
Ahlat’taki Selçuklu mezarlığından söz ediyorum.
Şu ana kadar kazısı tamamlanıp da gün yüzüne çıkarılan mezar taşı 8122…
Bunun ancak yarıya yakını incelenmiş ve üzerindeki yazılar çözülmüş… Diğer yarısı daha incelenmeyi bekliyor.
Yerin altında gün yüzüne çıkarılmayı bekleyenler bu rakama dahil değil…
Kim bilir hangi prenslerin, hangi hatunların ya da ne kadar çerinin mezar taşı toprak altında?..
Ne sanat şaheserleri toprak altında çıkarılmayı bekliyor ona Kültür Bakanlığının kazı ekibi karar verecek.
*
Kazı sonrası çıkan mezar sayısı 8122…
Düşünebiliyor musunuz koca bir ovaya yayılmış binlerce mezar…
Hepsi ayrı ayrı birer tapu senedi gibi mezar taşları…
Kim bilir ne hayatlar, fırtınalı aşklar, ölümüne maceralar yaşandı bu ovada...
*
Malazgirt Ovasındaki boğaz boğaza, göğüs göğüse savaşın üzerinden tamı tamına 950 sene geçmiş; Ahlat Mezarlığının oluşması için de birkaç yüzyılı eklerseniz demek ki 1000 yıldan fazla bir zaman önce bölgeye gelmiş ve yurt tutmuşuz.
Kıpçaklar, Kafkasya üzerinden; Oğuzlar da 1045’te Pasinler’den, 1071’de de Malazgirt üzerinden Anadolu’ya girmişler, yöre Türk-İslam kültürü ile adeta yoğrulmuş durmuş…
Bundan sonraki yıllarda daha büyük coşkuyla Malazgirt Zaferinin yıldönümünü idrak edeceğiz.
Dün de aynı coşkuyla Büyük Zaferin 99.yılını kutladık.
Biri Anadolu’yu kalıcı yurt tutuşumuzun, öbürü Cumhuriyet’e giden yoldaki en büyük zaferin yıldönümü...
*
8 binin üzerinde mezar taşından söz ettik…
Öyle ustalar çekiç ve murçlarıyla şekil vermiş, desen çizmişler ki bir taştaki şekil ve desen bir diğerine benzemiyor...
Gördüğümüz o ki, Ahlat Selçuklu mezar taşlarında Türk taş işlemeciliği zirveye ulaşmış...
Mezar taşlarında bitkisel desenler ve iç içe geçmiş geometrik motiflerin derinliği dikkat çekiyor...
13.yüzyıl eseri olarak kabul edilen ve özellikle giriş kapısındaki taş bezemeleriyle dikkat çeken, Erzurum’da yer alan Çifte Minareli Medrese’deki taş işçiliği de öyle değil midir...
Özellikle taç kapısında yer alan ve Türk Tarihinde kutsal olarak kabul gören Hayat Ağacı motifi ile diğer motifler, Selçuklu taş süslemesindeki estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturmakta...
*
Kısaca söylemek gerekirse; Anadolu topraklarına 1000 yıldan daha çok bir süreyle yerleşmiş ve sanatımızla tapu mührünü vurmuşuz...
Mutlaka görülmesi gerekli coğrafya...
Şu ana kadar kazısı tamamlanıp da gün yüzüne çıkarılan mezar taşı 8122…
Bunun ancak yarıya yakını incelenmiş ve üzerindeki yazılar çözülmüş… Diğer yarısı daha incelenmeyi bekliyor.
Yerin altında gün yüzüne çıkarılmayı bekleyenler bu rakama dahil değil…
Kim bilir hangi prenslerin, hangi hatunların ya da ne kadar çerinin mezar taşı toprak altında?..
Ne sanat şaheserleri toprak altında çıkarılmayı bekliyor ona Kültür Bakanlığının kazı ekibi karar verecek.
*
Kazı sonrası çıkan mezar sayısı 8122…
Düşünebiliyor musunuz koca bir ovaya yayılmış binlerce mezar…
Hepsi ayrı ayrı birer tapu senedi gibi mezar taşları…
Kim bilir ne hayatlar, fırtınalı aşklar, ölümüne maceralar yaşandı bu ovada...
*
Malazgirt Ovasındaki boğaz boğaza, göğüs göğüse savaşın üzerinden tamı tamına 950 sene geçmiş; Ahlat Mezarlığının oluşması için de birkaç yüzyılı eklerseniz demek ki 1000 yıldan fazla bir zaman önce bölgeye gelmiş ve yurt tutmuşuz.
Kıpçaklar, Kafkasya üzerinden; Oğuzlar da 1045’te Pasinler’den, 1071’de de Malazgirt üzerinden Anadolu’ya girmişler, yöre Türk-İslam kültürü ile adeta yoğrulmuş durmuş…
Bundan sonraki yıllarda daha büyük coşkuyla Malazgirt Zaferinin yıldönümünü idrak edeceğiz.
Dün de aynı coşkuyla Büyük Zaferin 99.yılını kutladık.
Biri Anadolu’yu kalıcı yurt tutuşumuzun, öbürü Cumhuriyet’e giden yoldaki en büyük zaferin yıldönümü...
*
8 binin üzerinde mezar taşından söz ettik…
Öyle ustalar çekiç ve murçlarıyla şekil vermiş, desen çizmişler ki bir taştaki şekil ve desen bir diğerine benzemiyor...
Gördüğümüz o ki, Ahlat Selçuklu mezar taşlarında Türk taş işlemeciliği zirveye ulaşmış...
Mezar taşlarında bitkisel desenler ve iç içe geçmiş geometrik motiflerin derinliği dikkat çekiyor...
13.yüzyıl eseri olarak kabul edilen ve özellikle giriş kapısındaki taş bezemeleriyle dikkat çeken, Erzurum’da yer alan Çifte Minareli Medrese’deki taş işçiliği de öyle değil midir...
Özellikle taç kapısında yer alan ve Türk Tarihinde kutsal olarak kabul gören Hayat Ağacı motifi ile diğer motifler, Selçuklu taş süslemesindeki estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturmakta...
*
Kısaca söylemek gerekirse; Anadolu topraklarına 1000 yıldan daha çok bir süreyle yerleşmiş ve sanatımızla tapu mührünü vurmuşuz...
Mutlaka görülmesi gerekli coğrafya...