
Erzurum Müftü Vekili Erzurum İl Müftü Vekili Abdulhalim Acar Ramazan ayı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ayşe Nur BAYRAM / PUSULA
Sabır, mağfiret ve merhamet ayı olan Ramazan başladı.
"Ramazan ve infak" sloganıyla tüm hazırlıklarını tamamlayan Erzurum İl Müftülüğü, bu mübarek ayın bereketinden en iyi şekilde faydalanabilmek için Müslümanların dikkat etmesi gereken hususlar, sosyal ilişkilerde takınılması gereken hoşgörü ve merhamet iklimine uygun tavırlar, zekat, fitre ve nakdi yardımlar gibi maddi hususların yanı sıra selamlaşmak, sabretmek, merhamet göstermek, ibadette huşu ve sürekliliği sağlamak gibi manevi hususlarla ilgili merak edilen konuları anlattı.
Mübarek Ramazan ayının en iyi şekilde yaşandığı ve adeta Oruç tutan şehir olarak bilinen Erzurum'da görev yapmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Erzurum İl Müftü Vekili Abdulhalim Acar Ramazan ayı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İftara son bir saat kala trafikte yaşanan gerilime dikkat çeken Müftü Vekili Acar, “Orucun zaten en güzel zamanı, iftara bir saat kala olan zaman. O telaş, çok tatlı bir telaş. Trafikte de ne olur korna çalmak yerine birbirimize hayırlı iftarlar diyelim” dedi.
“Şehir oruç tutuyor”
Erzurum’da sanki insanların değil, şehrin oruç tuttuğunu dile getiren Müftü Vekil Abdülhalim Acar, “Şehrimizin bu özelliğinden dolayı biz mutlu oluyoruz. Çarşısında, pazarında, Ramazan etkisi çok fazla, bunun devam etmesini de arzu ediyoruz. Hastalarımız, askerlerimiz, oruç tutma imkanı olmayan vatandaşlarımız var. Onlar bile gizli bir şekilde karınlarını doyuruyorlar. Çünkü şehrin oruç tuttuğu bir yerde saygısızlık etmek istemiyorlar. Bunun devamını diliyorum” dedi.
“Bu seneki tema ‘Ramazan ve İnfak”
Ramazan ayının bu seneki temasının ‘Ramazan ve İnfak’ olarak belirlendiğini aktaran Müftü Vekili Acar, “Hafızlarımızın çok bulunduğu bir şehir olduğu için, ramazan vesilesi ile camilerimizde mukabelelerimiz var. İlimizde de özellikle Cuma vaazlarında da, teravih sohbetlerinde veya vakit namazlarından sonra, birçok cami de sadece mukabeleler okunmuyor, sohbetlerimiz de oluyor. Asr-ı saadet döneminde ki mukabele geleneği, İslam ümmeti devam ettirmiştir. Bayanlara yönelik mukabelelerimiz de namaz aralarında, camilerimiz de hocalarımızın belirlediği yer ve zaman da okutuluyor. Ramazan ayında insanımız biraz daha yufka yürekli oluyor, Allah’ın bu emri vermesinde ki hikmeti de belki budur. Kişinin kendisi oruç tutup aç kalınca belki fakiri fukarayı daha iyi anlıyor. Dolayısıyla o manevi havadan da etkilenerek, eli daha açık oluyor, zekat ve fitreyle daha çok yardım etmek istiyor. Zannediyorum vatandaşımız da üzerine düşeni hep yaptı, yine yapacak. Yardıma muhtaç insanlara el uzatma da ülkemiz birinci sırada. Yine bu ramazanda hem ülke çapında hem de uluslararası olarak, en uzak noktadaki mazlum kardeşlerimize bile, el uzatacaklarına inanıyorum. Kardeş il programlarımız da olacak. Daha önce ve Erzincan ve Kars ilimiz ile kardeş olmuştuk. Bu program çerçevesinde bazen hocalarımız buraya geliyor ya da biz gidiyoruz” diye konuştu.
