
AK Parti eski MKYK üyesi Ayhan Oğan, 'yeni bir devlet kuruyoruz!' şeklinde ‘gaf etmiş.’ Bu sözün üzerinde durmaya gerek yok, çünkü söz tarih felsefesinden yoksun. Bu türden ifadelerde insanı asıl üzen şey kimi siyaset erbabının ne dediğini kulağının duymaması. Tabi muhalefet boş duracak değil, onlar da 'AK Partililer zamirlerindekini açık ediyor!' noktasını vurguluyor; böylece AK Partili birinin sözüyle AK Parti vuruluyor!
Bu türden söylemler neden Batı ülkelerinde yok? Amerikalılar, mesela şu deli-dolu Başkan Trump, ' yeni bir Amerika devleti kuruyoruz!' şeklinde bir şeyler neden dillendirmiyor? Peki, ya şu Avrupa ülkeleri; Fransızlar, Almanlar, İngilizler?..
Ama sıra Ortadoğu'ya geldi mi, erken kalkan, biraz da biti kanlanmışsa, ilk işi yeni bir devlet kurmak oluyor! Bu kadar askeri darbe, bu kadar parçalanmış yapı, hep bu arzunun bir göstergesi olarak bu coğrafyada neşvünema buluyor.
Bizim bir devletimiz var: Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Siyasetin görevi bu devleti ilerletmek; muasır medeniyetin fevkine çıkarmaktır. AK Parti'nin başka türlü bir misyonu da zaten olamaz.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Focus dergisine verdiği demeçte, benzer bir gafla siyaset denizini çalkaladı. “Türkiye’de hâlihazırda kimsenin can ve mal güvenliği garantisi yok” Focus Kılıçdaroğlu’nun bu sözünü Türkiye’yi tercih eden Alman turistlere yapılmış bir uyarı olarak manşetine taşıdı. Tabi AK Parti hükümeti ve medyanın bir kısmı, Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi, ‘iftira atmak, ülkesini karalamak, işte CHP bu!’ sözleriyle eleştirmekten geri durmadı. Gerçi CHP, başkanın sözlerinin çarpıtıldığını iddia ederek, Focus’a tekzip gönderdiklerini açıkladı ama ok bir kez yaydan çıktı; onu çeşitli manevralarla geri getirmek imkânsız.
Gerek Oğan’ın gerekse Kılıçdaroğlu’nun sözleri siyasi ‘gaf’ kapsamında ele alınmalı, ‘Ünlü Gaflar Sözlüğü’ne eklenmelidir. (Sahi böyle bir sözlük var mı? Google’de bu adla bir kitap aradım, yok! O zaman birilerinin böyle bir sözlük yazması gerekir. Sözlükte, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi devlet adamlarının ünlü gafları yer almalıdır.)
Her ne ise, her iki siyasetçinin sözleri bir nevi sürçü lisan eseri olmalıdır! Çünkü iki demeçte gerçeği yansıtmıyor ve ülkeye zarar veriyor. Siyasetçilerin dokuz düşünüp bir konuşması gerekir. Atalar boşuna uyarmamış: Gırtlak dokuz boğum sekizini yut birini söyle!
Bu türden söylemler neden Batı ülkelerinde yok? Amerikalılar, mesela şu deli-dolu Başkan Trump, ' yeni bir Amerika devleti kuruyoruz!' şeklinde bir şeyler neden dillendirmiyor? Peki, ya şu Avrupa ülkeleri; Fransızlar, Almanlar, İngilizler?..
Ama sıra Ortadoğu'ya geldi mi, erken kalkan, biraz da biti kanlanmışsa, ilk işi yeni bir devlet kurmak oluyor! Bu kadar askeri darbe, bu kadar parçalanmış yapı, hep bu arzunun bir göstergesi olarak bu coğrafyada neşvünema buluyor.
Bizim bir devletimiz var: Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Siyasetin görevi bu devleti ilerletmek; muasır medeniyetin fevkine çıkarmaktır. AK Parti'nin başka türlü bir misyonu da zaten olamaz.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Focus dergisine verdiği demeçte, benzer bir gafla siyaset denizini çalkaladı. “Türkiye’de hâlihazırda kimsenin can ve mal güvenliği garantisi yok” Focus Kılıçdaroğlu’nun bu sözünü Türkiye’yi tercih eden Alman turistlere yapılmış bir uyarı olarak manşetine taşıdı. Tabi AK Parti hükümeti ve medyanın bir kısmı, Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi, ‘iftira atmak, ülkesini karalamak, işte CHP bu!’ sözleriyle eleştirmekten geri durmadı. Gerçi CHP, başkanın sözlerinin çarpıtıldığını iddia ederek, Focus’a tekzip gönderdiklerini açıkladı ama ok bir kez yaydan çıktı; onu çeşitli manevralarla geri getirmek imkânsız.
Gerek Oğan’ın gerekse Kılıçdaroğlu’nun sözleri siyasi ‘gaf’ kapsamında ele alınmalı, ‘Ünlü Gaflar Sözlüğü’ne eklenmelidir. (Sahi böyle bir sözlük var mı? Google’de bu adla bir kitap aradım, yok! O zaman birilerinin böyle bir sözlük yazması gerekir. Sözlükte, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi devlet adamlarının ünlü gafları yer almalıdır.)
Her ne ise, her iki siyasetçinin sözleri bir nevi sürçü lisan eseri olmalıdır! Çünkü iki demeçte gerçeği yansıtmıyor ve ülkeye zarar veriyor. Siyasetçilerin dokuz düşünüp bir konuşması gerekir. Atalar boşuna uyarmamış: Gırtlak dokuz boğum sekizini yut birini söyle!