
Manolya BULUT- BAKÜ
Hacıyev, Zengezur koridoru, barış süreci ve Karabağ’a geri dönüşler başta olmak üzere bölgesel stratejik konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Siz Iğdır’dan arabayla ve Türkiye’nin başka bölgelerinden biz de buradan Nahçıvan’dan geçerek serbest şekilde gidip gelebileceğiz. Maksadımız dehlizlerin yolların kurulmasıdır. Bu yol bir kültürdür insanları halkları birleştirendir. Çünkü bütün bölgenin kalkınmasına bölgedeki barışa Türkiye’nin Azerbaycan’la daha ilişkili bir şekilde daha yakından bağ kurmasına yardımcı olacaktır. Türkiye Azerbaycan kardeşliği de günden güne daha da güçleniyor. Sayın Cumhurbaşkanlarımızın liderliğinde büyük bir stratejik düzenimiz var. Türk ülkelerini de bizim bir kardeşimiz biliriz. Burası ikinci anavatanınızdır.” dedi.
Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın batı bölgelerini Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bağlayacak hat olarak tanımlanıyor. Tarihsel olarak bu bağlantı Sovyet döneminde mevcuttu; ancak Ermenistan bağımsızlık sonrası bu koridoru kapatmıştı.
Proje hayata geçtiğinde Türkiye üzerinden Avrupa’ya, Çin-Orta Asya üzerinden Güney Kafkasya’ya uzanan yeni bir ticaret ve lojistik ana damarı oluşacak. “43 km’lik hat ABD ve Ermenistan tarafından yapılacak” Hacıyev, Bakü–Nahçıvan bağlantısının kurulması için çalışmaların sürdüğünü, 43 km’lik Ermenistan hattını ABD ve Ermenistan’ın tamamlaması gerektiğini söyledi.
“8 Ağustos’ta Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış anlaşması oldu. Azerbaycan’ın barışa ve sulh protokolüne ne kadar sadık olduğunu bütün dünya bilmelidir. Trump kanalı gibi bir müzakere de söz konusuydu. Karabağ bölgesinde çok büyük yatırımlar yaptık. Tüneller, yollar, inşaatlar. Ta ki Ermenistan sınırına kadar. Bu yolumuz hazır. İkinci hissemiz ise 43 kilometrelik Ermenistan’dan geçebilecek hissedir. Bunu da anlaşmamıza göre Amerika ile Ermenistan ortak kurmalıdır. Ermenistan bu meseleye çok hassas yaklaşıyor. Biz de bunu anlıyoruz. Neticede Bakü’den Nahçıvan’a Iğdır’ın son noktasına kadar bir demiryolu hattımızın olması buna paralel olarak bir otoyol hattı olmasını hedefliyoruz. Bakü’den Zengilan’a kadar 2026’nın ikinci yarısında son noktaya varmasını umuyoruz. Bunun bir de 15 milyon ton yük taşıma kapasitesi var. Ermenistan ABD, biz onlardan bekliyoruz ki ne zaman olacak, onların dediğine göre 2 yıl vakte kadar Ermenistan arazisinde 43 kilometrelik yol yapılsın. Kardeş Türkiye tarafından da beyanatı verildi ki Kars’tan Dilucu’ya kadar Türkiye’de demiryolu hattını çekiyor. Bu da 220 kilometrenin üzerindedir. Bütün Kafkasya coğrafyasını kapsayan bir demiryolumuz olacak. Bu bizim birinci hedefimiz. Vaktiyle Ermenistan ile Türkiye arasında Gümrü Kars demiryolu hattı vardı. O da kağıt üzerindedir. Faaliyet göstermiyor. Demirleri Ermenistan tarafından satılmış dağıtılmış. Bunu kenara koysak esas hedefimiz Nahçıvan kenarından geçerek Iğdır’ı birleştiren Iğdır’la Kars’ı birleştiren bir demiryolu hattımız ana hedefimiz. Siyasi meseleler hallolsun ondan sonra başlayalım da demiyoruz. Yerinde altyapı ile ilgili