“Her türlü hazırlıklar tamamlandı”
Erzurum’da bin 600 küsur caminin hizmet etmekte olduğunu hatırlatan Acar, "Bu ramazan ayında da her türlü hazırlıklar tamamlandı. Personel istihdamı noktasında da yapılan atamalar ile daha iyi olacağız. Camilerimizin, cihazlardan tutun da ışıklandırmalar, ses sistemleri hepsi hazır durumda. Camilerimiz temiz ancak nasıl ki evlerimizde ‘Ramazan temizliği’ başlıyorsa camilerimizde bu ayda genel bir temizlik yapılır. Bu manada şanslı bir şehirde yaşıyoruz. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz temizlik konusunda oldukça dikkatliler. Kısaca diyebilirim ki camilerimiz evlerimiz kadar temiz” ifadelerini kullandı.

“Teravih namazı, Mevla’nın kullarına lütfu”
Teravih Namazının Ramazan ayının güzelliklerinden olduğunu ile getiren Müftü Vekili Abdülhalim Acar, şu açıklamalarda bulundu:
“Teravih namazı, Mevla’nın kullarına lütfudur. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk herkes rahatlıkla camilerimizde teravih namazlarını kılıyor. Zaman zaman farz namazlar dururken sünnet namazı olan teravih namazına, değişik bakış açlarına sahip insanlar var ama biz bunları doğru bulmuyoruz. Belki camiye hiç gelmemiş bir kardeşimiz, bir vesile ile camiye geliyor, camiyi tanıyor, belki hocamızın vaazı dinleyecek, camide ki manevi havadan etkilenecek ve cami ile bağı artacaktır. Biz olaya bu açıdan bakıyor ve camilerimizin dolu dolu olmasını arzu ediyoruz. Camiye ne sebeple olursa olsun adım atan kardeşimizin her adımını çok önemsiyoruz. Teravih namazlarından insanları soğutucu söylemlerin destekçisi değiliz. Yani çoluk çocuk hepimiz camilere koşalım, cemaatle kılalım inşallah. Minarelerimizde ezanlar semaya yükseldikçe, al bayrağımız dalgalandığı sürece, Mehmetçiğimiz sınır boylarında görev yaptığı sürece bizim camilerimiz açık olacak ve teravih namazlarımız kılınmaya devam edecek. Rabbim kıyamete kadar kıldırmayı nasip etsin. Evinde de camide de kılınabilir ama vatandaşın camiye gelmesinin ayrı bir önemi var. Her yıl il ve ilçemizde itikafa girilen camilerimiz mevcut. İtikafa girmek isteyen kardeşlerimiz kendi bulundukları ilçenin kaymakamlığına veya müftülüklere müracaat edebilir. Bu güvenlik açısından önemlidir. Gerekli onaylar alındıktan sonra camilerde kardeşlerimiz için uygun ortam hazırlanır. İtikafa, Ramazanın son on gününde girilir. İsteyen kardeşlerimiz için şimdiden bu yerlerimiz hazır durumda. ”
Fitre 23 lira
Fitre miktarını bu sene Diyanet İşleri Başkanlığınca 23 lira olarak belirlendiğini aktaran Acar, “Bu ramazan ayında her Müslümanın vereceği fitre miktarı budur. Sıhhatinden dolayı oruç tutamayanlar, tedavisi mümkün olmayan kardeşlerimiz, her bir gününe bir fitre miktarı kadar ödeyecekler. Sıhhatine sonradan kavuşmuş olanlar tabi ki daha sonra bu miktarı ödeseler bile kaza etmek zorunda. Bu sene zekat nisap miktarı da 80.18 gram altındır. Ya bu altın olacak, ya da bu altına karşılık para olacak. Para hesabı açısından ise yüzde 2, 5 miktarıdır. Kendi hesap edemiyor ise müftülüğümüzde ‘Alo Fetva Hattı’mızı arayarak yada müftülüklere başvurarak hesap yapılabilir” dedi.
“Müslüman zekidir”
İslam hukukunda zekât ibadetinin ‘Ramazan ayında verilecek’ diye bir şart olmadığına dikkat çeken Abdülhalim Acar, “Müslüman sene de bir defa zekât verdiği için, bunu Ramazan ayına denk getirir. Neden? Çünkü Müslüman zekidir. Allah’ın zeki kuludur. Ramazan ayında namazın zekatın, sadakanın, orucun, Allah nezdinde karşılığı diğer zamanlardan daha fazladır. Müslüman, zekatını ramazan ayında vererek hem kardeşinin Ramazan ayının güzel geçmesini sağlıyor, hem de kendi de sevap yönünden daha kazançlı oluyor” diye konuştu.

