadece hastalarına değil, çevresindeki görüştüğü herkeste pozitif enerji vermesiyle tanınır. Rektör adayı da olan Prof.Dr.Serdar Sevimli, gerek alanındaki başarılı çalışmaları ve gerekse insanlarla kurduğu iletişimle Erzurum’da dostu çok olan da bir adamdır. Bilhassa facebook hesabından yaptığı paylaşımları ile binlerce beğeni alıyor olması bile, onun ne kadar sevildiğini de ortaya koyuyor. Zaman zaman Erzurum’dan ayrılacağına dair haberler duyarız ve bu da özellikle sosyal medyada sıklıkla dile getirilir. Geçen hafta yine Erzurum’da Prof.Dr.Sevimli ile ilgili haberler çıktı, genç hocaya sahip çıkılması çağrısında bulunuldu. Sanırım bu üçtür oluyor. Yine benzer paylaşımlar yapıldı, adı gibi sempatik hocanın yanında pozisyon alındı. Tıpkı önceki zamanlarda olduğu gibi gündemin adı yine Sevimli olmuştu. Farklı kesimlerden binler, ‘’Ona sahip çıkalım’’ mesajı verdi, durdular. Hatta Sevimli’nin gideceği yönündeki haberlere AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz de müdahil olmuş, bu konuda Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Çomaklı ile görüşme yapmış, açık bir dille Sevimli’ye sahip çıkılması gerektiği mesajını vermişti.
***
Peki, bu kadar çok sevileni olan ve sürekli gündeme gelen Serdar Sevimli bu gelişmeler karşısında ne diyor? Facebook hesabından bir duyuruda bulunan Sevimli, il dışında olduğu bir zamanda bu tür bir yayın daha yapıldığını, bilgisi haricinde paylaşımlar yapıldığını belirtirken, kendisine gösterilen ilgiden dolayı herkese teşekkür etti ve görevinin başında olduğunu, bir yere de gitmediğini söylemeyi ihmal etmedi. Onca iş yoğunluğunu yakından bildiğimden çekine çekine de olsa dün sabah Prof.Dr.Serdar Sevimli hocamı telefonla aradım, biraz laflayalım istedim. . Gerçekten bir rahatsızlığı var mı, gitmeyi düşünüyor mu, ilk ağızdan, bizzat kendinden öğrenmek istedim. Yine her zamanki gibi samimi, yine her zamanki gibi candan.. Hal, hatırdan sonra direkt konuya giriyorum. Özellikle zaman zaman bazı sorunlar yaşadığını söyledi ancak geleceği ile ilgili herhangi bir karar almadığını belirtti. Sevimli hocanın, iki defa bu sorunların ne olduğunu sorduğumda ‘kronik’ ifadesini kullanmasını anlamlı bulduğumu söylemeliyim. Anladım ki anlatacakları çok var ve an bu an değil. Erzurum deyimiyle, görüyorum ki ağzı dolu! Hafta içinde bir yerde buluşmak üzere sözleştik, sanırım orada biraz daha durumu net görürüm ve onu da sizlerle paylaşırım artık..
--
O cıvık görüntü kalkıyor!
Büyükşehir Belediyesinin kale etrafında çevre düzenlemesi yaptığı yerde kondurduğu çocuk oyun alanı, bereket versin ki geçiciymiş! Estetik kaygı taşıyan vatandaşlar tarafından ‘cıvık’ renklerden oluşan plastik malzemelerin kullanıldığı çocuk oyun parkından duyulan rahatsızlık, Büyükşehir Belediyesi’nin de dikkatini çekmiş olacak ki hatadan dönme kararı alındı. Önceki gün görüştüğüm Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, mevcut kurulu oyun alanının geçici olduğunu söyledi. Oyun alanındaki malzemelerden kendisinin de rahatsızlık duyduğunu ifade eden Tavlaşoğlu, plastik malzeme yerine bölgedeki tarihi dokuya uygun ahşap malzemelerin kullanılacağını belirtti, ‘’Bu alanda bir çocuk oyun alanına ihtiyaç vardı. Vatandaşların bu konuda talepleri olmuştu. Ama mevcut görüntünün hoş olmadığını hepimiz görüyoruz. En kısa zamanda oraya yakışan bir çocuk oyun alanı oluşturacak ve haklı serzenişlerin de önüne geçmiş olacağız’’ dedi..
