
Ne İsa’ya yaradı, ne Musa’ya!
Böyle bir şanssız bina olamaz! Palandöken Belediyesi eski Başkanı Orhan Bulutlar tarafından yaptırılan ve Nikah Sarayı olarak hizmet vermesi planlanan bina, ortada kaldı. Muhammet Sunar başkanın bir türlü kanının kaynamadığı ve bu sebeple de büyük uğraşlar sonrasında Turizm ve Kültür Müdürlüğü’ne devri sağlanan bina Devlet Tiyatroları’na tahsis edilecekti ama ondan da vazgeçildi. Sebep olarak da tiyatro binasına uygun olmaması ve uygun hale gelmesi için çok fazla para harcanacak olması gösterildi. Yani harcı borcunu ödemez diye düşünüldü! Devlet Tiyatroları için son derece elverişli olmasına rağmen bu sebeple reddedilen binanın akibeti merak konusu haline geldi. Belediyeye de önemli ölçüde mali külfet getirmişliği olan ama başka bir kuruma bir şekilde devredilen bina ne olarak hizmet verecek, herkes kadar ben de merak ediyorum.

Bu arada, eski Başkan Orhan Bulutlar ile bu binayı konuştum, Nikah Sarayı olarak kullanılmasının akılcı olacağını düşünüyor. ‘’Kapris ve komplekse gerek yok. Burası Nikah Sarayı olarak yapıldı, yine aynı şekilde hizmet verilmesinde yarar vardı. Ben görevime devam ediyor olsaydım Nikah Sarayı olarak bina borcuna rağmen yine Belediyede kalırdı, pandemi sonrasında gayet işler hale gelirdi. Belediye tarafından başka bir kuruma devredilmesi doğru olmuştur. Bu konuda niye aksi düşündüler halen daha anlamakta zorluk çekiyorum’’ dedi. Ne yalan söyleyeyim, ben de şahsen belediyeyi borca dahi sokmasına rağmen böylesine yüzük kaşı bir bina Nikah Sarayı olarak hizmet vermeliydi. Devir kararı alındığında aceleci davranıldı, akılcı yaklaşılmadı diye düşünüyorum, nokta. Bu benim son kararımdır.

Profesyoneller işe ayıktı!
Şunun şurasında 20 yıl filan da olmadı. Murat Kılıç’ın sahibi olduğu Kılıçoğlu’nda ilk görmüştüm baklava ve kurabiye tarttırırken çalışanların eldiven kullanmasını. Şehirde yoktu daha önce, kimse kimseyi kandırmasın. Aynı şekilde ürünlerin reklam tanıtımları için de İstanbul’dan özel çekim ekibinin getirilmesini, bazen bir bazen de iki tam gün misafir edildiğini. Bazen gün boyu süren fotoğraf ve video çekimleri sonrasında Kılıçoğlu’nun ürün tanıtımları çok güzel olurdu. Bu şekilde de farkındalık oluşturmuştu bu firma. Artık yıllar değişti, bu konuda Erzurum da gelişti. Bunu görüyoruz. Geçtiğimiz hafta Farkı Şahane’de kendi süt ve süt ürünlerinden oluşan mamullerinin çekiminin yapıldığında geldi bütün bunlar aklıma. Serdizayn adlı Erzurumlu tasarım firması profesyonelce çekim gerçekleştiren ve artık bu iş için İstanbul ile irtibata geçilmesine gerek kalmadığını gösterdi. Serdizayn sadece bir örnek. Bu konuda ciddi çalışma yapan firmaların da bir hayli arttığını görüyorum, bu inanılmaz güzel. Hem bu tür firmaların sayısının artmasına hem de tanıtım için parayı düşünmeyen firmalara bravo diyorum. İyi ki varsınız.