“Oruçluyken daha sabırlı olunması gerekir”
Ramazan ayında yaşanan tartışmaları doğru bulmadığını ifade eden Müftü Vekili Acar, “Ülkemiz açısından özellikle ramazan ayında suç oranları en aza iniyor. Allah’ın dinine bir adım daha yaklaşmanın insanı ne kadar sıkıntılardan uzaklaştırdığını görüyoruz. Şehrimiz oruç tutan bir şehir. Ama bir vesile ile orucu tutamayan kardeşlerimiz olacak. Öncelikle bu kardeşlerimizin oruç tutanlara saygılı olmasını istiyorum. Kesinlikle yememeli diyemeyiz. Din buna izin vermiş. O gün mazereti olabilir. Tutan var, tutamayan var ya da tutmak istemeyen var. Dinimiz zorlayan bir din değil. Ama şehrimizin bu güzelliğinin de bozulmasını istemiyoruz. Oruç tutanlara, tutmayanların en azından onların gözü önünde yiyerek içerek huzursuz etmemesi gerektirir diye düşünüyoruz. Bunu insan olarak böyle düşünüyoruz. Ama bunun yanında böyle bir durumla karşılaşan oruçlu bir bireyin onlara yönelik fiziki ya da sözlü bir şiddetini asla doğru bulmuyoruz. Çünkü bunu dinimiz yasaklıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, ‘Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya küfrederse, ‘ben oruçluyum ’desin.’ buyurmaktadır. Dışarda gördüğünüz bir durum sizi sabrınızı zorlayabilir ama biz bize oruçluyken daha sabırlı olunması gerektiğini bilmeliyiz” dedi.
“Orucun zaten en güzel zamanı iftara bir saat kala olan zamanı”
İftara bir saat kala yaşanan trafik gerilimine dikkat çeken Acar, artık korna basmanın hakarete değil, selamlaşma anlamına gelmesi gerektiğini söyledi. Acar sözlerine şöyle devam etti:
“Biz her ibadeti yaparken, aynı zamanda bu dini tebliğ ediyor bu dinin güzelliklerini gösteriyoruz. Oruç tutan kişi sabırsız olursa, kavgacı olursa, küfrederse o zaman demezler mi ‘demek oruç iyi bir şey değil insanı ne hale getiriyor?’ Oruç tutarken diğer günlerden daha iyi bir insan, daha sabırlı daha ahlaklı, daha faziletli olabiliyorsak o zaman dinimizi güzel yansıtabiliriz. Kötü alışkanlıklardan vazgeçmezsek, yemememizin içmememizin hiçbir anlamı olmaz. Aslında ramazan ayı dışında da bunu yapmamız lazım. Ama Ramazan ayında daha fazla hassas olmalıyız. İftara bir saat kala herkes evine gidiyor trafik sıkışık, kornalar, kavgalar bunlar doğru şeyler değil. Oruçlu olduğumuzu hiç unutmayalım. Orucun zaten en güzel zamanı, iftara bir saat kala olan zamanıdır. O telaş çok tatlı bir telaş. Trafikte de, ne olur korna basana kadar camdan birbirimize ‘hayırlı iftarlar’ diyelim. Öyle bir hale gelsin ki, iftara yakın bir kardeşimiz korna çalarsa karşı taraf anlasın ki ‘bana hayırlı iftarlar’ diyor. Hakaret olarak anlamasın. Bunu bir selam haline getirebiliriz. İftara yakın saatlerde tuttuğu oruçları zayi etmesinler aksine güzelleştirsinler. Bu trafik telaşını, evde bir saat kala sofra hazırlama telaşına benzetebiliriz. O güzellik gibi düşünebiliriz. Dinimiz güzel bir din. Mensup kullarının da bu güzellikleri yaşayarak göstermesi lazım. Rabbim Ramazan ayında tutacağımız orucumuzu, kılacağımız namazları, iftar sofralarımızı, mukabelelerimizi, sohbetlerimizi, fitrelerimizi, zekatlarımızı kabul etsin. ”
Ayşe Nur BAYRAM / PUSULA
Sabır, mağfiret ve merhamet ayı olan Ramazan başladı.
