
Son günlerin en popüler videosu, ABD’de ambülansa parası yetmediği için yürüyerek hastaneye giden hamile bir kadına ait olandır. Bizim insanımızın beynine adeta Hollywood filmleri olarak kazınmış bulunuyor. Bizim insanımıza göre Avrupa, ABD, Kanada gibi batılı ülkelerde yaşam ballı börektir. Gerçeğin beyninizdekiyle ilgisi yok deseniz de fayda etmiyor.
Genç bir delikanlı ile sohbet ettim. Hani nato mermer nato kafa deyimi anladığım kadarıyla gençliğin bir bölümüne biçilmiş kaftan gibi. Genç, sporcu ve yurtdışı müsabakalarına da gitmiş. Elbette bu müsabakalar ülkenin harcıyla gerçekleşiyor. Bir yığın yakınmalarının ardından yabancı ülkelere meyleden o bilgi eksiği bakış hemen ileri sürülüyor. Genç, ‘benim yabancı ülkelerde arkadaşlarım var, hepsinin de bir işi, evi ve arabası var’ dedi.
Bunun genel geçer bir durum olmadığını, örneğin İngiltere’de doğalgaz fiyatlarının yılbaşından buyana yüzde 700 arttığını hatırlattım. Dağıtım kanallarındaki sorunları haberlere konu oluyor İngiltere’nin. Fransa, Almanya ve hatta ABD’de ciddi sorunları hatırlattım. Gıda ve enerjide ciddi sorunlar olduğunu, petrolün 80 doları geçtiğini, doğalgazın vanasının Putin’in elinde olduğunu ve özellikle Avrupa’yı inlettiğini hatırlattım.
Nafile!
ABD’de geçtiğimiz ay ilk defa petrol fiyatlarının yükselişinin protesto edildiğini hatırlattım. ABD ve Almanya’da ciddi alt yapı sorunların olduğunu, yaşadığımız ülkenin sağlık tesisleri ve altyapı üst yapı alanında yüzde 95’in üzerinde bir yenilenmeden söz ettim. Sonra 30 yaş üstü her Türk vatandaşının şehirlerarası yolculuk çilesini, hastanelerde ve ilaç kuyruklarında perişanlığını hatırlattım.
Yok!
Anlatılan gerçeğin gençliğinin bir bölümünün anlamasının gerçekten bir damar gibi güç olduğunu müşahede ettim. Birde gençlerin ileri sürdüğü, Suriye ve Afgan göçmen veya sığınmacıların her şehirde iş gücünü ele geçirdiği yakınması geliyor. Genç arkadaşa, ‘siz onların çalıştığı işlerde çalışmazsınız’ deyince ‘Abi kusura bakma ama onların yaptığı işi de ben yapmayayım’ cevabı geldi.
Aslında sosyal medya propagandalarından etkilenen gençliğe daha ciddi izahlar gerekiyor. En büyük sorun ise gençlerin tamamına yakınının devletten iş beklentileri. Eğitimli veya eğitimsiz genç kesimler devlet kapısında iş bekliyor! Bunun her genç için mümkün olmadığı açık.
Sonuçta pırıl pırıl bir genç kardeşime daha doğru bir noktadan bakabilir miyiz’i anlatmaya çalıştım. Evet, biz sağlık, ulaşım, savunma sanayiinde çok ileri olduğumuzu kabul ediyor. Ancak hayat pahalılığı ve iş alanı darlığı için farklı gerekçeler ortaya koyuyor. Elbette bütün gençlerin iyi bir iş bulması, ev, araba sahibi olmasını isteriz.
Fakat bunun yolunun bir dönemler Tansu Çiller’in seçim vaadinde yaptığı “iki anahtar” biçiminde olamayacağını anlamalıyız. Ülkemiz ve devletimize de sahip çıkmak hepimizin görevi.
Genç arkadaşıma en son Avrupa’da elektrik fiyatlarının artış oranını hatırlattım. Yalnızca Avrupa’da değil dünyada da enerji ve gıda fiyatları hızla yükseliyor.
İtalya’da elektrik fiyatları, yılbaşına göre yüzde 274 artmış durumda. İspanya’da yüzde 234, Yunanistan’da yüzde 229, Bulgaristan’da yüzde 201, Almanya’da yüzde 183, Fransa’da yüzde 165, İngiltere’de yüzde 145 artmış durumda. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 70.