Öğretmevi’ne ve ESADAŞ’a bravo!
Günümüzde artık tasarımın önemi çok açık. İletişim ve teknoloji alanlarındaki sürekli gelişme firmaları yeni arayışlara itiyor. Bir çok kurum bugün bu bilinçle hareket ederek kurumsal kimliklerine ilave katkılar sağlıyor. Bunlardan biri Öğretmenevi. Aynı durumda ESDAŞ firması da tasarım konusunda son derece profesyonelce hareket ediyorlar. Hemen hemen her gün sundukları, gerek Erzurum Öğretmenevi’nin ve gerekse ESADAŞ’ın farklı günlük tasarımları onları yüceltirken, müşteri kitlesi başta olmak üzere kamuoyunda da büyük takdir topluyorlar. Alkışlarımız, günlük tasarımlar ile takipçilerinin karşısına çıkan bu kurumlara gelsin…


Allah bereket versin!
Buz Pateni Federasyonumuzun Sürat Pateni yarışları için Sabiha Gökçen’e götürecek olan Anadolu Jet uçağına binmek üzere aprona girdiğimde farkettim manzarayı. Onca yıldır sahadayım, ilk defa Erzurum havameydanında onca uçağı birarada görüyorum. Tam 4 uçak aynı anda havalanmak üzere yolcularını beklerken biz de bu manzarayı seyretmeye koyuluyorduk. Kızılay Şube Başkanı Hüseyin Bozhalil ağabeyle birlikte şahit olduk bu uçak trafiğine. Zaten Devlet Hava Meydanları Müdürlüğü de son aylardaki bu trafikle ilgili bilgileri paylaştı, bunu teyit etti. Bir ilk’i yaşıyorduk meydanında, aynı anda biri Ankara, ikisi İstanbul’a ve biri de Van’a olmak üzere tam dört uçak kalkış için hazırdı. Elbette ki meydanımızda bu kadar uçağı görmemiz ve trafiğin yoğunluğu hoşumuza gitti. Erzurum için büyük kazanımdır bu.
***
Bu arada, defa onca uçağı meydanda görerek bir ilk’i yaşayan bizler, bir başka ilk’i daha yaşadık. Sabiha Gökçen havaalanına inmek üzere bindiğimiz uçağımız az kalsın bir hasta yüzünden havadayken zorunlu iniş yapacaktı. Uçakta bulunan yolculardan birinin kalp geçirmesi üzerine pilotun ‘içinizde doktor var mı’ anonsu ile karşılaştık önce. Daha sonra kabin amiri, rahatsız olan hasta sebebiyle herhangi bir hava meydanına zorunlu iniş yapabileceğimiz bilgisini verdi. Ancak, uçakta bulunan bir doktorun müdahalesi ile bayan hastanın durumunun iyi olduğu anlaşıldı ve zorunlu inişten vazgeçildi. Bu da benim sahadayken karşılaştığım ilk’lerden biri oldu.,
Pasta yerine söz kesti!
Halk kültürü elçilerimizden aşıklarımızın en çok da üretenlerinin hayranıyım. Sadece bildik, klasik sözleri değil anlık deyişleri de saza döken aşıkları diğerlerinden çok daha kıymetli bulmuşumdur. Yakından da bilirim, bu konuda haber yapmışlığım da vardır. Rahmetli Aşık Yaşar Reyhani bunlardan biridir. Spontane deyişleri çoktur, saza da döken. O yüzden de bu alandaki atışmalar oldum olası çok hoşuma gitmiştir. Sadece ayak denilen o başlangıç kelimesi yeterlidir o yetenekli halk ozanları için. Kal mezarımda ve Dadaş’a sor parçaları ile en çok dinlenen halk ozanlarından olan Sıtkı Eminoğlu da üreten aşık olduğunu öyleydi ama bunu bir kere daha ortaya koydu. İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü Ergün Engin’in doğum gününde öyle güzel bir şey yaptı ki, sanırım Engin’in o gün aldığı en güzel doğum günü hediyesiydi. Eminoğlu tam bir aşık dostu olan Ergün Engin’e doğum gününde pasta yerine sazı ile söz kesti. Engin’i anlatan bir dörtlükle onun doğum gününü kutlayan Eminoğlu, farklılığını ortaya koydu ki bu tarafı benim için on numara beş yıldız oldu.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş!
DUVARIN DİLİ : Büyük aşklar ya sonsuzdur, ya da onsuz!
Böyle bir şanssız bina olamaz! Palandöken Belediyesi eski Başkanı Orhan Bulutlar tarafından yaptırılan ve Nikah Sarayı olarak hizmet vermesi planlanan bina, ortada kaldı. Muhammet Sunar başkanın bir türlü kanının kaynamadığı ve bu sebeple de büyük uğraşlar sonrasında Turizm ve Kültür Müdürlüğü’ne devri sağlanan bina Devlet Tiyatroları’na tahsis edilecekti ama ondan da vazgeçildi. Sebep olarak da tiyatro binasına uygun olmaması ve uygun hale gelmesi için çok fazla para harcanacak olması gösterildi. Yani harcı borcunu ödemez diye düşünüldü! Devlet Tiyatroları için son derece elverişli olmasına rağmen bu sebeple reddedilen binanın akibeti merak konusu haline geldi. Belediyeye de önemli ölçüde mali külfet getirmişliği olan ama başka bir kuruma bir şekilde devredilen bina ne olarak hizmet verecek, herkes kadar ben de merak ediyorum.

