
Bir Davanın Ortaya Çıkması, Gelişmesi ya da Bozulmasına
Etki Eden Faktörler
- III-
2- Misyon ve Dava’nın Gelişmesine ya da Bozulmasına Etkisi:
Önceki yazımızda, bir davanın, ortaya çıktığı andan itibaren gelişimine veya bozulmasına; ilerlemesine veya gerilemesine etki eden üç faktörden bahsetmiştik. Bunların, ‘Kolektif hafıza’, ‘misyon’ ve ‘vizyon’ faktörleri olduğunu ifade etmiş, ‘Kolektif hafıza’, boyutunu incelemiştik. Bugün de ‘misyon’ ve ‘vizyon boyutunu ele alacağız.
a- Kelime olarak Misyon, ‘görev’ ya da ‘özel görev’ anlamına gelmektedir. Bir şahıs veya heyete verilen özel ve yüksek amaçlı görev de denir. Misyon, bir davanın ve bağlılarının, ‘görevi’nin ya da ‘onlara has görevin’ ne olduğunu belirtir.
b- Kavram olarak ise Misyon, kurum ya da davanın ‘bugünü’dür. Bir davada kolektif hafıza, dünü; misyon da bugünü temsil eder. Misyon, bir davanın (bağlılarıyla beraber) varlık nedenini, ortaya çıkış amacını ve neyi başarmak için var olduğunu belirtir. Diğer bir ifade ile misyon davanın, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmeyi amaçlayarak oluşturulduğunu açıklar. Misyon, davaya bir varoluş bilinci kazandırır. Misyon, davanın strateji oluşturma sürecinin de önemli bir başlangıç noktasıdır. Çünkü, davanın stratejileri hazırlanırken, mevcut misyon stratejilere yol gösterir. Misyon fikir, ürün ve hizmet üretirken sürekli göz önünde tutacakları, dava bağlılarını ve ilgilileri motive edecek ve gurur duyacakları anlamlı bir iddia ön plana çıkartır. Ayrıca davanın, benzer ya da rakip davalardan farkının ne olacağı; hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olacakları; iş ve çalışma felsefesinin ne olacağı; neyi, nerede ve nasıl üreteceği, gibi hususları da açıkça belirtilir. Misyon, davanın ilgili olduğu kesimler ile iletişim kurması bakımından da büyük bir önem arz etmektedir.
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere misyon, bir dava için; yaptığı işleri, edinmiş olduğu değerleri, inançları, varoluş nedenlerini ve kendilerini diğer davalardan ayırt edilebilmeleri için izlemeleri gereken stratejileri gösteren bir yol haritasıdır. Aslında bir dava ve bağlıları, usulüne uygun bir şekilde misyon bildirgelerini oluşturarak; bağlılarını motive etmeyi, onlara ilham vermeyi, ortak paylaşım duygusu oluşturarak bir sinerji meydana getirmeyi ve davanın amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlamalıdırlar. Ayrıca, doğru bir şekilde oluşturulmuş misyonun, günümüzün yoğun rekabet ortamında, rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacağı da kesindir.
c- İslami Yürüyüş’ün Misyonu,
İslami Yürüyüşün Misyonu konusu, çok önemli ve üzerinde çok titizlikle durulması gereken bir konudur. Mütefekkir kafaların bu alana yönelik çokça kafa yorması ve yeni fikirler ortaya koyması elzemdir. Eleştirilerle geliştirilmek üzere amatörce bir deneme yapıyorum. İslami Yürüyüş’ün Misyonu, şöyle olabilir:
Misyon, davanın bugünüdür, demiştik.
c- İslami Yürüyüş’ün Misyonu Açısından Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar,
Ø Davanın Misyonunda belirtilen hususlar, kolektif hafızayla da irtibatlı bir şekilde, davanın mütefekkirlerince sürekli olarak kontrol altında tutulmalıdır. Bu hususlarda bir durağanlık, bir gerileme, bir gevşeme ve özellikle bir bozulma asla olmamasına dikkat edilmelidir. Aksine, davanın misyonu dinamik olmalı, olumlu yönde ilerlemeli, gelişmeli ve bütün dünyayı kapsayacak şekilde, daha çok mükemmelliklere ulaşmalıdır.