--
Iğdır minaresi!
Geçtiğimiz hafta vefat eden ‘Cigerim Fuat’ lakaplı Fuat Elaldı ağabeyi yakından tanıyanlar onun ne renkli olduğunu bilirler. O anlatılmaz, yaşanırdı adeta! Bulunduğu her ortamda sözünü dinleten ve kendine has üslubuyla etrafına neşe saçan Fuat ağabey ilginç tanım ve benzetmeleriyle de meşhurdu. Onunla en son görüşmemde Adnan Polat’ı ‘kaynata’ya, BB Erzurumspor’u da ‘gelin’e benzetmişti. Saim Özakalın zamanında bir maçı izlemeye gelen Polat’ın izlediği o BB Erzurumspor o gün çok kötü futbol oynamıştı ve Fuat ağabey de, ‘’Ola gardaş, kaynataya bele çirkin bir gelin gösterilir mi?’’ demişti, ben de bunu yazı konusu yapmıştım. Aynı Fuat ağabey, yıllar önce de bizim Pusula’dan Onur Sağsöz’ü bir maç öncesi halı sahada onunla tanıştırırken uzun boyuna atıfta bulunarak ‘ığdır minaresi’demişti ve bu benzetmeye çok gülmüştük. Onur’u da her gördüğümüzde ‘Iğdır minaresi’ diye takılmışızdır. İşte dün Onur’la onu ve o günü konuştuk, Fuat ağabeyiye rahmet yolladık..
--
SEVDİĞİM ‘BABA’ SÖZLER: Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de.. (Sunay Akın)
Türk futboluna damgasını vuran oyunculardan biri de kuşkusuz Mert Nobre’dir. Beşiktaş ve Fenerbahçe gibi büyük takımlarda top koşturmuş olan o Nobre , iki sezondur Erzurum’da futbol hayatını sürdürüyor. Sempatik hareketleri ve saha içindeki çalışkanlığı karşısında taraftarların ‘Dadaş Nobre’ diye çağırdığı Brezilya asıllı oyuncu, geçen yıla oranla bu yıl pek tat alamıyor, tat veremiyor. Bunda elbette ki sakatlığı ve sonradan oyuna girişleri etken. Ama herkes de biliyor ki Nobreli bir BB Erzurumspor her zaman tehlike arzediyor. Bugün olmasa da yarın illa ki ilk onbirde oynadığında eski formunu yakalayacak, yine gollerini atacaktır. Erzurum’a transferine ilk günden beri hep sıcak bakan ben, bu değerli oyuncunun maliyetini de öğrendiğimde ona hayranlığımın daha da arttığını söylemeliyim. Geçen yıl yarısını ‘MNG’nin ödemesi koşulu’ ile 500 bin EURO’ya anlaşma sağlanan Nobre, bu sezon başında mertlik yapmış, yönetimin yeniden anlaşma yaklaşımını da göz ardı etmeyerek 300 bin EURO’ya imza atmış. Belki 37 yaşındaki bir oyuncu için bu paranın da yüksek olduğunu düşünenler olur ama taktir edersiniz ki sözkonusu isim de Nobre! Her takım illa ki Nobre’ye sahip olmak ister ve o parayı gözü kapalı da veren çok kulüp olur. O açıdan Mert Nobre adı gibi mert çıktı, gönlümüze girdi, alkışlar ona gelsin!