işlerimizi devam ettirmek hedefini koymuşuz. Ama siyasi meselelerimizi hala halletmedik. Siyasi meselelerimiz de Ermenistan’ın anayasasında hala daha Azerbaycan’a karşı arazi iddiaları var. Düşünüyoruz ki Ermenistan da bu iddiaları değiştirecektir. Ama iç politikasına ait olduğu için karışmıyoruz. Ama Azerbaycan-Ermenistan, Ermenistan-Türkiye münasebetlerinin tam normalleşmesi için karşımızda herhangi bir sorunun olmadığını düşünüyoruz. Biz topraklarımızı işgalden kurtardıktan sonra bir defa daha dünyaya duyurduk ki bizim niyetimiz barıştır. Azerbaycan’ın başka bir niyeti yoktur. Onu da anlamalıyız ki yaralarımız tam sarılmadı. Çokça şehit vermişiz 30 yıl işgal altında kalmışız. 1 milyonu aşkın mecburi göçümüz var. Ama barışın taraftarıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejisi şu ki savaşta galip geldiğimiz gibi barışta da galip gelmeliyiz.”
“ Yönetim nasıl olacak, bekliyoruz”
Hacıyev 43 kilometrelik alanın kontrolünün ABD’de olup olmayacağına dair soru üzerine şunları söyledi “bizim için bu da açık uçlu. Trump koridorunun yapılması işlenmesi için Ermenistan ile ABD arasında bir anlaşma imzalanmış. Ermenistan da ne zaman Azerbaycan tarafından bir açıklama yapılsa bu konuda çok hassasiyet gösteriyor. Onların hassasiyetlerini anlıyoruz. Biz şuna bakıyoruz. Kardeş Türkiye işini yapıyor. Biz işimizi yapıyoruz. Bu sistemlerin birleştirilmesi lazım. O 43 kilometreyi de ABD ile Ermenistan birlikte yapıyor. İşinizi bitirin ve neticesini bize söyleyin ki biz de bu hatlarımızı birbiriyle birleştirelim. Oranın yönetimi nasıl olacak biz de bekliyoruz açıkçası. Bu sual Ermenistan’a sorulmalı. Kendi arazisini nasıl işleyecek. Ama anlaşma üzerinde ne yazılmış ben onu söyleyebilirim. Bu anlaşma Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü koruyarak faaliyet gösterecek. Onlar bu konuda çok ısrarcı. Biz istiyoruz ki Türkiye’ye giden yolumuz ne kadar çok olsa o kadar iyi. Bir ise beş olsun. Günün sonunda yolumuz geçidimiz ne kadar olursa o kadar iyi.”
“Karabağ’a dönüş başladı: 50 bin kişi yaşıyor”
Hacıyev, mayın temizliği ve altyapı yatırımlarının devam ettiğini, 2026’da sürecin daha da hızlanacağını kaydetti.
“Karabağ’a son 5 yılda insanların dönüşünün sağlanması çalışmalarında artık 50 binin üzerinde insan Karabağ’da yaşıyor okuyor çalışıyor. 5 yıl içinde 50 bin rakamı öyle az bir rakam değil. Ama bizim Karabağ’ı gördünüz. Coğrafya çok büyük. Büyük aşama kat ettik. Ancak vaktimizi daha çok düzgün planlama aldı. Stratejik planlama lazımdı. İkincisi ana altyapının yapılması. İnsanları göç ettirebilirsin ama insanların yolu olmazsa suyu olmazsa okulu elektriği işi olmazsa manası kalmaz. Biz sıfırdan da değil sıfırın altından başladık. Bütün o toprakları mayından temizledik. Hala da devam ediyoruz. Ermenistan 2 milyona yakın araziye mayın döşemiş. Hala mayın patlamaları oluyor. Karış karış temizliyoruz. Bir mayını çıkarmak 20–30 dolar. Araziyi hesap edin. İnsanlarımız 30 yıl çok zulüm görmüşler. İstiyoruz ki layıkıyla onları geri getirelim. İstihdam sağlansın istedik. Evleri güzel olsun istedik. 2026’da daha da sürat vereceğiz.”