Ø Davanın bağlıları, özellikle de her düzeydeki yönetim kademeleri ve teşkilatları, davanın içeriğini, özünü ve hedeflerini çok iyi öğrenmiş ve içselleştirmiş olmalıdırlar. Bu çerçevede Davanın geçmişini ve bugününü göz önüne alarak, hem onu geliştirmeği, hem onu severek ve can u gönülden yaşamayı (amel-saliha) ve ona aykırı fiillerden kaçınmayı (ittika), hem de bunların toplumsal boyutta gerçekleşmesini sağlamayı esas almalı, onu kendilerine kısa veya orta düzeyde hedef edinmelidirler.
Ø Bilinmelidir ki, bu hususlarda meydana gelecek aksaklıklar, eksiklikler; olumsuzluklar ve yozlaşmalar, sadece bireyleri değil, aynı zamanda davayı da olumsuz olarak etkileyecektir. Bu olumsuzluklar belli bir boyuta ulaştığında da davayı çökertecektir.
Yarın, Vizyon ve Dava’nın Gelişmesine ya da Bozulmasına Etkisini görelim.
Etki Eden Faktörler
- III-
2- Misyon ve Dava’nın Gelişmesine ya da Bozulmasına Etkisi:
Önceki yazımızda, bir davanın, ortaya çıktığı andan itibaren gelişimine veya bozulmasına; ilerlemesine veya gerilemesine etki eden üç faktörden bahsetmiştik. Bunların, ‘Kolektif hafıza’, ‘misyon’ ve ‘vizyon’ faktörleri olduğunu ifade etmiş, ‘Kolektif hafıza’, boyutunu incelemiştik. Bugün de ‘misyon’ ve ‘vizyon boyutunu ele alacağız.
a- Kelime olarak Misyon, ‘görev’ ya da ‘özel görev’ anlamına gelmektedir. Bir şahıs veya heyete verilen özel ve yüksek amaçlı görev de denir. Misyon, bir davanın ve bağlılarının, ‘görevi’nin ya da ‘onlara has görevin’ ne olduğunu belirtir.
b- Kavram olarak ise Misyon, kurum ya da davanın ‘bugünü’dür. Bir davada kolektif hafıza, dünü; misyon da bugünü temsil eder. Misyon, bir davanın (bağlılarıyla beraber) varlık nedenini, ortaya çıkış amacını ve neyi başarmak için var olduğunu belirtir. Diğer bir ifade ile misyon davanın, nelere öncelik vererek, neleri gerçekleştirmeyi amaçlayarak oluşturulduğunu açıklar. Misyon, davaya bir varoluş bilinci kazandırır. Misyon, davanın strateji oluşturma sürecinin de önemli bir başlangıç noktasıdır. Çünkü, davanın stratejileri hazırlanırken, mevcut misyon stratejilere yol gösterir. Misyon fikir, ürün ve hizmet üretirken sürekli göz önünde tutacakları, dava bağlılarını ve ilgilileri motive edecek ve gurur duyacakları anlamlı bir iddia ön plana çıkartır. Ayrıca davanın, benzer ya da rakip davalardan farkının ne olacağı; hangi inanç ve temel değerlere sahip ve bağlı olacakları; iş ve çalışma felsefesinin ne olacağı; neyi, nerede ve nasıl üreteceği, gibi hususları da açıkça belirtilir. Misyon, davanın ilgili olduğu kesimler ile iletişim kurması bakımından da büyük bir önem arz etmektedir.
