
Ruhu cehennemden korumanın yegâne yolu Allah Teâlâ’ya dönmektir. Her ruh, dünyayla, -nefs-i emmare mertebesiyle-, sınanır. Bu sınanmaya günahla yaşamak yahut imtihanda olmak denir. Allah’a dönüp hayatını Kuran ilkelerine göre yaşayan ruh günahtan kurtulur:
“Size azap gelip çatmadan Rabbinize dönün: O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.” (Kuran/Zümer 54)
“Ey iman edenler; içten tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter. Allah, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar...” (Kuran/Tahrîm 8)
Allah’ı kalbinde bulan ruh, Yaratıcıdan yardım alıp nefs-i emmarenin kötülük isteğine karşı kendini korur.
Kötülük nedir? Allah’a muhalefet etmek. Kişinin helale harama, iyiyie kötüye kendinin karar vermesi. Oysa neyin helal neyin haram, neyin iyi neyin kötü olduğuna insan karar veremez. Bu karar Yaratıcıya aittir. Allah Kuran’da, helal ve haramı, iyi ve kötüyü açıkladı. İman eden her ruh, iyinin-kötünün farkını bilip gereğini yaptığından, kendini ıslah edip nefis mertebelerinde ilerleyerek cennete dönmektedir.
‘İnsanlık’ cennette başladı: Atamız Hazreti Âdem ve Hazreti Havva, cennette, nefs-i emmare mertebesinde işledikleri günahlarına bir karşılık olarak, nefs-i emmare yurdu olan dünyaya, muhacir olarak gönderildiler. Onlar da Rabbin öğrettiği yöntemlerle arınmalarını gerçekleştirip cennete döndüler. İnsan soyu kıyamete kadar dünyada mülteci hayatı sürecek. Fakat her bir ruh, ebediyet evine, cennete dönecek imkâna sahiptir. Bu imkân, Kuran’dır. İmkânı kullanan her mülteci dünya sürgününü rahatlıkla tamamlar ve evine döner.
Yere göğe sığmayan Yaratıcı insanın kalbine (ruh) sığdı. Biz, ruhlarız ve Rabbimiz de bizimle beraberdir. Bu bilinci bize Kuran verir. Bu bilince sahip olmayan ruha Yaratıcı yabancıdır. İşte en dramatik muhacirlik bu körlüktür ki dünyada yalnız kalan ahirette de yalnız kalır.
Muhacirlikte edinilen dostluklar, tutunulan maddi ve manevi imkânlar, hep çürük dallardır: sağlam ip olan Yaratıcıyı bırakıp, dost-arkadaş, maddi imkân gibi, çürük dallara tutunan ruh, evin yolunu şaşırdığından, yolu cehenneme çıkabilir.
Özetle: Dünyada olmak mülteci olmaktır. Rabbimiz, mültecilere Kuran ve Peygamber gönderip sahip çıktı ve her mülteciyle beraber olduğunu açıkladı. O halde hangi ruh, Allah’a iltica ederse, o anavatanına, cennete döner.
“Size azap gelip çatmadan Rabbinize dönün: O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.” (Kuran/Zümer 54)
“Ey iman edenler; içten tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter. Allah, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar...” (Kuran/Tahrîm 8)
Allah’ı kalbinde bulan ruh, Yaratıcıdan yardım alıp nefs-i emmarenin kötülük isteğine karşı kendini korur.
Kötülük nedir? Allah’a muhalefet etmek. Kişinin helale harama, iyiyie kötüye kendinin karar vermesi. Oysa neyin helal neyin haram, neyin iyi neyin kötü olduğuna insan karar veremez. Bu karar Yaratıcıya aittir. Allah Kuran’da, helal ve haramı, iyi ve kötüyü açıkladı. İman eden her ruh, iyinin-kötünün farkını bilip gereğini yaptığından, kendini ıslah edip nefis mertebelerinde ilerleyerek cennete dönmektedir.
‘İnsanlık’ cennette başladı: Atamız Hazreti Âdem ve Hazreti Havva, cennette, nefs-i emmare mertebesinde işledikleri günahlarına bir karşılık olarak, nefs-i emmare yurdu olan dünyaya, muhacir olarak gönderildiler. Onlar da Rabbin öğrettiği yöntemlerle arınmalarını gerçekleştirip cennete döndüler. İnsan soyu kıyamete kadar dünyada mülteci hayatı sürecek. Fakat her bir ruh, ebediyet evine, cennete dönecek imkâna sahiptir. Bu imkân, Kuran’dır. İmkânı kullanan her mülteci dünya sürgününü rahatlıkla tamamlar ve evine döner.
Yere göğe sığmayan Yaratıcı insanın kalbine (ruh) sığdı. Biz, ruhlarız ve Rabbimiz de bizimle beraberdir. Bu bilinci bize Kuran verir. Bu bilince sahip olmayan ruha Yaratıcı yabancıdır. İşte en dramatik muhacirlik bu körlüktür ki dünyada yalnız kalan ahirette de yalnız kalır.
Muhacirlikte edinilen dostluklar, tutunulan maddi ve manevi imkânlar, hep çürük dallardır: sağlam ip olan Yaratıcıyı bırakıp, dost-arkadaş, maddi imkân gibi, çürük dallara tutunan ruh, evin yolunu şaşırdığından, yolu cehenneme çıkabilir.
Özetle: Dünyada olmak mülteci olmaktır. Rabbimiz, mültecilere Kuran ve Peygamber gönderip sahip çıktı ve her mülteciyle beraber olduğunu açıkladı. O halde hangi ruh, Allah’a iltica ederse, o anavatanına, cennete döner.