--

İletişim Fakültesi Erzurum’da kurulduğunda biz sahadakiler buna çok sevinmiştik. Hepimiz de bu sayede ‘Doğu’nun Babıali’si olarak gösterilen Erzurum’da ‘basın yayın hayatına kalite gelir’ diye düşünmüş, bayağı da bir sevinmiş, heyecanlanmıştık. Ne var ki, geçen süre zarfında o hevesimiz kursağımızda kaldı! Onca mezun vermesine, aradan yıllar geçmesine rağmen ne İletişim Fakültesi Erzurum’da ki basınla bir ara yaptı, ne de basın onlarla.. İki taraf da bir türlü biraraya gelmedi, tabiri caizse adeta ‘düşman kardeş’ oldular birbirlerine. Tam bir kopukluk vardı ve bu hep de devam etti, bugüne gelindi. Sanıyorum Prof.Dr. Naci İspir’in bu dekanlığı döneminde eskiye sünger çekileceği yeni bir dönem başlıyor. Konuda ilk ciddi ve samimi adımlar da atılmaya başlandı gibi . En azından kendi adıma söylüyorum. Bu yöndeki haberi ilk ağızdan, dekan yardımcısı sevgili Doç.Dr.Besim Yıldırım’dan duydum, daha da mutlu oldum. Odasında görüştüğüm Besim hoca, ‘’Bugüne kadar ne Erzurum’da ki gazeteciler İletişim Fakültesi’ne bir sıcak bakamadı, ne de yerel gazeteciler bu fakülteye. Kabul etek gerekirse bu konuda iki taraf da hatalı ve yanlış yoldaydı. Artık her iki taraf da eteklerindeki taşları dökecek ve bundan sonra biraraya gelecek. Artık kaybedecek zamanımız da kalmadı. Bundan sonra daha çok birliktelik, daha çok ortak çalışma’’ dedi, ‘arada ne var?’’ diye sordu. Süper bir gelişme, dilerim bunlar lafta kalmaz ve o birleşme olduğunda bundan yararlanacak olan Erzurum olur!
--

Hemen hemen bilmeyen yoktur. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof.Dr.Serdar Sevimli, tıp dünyasının yükselen değerlerinden biridir. Sadece hastalarına değil, çevresindeki görüştüğü herkeste pozitif enerji vermesiyle tanınır. Rektör adayı da olan Prof.Dr.Serdar Sevimli, gerek alanındaki başarılı çalışmaları ve gerekse insanlarla kurduğu iletişimle Erzurum’da dostu çok olan da bir adamdır. Bilhassa facebook hesabından yaptığı paylaşımları ile binlerce beğeni alıyor olması bile, onun ne kadar sevildiğini de ortaya koyuyor. Zaman zaman Erzurum’dan ayrılacağına dair haberler duyarız ve bu da özellikle sosyal medyada sıklıkla dile getirilir. Geçen hafta yine Erzurum’da Prof.Dr.Sevimli ile ilgili haberler çıktı, genç hocaya sahip çıkılması çağrısında bulunuldu. Sanırım bu üçtür oluyor. Yine benzer paylaşımlar yapıldı, adı gibi sempatik hocanın yanında pozisyon alındı. Tıpkı önceki zamanlarda olduğu gibi gündemin adı yine Sevimli olmuştu. Farklı kesimlerden binler, ‘’Ona sahip çıkalım’’ mesajı verdi, durdular. Hatta Sevimli’nin gideceği yönündeki haberlere AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz de müdahil olmuş, bu konuda Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ömer Çomaklı ile görüşme yapmış, açık bir dille Sevimli’ye sahip çıkılması gerektiği mesajını vermişti.
