Her yerel seçim dönemi tüm adayların seçim beyannamesinin 1. maddesini şehirdeki trafik sorunu oluşturur. Çünkü gerçekten çözüm bekleyen en önemli sıkıntılardan biridir.
Bu nedenle vaatler “İş başına gelir gelmez şehrin trafik keşmekeşliğine son vereceğiz” diye başlar. Ancak gelin görün ki bu sadece o beyannamede yer işgal etmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Bu dönemde öyle oldu. Trafik sorunları çözülemediği gibi hayatımıza bir de olmadık yere konulan dubalar girdi. Nereye giderseniz gidin her yerde gözleri tırmalayan ve çoğu yerde hiçbir işe yaramayan o turuncu renkli dubalar var.
Sanki birisi belediyeye bu dubaları hediye etmiş ve “Şehre renk katar, hem bu renk doğada yok farkınız olsun” demiş. Onlarda buldukları yere bu dubaları manzara diye koymuş.
Elbette böyle değildir, onlara ciddi paralar ödenmiştir. Esasen itirazım gelişi güzel her yere konan bu dubalara değil. İtirazım, koskoca şehrin trafik sorununu iki dubayla çözdüğünü sananlara.
İtirazım, “Bu şehir avuç içi kadar, Kartal nere burası nere” diyerek şehri küçümseyen ama o avuç içi kadar şehrin trafik sorununu dahi çözemeyen İstanbul görmüş zevata.
2,5 yılda hamdolsun vur patlasın çal oynasın etkinliğiniz dışında İstanbul’un tek esintisini göremedik. Hadi ondan da geçtik bari şu trafik sorununu çözseydiniz de bizde farkınızı görüp eleştirenlere iki satır laf edebilseydik.
Hazır iki laf demişken birde aynayı bu şehrin sürücülerine tutalım. Erzurum’da trafik kurallarından bihaber sürücüler var. Sanki tüm yollar sadece onlara tahsis edilmiş. Kırmızı ışıktan geçen mi istersiniz, ters yola giren mi? Trafikte sıfır tolerans yaşanan tek il sanıyorum bu kenttir.
Şehirdeki otopark sıkıntısının hat safhada olmasına birde bu şehirde yaşayan sürücüler eklenince, trafik içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Otopark sıkıntısında birde belediyenin hiç de kanuni olmayan parkomatlar eklenince buyurun komediye.
Aslında trafik sorununun çözüme kavuşmasının bir adımı daha var. O da Erzurum’da ne kadar sürücü varsa onlara sil baştan bir trafik eğitimi verilmesi. Zira bu şehirde eğitimlisi de aynı eğitimsizi de. Hatta ehliyet sınavına giren yeni sürücülere ders veren eğitmenlerde…
Kuralımız kuralsızlık. Hepimizin bir acelesi var. Empati yok, bol küfür, sataşma ve tartışma var.
Resim bu olunca ne gerek var trafiği düzenlemeye. Biz çalalım oynayalım. Parasını verdiğin her yer sana otoparktır…
Bu nedenle vaatler “İş başına gelir gelmez şehrin trafik keşmekeşliğine son vereceğiz” diye başlar. Ancak gelin görün ki bu sadece o beyannamede yer işgal etmekten başka hiçbir işe yaramaz.
Bu dönemde öyle oldu. Trafik sorunları çözülemediği gibi hayatımıza bir de olmadık yere konulan dubalar girdi. Nereye giderseniz gidin her yerde gözleri tırmalayan ve çoğu yerde hiçbir işe yaramayan o turuncu renkli dubalar var.
Sanki birisi belediyeye bu dubaları hediye etmiş ve “Şehre renk katar, hem bu renk doğada yok farkınız olsun” demiş. Onlarda buldukları yere bu dubaları manzara diye koymuş.
Elbette böyle değildir, onlara ciddi paralar ödenmiştir. Esasen itirazım gelişi güzel her yere konan bu dubalara değil. İtirazım, koskoca şehrin trafik sorununu iki dubayla çözdüğünü sananlara.
İtirazım, “Bu şehir avuç içi kadar, Kartal nere burası nere” diyerek şehri küçümseyen ama o avuç içi kadar şehrin trafik sorununu dahi çözemeyen İstanbul görmüş zevata.
2,5 yılda hamdolsun vur patlasın çal oynasın etkinliğiniz dışında İstanbul’un tek esintisini göremedik. Hadi ondan da geçtik bari şu trafik sorununu çözseydiniz de bizde farkınızı görüp eleştirenlere iki satır laf edebilseydik.
Hazır iki laf demişken birde aynayı bu şehrin sürücülerine tutalım. Erzurum’da trafik kurallarından bihaber sürücüler var. Sanki tüm yollar sadece onlara tahsis edilmiş. Kırmızı ışıktan geçen mi istersiniz, ters yola giren mi? Trafikte sıfır tolerans yaşanan tek il sanıyorum bu kenttir.
Şehirdeki otopark sıkıntısının hat safhada olmasına birde bu şehirde yaşayan sürücüler eklenince, trafik içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Otopark sıkıntısında birde belediyenin hiç de kanuni olmayan parkomatlar eklenince buyurun komediye.
Aslında trafik sorununun çözüme kavuşmasının bir adımı daha var. O da Erzurum’da ne kadar sürücü varsa onlara sil baştan bir trafik eğitimi verilmesi. Zira bu şehirde eğitimlisi de aynı eğitimsizi de. Hatta ehliyet sınavına giren yeni sürücülere ders veren eğitmenlerde…
Kuralımız kuralsızlık. Hepimizin bir acelesi var. Empati yok, bol küfür, sataşma ve tartışma var.
Resim bu olunca ne gerek var trafiği düzenlemeye. Biz çalalım oynayalım. Parasını verdiğin her yer sana otoparktır…