“Uluslararası basın çifte standart uyguladı”
Hacıyev, Karabağ’daki soykırımın dünya basını tarafından görmezden gelindiğini ve adaletsizliklerin sürdüğünü ifade etti.
“Azerbaycan’a karşı çifte standartlar oldu. Uluslararası medyada da oldu. Ermenistan işgalinde de bunu gördük. Bize karşı ne kadar çifte standart uyguladıklarını gördük. Sanki Azerbaycan Ermenistan topraklarını işgal etmiş gibi. Hocalı soykırımı zamanında uluslararası medyada bir tane açıkça anlatan haber gördünüz mü? Asla. Bunlar vardı. Çifte standartlar bugün de devam ediyor. Karabağ’daki yıkımla ilgili de aynı şeyi yapıyorlar. Barış olacak ama yaşadıklarımızı unutmuyoruz. Onlar hatıramızdan silinmez. Gelecek nesiller de bunları bilmelidir. Amacımız Ermenistan ve halkıyla düşmanlığa devam etmek değil. Ama kanlı tarihimizi de unutmamalıyız. Dünya da bunu bilmelidir. Neden? Uluslararası Birlik 1992’de Hocalı’yla ilgilenseydi 1994’te Srebrenitsa ve diğerleri olmazdı. Bunu iyi bileceğiz ki dünyanın başka yerlerinde başka Hocalı’lar olmasın.”
“Türkiye’ye minnettarız”
Karabağ bölgesinin işgalden kurtarılmasının beşinci yıldönümü olan 8 Kasım Zafer Günü’ne ilişkin ise şöyle konuştu; “Kardeş Türkiye’ye teşekkür ediyorum. Vatan savaşında her bir kardeş Türkiye vatandaşının kalbinin Azerbaycan’la birlikte atması bizim için gurur ve güç vericidir. Türkiye’nin siyasi desteği sayın Cumhurbaşkanlarımızın siyasi müttefikliği bizim için ayrıca bir katkıydı. Bu vesileyle Türkiye medyasına da teşekkür ederim. Bu savaşta Türkiye medyası da bizimle omuz omuzaydı. Azerbaycan Türkiye kardeşliği dünyada örneği olmayan bir kardeşliktir.”
Manolya Bulut
Proje hayata geçtiğinde Türkiye üzerinden Avrupa’ya, Çin-Orta Asya üzerinden Güney Kafkasya’ya uzanan yeni bir ticaret ve lojistik ana damarı oluşacak. “43 km’lik hat ABD ve Ermenistan tarafından yapılacak” Hacıyev, Bakü–Nahçıvan bağlantısının kurulması için çalışmaların sürdüğünü, 43 km’lik Ermenistan hattını ABD ve Ermenistan’ın tamamlaması gerektiğini söyledi.