"Ramazan ve infak" sloganıyla tüm hazırlıklarını tamamlayan Erzurum İl Müftülüğü, bu mübarek ayın bereketinden en iyi şekilde faydalanabilmek için Müslümanların dikkat etmesi gereken hususlar, sosyal ilişkilerde takınılması gereken hoşgörü ve merhamet iklimine uygun tavırlar, zekat, fitre ve nakdi yardımlar gibi maddi hususların yanı sıra selamlaşmak, sabretmek, merhamet göstermek, ibadette huşu ve sürekliliği sağlamak gibi manevi hususlarla ilgili merak edilen konuları anlattı.
Mübarek Ramazan ayının en iyi şekilde yaşandığı ve adeta Oruç tutan şehir olarak bilinen Erzurum'da görev yapmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Erzurum İl Müftü Vekili Abdulhalim Acar Ramazan ayı ile ilgili açıklamalarda bulundu.
İftara son bir saat kala trafikte yaşanan gerilime dikkat çeken Müftü Vekili Acar, “Orucun zaten en güzel zamanı, iftara bir saat kala olan zaman. O telaş, çok tatlı bir telaş. Trafikte de ne olur korna çalmak yerine birbirimize hayırlı iftarlar diyelim” dedi.

Erzurum’da sanki insanların değil, şehrin oruç tuttuğunu dile getiren Müftü Vekil Abdülhalim Acar, “Şehrimizin bu özelliğinden dolayı biz mutlu oluyoruz. Çarşısında, pazarında, Ramazan etkisi çok fazla, bunun devam etmesini de arzu ediyoruz. Hastalarımız, askerlerimiz, oruç tutma imkanı olmayan vatandaşlarımız var. Onlar bile gizli bir şekilde karınlarını doyuruyorlar. Çünkü şehrin oruç tuttuğu bir yerde saygısızlık etmek istemiyorlar. Bunun devamını diliyorum” dedi.
“Bu seneki tema ‘Ramazan ve İnfak”
Ramazan ayının bu seneki temasının ‘Ramazan ve İnfak’ olarak belirlendiğini aktaran Müftü Vekili Acar, “Hafızlarımızın çok bulunduğu bir şehir olduğu için, ramazan vesilesi ile camilerimizde mukabelelerimiz var. İlimizde de özellikle Cuma vaazlarında da, teravih sohbetlerinde veya vakit namazlarından sonra, birçok cami de sadece mukabeleler okunmuyor, sohbetlerimiz de oluyor. Asr-ı saadet döneminde ki mukabele geleneği, İslam ümmeti devam ettirmiştir. Bayanlara yönelik mukabelelerimiz de namaz aralarında, camilerimiz de hocalarımızın belirlediği yer ve zaman da okutuluyor. Ramazan ayında insanımız biraz daha yufka yürekli oluyor, Allah’ın bu emri vermesinde ki hikmeti de belki budur. Kişinin kendisi oruç tutup aç kalınca belki fakiri fukarayı daha iyi anlıyor. Dolayısıyla o manevi havadan da etkilenerek, eli daha açık oluyor, zekat ve fitreyle daha çok yardım etmek istiyor. Zannediyorum vatandaşımız da üzerine düşeni hep yaptı, yine yapacak. Yardıma muhtaç insanlara el uzatma da ülkemiz birinci sırada. Yine bu ramazanda hem ülke çapında hem de uluslararası olarak, en uzak noktadaki mazlum kardeşlerimize bile, el uzatacaklarına inanıyorum. Kardeş il programlarımız da olacak. Daha önce ve Erzincan ve Kars ilimiz ile kardeş olmuştuk. Bu program çerçevesinde bazen hocalarımız buraya geliyor ya da biz gidiyoruz” diye konuştu.
