
Kimin sözünü dinliyor, kime inanıyor ve kimi daha çok seviyorsak, hayatımıza egemen olan, hayatımızı etkileyen güce sahip olan, olanlara ve yaşananlara sebep olarak gördüğümüz, otorite olarak tanıdığımız her kim veya her ne ise rabbimiz odur.
Bu babamız, annemiz, karımız, kocamız, çocuklarımız, patronumuz, nefsimiz, şeytanımız, cemaatimiz, tarikatımız, partimiz, hocamız, şeyhimiz, liderimiz, para, makam veya makam sahibi olur, olur da olur.
Her dediğini savunduğumuz, her yaptığını doğru bulduğumuz, her şeyine katlandığımız, yanlış yapmaz dediğimiz, yaptığı her şeyin altında bir hikmet aradığımız, elde etmek için dünyamızı, ahiretimizi feda ettiğimiz her ne ise bizi terbiye eden odur ve dolayısıyla rabbimiz odur.
Allah’ın, Peygamberin, Kuranın dediğini bırakıp her neyin, kimin peşinde koşuyor, her neyi veya kimi savunuyorsak rabbimiz odur.
Yaşam şeklimizi belirleyen ne ise, kimin arzularını gerçekleştirmeye, kimin dediği gibi yaşamaya çalışıyorsak rabbimiz odur.
Mümin; Allah’ın tercihini kendi tercihi olarak kabul eder, bütün tercihlerini, beklentilerini, arzularını Allah’tan yana kullanır. Bu sebeple irademizi kime, nereye, neye teslim ediyorsak rabbimiz odur.
Namaz kılmak, oruç tutmak, Kuran okumak, Hacca gitmek ile mesele bitmez, mesele nasıl yaşadığımız, insanlara karşı gösterdiğimiz adalet, neye, kime iman edip, neyin veya kimin peşinde koştuğumuzdur.
Namaz kılmakla, oruç tutmakla, Kuran okumakla, Hacca gitmekle mesele bitseydi Sevgili Peygamberimiz:
"Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına, dünya menfaatleri için takvayı elden bırakıp bırakmadığına bakıp öyle değerlendirin." (Kenzul-Ummal, hadis No: 8435)
“Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini olmaz.” (Kenzul-Ummal, hadis No: 8436) Demezdi.
Bu babamız, annemiz, karımız, kocamız, çocuklarımız, patronumuz, nefsimiz, şeytanımız, cemaatimiz, tarikatımız, partimiz, hocamız, şeyhimiz, liderimiz, para, makam veya makam sahibi olur, olur da olur.
Her dediğini savunduğumuz, her yaptığını doğru bulduğumuz, her şeyine katlandığımız, yanlış yapmaz dediğimiz, yaptığı her şeyin altında bir hikmet aradığımız, elde etmek için dünyamızı, ahiretimizi feda ettiğimiz her ne ise bizi terbiye eden odur ve dolayısıyla rabbimiz odur.
Allah’ın, Peygamberin, Kuranın dediğini bırakıp her neyin, kimin peşinde koşuyor, her neyi veya kimi savunuyorsak rabbimiz odur.
Yaşam şeklimizi belirleyen ne ise, kimin arzularını gerçekleştirmeye, kimin dediği gibi yaşamaya çalışıyorsak rabbimiz odur.
Mümin; Allah’ın tercihini kendi tercihi olarak kabul eder, bütün tercihlerini, beklentilerini, arzularını Allah’tan yana kullanır. Bu sebeple irademizi kime, nereye, neye teslim ediyorsak rabbimiz odur.
Namaz kılmak, oruç tutmak, Kuran okumak, Hacca gitmek ile mesele bitmez, mesele nasıl yaşadığımız, insanlara karşı gösterdiğimiz adalet, neye, kime iman edip, neyin veya kimin peşinde koştuğumuzdur.
Namaz kılmakla, oruç tutmakla, Kuran okumakla, Hacca gitmekle mesele bitseydi Sevgili Peygamberimiz:
"Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına, dünya menfaatleri için takvayı elden bırakıp bırakmadığına bakıp öyle değerlendirin." (Kenzul-Ummal, hadis No: 8435)
“Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini olmaz.” (Kenzul-Ummal, hadis No: 8436) Demezdi.