
Dünya'da batılı ülkelerin emperyal amaçları doğrultusunda yıllardır devam eden savaşların en büyük mağduru çocuklardı. Çocukların kimi hayatını, kimi de ağır yaralar alarak geleceğini, kimi de ailesini kaybetti. 2014 yılında bombardımanda ağır yaralanan 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun, "Gidince sizi Allah'a şikayet edeceğim" sözleri o kadar acıydı ki umursayan olmadı. Çünkü batılı dediğimiz sözde insan hakları savunucularının sınırları, halkları, ülkeleri güvendeydi. Çin, ihracatta rekor kırdığı, her şeyin kendilerince güllük gülistanlık olduğu zamanlar, Uygur Türklerine akıl almaz işkenceler uyguluyordu. O zamanlar Devlet Başkanı bir açıklama yapmıştı ve demişti ki "Çin'i durdurmaya kimin gücü yeter"? Hesaba katmadığı bir şey vardı ki Allah’ın her şeye gücü yeter.
Yıllardır çocukların ölümüne sessiz kalan dünya, bugün çocuklara dokunmayan virüs ile sınanıyor. Süper güç veya gelişmiş ülke dediğimiz emperyalistler, dünyayı etkisi altına alan korona virüse karşı çaresizler. Korona virüs, Müslümanlara veya fakirlere bulaşıp öldürseydi batılı ülkeler kör ve sağır olurlardı. Şimdi dünya ülkeleri virüsle mücadele için seferber olmuş farklı önlemler alma çabasındalar. Çünkü bin yıl yaşayan yılan; zengin, fakir, Müslüman, Hıristiyan, doğulu, batılı ayrımı yapmadan herkese dokundu.
Sadece petrole sahip olmak amacıyla dünyanın bir ucundan diğer ucuna silah gönderen gelişmiş ülkeler, yılda milyonlarca kişinin açlık, salgın ve hastalıktan öldüğü bölgelere bir faydaları olmadığı gibi daha fazla zarar vermişlerdir. Günümüzde milyon dolarlar harcayarak fazla kilolarından kurtulmak isteyen batı, diğer tarafta su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara sahip olamayan milyonlarca insan var. Dünya üzerinde 8 bini çocuk her gün ortalama 27 bin kişi açlıktan ölüyorken sadece ülkemizde 1 yılda 1,7 milyar ekmek çöpe atılarak, 214 milyar liralık gıda israfı yapılıyor. Hiç kimsenin yatağa aç girmemesi için yılda 18 milyar dolara ihtiyaç varken, makyaj için 1 yılda harcanan para 20 milyar dolardır. Bu örneklere daha pek çoklarını katabiliriz.
Virüs ortadan kalktıktan sonra düzenin değişeceği hayalini kurmak, Ütopya'dır. İnsan haklarını dünyaya pazarlamaya kalkanların attıkları bombalarla parçalanan çocukların bedenleri yine görülecek. Sahile vuran bebeklere kör olunacak. Haksızlık, zulüm karşısında susulacak. Açlık ve yoksulluktan insanlar ölmeye devam edecek. Ancak onlar ne kadar güçlü olursa olsun, bazıları ne kadar zayıf olursa olsun, gözle görülmeyen bir virüsün tüm dünyayı acziyet içinde bırakarak imtihana tabi tuttuğu günler unutulmayacak.
Yıllardır çocukların ölümüne sessiz kalan dünya, bugün çocuklara dokunmayan virüs ile sınanıyor. Süper güç veya gelişmiş ülke dediğimiz emperyalistler, dünyayı etkisi altına alan korona virüse karşı çaresizler. Korona virüs, Müslümanlara veya fakirlere bulaşıp öldürseydi batılı ülkeler kör ve sağır olurlardı. Şimdi dünya ülkeleri virüsle mücadele için seferber olmuş farklı önlemler alma çabasındalar. Çünkü bin yıl yaşayan yılan; zengin, fakir, Müslüman, Hıristiyan, doğulu, batılı ayrımı yapmadan herkese dokundu.
Sadece petrole sahip olmak amacıyla dünyanın bir ucundan diğer ucuna silah gönderen gelişmiş ülkeler, yılda milyonlarca kişinin açlık, salgın ve hastalıktan öldüğü bölgelere bir faydaları olmadığı gibi daha fazla zarar vermişlerdir. Günümüzde milyon dolarlar harcayarak fazla kilolarından kurtulmak isteyen batı, diğer tarafta su, gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara sahip olamayan milyonlarca insan var. Dünya üzerinde 8 bini çocuk her gün ortalama 27 bin kişi açlıktan ölüyorken sadece ülkemizde 1 yılda 1,7 milyar ekmek çöpe atılarak, 214 milyar liralık gıda israfı yapılıyor. Hiç kimsenin yatağa aç girmemesi için yılda 18 milyar dolara ihtiyaç varken, makyaj için 1 yılda harcanan para 20 milyar dolardır. Bu örneklere daha pek çoklarını katabiliriz.
Virüs ortadan kalktıktan sonra düzenin değişeceği hayalini kurmak, Ütopya'dır. İnsan haklarını dünyaya pazarlamaya kalkanların attıkları bombalarla parçalanan çocukların bedenleri yine görülecek. Sahile vuran bebeklere kör olunacak. Haksızlık, zulüm karşısında susulacak. Açlık ve yoksulluktan insanlar ölmeye devam edecek. Ancak onlar ne kadar güçlü olursa olsun, bazıları ne kadar zayıf olursa olsun, gözle görülmeyen bir virüsün tüm dünyayı acziyet içinde bırakarak imtihana tabi tuttuğu günler unutulmayacak.