“Her türlü hazırlıklar tamamlandı”
Erzurum’da bin 600 küsur caminin hizmet etmekte olduğunu hatırlatan Acar, "Bu ramazan ayında da her türlü hazırlıklar tamamlandı. Personel istihdamı noktasında da yapılan atamalar ile daha iyi olacağız. Camilerimizin, cihazlardan tutun da ışıklandırmalar, ses sistemleri hepsi hazır durumda. Camilerimiz temiz ancak nasıl ki evlerimizde ‘Ramazan temizliği’ başlıyorsa camilerimizde bu ayda genel bir temizlik yapılır. Bu manada şanslı bir şehirde yaşıyoruz. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimiz temizlik konusunda oldukça dikkatliler. Kısaca diyebilirim ki camilerimiz evlerimiz kadar temiz” ifadelerini kullandı.

“Teravih namazı, Mevla’nın kullarına lütfu”
Teravih Namazının Ramazan ayının güzelliklerinden olduğunu ile getiren Müftü Vekili Abdülhalim Acar, şu açıklamalarda bulundu:
“Teravih namazı, Mevla’nın kullarına lütfudur. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk herkes rahatlıkla camilerimizde teravih namazlarını kılıyor. Zaman zaman farz namazlar dururken sünnet namazı olan teravih namazına, değişik bakış açlarına sahip insanlar var ama biz bunları doğru bulmuyoruz. Belki camiye hiç gelmemiş bir kardeşimiz, bir vesile ile camiye geliyor, camiyi tanıyor, belki hocamızın vaazı dinleyecek, camide ki manevi havadan etkilenecek ve cami ile bağı artacaktır. Biz olaya bu açıdan bakıyor ve camilerimizin dolu dolu olmasını arzu ediyoruz. Camiye ne sebeple olursa olsun adım atan kardeşimizin her adımını çok önemsiyoruz. Teravih namazlarından insanları soğutucu söylemlerin destekçisi değiliz. Yani çoluk çocuk hepimiz camilere koşalım, cemaatle kılalım inşallah. Minarelerimizde ezanlar semaya yükseldikçe, al bayrağımız dalgalandığı sürece, Mehmetçiğimiz sınır boylarında görev yaptığı sürece bizim camilerimiz açık olacak ve teravih namazlarımız kılınmaya devam edecek. Rabbim kıyamete kadar kıldırmayı nasip etsin. Evinde de camide de kılınabilir ama vatandaşın camiye gelmesinin ayrı bir önemi var. Her yıl il ve ilçemizde itikafa girilen camilerimiz mevcut. İtikafa girmek isteyen kardeşlerimiz kendi bulundukları ilçenin kaymakamlığına veya müftülüklere müracaat edebilir. Bu güvenlik açısından önemlidir. Gerekli onaylar alındıktan sonra camilerde kardeşlerimiz için uygun ortam hazırlanır. İtikafa, Ramazanın son on gününde girilir. İsteyen kardeşlerimiz için şimdiden bu yerlerimiz hazır durumda. ”
Fitre 23 lira
Fitre miktarını bu sene Diyanet İşleri Başkanlığınca 23 lira olarak belirlendiğini aktaran Acar, “Bu ramazan ayında her Müslümanın vereceği fitre miktarı budur. Sıhhatinden dolayı oruç tutamayanlar, tedavisi mümkün olmayan kardeşlerimiz, her bir gününe bir fitre miktarı kadar ödeyecekler. Sıhhatine sonradan kavuşmuş olanlar tabi ki daha sonra bu miktarı ödeseler bile kaza etmek zorunda. Bu sene zekat nisap miktarı da 80.18 gram altındır. Ya bu altın olacak, ya da bu altına karşılık para olacak. Para hesabı açısından ise yüzde 2, 5 miktarıdır. Kendi hesap edemiyor ise müftülüğümüzde ‘Alo Fetva Hattı’mızı arayarak yada müftülüklere başvurarak hesap yapılabilir” dedi.
“Müslüman zekidir”
İslam hukukunda zekât ibadetinin ‘Ramazan ayında verilecek’ diye bir şart olmadığına dikkat çeken Abdülhalim Acar, “Müslüman sene de bir defa zekât verdiği için, bunu Ramazan ayına denk getirir. Neden? Çünkü Müslüman zekidir. Allah’ın zeki kuludur. Ramazan ayında namazın zekatın, sadakanın, orucun, Allah nezdinde karşılığı diğer zamanlardan daha fazladır. Müslüman, zekatını ramazan ayında vererek hem kardeşinin Ramazan ayının güzel geçmesini sağlıyor, hem de kendi de sevap yönünden daha kazançlı oluyor” diye konuştu.