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere misyon, bir dava için; yaptığı işleri, edinmiş olduğu değerleri, inançları, varoluş nedenlerini ve kendilerini diğer davalardan ayırt edilebilmeleri için izlemeleri gereken stratejileri gösteren bir yol haritasıdır. Aslında bir dava ve bağlıları, usulüne uygun bir şekilde misyon bildirgelerini oluşturarak; bağlılarını motive etmeyi, onlara ilham vermeyi, ortak paylaşım duygusu oluşturarak bir sinerji meydana getirmeyi ve davanın amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlamalıdırlar. Ayrıca, doğru bir şekilde oluşturulmuş misyonun, günümüzün yoğun rekabet ortamında, rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacağı da kesindir.
c- İslami Yürüyüş’ün Misyonu,
İslami Yürüyüşün Misyonu konusu, çok önemli ve üzerinde çok titizlikle durulması gereken bir konudur. Mütefekkir kafaların bu alana yönelik çokça kafa yorması ve yeni fikirler ortaya koyması elzemdir. Eleştirilerle geliştirilmek üzere amatörce bir deneme yapıyorum. İslami Yürüyüş’ün Misyonu, şöyle olabilir:
- İslam’ın bir bütün olarak ele alınması, teşkilatlandırılması, öğrenilmesi, yaşanması, yayılması, ülkemizde, gönül coğrafyamızda ve bütün dünyada etkin olması için çalışılmasıdır.
- Bireyin, toplumun ve insanlığın ürettiği bütün kötülük ve yozlaşmalara karşı çıkılması, onlarla mücadele edilmesi, teoride ve yaşantıda güzel ahlak örnekliği sergilenmesidir.
- İnsanları Rabbinden uzaklaştırıp, kullara kul yapan İslam dışı dünya görüşlerine ve ideolojilere karşı mücadele verilmesi ve onların ortadan kaldırılması için yürümektir.
- Ülkemizi iman, ahlak, bilim ve kültür gibi sosyal; sosyo-ekonomik, psiko-sosyal, siyasal, tarım, turizm, teknoloji ve bilişim gibi maddi alanlarda yenilikçi (mucit), üretken ve inovatif kılmak; kısaca Ülkemizi hayatın maddi-manevi bütün alanlarında geliştirmek, kalkındırmak ve güçlü kılmaktır.
- Emperyalizme karşı ülkemizin, gönül coğrafyamızın ve mazlum milletlerin hak ve hukukunu savunulması, onunla sonu gelmez bir mücadeleye girişilmesidir.
Misyon, davanın bugünüdür, demiştik.
c- İslami Yürüyüş’ün Misyonu Açısından Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar,
Ø Davanın Misyonunda belirtilen hususlar, kolektif hafızayla da irtibatlı bir şekilde, davanın mütefekkirlerince sürekli olarak kontrol altında tutulmalıdır. Bu hususlarda bir durağanlık, bir gerileme, bir gevşeme ve özellikle bir bozulma asla olmamasına dikkat edilmelidir. Aksine, davanın misyonu dinamik olmalı, olumlu yönde ilerlemeli, gelişmeli ve bütün dünyayı kapsayacak şekilde, daha çok mükemmelliklere ulaşmalıdır.
Ø Davanın bağlıları, özellikle de her düzeydeki yönetim kademeleri ve teşkilatları, davanın içeriğini, özünü ve hedeflerini çok iyi öğrenmiş ve içselleştirmiş olmalıdırlar. Bu çerçevede Davanın geçmişini ve bugününü göz önüne alarak, hem onu geliştirmeği, hem onu severek ve can u gönülden yaşamayı (amel-saliha) ve ona aykırı fiillerden kaçınmayı (ittika), hem de bunların toplumsal boyutta gerçekleşmesini sağlamayı esas almalı, onu kendilerine kısa veya orta düzeyde hedef edinmelidirler.
Ø Bilinmelidir ki, bu hususlarda meydana gelecek aksaklıklar, eksiklikler; olumsuzluklar ve yozlaşmalar, sadece bireyleri değil, aynı zamanda davayı da olumsuz olarak etkileyecektir. Bu olumsuzluklar belli bir boyuta ulaştığında da davayı çökertecektir.
Yarın, Vizyon ve Dava’nın Gelişmesine ya da Bozulmasına Etkisini görelim.