
Erzurumlu işinsanı Tekin Güvercin’i takdimimdir..

Belki de en son duyan ben oluyorum ama çok da sanmam, zira böyle bir gelişmeden illa ki haberim olurdu. Kayak Kulübü Başkanı Atakan Alaftargil hocam bahsetmese sadece ben değil, daha önce duymamış olan sizlerin de haberi olmayacaktı bu haberden. Tekin Güvercin adındaki bir işadamı hemşehrimiz Polonya’da çok enterasan bir iş yapmış. Polonya’nın ikinci liginde daha önce İsetia Varşova adındaki bir basketbol kulübünü almış. Bir Türkün Polonya’da bir basketbol takımı alması pek alışık bir şey değil tabi, ilk başlarda yadırganmış ama sonrasında da alışılmış! Tekin Güvercin sadece almakla kalmamış, çeşitli sebeplerden dolayı ismini de değiştirmiş ve Erzurum koymuş. Evet, evet. Yanlış duymadınız. Halen Polonya’nın Varşova şehrinde 15 takımlı 2.ligde mücadele eden bir basketbol takımı var ve bu takımın adı da Erzurum! 10 yaşındaki oğlu Alan’ın da yeraldığı alt yapısı da bulunan Erzurum takımının hedefi de var ve bu hedefi EURO Lig’de olmak!

Yıllar önce Polonya’ya giden ve burada mesken tutan, Polonyalı bir hanımla evlenip tamamen oralı olan bu çılgın genç Tekin Güvercin aslında hiç de bize yabancı biri değil. 1980’li yıllarda Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde şeflik, sonrasında da Türkiye Belediye İş Sendikası’nda Genel Başkanlık yapan Efendi Güvercin’in büyük oğlu. Aslen İnşaat Mühendisi olan ve inşaat sektörü ile yazılım sektöründe de var olan Tekin Güvercin ile önceki gün akşam tanışmak nasip oldu. İnanılmaz özgüvenli ve babası kadar da cesur. 3 yıldır Basketbol kulübünün başkanı ve sahibi olan Güvercin’e, Erzurum’dan arkadaşı olan spor ve işinsanı Atakan Alaftargil de sponsor olmuş, hepsi Polonyalı olan sporcular Karspor’un formaları ile maçlarda boy gösteriyor. Polonya Milli takımına tam 3 sporcu verme mutluluğu da yaşayan Güvercin’i bu akılalmaz ve ekstrem başarısından dolayı kutluyor, başarılar diliyorum.

Yıldızkent Yıldızkent olalı böyle zulüm görmemiştir!
Bölge Eğitim Hastanesinin önünden Yıldızkent’e doğru çıkıyoruz. Önümüzdeki bir otobüsün egzoz dumanından dolayı artık önümüzü görmekte zorlanıyoruz. Bu nasıl bir duman, anlatmak mümkün değil. Tek bildiğimiz de önümüzdeki bu egzozuyla bizi meşgul eden bir otobüs. Arkasında seyir halinde olan aracımızın camlarının kapatmak zorunda kalıyoruz, çünkü duman aracın içine kadar giriyor. Bu arada sürücüsünün galiba haberi yok ama Yıldızkent adeta egzoz dumanıyla kaplı. Yıldızkent Yıldızkent olalı böyle zulüm görmemiştir illa ki! Yarım kilometre filan önümüz dumanla kaplı bir yolda gidiyoruz. Az sonra bir otobüs durağında önümüzdeki otobüs duruyor. Atatürk Üniversitesi’ne ait bir servis otobüsü olduğunu ancak burada farkediyoruz. Bir belde belediye başkanının dahi milyonluk makam araçları varken koca Atatürk Üniversitesi’nin halen daha Nuh devrinden kalma bir otobüsle servis yapmasını tabii ki anlamakta zorluk çekiyoruz. Biz gerçi bir şekilde aracın arkasında kalarak rahat bir nefes almayı sağladık ama sayın Rektörüm Prof.Dr.Ömer Çomaklı hocamın böyle bir zulmü kendisinin de yaşamak isteyeceğini hiç sanmam. Benim bildiğim hocam bu işe bir el atar. Şu an benim ne kadar temizliğe gereksinim varsa o aracın da kesinlikle bakıma, onarıma ihtiyacı var.