***
Peki, bu kadar çok sevileni olan ve sürekli gündeme gelen Serdar Sevimli bu gelişmeler karşısında ne diyor? Facebook hesabından bir duyuruda bulunan Sevimli, il dışında olduğu bir zamanda bu tür bir yayın daha yapıldığını, bilgisi haricinde paylaşımlar yapıldığını belirtirken, kendisine gösterilen ilgiden dolayı herkese teşekkür etti ve görevinin başında olduğunu, bir yere de gitmediğini söylemeyi ihmal etmedi. Onca iş yoğunluğunu yakından bildiğimden çekine çekine de olsa dün sabah Prof.Dr.Serdar Sevimli hocamı telefonla aradım, biraz laflayalım istedim. . Gerçekten bir rahatsızlığı var mı, gitmeyi düşünüyor mu, ilk ağızdan, bizzat kendinden öğrenmek istedim. Yine her zamanki gibi samimi, yine her zamanki gibi candan.. Hal, hatırdan sonra direkt konuya giriyorum. Özellikle zaman zaman bazı sorunlar yaşadığını söyledi ancak geleceği ile ilgili herhangi bir karar almadığını belirtti. Sevimli hocanın, iki defa bu sorunların ne olduğunu sorduğumda ‘kronik’ ifadesini kullanmasını anlamlı bulduğumu söylemeliyim. Anladım ki anlatacakları çok var ve an bu an değil. Erzurum deyimiyle, görüyorum ki ağzı dolu! Hafta içinde bir yerde buluşmak üzere sözleştik, sanırım orada biraz daha durumu net görürüm ve onu da sizlerle paylaşırım artık..
--
O cıvık görüntü kalkıyor!
Büyükşehir Belediyesinin kale etrafında çevre düzenlemesi yaptığı yerde kondurduğu çocuk oyun alanı, bereket versin ki geçiciymiş! Estetik kaygı taşıyan vatandaşlar tarafından ‘cıvık’ renklerden oluşan plastik malzemelerin kullanıldığı çocuk oyun parkından duyulan rahatsızlık, Büyükşehir Belediyesi’nin de dikkatini çekmiş olacak ki hatadan dönme kararı alındı. Önceki gün görüştüğüm Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, mevcut kurulu oyun alanının geçici olduğunu söyledi. Oyun alanındaki malzemelerden kendisinin de rahatsızlık duyduğunu ifade eden Tavlaşoğlu, plastik malzeme yerine bölgedeki tarihi dokuya uygun ahşap malzemelerin kullanılacağını belirtti, ‘’Bu alanda bir çocuk oyun alanına ihtiyaç vardı. Vatandaşların bu konuda talepleri olmuştu. Ama mevcut görüntünün hoş olmadığını hepimiz görüyoruz. En kısa zamanda oraya yakışan bir çocuk oyun alanı oluşturacak ve haklı serzenişlerin de önüne geçmiş olacağız’’ dedi..
--

Geçtiğimiz hafta vefat eden ‘Cigerim Fuat’ lakaplı Fuat Elaldı ağabeyi yakından tanıyanlar onun ne renkli olduğunu bilirler. O anlatılmaz, yaşanırdı adeta! Bulunduğu her ortamda sözünü dinleten ve kendine has üslubuyla etrafına neşe saçan Fuat ağabey ilginç tanım ve benzetmeleriyle de meşhurdu. Onunla en son görüşmemde Adnan Polat’ı ‘kaynata’ya, BB Erzurumspor’u da ‘gelin’e benzetmişti. Saim Özakalın zamanında bir maçı izlemeye gelen Polat’ın izlediği o BB Erzurumspor o gün çok kötü futbol oynamıştı ve Fuat ağabey de, ‘’Ola gardaş, kaynataya bele çirkin bir gelin gösterilir mi?’’ demişti, ben de bunu yazı konusu yapmıştım. Aynı Fuat ağabey, yıllar önce de bizim Pusula’dan Onur Sağsöz’ü bir maç öncesi halı sahada onunla tanıştırırken uzun boyuna atıfta bulunarak ‘ığdır minaresi’demişti ve bu benzetmeye çok gülmüştük. Onur’u da her gördüğümüzde ‘Iğdır minaresi’ diye takılmışızdır. İşte dün Onur’la onu ve o günü konuştuk, Fuat ağabeyiye rahmet yolladık..
--
SEVDİĞİM ‘BABA’ SÖZLER: Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de.. (Sunay Akın)