Bu arada, eski Başkan Orhan Bulutlar ile bu binayı konuştum, Nikah Sarayı olarak kullanılmasının akılcı olacağını düşünüyor. ‘’Kapris ve komplekse gerek yok. Burası Nikah Sarayı olarak yapıldı, yine aynı şekilde hizmet verilmesinde yarar vardı. Ben görevime devam ediyor olsaydım Nikah Sarayı olarak bina borcuna rağmen yine Belediyede kalırdı, pandemi sonrasında gayet işler hale gelirdi. Belediye tarafından başka bir kuruma devredilmesi doğru olmuştur. Bu konuda niye aksi düşündüler halen daha anlamakta zorluk çekiyorum’’ dedi. Ne yalan söyleyeyim, ben de şahsen belediyeyi borca dahi sokmasına rağmen böylesine yüzük kaşı bir bina Nikah Sarayı olarak hizmet vermeliydi. Devir kararı alındığında aceleci davranıldı, akılcı yaklaşılmadı diye düşünüyorum, nokta. Bu benim son kararımdır.


Şunun şurasında 20 yıl filan da olmadı. Murat Kılıç’ın sahibi olduğu Kılıçoğlu’nda ilk görmüştüm baklava ve kurabiye tarttırırken çalışanların eldiven kullanmasını. Şehirde yoktu daha önce, kimse kimseyi kandırmasın. Aynı şekilde ürünlerin reklam tanıtımları için de İstanbul’dan özel çekim ekibinin getirilmesini, bazen bir bazen de iki tam gün misafir edildiğini. Bazen gün boyu süren fotoğraf ve video çekimleri sonrasında Kılıçoğlu’nun ürün tanıtımları çok güzel olurdu. Bu şekilde de farkındalık oluşturmuştu bu firma. Artık yıllar değişti, bu konuda Erzurum da gelişti. Bunu görüyoruz. Geçtiğimiz hafta Farkı Şahane’de kendi süt ve süt ürünlerinden oluşan mamullerinin çekiminin yapıldığında geldi bütün bunlar aklıma. Serdizayn adlı Erzurumlu tasarım firması profesyonelce çekim gerçekleştiren ve artık bu iş için İstanbul ile irtibata geçilmesine gerek kalmadığını gösterdi. Serdizayn sadece bir örnek. Bu konuda ciddi çalışma yapan firmaların da bir hayli arttığını görüyorum, bu inanılmaz güzel. Hem bu tür firmaların sayısının artmasına hem de tanıtım için parayı düşünmeyen firmalara bravo diyorum. İyi ki varsınız.

