
Referandumdan sonuç ne çıkar bilemiyorum ama yarın son on ayın en huzurlu sabahına uyanacakmışım gibi geliyor.
Ülkemiz hain bir darbe girişiminden kurtuldu, sonra ekim ayında referandum gündeme geldi ve her gün, her an, her dakika gittikçe gerilen bir ülkede yaşamak durumunda kaldık.
Şimdi yarın sabah sonuç "evet" de, "hayır" da çıksa bugünden, dünden ve son on aydan daha rahat, daha huzurlu ve güvenli bir güne uyanacağımıza inanıyorum.
Bizler Allah'tan vatanımız, milletimiz, bayrağımız, devletimiz ve geleceğimiz için hayırlısı ne ise o olsun diye dua etmedik mi?
Şimdi Allah neyi nasip etmiş ve milletimiz ne karar vermişse başımızın üstünedir, memnuniyetle, zevkle ve huzurla karşılamak boynumuzun borcudur.
Geçen hafta yazdığım başka bir yazıda da belirmiştim; 17 Nisan sabahı anam, eşim, evlatlarım, kardeşlerim, komşularım, dostlarım, iş arkadaşlarım, asistanlarım, üniversitemin ve ülkemin yöneticileri, selam verdiklerim, selam aldıklarım, kasabım, fırınım, manavım, bakkalım, berberim, sabah okullarına giderken günaydın gençler dediğim onlarca ilköğretim okulu öğrencisi, sabah fakülteye girerken hoş geldin diyerek beni karşılayan güvenlikçi arkadaşlarım, personelim, iş arkadaşlarım, öğrencilerim, tedaviye gelen hastalarımla birlikte sonuç ne olursa olsun, Allah'ın izni ile, her şeyin daha güzel olacağına ve sabah daha mutlu bir ülkeye uyanacağımıza ve evlerimizden daha mutlu çıkacağımıza inanıyorum.
Bizim birbirimize olan sevgimiz, saygımız, bağlılığımız, güvenimiz var oldukça Allah bizlerle beraberdir, bizleri yalnız, güvensiz ve huzursuz bırakmaz.
Yeter ki bizler bu gibi dünya işleri sebebiyle birbirimizi kırmayalım, incitmeyelim ve dünyalıklar adına fanatikleşmeyelim.
NOT: Bu yazı 16 Nisan Pazar günü, saat 08.30'da yazılmıştır.
Ülkemiz hain bir darbe girişiminden kurtuldu, sonra ekim ayında referandum gündeme geldi ve her gün, her an, her dakika gittikçe gerilen bir ülkede yaşamak durumunda kaldık.
Şimdi yarın sabah sonuç "evet" de, "hayır" da çıksa bugünden, dünden ve son on aydan daha rahat, daha huzurlu ve güvenli bir güne uyanacağımıza inanıyorum.
Bizler Allah'tan vatanımız, milletimiz, bayrağımız, devletimiz ve geleceğimiz için hayırlısı ne ise o olsun diye dua etmedik mi?
Şimdi Allah neyi nasip etmiş ve milletimiz ne karar vermişse başımızın üstünedir, memnuniyetle, zevkle ve huzurla karşılamak boynumuzun borcudur.
Geçen hafta yazdığım başka bir yazıda da belirmiştim; 17 Nisan sabahı anam, eşim, evlatlarım, kardeşlerim, komşularım, dostlarım, iş arkadaşlarım, asistanlarım, üniversitemin ve ülkemin yöneticileri, selam verdiklerim, selam aldıklarım, kasabım, fırınım, manavım, bakkalım, berberim, sabah okullarına giderken günaydın gençler dediğim onlarca ilköğretim okulu öğrencisi, sabah fakülteye girerken hoş geldin diyerek beni karşılayan güvenlikçi arkadaşlarım, personelim, iş arkadaşlarım, öğrencilerim, tedaviye gelen hastalarımla birlikte sonuç ne olursa olsun, Allah'ın izni ile, her şeyin daha güzel olacağına ve sabah daha mutlu bir ülkeye uyanacağımıza ve evlerimizden daha mutlu çıkacağımıza inanıyorum.
Bizim birbirimize olan sevgimiz, saygımız, bağlılığımız, güvenimiz var oldukça Allah bizlerle beraberdir, bizleri yalnız, güvensiz ve huzursuz bırakmaz.
Yeter ki bizler bu gibi dünya işleri sebebiyle birbirimizi kırmayalım, incitmeyelim ve dünyalıklar adına fanatikleşmeyelim.
NOT: Bu yazı 16 Nisan Pazar günü, saat 08.30'da yazılmıştır.