Genç arkadaşım yüzüme bakıp, “Ama abi onların paraları değerli” cevabını verdi.
Genç bir delikanlı ile sohbet ettim. Hani nato mermer nato kafa deyimi anladığım kadarıyla gençliğin bir bölümüne biçilmiş kaftan gibi. Genç, sporcu ve yurtdışı müsabakalarına da gitmiş. Elbette bu müsabakalar ülkenin harcıyla gerçekleşiyor. Bir yığın yakınmalarının ardından yabancı ülkelere meyleden o bilgi eksiği bakış hemen ileri sürülüyor. Genç, ‘benim yabancı ülkelerde arkadaşlarım var, hepsinin de bir işi, evi ve arabası var’ dedi.
Bunun genel geçer bir durum olmadığını, örneğin İngiltere’de doğalgaz fiyatlarının yılbaşından buyana yüzde 700 arttığını hatırlattım. Dağıtım kanallarındaki sorunları haberlere konu oluyor İngiltere’nin. Fransa, Almanya ve hatta ABD’de ciddi sorunları hatırlattım. Gıda ve enerjide ciddi sorunlar olduğunu, petrolün 80 doları geçtiğini, doğalgazın vanasının Putin’in elinde olduğunu ve özellikle Avrupa’yı inlettiğini hatırlattım.
Nafile!
ABD’de geçtiğimiz ay ilk defa petrol fiyatlarının yükselişinin protesto edildiğini hatırlattım. ABD ve Almanya’da ciddi alt yapı sorunların olduğunu, yaşadığımız ülkenin sağlık tesisleri ve altyapı üst yapı alanında yüzde 95’in üzerinde bir yenilenmeden söz ettim. Sonra 30 yaş üstü her Türk vatandaşının şehirlerarası yolculuk çilesini, hastanelerde ve ilaç kuyruklarında perişanlığını hatırlattım.
Yok!
Anlatılan gerçeğin gençliğinin bir bölümünün anlamasının gerçekten bir damar gibi güç olduğunu müşahede ettim. Birde gençlerin ileri sürdüğü, Suriye ve Afgan göçmen veya sığınmacıların her şehirde iş gücünü ele geçirdiği yakınması geliyor. Genç arkadaşa, ‘siz onların çalıştığı işlerde çalışmazsınız’ deyince ‘Abi kusura bakma ama onların yaptığı işi de ben yapmayayım’ cevabı geldi.
Aslında sosyal medya propagandalarından etkilenen gençliğe daha ciddi izahlar gerekiyor. En büyük sorun ise gençlerin tamamına yakınının devletten iş beklentileri. Eğitimli veya eğitimsiz genç kesimler devlet kapısında iş bekliyor! Bunun her genç için mümkün olmadığı açık.
Sonuçta pırıl pırıl bir genç kardeşime daha doğru bir noktadan bakabilir miyiz’i anlatmaya çalıştım. Evet, biz sağlık, ulaşım, savunma sanayiinde çok ileri olduğumuzu kabul ediyor. Ancak hayat pahalılığı ve iş alanı darlığı için farklı gerekçeler ortaya koyuyor. Elbette bütün gençlerin iyi bir iş bulması, ev, araba sahibi olmasını isteriz.
Fakat bunun yolunun bir dönemler Tansu Çiller’in seçim vaadinde yaptığı “iki anahtar” biçiminde olamayacağını anlamalıyız. Ülkemiz ve devletimize de sahip çıkmak hepimizin görevi.
Genç arkadaşıma en son Avrupa’da elektrik fiyatlarının artış oranını hatırlattım. Yalnızca Avrupa’da değil dünyada da enerji ve gıda fiyatları hızla yükseliyor.
İtalya’da elektrik fiyatları, yılbaşına göre yüzde 274 artmış durumda. İspanya’da yüzde 234, Yunanistan’da yüzde 229, Bulgaristan’da yüzde 201, Almanya’da yüzde 183, Fransa’da yüzde 165, İngiltere’de yüzde 145 artmış durumda. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 70.
Genç arkadaşım yüzüme bakıp, “Ama abi onların paraları değerli” cevabını verdi.