“Oruçluyken daha sabırlı olunması gerekir”
Ramazan ayında yaşanan tartışmaları doğru bulmadığını ifade eden Müftü Vekili Acar, “Ülkemiz açısından özellikle ramazan ayında suç oranları en aza iniyor. Allah’ın dinine bir adım daha yaklaşmanın insanı ne kadar sıkıntılardan uzaklaştırdığını görüyoruz. Şehrimiz oruç tutan bir şehir. Ama bir vesile ile orucu tutamayan kardeşlerimiz olacak. Öncelikle bu kardeşlerimizin oruç tutanlara saygılı olmasını istiyorum. Kesinlikle yememeli diyemeyiz. Din buna izin vermiş. O gün mazereti olabilir. Tutan var, tutamayan var ya da tutmak istemeyen var. Dinimiz zorlayan bir din değil. Ama şehrimizin bu güzelliğinin de bozulmasını istemiyoruz. Oruç tutanlara, tutmayanların en azından onların gözü önünde yiyerek içerek huzursuz etmemesi gerektirir diye düşünüyoruz. Bunu insan olarak böyle düşünüyoruz. Ama bunun yanında böyle bir durumla karşılaşan oruçlu bir bireyin onlara yönelik fiziki ya da sözlü bir şiddetini asla doğru bulmuyoruz. Çünkü bunu dinimiz yasaklıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, ‘Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya küfrederse, ‘ben oruçluyum ’desin.’ buyurmaktadır. Dışarda gördüğünüz bir durum sizi sabrınızı zorlayabilir ama biz bize oruçluyken daha sabırlı olunması gerektiğini bilmeliyiz” dedi.
“Orucun zaten en güzel zamanı iftara bir saat kala olan zamanı”
İftara bir saat kala yaşanan trafik gerilimine dikkat çeken Acar, artık korna basmanın hakarete değil, selamlaşma anlamına gelmesi gerektiğini söyledi. Acar sözlerine şöyle devam etti:
“Biz her ibadeti yaparken, aynı zamanda bu dini tebliğ ediyor bu dinin güzelliklerini gösteriyoruz. Oruç tutan kişi sabırsız olursa, kavgacı olursa, küfrederse o zaman demezler mi ‘demek oruç iyi bir şey değil insanı ne hale getiriyor?’ Oruç tutarken diğer günlerden daha iyi bir insan, daha sabırlı daha ahlaklı, daha faziletli olabiliyorsak o zaman dinimizi güzel yansıtabiliriz. Kötü alışkanlıklardan vazgeçmezsek, yemememizin içmememizin hiçbir anlamı olmaz. Aslında ramazan ayı dışında da bunu yapmamız lazım. Ama Ramazan ayında daha fazla hassas olmalıyız. İftara bir saat kala herkes evine gidiyor trafik sıkışık, kornalar, kavgalar bunlar doğru şeyler değil. Oruçlu olduğumuzu hiç unutmayalım. Orucun zaten en güzel zamanı, iftara bir saat kala olan zamanıdır. O telaş çok tatlı bir telaş. Trafikte de, ne olur korna basana kadar camdan birbirimize ‘hayırlı iftarlar’ diyelim. Öyle bir hale gelsin ki, iftara yakın bir kardeşimiz korna çalarsa karşı taraf anlasın ki ‘bana hayırlı iftarlar’ diyor. Hakaret olarak anlamasın. Bunu bir selam haline getirebiliriz. İftara yakın saatlerde tuttuğu oruçları zayi etmesinler aksine güzelleştirsinler. Bu trafik telaşını, evde bir saat kala sofra hazırlama telaşına benzetebiliriz. O güzellik gibi düşünebiliriz. Dinimiz güzel bir din. Mensup kullarının da bu güzellikleri yaşayarak göstermesi lazım. Rabbim Ramazan ayında tutacağımız orucumuzu, kılacağımız namazları, iftar sofralarımızı, mukabelelerimizi, sohbetlerimizi, fitrelerimizi, zekatlarımızı kabul etsin. ”