Bu kitap Avukat başkanı ezberinde zaten!
Gene de yanımda dursun!
Öteden beri genelde belediye başkanlarının inşaat mühendisi veya mimar olmaları gerektiği konusunda kanaat ortaya konulur. Teamüller o yöndedir. Ama mali müşavir, işinsanı, avukat, hatta doktorluk mesleğini icra edenlerin de bu görevlerde bulunduklarını biliyoruz. Kuşkusuz her kamu kurumunda olduğu gibi belediyelerde de yasalara göre hizmet gerçekleşiyor. Bugüne kadar belediye başkanları yasa hükümlerine göre hareket etmiş, belirlenen mevzuatın dışına çıkmamaya çalışmıştır. Elbette ki her belediye başkanı illa ki mevzuatlardan haberi olması lazım. Kuşkusuz bu durum Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar için biraz farklı. Diğer meslek grubundaki başkanlara oranla Avukat olduğu için Muhammet Sunar biraz daha şanslı. Zira yasalar, hükümler, kısacası mevzuat onun işi. Neyin ne olduğunu biliyor, en azından diğerlerine göre ezberi var. Yanından ve de elinden düşürmediği Belediye Mevzuatı kitabı, başkanın ezberinde. Diğerlerinden bu konuda elbette ki bir adım önde. Ancak Muhammet başkan, her ne kadar mevzuatlara harfiyen uyan bir belediye başkanı olsa dahi illa ki yasanın kendisine elverdiği son sınırı da kullanacak kadar bilgili. Kendisi de zaten, ‘Mevzuata bakarım ama vatandaşın yararına mevzuatın en son sınırına göre hareket eden ve ona göre esas alan uygulama yapan bir anlayışa sahip belediye başkanıyım’’ demekte.. Paylaşayım istedim.
İkinci istasyon fantezi olur!
İkinci istasyon fantezi olur!
Zaman zaman araç muayene istasyonu ile ilgili şikayetler alır dururuz. Özellikle muayene istasyonunda ki yoğunluktan dolayı izdiham yaşanır ve bu durumda araç sahipleri serzenişte bulunur. Bay olsun, bayan olsun, sabırsız sürücülerin de yoğunlukta olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Gerek muayene fiyatları ve gerekse işlem uygulamalarında aksaklıklar yaşanmaya devam etmesine rağmen ikinci bir istasyon talebi esasında doğru da değil. Hafta sonu görüştüğüm istasyon yetkilileri, genelde araç sürücülerinin tez canlı olanlarından yakınırken, ‘’Normalde randevu alanlar çok kısa bir zaman içerisinde araçlarını muayene edip gidiyorlar. Aynı gün randevu alıp aynı gün araçlarının muayenesini isteyen sabırsız sürücüler ile de karşılaşıyoruz. Yeterli personel olmasına karşın sanki çok sıkıntı varmış gibi bir algı var, bunu kabul etmiyoruz’’ dediler. Gerçekten de bir sürücü olarak ben de gözlemliyorum. Ben de zaman zaman ikinci araç muayene istasyonuna gerek duyulduğunu düşünüyordum ama bunun lüks olacağı kanaati hasıl oldu bende. Milli ekonomiye zarar olur, bu yeterli. Bu benim nihayi kararımdır!


Haydi, son turlar bunlar!
Gelişen teknoloji günlük hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. Eski alışkanlıklarımızdan bir şekilde uzaklaşıyor, yeni modern çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bilgi teknolojisinin hüküm sürdüğü günümüzde çalışma şeklimiz de değişiyor. Sanıyorum Yakutiye Belediyesi’nin önünde yeralan bu ilan panosu da son günlerini yaşıyor. Belediye ile ilgili ilanların asılı olduğu bu pano da bugün-yarın bir şekilde tarihe karışacak, bu resim de yakın bir zamanda nostalji olarak kalacak. Artık ilgili işinsanları ilanlarını böyle panolardan değil, belediyelerin ilan sitelerinden takip edecek, bu yaşadıklarını tatlı bir anı olarak hafızalarına kazıyacak..
Şaş kaldık şaşa kaldık!
Artık şaşıracak neyimiz kaldı dediğimiz bir dünyada yaşadığımızın elbette ki ben de farkındayım. Ama bu son olsun, buna çok şaşırdığımı söylemeliyim. Sevda Güneş İncesu ve Cihat İncesu ile yeni hizmet binasından dolayı hayırlı olsuna gittiğimiz Sosyal Güvenlik İl Müdürü (SGK) Nizamettin Durmuş’un ‘’Pandemide 600’e yakın yeni işyeri açıldı’’ sözü karşısında adeta şaş kaldık, şaşa kaldık. Özellikle üstüne basa basa işyeri sayısının söylentilerin aksine artış gösterdiğini söylemesi bir garip çelişki olarak aklıma kazındı. Esnafın kan ağladığı, çoğusunun işyerini kapattığını bildiğimiz, duyduğumuz pandemi döneminde nasıl olur da o kadar işyeri açılmış, bizim durdu, siz biraz da kafa yorun!

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Edebim elvermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap, edebi elden gidene (Yunuz Smre)
DUVARIN DİLİ : Etrafım çok kalabalık, ama hepsi merhabalık!

