İbni Haldun haklı: “Coğrafya kaderdir!” Kar kış, bizim coğrafyamızın bir parçası; haliyle bir bakıma kaderimiz. Şehrimizin etrafını saran ulu dağların ve güzel ovaların karını temizleme imkânımız yok. Ama şehir ve ilçe merkezlerindeki kar kaderimiz değil; bu karla baş edebiliriz, etmeliyiz.
Eskiden karla mücadele imkânlarımız kısıtlıydı. Toprak bacalardan kürünen karların da yığılmasıyla sokaklar, küçük büyük tepeciklerle (kürtük) süslenirdi ve bu manzara, karlar tabii bir şekilde eriyene kadar yerde kalırdı. Hele bazı kuzey sokakların karı dipte köşede öylece durur ve Haziran’a kadar yerini kimseye kaptırmazdı.
Ama şimdi imkânlarımız çok arttı. Şehirde ve diğer ilçelerde yerde kar görünce yadırgıyoruz ve haliyle belediyelerimize sitem etmekten geri durmuyoruz. Sitemlerimizde de haklıyız: Şimdi, karla mücadele için her türlü araç gereç ve imkân mevcuttur. İstemediğiniz kadar, işçi kadrolarına da sahibiz. O zaman geçerli bir bahane kalmamıştır!
2019’a başladığımız şu günlerde, şehir merkezine yağan kar, en geç, 48 saat içinde, ana caddelerden ve sokaklardan temizlenmelidir. Son yağan karları, Büyükşehir Belediyesi, ana arterlerden başarılı bir şekilde zamanında temizledi.
İlçe belediyelerimiz maalesef aynı performansı eş zamanlı ortaya koyamadılar. Kar yağışının üzerinden bir hafta geçtiği halde sokaklarımız hâlâ karın altındadır. Bir de arada lodos esince sanki bahar gelmiş gibi, yerdeki karda bir gevşeme meydana geliyor ve ortalık çelpeşik bir hâl alıyor. Ne araç için ne de yaya için hareket etmek, yürümek kolay olmuyor.
Kar küreme, savurma, sürükleme, yığma, yükleme vb. araçlar durmadan çoğalıyor. Geçen gün Dadaşkent’te kaldırımdaki karı savuran mini bir aracı yakından gördüm. Onlardan gerektiği kadar alınmalı ve yağan kar basılmadan hemen temizlenmelidir.
‘Karsız Erzurum’un sayısız faydası var, fakat en önemli faydalarından biri, psikolojiktir. Şehirden kaçanların temel gerekçelerinden biri uzun kış aylarıdır.
‘Kış depresyonu’ diye bir rahatsızlık da var ve şehir halkında bu rahatsızlığın olmadığı söylenemez! Ben, kardan arındırılmış caddelerde yürüyen insanların yüzlerindeki mutluluğun şahidiyim. Kış depresyonunun ilacı kardan arındırılmış cadde ve sokakların varlığıdır. Karsız kaldırımlarda yürümek, araçları karsız cadde ve sokaklarda kullanmak psikolojimizi olumlu etkilemektedir.
Karla mücadelenin belediyelerimize maliyeti ne olursa olsun, bu ilaç, inanın, göçü bile engelleyebilecek etkili bir ilaç gözükmektedir.
Eskiden karla mücadele imkânlarımız kısıtlıydı. Toprak bacalardan kürünen karların da yığılmasıyla sokaklar, küçük büyük tepeciklerle (kürtük) süslenirdi ve bu manzara, karlar tabii bir şekilde eriyene kadar yerde kalırdı. Hele bazı kuzey sokakların karı dipte köşede öylece durur ve Haziran’a kadar yerini kimseye kaptırmazdı.
Ama şimdi imkânlarımız çok arttı. Şehirde ve diğer ilçelerde yerde kar görünce yadırgıyoruz ve haliyle belediyelerimize sitem etmekten geri durmuyoruz. Sitemlerimizde de haklıyız: Şimdi, karla mücadele için her türlü araç gereç ve imkân mevcuttur. İstemediğiniz kadar, işçi kadrolarına da sahibiz. O zaman geçerli bir bahane kalmamıştır!
2019’a başladığımız şu günlerde, şehir merkezine yağan kar, en geç, 48 saat içinde, ana caddelerden ve sokaklardan temizlenmelidir. Son yağan karları, Büyükşehir Belediyesi, ana arterlerden başarılı bir şekilde zamanında temizledi.
İlçe belediyelerimiz maalesef aynı performansı eş zamanlı ortaya koyamadılar. Kar yağışının üzerinden bir hafta geçtiği halde sokaklarımız hâlâ karın altındadır. Bir de arada lodos esince sanki bahar gelmiş gibi, yerdeki karda bir gevşeme meydana geliyor ve ortalık çelpeşik bir hâl alıyor. Ne araç için ne de yaya için hareket etmek, yürümek kolay olmuyor.
Kar küreme, savurma, sürükleme, yığma, yükleme vb. araçlar durmadan çoğalıyor. Geçen gün Dadaşkent’te kaldırımdaki karı savuran mini bir aracı yakından gördüm. Onlardan gerektiği kadar alınmalı ve yağan kar basılmadan hemen temizlenmelidir.
‘Karsız Erzurum’un sayısız faydası var, fakat en önemli faydalarından biri, psikolojiktir. Şehirden kaçanların temel gerekçelerinden biri uzun kış aylarıdır.
‘Kış depresyonu’ diye bir rahatsızlık da var ve şehir halkında bu rahatsızlığın olmadığı söylenemez! Ben, kardan arındırılmış caddelerde yürüyen insanların yüzlerindeki mutluluğun şahidiyim. Kış depresyonunun ilacı kardan arındırılmış cadde ve sokakların varlığıdır. Karsız kaldırımlarda yürümek, araçları karsız cadde ve sokaklarda kullanmak psikolojimizi olumlu etkilemektedir.
Karla mücadelenin belediyelerimize maliyeti ne olursa olsun, bu ilaç, inanın, göçü bile engelleyebilecek etkili bir ilaç gözükmektedir.