“8 Ağustos’ta Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış anlaşması oldu. Azerbaycan’ın barışa ve sulh protokolüne ne kadar sadık olduğunu bütün dünya bilmelidir. Trump kanalı gibi bir müzakere de söz konusuydu. Karabağ bölgesinde çok büyük yatırımlar yaptık. Tüneller, yollar, inşaatlar. Ta ki Ermenistan sınırına kadar. Bu yolumuz hazır. İkinci hissemiz ise 43 kilometrelik Ermenistan’dan geçebilecek hissedir. Bunu da anlaşmamıza göre Amerika ile Ermenistan ortak kurmalıdır. Ermenistan bu meseleye çok hassas yaklaşıyor. Biz de bunu anlıyoruz. Neticede Bakü’den Nahçıvan’a Iğdır’ın son noktasına kadar bir demiryolu hattımızın olması buna paralel olarak bir otoyol hattı olmasını hedefliyoruz. Bakü’den Zengilan’a kadar 2026’nın ikinci yarısında son noktaya varmasını umuyoruz. Bunun bir de 15 milyon ton yük taşıma kapasitesi var. Ermenistan ABD, biz onlardan bekliyoruz ki ne zaman olacak, onların dediğine göre 2 yıl vakte kadar Ermenistan arazisinde 43 kilometrelik yol yapılsın. Kardeş Türkiye tarafından da beyanatı verildi ki Kars’tan Dilucu’ya kadar Türkiye’de demiryolu hattını çekiyor. Bu da 220 kilometrenin üzerindedir. Bütün Kafkasya coğrafyasını kapsayan bir demiryolumuz olacak. Bu bizim birinci hedefimiz. Vaktiyle Ermenistan ile Türkiye arasında Gümrü Kars demiryolu hattı vardı. O da kağıt üzerindedir. Faaliyet göstermiyor. Demirleri Ermenistan tarafından satılmış dağıtılmış. Bunu kenara koysak esas hedefimiz Nahçıvan kenarından geçerek Iğdır’ı birleştiren Iğdır’la Kars’ı birleştiren bir demiryolu hattımız ana hedefimiz. Siyasi meseleler hallolsun ondan sonra başlayalım da demiyoruz. Yerinde altyapı ile ilgili işlerimizi devam ettirmek hedefini koymuşuz. Ama siyasi meselelerimizi hala halletmedik. Siyasi meselelerimiz de Ermenistan’ın anayasasında hala daha Azerbaycan’a karşı arazi iddiaları var. Düşünüyoruz ki Ermenistan da bu iddiaları değiştirecektir. Ama iç politikasına ait olduğu için karışmıyoruz. Ama Azerbaycan-Ermenistan, Ermenistan-Türkiye münasebetlerinin tam normalleşmesi için karşımızda herhangi bir sorunun olmadığını düşünüyoruz. Biz topraklarımızı işgalden kurtardıktan sonra bir defa daha dünyaya duyurduk ki bizim niyetimiz barıştır. Azerbaycan’ın başka bir niyeti yoktur. Onu da anlamalıyız ki yaralarımız tam sarılmadı. Çokça şehit vermişiz 30 yıl işgal altında kalmışız. 1 milyonu aşkın mecburi göçümüz var. Ama barışın taraftarıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejisi şu ki savaşta galip geldiğimiz gibi barışta da galip gelmeliyiz.”
“ Yönetim nasıl olacak, bekliyoruz”
Hacıyev 43 kilometrelik alanın kontrolünün ABD’de olup olmayacağına dair soru üzerine şunları söyledi “bizim için bu da açık uçlu. Trump koridorunun yapılması işlenmesi için Ermenistan ile ABD arasında bir anlaşma imzalanmış. Ermenistan da ne zaman Azerbaycan tarafından bir açıklama yapılsa bu konuda çok hassasiyet gösteriyor. Onların hassasiyetlerini anlıyoruz. Biz şuna bakıyoruz. Kardeş Türkiye işini yapıyor. Biz işimizi yapıyoruz. Bu sistemlerin birleştirilmesi lazım. O 43 kilometreyi de ABD ile Ermenistan birlikte yapıyor. İşinizi bitirin ve neticesini bize söyleyin ki biz de bu hatlarımızı birbiriyle birleştirelim. Oranın yönetimi nasıl olacak biz de bekliyoruz açıkçası. Bu sual Ermenistan’a sorulmalı. Kendi arazisini nasıl işleyecek. Ama anlaşma üzerinde ne yazılmış ben onu söyleyebilirim. Bu anlaşma Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü koruyarak faaliyet gösterecek. Onlar bu konuda çok ısrarcı. Biz istiyoruz ki Türkiye’ye giden yolumuz ne kadar çok olsa o kadar iyi. Bir ise beş olsun. Günün sonunda yolumuz geçidimiz ne kadar olursa o kadar iyi.”