Belki de en son duyan ben oluyorum ama çok da sanmam, zira böyle bir gelişmeden illa ki haberim olurdu. Kayak Kulübü Başkanı Atakan Alaftargil hocam bahsetmese sadece ben değil, daha önce duymamış olan sizlerin de haberi olmayacaktı bu haberden. Tekin Güvercin adındaki bir işadamı hemşehrimiz Polonya’da çok enterasan bir iş yapmış. Polonya’nın ikinci liginde daha önce İsetia Varşova adındaki bir basketbol kulübünü almış. Bir Türkün Polonya’da bir basketbol takımı alması pek alışık bir şey değil tabi, ilk başlarda yadırganmış ama sonrasında da alışılmış! Tekin Güvercin sadece almakla kalmamış, çeşitli sebeplerden dolayı ismini de değiştirmiş ve Erzurum koymuş. Evet, evet. Yanlış duymadınız. Halen Polonya’nın Varşova şehrinde 15 takımlı 2.ligde mücadele eden bir basketbol takımı var ve bu takımın adı da Erzurum! 10 yaşındaki oğlu Alan’ın da yeraldığı alt yapısı da bulunan Erzurum takımının hedefi de var ve bu hedefi EURO Lig’de olmak!

Yıllar önce Polonya’ya giden ve burada mesken tutan, Polonyalı bir hanımla evlenip tamamen oralı olan bu çılgın genç Tekin Güvercin aslında hiç de bize yabancı biri değil. 1980’li yıllarda Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde şeflik, sonrasında da Türkiye Belediye İş Sendikası’nda Genel Başkanlık yapan Efendi Güvercin’in büyük oğlu. Aslen İnşaat Mühendisi olan ve inşaat sektörü ile yazılım sektöründe de var olan Tekin Güvercin ile önceki gün akşam tanışmak nasip oldu. İnanılmaz özgüvenli ve babası kadar da cesur. 3 yıldır Basketbol kulübünün başkanı ve sahibi olan Güvercin’e, Erzurum’dan arkadaşı olan spor ve işinsanı Atakan Alaftargil de sponsor olmuş, hepsi Polonyalı olan sporcular Karspor’un formaları ile maçlarda boy gösteriyor. Polonya Milli takımına tam 3 sporcu verme mutluluğu da yaşayan Güvercin’i bu akılalmaz ve ekstrem başarısından dolayı kutluyor, başarılar diliyorum.

Yıldızkent Yıldızkent olalı böyle zulüm görmemiştir!
Bölge Eğitim Hastanesinin önünden Yıldızkent’e doğru çıkıyoruz. Önümüzdeki bir otobüsün egzoz dumanından dolayı artık önümüzü görmekte zorlanıyoruz. Bu nasıl bir duman, anlatmak mümkün değil. Tek bildiğimiz de önümüzdeki bu egzozuyla bizi meşgul eden bir otobüs. Arkasında seyir halinde olan aracımızın camlarının kapatmak zorunda kalıyoruz, çünkü duman aracın içine kadar giriyor. Bu arada sürücüsünün galiba haberi yok ama Yıldızkent adeta egzoz dumanıyla kaplı. Yıldızkent Yıldızkent olalı böyle zulüm görmemiştir illa ki! Yarım kilometre filan önümüz dumanla kaplı bir yolda gidiyoruz. Az sonra bir otobüs durağında önümüzdeki otobüs duruyor. Atatürk Üniversitesi’ne ait bir servis otobüsü olduğunu ancak burada farkediyoruz. Bir belde belediye başkanının dahi milyonluk makam araçları varken koca Atatürk Üniversitesi’nin halen daha Nuh devrinden kalma bir otobüsle servis yapmasını tabii ki anlamakta zorluk çekiyoruz. Biz gerçi bir şekilde aracın arkasında kalarak rahat bir nefes almayı sağladık ama sayın Rektörüm Prof.Dr.Ömer Çomaklı hocamın böyle bir zulmü kendisinin de yaşamak isteyeceğini hiç sanmam. Benim bildiğim hocam bu işe bir el atar. Şu an benim ne kadar temizliğe gereksinim varsa o aracın da kesinlikle bakıma, onarıma ihtiyacı var.


