
Dede Korkut derki, “Oğuz’un başına ne gelirse uykuda gelir” Bir seçim sürecine girdiğimiz dönemde uyumamamız önemli olsa gerek! İttifak yapıları, işleyiş biçimleri, vadettikleri, iş yapış biçimlerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Yetmez, küresel güçlerin ne istediği ve kiminle istediğinin de önemi var.
Türkiye’nin 1945’lerden itibaren küresel etki altına girdiğini unutmamalıyız. O yıllar Stalin’e dayandırılan tehdit algısının Türkiye’yi nasıl BATI’nın kucağına ittiğini bilmek gerekiyor. Bir önemli nokta ise “Anadolu irfanı ve feraset”te gizlidir. Yolumuzu bulmak için milletin irfanı ve ferasetine güvenmek durumundayız.
Girişin ardından 6+ masanın yönetim biçiminin temel mottosunu irdeleyelim. Saadet Partisi’nin merkez binasını Türkiye’ye tanıtan (!) aday açıklamasında Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak beyanında yer alan maddelerin 7.’sinde “Cumhurbaşkanlığı Kabinesine (Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar) yetki ve görev dağılımı, Anayasa ve yasalar çerçevesinde çıkarılacak Cumhurbaşkanı kararnamesi ile belirlenecektir.
8’cisinde, Cumhurbaşkanı; seçimlerin yenilenmesi, OHAL ilanı, milli güvenlik politikaları, Cumhurbaşkanlığı Kararları, Kararnameleri ve genel nitelikteki düzenleyici işlemler ile üst düzey atamalarda Millet İttifakına dahil partilerin genel başkanlarıyla uzlaşı içinde karar alacaktır.”
Eleştiri elbette eleştirilen kesimi rahatsız edecektir, fakat sormak zorundayız Cumhurbaşkanlığı adaylığına karar verirken fırtınalar kopan masa, sağlıklı biçimde bu kararları nasıl alacaktır. HDP’nin oyuna da muhtaç olan 6+ masa aldığı kararlarda hangi hassasiyetlere dikkat etmek durumunda kalacaktır.
9, 10, 11 ve maddeler, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecini, işleyiş biçimini tanımlıyor. 3 maddede de ciddi soru işaretleri taşıyor. Yani 6+ masanın Cumhurbaşkanı belirlediği kavgalı ve kızgın toplantının ardından çizilen yol haritası ciddi kavga, kırılmaların habercisi durumunda.
10 ili yıkan bir deprem döneminde Türkiye’yi ayağa kaldıracak, hızlı adımlar atabilecek mekanizmalara ihtiyacımız olduğu kesin. Oysa 6+ masa hızlı adım atmayı bir yana bırakın adım atabilme konusunda dahi ciddi şüpheler doğurmaktadır.
Anadolu İrfanı!
Türk milletinin çağlar ötesinden günümüze kadar yaşadığı krizler, bunalımlı dönemler halkın kültür ve gönül dünyasında elbette derin izler bırakmıştır. Bu nedenle en bunalımlı dönemlerde milletin ortaya koyacağı irfan, feraset ve yüksek şuurun birçok sorunun çözülmesinin anahtarı olduğunu düşünüyorum.
Osmanlı’nın daha kuruluş ve devletleşme sürecinde Yıldırım Beyazıd sonrası yaşanan ve 13 yıl süren “Fetret dönemi”ni bir daha yaşamayacağımıza inanıyorum.
O irfan ve feraset ile.
Eğer Oğuz bir daha uykuda yakalanırsa derdinin büyük olacağını unutmamalıdır!
Türkiye’nin 1945’lerden itibaren küresel etki altına girdiğini unutmamalıyız. O yıllar Stalin’e dayandırılan tehdit algısının Türkiye’yi nasıl BATI’nın kucağına ittiğini bilmek gerekiyor. Bir önemli nokta ise “Anadolu irfanı ve feraset”te gizlidir. Yolumuzu bulmak için milletin irfanı ve ferasetine güvenmek durumundayız.
Girişin ardından 6+ masanın yönetim biçiminin temel mottosunu irdeleyelim. Saadet Partisi’nin merkez binasını Türkiye’ye tanıtan (!) aday açıklamasında Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifak beyanında yer alan maddelerin 7.’sinde “Cumhurbaşkanlığı Kabinesine (Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar) yetki ve görev dağılımı, Anayasa ve yasalar çerçevesinde çıkarılacak Cumhurbaşkanı kararnamesi ile belirlenecektir.
8’cisinde, Cumhurbaşkanı; seçimlerin yenilenmesi, OHAL ilanı, milli güvenlik politikaları, Cumhurbaşkanlığı Kararları, Kararnameleri ve genel nitelikteki düzenleyici işlemler ile üst düzey atamalarda Millet İttifakına dahil partilerin genel başkanlarıyla uzlaşı içinde karar alacaktır.”
Eleştiri elbette eleştirilen kesimi rahatsız edecektir, fakat sormak zorundayız Cumhurbaşkanlığı adaylığına karar verirken fırtınalar kopan masa, sağlıklı biçimde bu kararları nasıl alacaktır. HDP’nin oyuna da muhtaç olan 6+ masa aldığı kararlarda hangi hassasiyetlere dikkat etmek durumunda kalacaktır.
9, 10, 11 ve maddeler, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş sürecini, işleyiş biçimini tanımlıyor. 3 maddede de ciddi soru işaretleri taşıyor. Yani 6+ masanın Cumhurbaşkanı belirlediği kavgalı ve kızgın toplantının ardından çizilen yol haritası ciddi kavga, kırılmaların habercisi durumunda.
10 ili yıkan bir deprem döneminde Türkiye’yi ayağa kaldıracak, hızlı adımlar atabilecek mekanizmalara ihtiyacımız olduğu kesin. Oysa 6+ masa hızlı adım atmayı bir yana bırakın adım atabilme konusunda dahi ciddi şüpheler doğurmaktadır.
Anadolu İrfanı!
Türk milletinin çağlar ötesinden günümüze kadar yaşadığı krizler, bunalımlı dönemler halkın kültür ve gönül dünyasında elbette derin izler bırakmıştır. Bu nedenle en bunalımlı dönemlerde milletin ortaya koyacağı irfan, feraset ve yüksek şuurun birçok sorunun çözülmesinin anahtarı olduğunu düşünüyorum.
Osmanlı’nın daha kuruluş ve devletleşme sürecinde Yıldırım Beyazıd sonrası yaşanan ve 13 yıl süren “Fetret dönemi”ni bir daha yaşamayacağımıza inanıyorum.
O irfan ve feraset ile.
Eğer Oğuz bir daha uykuda yakalanırsa derdinin büyük olacağını unutmamalıdır!