“Karabağ’a dönüş başladı: 50 bin kişi yaşıyor”
Hacıyev, mayın temizliği ve altyapı yatırımlarının devam ettiğini, 2026’da sürecin daha da hızlanacağını kaydetti.
“Karabağ’a son 5 yılda insanların dönüşünün sağlanması çalışmalarında artık 50 binin üzerinde insan Karabağ’da yaşıyor okuyor çalışıyor. 5 yıl içinde 50 bin rakamı öyle az bir rakam değil. Ama bizim Karabağ’ı gördünüz. Coğrafya çok büyük. Büyük aşama kat ettik. Ancak vaktimizi daha çok düzgün planlama aldı. Stratejik planlama lazımdı. İkincisi ana altyapının yapılması. İnsanları göç ettirebilirsin ama insanların yolu olmazsa suyu olmazsa okulu elektriği işi olmazsa manası kalmaz. Biz sıfırdan da değil sıfırın altından başladık. Bütün o toprakları mayından temizledik. Hala da devam ediyoruz. Ermenistan 2 milyona yakın araziye mayın döşemiş. Hala mayın patlamaları oluyor. Karış karış temizliyoruz. Bir mayını çıkarmak 20–30 dolar. Araziyi hesap edin. İnsanlarımız 30 yıl çok zulüm görmüşler. İstiyoruz ki layıkıyla onları geri getirelim. İstihdam sağlansın istedik. Evleri güzel olsun istedik. 2026’da daha da sürat vereceğiz.”
“Uluslararası basın çifte standart uyguladı”
Hacıyev, Karabağ’daki soykırımın dünya basını tarafından görmezden gelindiğini ve adaletsizliklerin sürdüğünü ifade etti.
“Azerbaycan’a karşı çifte standartlar oldu. Uluslararası medyada da oldu. Ermenistan işgalinde de bunu gördük. Bize karşı ne kadar çifte standart uyguladıklarını gördük. Sanki Azerbaycan Ermenistan topraklarını işgal etmiş gibi. Hocalı soykırımı zamanında uluslararası medyada bir tane açıkça anlatan haber gördünüz mü? Asla. Bunlar vardı. Çifte standartlar bugün de devam ediyor. Karabağ’daki yıkımla ilgili de aynı şeyi yapıyorlar. Barış olacak ama yaşadıklarımızı unutmuyoruz. Onlar hatıramızdan silinmez. Gelecek nesiller de bunları bilmelidir. Amacımız Ermenistan ve halkıyla düşmanlığa devam etmek değil. Ama kanlı tarihimizi de unutmamalıyız. Dünya da bunu bilmelidir. Neden? Uluslararası Birlik 1992’de Hocalı’yla ilgilenseydi 1994’te Srebrenitsa ve diğerleri olmazdı. Bunu iyi bileceğiz ki dünyanın başka yerlerinde başka Hocalı’lar olmasın.”
“Türkiye’ye minnettarız”
Karabağ bölgesinin işgalden kurtarılmasının beşinci yıldönümü olan 8 Kasım Zafer Günü’ne ilişkin ise şöyle konuştu; “Kardeş Türkiye’ye teşekkür ediyorum. Vatan savaşında her bir kardeş Türkiye vatandaşının kalbinin Azerbaycan’la birlikte atması bizim için gurur ve güç vericidir. Türkiye’nin siyasi desteği sayın Cumhurbaşkanlarımızın siyasi müttefikliği bizim için ayrıca bir katkıydı. Bu vesileyle Türkiye medyasına da teşekkür ederim. Bu savaşta Türkiye medyası da bizimle omuz omuzaydı. Azerbaycan Türkiye kardeşliği dünyada örneği olmayan bir kardeşliktir.”
Manolya Bulut