Gene de yanımda dursun!
Öteden beri genelde belediye başkanlarının inşaat mühendisi veya mimar olmaları gerektiği konusunda kanaat ortaya konulur. Teamüller o yöndedir. Ama mali müşavir, işinsanı, avukat, hatta doktorluk mesleğini icra edenlerin de bu görevlerde bulunduklarını biliyoruz. Kuşkusuz her kamu kurumunda olduğu gibi belediyelerde de yasalara göre hizmet gerçekleşiyor. Bugüne kadar belediye başkanları yasa hükümlerine göre hareket etmiş, belirlenen mevzuatın dışına çıkmamaya çalışmıştır. Elbette ki her belediye başkanı illa ki mevzuatlardan haberi olması lazım. Kuşkusuz bu durum Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar için biraz farklı. Diğer meslek grubundaki başkanlara oranla Avukat olduğu için Muhammet Sunar biraz daha şanslı. Zira yasalar, hükümler, kısacası mevzuat onun işi. Neyin ne olduğunu biliyor, en azından diğerlerine göre ezberi var. Yanından ve de elinden düşürmediği Belediye Mevzuatı kitabı, başkanın ezberinde. Diğerlerinden bu konuda elbette ki bir adım önde. Ancak Muhammet başkan, her ne kadar mevzuatlara harfiyen uyan bir belediye başkanı olsa dahi illa ki yasanın kendisine elverdiği son sınırı da kullanacak kadar bilgili. Kendisi de zaten, ‘Mevzuata bakarım ama vatandaşın yararına mevzuatın en son sınırına göre hareket eden ve ona göre esas alan uygulama yapan bir anlayışa sahip belediye başkanıyım’’ demekte.. Paylaşayım istedim.
İkinci istasyon fantezi olur!
İkinci istasyon fantezi olur!
Zaman zaman araç muayene istasyonu ile ilgili şikayetler alır dururuz. Özellikle muayene istasyonunda ki yoğunluktan dolayı izdiham yaşanır ve bu durumda araç sahipleri serzenişte bulunur. Bay olsun, bayan olsun, sabırsız sürücülerin de yoğunlukta olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Gerek muayene fiyatları ve gerekse işlem uygulamalarında aksaklıklar yaşanmaya devam etmesine rağmen ikinci bir istasyon talebi esasında doğru da değil. Hafta sonu görüştüğüm istasyon yetkilileri, genelde araç sürücülerinin tez canlı olanlarından yakınırken, ‘’Normalde randevu alanlar çok kısa bir zaman içerisinde araçlarını muayene edip gidiyorlar. Aynı gün randevu alıp aynı gün araçlarının muayenesini isteyen sabırsız sürücüler ile de karşılaşıyoruz. Yeterli personel olmasına karşın sanki çok sıkıntı varmış gibi bir algı var, bunu kabul etmiyoruz’’ dediler. Gerçekten de bir sürücü olarak ben de gözlemliyorum. Ben de zaman zaman ikinci araç muayene istasyonuna gerek duyulduğunu düşünüyordum ama bunun lüks olacağı kanaati hasıl oldu bende. Milli ekonomiye zarar olur, bu yeterli. Bu benim nihayi kararımdır!


Haydi, son turlar bunlar!
Gelişen teknoloji günlük hayatımızı değiştirmeye devam ediyor. Eski alışkanlıklarımızdan bir şekilde uzaklaşıyor, yeni modern çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz. Bilgi teknolojisinin hüküm sürdüğü günümüzde çalışma şeklimiz de değişiyor. Sanıyorum Yakutiye Belediyesi’nin önünde yeralan bu ilan panosu da son günlerini yaşıyor. Belediye ile ilgili ilanların asılı olduğu bu pano da bugün-yarın bir şekilde tarihe karışacak, bu resim de yakın bir zamanda nostalji olarak kalacak. Artık ilgili işinsanları ilanlarını böyle panolardan değil, belediyelerin ilan sitelerinden takip edecek, bu yaşadıklarını tatlı bir anı olarak hafızalarına kazıyacak..
Şaş kaldık şaşa kaldık!
Artık şaşıracak neyimiz kaldı dediğimiz bir dünyada yaşadığımızın elbette ki ben de farkındayım. Ama bu son olsun, buna çok şaşırdığımı söylemeliyim. Sevda Güneş İncesu ve Cihat İncesu ile yeni hizmet binasından dolayı hayırlı olsuna gittiğimiz Sosyal Güvenlik İl Müdürü (SGK) Nizamettin Durmuş’un ‘’Pandemide 600’e yakın yeni işyeri açıldı’’ sözü karşısında adeta şaş kaldık, şaşa kaldık. Özellikle üstüne basa basa işyeri sayısının söylentilerin aksine artış gösterdiğini söylemesi bir garip çelişki olarak aklıma kazındı. Esnafın kan ağladığı, çoğusunun işyerini kapattığını bildiğimiz, duyduğumuz pandemi döneminde nasıl olur da o kadar işyeri açılmış, bizim durdu, siz biraz da kafa yorun!

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Edebim elvermez edepsizlik edene, susmak en güzel cevap, edebi elden gidene (Yunuz Smre)
DUVARIN DİLİ : Etrafım çok kalabalık, ama hepsi merhabalık!