Öğretmevi’ne ve ESADAŞ’a bravo!
Günümüzde artık tasarımın önemi çok açık. İletişim ve teknoloji alanlarındaki sürekli gelişme firmaları yeni arayışlara itiyor. Bir çok kurum bugün bu bilinçle hareket ederek kurumsal kimliklerine ilave katkılar sağlıyor. Bunlardan biri Öğretmenevi. Aynı durumda ESDAŞ firması da tasarım konusunda son derece profesyonelce hareket ediyorlar. Hemen hemen her gün sundukları, gerek Erzurum Öğretmenevi’nin ve gerekse ESADAŞ’ın farklı günlük tasarımları onları yüceltirken, müşteri kitlesi başta olmak üzere kamuoyunda da büyük takdir topluyorlar. Alkışlarımız, günlük tasarımlar ile takipçilerinin karşısına çıkan bu kurumlara gelsin…



Allah bereket versin!
Buz Pateni Federasyonumuzun Sürat Pateni yarışları için Sabiha Gökçen’e götürecek olan Anadolu Jet uçağına binmek üzere aprona girdiğimde farkettim manzarayı. Onca yıldır sahadayım, ilk defa Erzurum havameydanında onca uçağı birarada görüyorum. Tam 4 uçak aynı anda havalanmak üzere yolcularını beklerken biz de bu manzarayı seyretmeye koyuluyorduk. Kızılay Şube Başkanı Hüseyin Bozhalil ağabeyle birlikte şahit olduk bu uçak trafiğine. Zaten Devlet Hava Meydanları Müdürlüğü de son aylardaki bu trafikle ilgili bilgileri paylaştı, bunu teyit etti. Bir ilk’i yaşıyorduk meydanında, aynı anda biri Ankara, ikisi İstanbul’a ve biri de Van’a olmak üzere tam dört uçak kalkış için hazırdı. Elbette ki meydanımızda bu kadar uçağı görmemiz ve trafiğin yoğunluğu hoşumuza gitti. Erzurum için büyük kazanımdır bu.
***
Bu arada, defa onca uçağı meydanda görerek bir ilk’i yaşayan bizler, bir başka ilk’i daha yaşadık. Sabiha Gökçen havaalanına inmek üzere bindiğimiz uçağımız az kalsın bir hasta yüzünden havadayken zorunlu iniş yapacaktı. Uçakta bulunan yolculardan birinin kalp geçirmesi üzerine pilotun ‘içinizde doktor var mı’ anonsu ile karşılaştık önce. Daha sonra kabin amiri, rahatsız olan hasta sebebiyle herhangi bir hava meydanına zorunlu iniş yapabileceğimiz bilgisini verdi. Ancak, uçakta bulunan bir doktorun müdahalesi ile bayan hastanın durumunun iyi olduğu anlaşıldı ve zorunlu inişten vazgeçildi. Bu da benim sahadayken karşılaştığım ilk’lerden biri oldu.,
Pasta yerine söz kesti!
Halk kültürü elçilerimizden aşıklarımızın en çok da üretenlerinin hayranıyım. Sadece bildik, klasik sözleri değil anlık deyişleri de saza döken aşıkları diğerlerinden çok daha kıymetli bulmuşumdur. Yakından da bilirim, bu konuda haber yapmışlığım da vardır. Rahmetli Aşık Yaşar Reyhani bunlardan biridir. Spontane deyişleri çoktur, saza da döken. O yüzden de bu alandaki atışmalar oldum olası çok hoşuma gitmiştir. Sadece ayak denilen o başlangıç kelimesi yeterlidir o yetenekli halk ozanları için. Kal mezarımda ve Dadaş’a sor parçaları ile en çok dinlenen halk ozanlarından olan Sıtkı Eminoğlu da üreten aşık olduğunu öyleydi ama bunu bir kere daha ortaya koydu. İbrahim Erkal Dadaş Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü Ergün Engin’in doğum gününde öyle güzel bir şey yaptı ki, sanırım Engin’in o gün aldığı en güzel doğum günü hediyesiydi. Eminoğlu tam bir aşık dostu olan Ergün Engin’e doğum gününde pasta yerine sazı ile söz kesti. Engin’i anlatan bir dörtlükle onun doğum gününü kutlayan Eminoğlu, farklılığını ortaya koydu ki bu tarafı benim için on numara beş yıldız oldu.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Zihin fukara olunca akıl ukala olurmuş!
DUVARIN DİLİ : Büyük aşklar ya sonsuzdur, ya da onsuz!