Şimdi kapatınca gözlerini uyku gelecek ve seni varoluşunun kanıtı sandığın her şeyden milyonlarca kez uzağa taşıyacak.
Sıkıntılarıyla meşhur bu âlemden, hayallerin bile ötesinde, bilinemez bir yere gideceksin.
Kim, neden bu himmeti sen her bitap düştüğün zaman bağışlıyor da seni bitkinliklerinden uzak, düşlerinin de erişemediği bir yerde soluklandırıyor?
Üstelik sadece sen olsan, hadi neyse…
Bütün insanlığı aynı uykunun kollarında taşıyor…
Eksik oldu değil mi? İlk bakışta bile yetersiz kaldı!
Hayvanatı da, nebatatı da, canlı olduğunu söylediğimiz ne varsa onları da bitkinliklerinden alıp, adeta bir oksijen çadırına gönderen büyük güç kim sahi?
Ey uyuyan, sen olamazsın! Çünkü her istediğin de o beldeye giriş iznin yok.
Üstelik hasta olduğunda, kendini çaresiz hissettiğinde o kapı açılsın diye bütün varlığınla titreyerek beklemektesin.
Demek ki, uyku senin uykun gibi dursa da, ihsandır.
Bütün uykuların ve elbette uyanıklığın da; O ikram sahibinin ‘bittim!’ dediğin her anda ‘yettim’ diyerek ikram ettiği armağanıdır.
Uykuyu sakın ola ki yabana atmayasın, onun kıymetini uykusuzlara sor!
Şimdi gelelim sana! İradesine bunca güvenen aciz…
Gelelim mi senin uykuda her şeyi onunla becerdiğini sandığın istencine.
Nerede o?
Uyuduğunda gelip bedenini yakalayan felç haline karşı nasıl bir çare düşünmekte acaba?
Ya kendisini koruma kalkanları arasında güvende hisseden zalim, sana ne demeli…
Her azanın ayrı bir tabibi, nefsinin süfli zevklerinin her birinin özel bir tatmin edicisi olduğunu sanan ahmak, hangi kölen koruyacak uykuda seni?
Bir kan damlacığının pıhtı olup beyin damarlarından birisine kurulmasını kim, nasıl engelleyecek o gaflet anında?
Şimdi bütün ben diye başlayan kelimeleri sil lügatinden çünkü sen uykuya teslim olduğun sürece ben diye başlayan bir eylemin sahibi olamazsın.
Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Öyle ki, Biz onları bir sağa çeviriyorduk, bir sola ve köpekleri de eşikte ön ayaklarını uzatıp (uyuyakalmıştı)…Kehf Suresi/18
Seni uyanık seni; sen kendini her uyanık sandığında uykudasın aslında!
Ancak uykunun Sahibidir uyanıklığı da hükmü altında tutan.
Sen uyanık kalmaya azmetmedikçe uykunda şehvetinle oyalanmana sabreden bir Mâlik var.
Sakın unutmayasın diyedir bu son sözüm, Mâlik’in olduğu her yerde de mutlaka hesap var!
Hesaptan bahseden hangi teskereye rastlarsan emin ol, Hâkim’in belirlediği bir zaman var!
O gün geldiğinde aynen uykudaki gibi derin bir itaatin kollarında kıpırtısız bekleyeceksin…
Ve sana o dehşetli günde çok tanıdık gelecek uyku!
Uykunuzu ölüm(ün bir sembolü) kıldık. (38) Nebe Suresi/9
Sıkıntılarıyla meşhur bu âlemden, hayallerin bile ötesinde, bilinemez bir yere gideceksin.
Kim, neden bu himmeti sen her bitap düştüğün zaman bağışlıyor da seni bitkinliklerinden uzak, düşlerinin de erişemediği bir yerde soluklandırıyor?
Üstelik sadece sen olsan, hadi neyse…
Bütün insanlığı aynı uykunun kollarında taşıyor…
Eksik oldu değil mi? İlk bakışta bile yetersiz kaldı!
Hayvanatı da, nebatatı da, canlı olduğunu söylediğimiz ne varsa onları da bitkinliklerinden alıp, adeta bir oksijen çadırına gönderen büyük güç kim sahi?
Ey uyuyan, sen olamazsın! Çünkü her istediğin de o beldeye giriş iznin yok.
Üstelik hasta olduğunda, kendini çaresiz hissettiğinde o kapı açılsın diye bütün varlığınla titreyerek beklemektesin.
Demek ki, uyku senin uykun gibi dursa da, ihsandır.
Bütün uykuların ve elbette uyanıklığın da; O ikram sahibinin ‘bittim!’ dediğin her anda ‘yettim’ diyerek ikram ettiği armağanıdır.
Uykuyu sakın ola ki yabana atmayasın, onun kıymetini uykusuzlara sor!
Şimdi gelelim sana! İradesine bunca güvenen aciz…
Gelelim mi senin uykuda her şeyi onunla becerdiğini sandığın istencine.
Nerede o?
Uyuduğunda gelip bedenini yakalayan felç haline karşı nasıl bir çare düşünmekte acaba?
Ya kendisini koruma kalkanları arasında güvende hisseden zalim, sana ne demeli…
Her azanın ayrı bir tabibi, nefsinin süfli zevklerinin her birinin özel bir tatmin edicisi olduğunu sanan ahmak, hangi kölen koruyacak uykuda seni?
Bir kan damlacığının pıhtı olup beyin damarlarından birisine kurulmasını kim, nasıl engelleyecek o gaflet anında?
Şimdi bütün ben diye başlayan kelimeleri sil lügatinden çünkü sen uykuya teslim olduğun sürece ben diye başlayan bir eylemin sahibi olamazsın.
Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Öyle ki, Biz onları bir sağa çeviriyorduk, bir sola ve köpekleri de eşikte ön ayaklarını uzatıp (uyuyakalmıştı)…Kehf Suresi/18
Seni uyanık seni; sen kendini her uyanık sandığında uykudasın aslında!
Ancak uykunun Sahibidir uyanıklığı da hükmü altında tutan.
Sen uyanık kalmaya azmetmedikçe uykunda şehvetinle oyalanmana sabreden bir Mâlik var.
Sakın unutmayasın diyedir bu son sözüm, Mâlik’in olduğu her yerde de mutlaka hesap var!
Hesaptan bahseden hangi teskereye rastlarsan emin ol, Hâkim’in belirlediği bir zaman var!
O gün geldiğinde aynen uykudaki gibi derin bir itaatin kollarında kıpırtısız bekleyeceksin…
Ve sana o dehşetli günde çok tanıdık gelecek uyku!
Uykunuzu ölüm(ün bir sembolü) kıldık. (38) Nebe Suresi/9