
O karanlık gecenin üzerinden tam 4 yıl geçti. Din üzerinden yapılanan ve bu ülkede ciddi anlamda ayağı yer tutan FETÖ’nün gerçek yüzünü, ne yazık ki milyonlar acı bir şekilde gördü.
FETÖ’yü o parti büyüttü, bu parti iktidar yaptı söylemlerini geçeli çok oldu. Neticede din kisvesi altına örgütlenen bu terör örgütü, Türkiye ve dünyada inanan milyonlarca insanın sonsuz maddi manevi desteğini aldı, bana göre almaya da devam ediyor.
Aradan geçen 4 yılda bu hainlerle mücadelede hangi noktadayız diye baktığımızda, kafamızda deli sorular geziniyor. O günden sonra açılan davaların büyük kısmı karara bağlandı. İlk refleksle belki haksızlığa uğrayan, ‘kurunun yanında yaş da yandı’ ama bu işten paçayı sıyıranların sayısı da az değil. Koca bir toplumun o örgütün elemanı olduğunu bildiği nice isim, nasıl olduysa bir süre sonra aklandı paklandı.
Bu gelişmeye dair birçok etkili, yetkili isimler ‘FETÖ Borsası kuruldu’ diye demeçler verdi. Toplumun önünde bu konu şeffaf bir şekilde tartışılmadı, sonuca bağlanmadı.
Örgütün birçok ismi yurtdışından derdest edilip Türkiye’ye getirildi ama ağababalarından hiçbir isim yargı önüne çıkarılmadı. Darbenin kilit ismi Adil Öksüz, bunların başında geliyor. Yaşadığı ya da nerede olduğuna dair 4 yılda bir arpa boyu yol alınamadı.
Bırakın FETÖ elebaşı Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesini, bu ülkenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘Ergenekon’ adı altında kumpas kuran, nice vatan evladına hain damgasını yapıştıran, cezaevlerinde ölümlerine neden olan Zekeriya Öz’ü dahi zapturapt altına alamadık.
Bu hainlerin ele geçirilmemesinde Amerika’nın koruyucu ve kollayıcı tavrı elbette çok büyük. Başından beri hainlere kol kanat geren, koruması altına alan Amerika’nın belli ki FETÖ’den hala alacağı var ve onun eliyle yapacakları bitmemiş.
FETÖ ile mücadele şüphesiz her koldan devam ediyor. Ama sanki zaman geçtikçe ilk gün ki azim ve kararlılık sekteye uğramış gibi duruyor. En azından kamuoyu durumu böyle algılıyor. Tabi ki bu düşüncede örgütün çeşitli eller üzerinden yaptığı algı da etkili oluyor.
Geçen yıllarda toplumda kabul gören tek düşünce ise ‘AK Parti giderse FETÖ yeniden gelir’ görüşü. Hatta kapalı kapılar ardında FETÖ’nün ülke içinde hala yapılanmasına devam ettiği ve bir gün yeniden devlet içinde güçlenerek ortaya çıkacağı dillendiriliyor.
Şüphe yok ki 4 yılda FETÖ ile mücadelede kırılmalar var. Aman dikkat, ‘su uyur, düşman uyumaz’ demiş atalarımız.
Bu ülke için canını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.
FETÖ’yü o parti büyüttü, bu parti iktidar yaptı söylemlerini geçeli çok oldu. Neticede din kisvesi altına örgütlenen bu terör örgütü, Türkiye ve dünyada inanan milyonlarca insanın sonsuz maddi manevi desteğini aldı, bana göre almaya da devam ediyor.
Aradan geçen 4 yılda bu hainlerle mücadelede hangi noktadayız diye baktığımızda, kafamızda deli sorular geziniyor. O günden sonra açılan davaların büyük kısmı karara bağlandı. İlk refleksle belki haksızlığa uğrayan, ‘kurunun yanında yaş da yandı’ ama bu işten paçayı sıyıranların sayısı da az değil. Koca bir toplumun o örgütün elemanı olduğunu bildiği nice isim, nasıl olduysa bir süre sonra aklandı paklandı.
Bu gelişmeye dair birçok etkili, yetkili isimler ‘FETÖ Borsası kuruldu’ diye demeçler verdi. Toplumun önünde bu konu şeffaf bir şekilde tartışılmadı, sonuca bağlanmadı.
Örgütün birçok ismi yurtdışından derdest edilip Türkiye’ye getirildi ama ağababalarından hiçbir isim yargı önüne çıkarılmadı. Darbenin kilit ismi Adil Öksüz, bunların başında geliyor. Yaşadığı ya da nerede olduğuna dair 4 yılda bir arpa boyu yol alınamadı.
Bırakın FETÖ elebaşı Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesini, bu ülkenin Türk Silahlı Kuvvetlerine ‘Ergenekon’ adı altında kumpas kuran, nice vatan evladına hain damgasını yapıştıran, cezaevlerinde ölümlerine neden olan Zekeriya Öz’ü dahi zapturapt altına alamadık.
Bu hainlerin ele geçirilmemesinde Amerika’nın koruyucu ve kollayıcı tavrı elbette çok büyük. Başından beri hainlere kol kanat geren, koruması altına alan Amerika’nın belli ki FETÖ’den hala alacağı var ve onun eliyle yapacakları bitmemiş.
FETÖ ile mücadele şüphesiz her koldan devam ediyor. Ama sanki zaman geçtikçe ilk gün ki azim ve kararlılık sekteye uğramış gibi duruyor. En azından kamuoyu durumu böyle algılıyor. Tabi ki bu düşüncede örgütün çeşitli eller üzerinden yaptığı algı da etkili oluyor.
Geçen yıllarda toplumda kabul gören tek düşünce ise ‘AK Parti giderse FETÖ yeniden gelir’ görüşü. Hatta kapalı kapılar ardında FETÖ’nün ülke içinde hala yapılanmasına devam ettiği ve bir gün yeniden devlet içinde güçlenerek ortaya çıkacağı dillendiriliyor.
Şüphe yok ki 4 yılda FETÖ ile mücadelede kırılmalar var. Aman dikkat, ‘su uyur, düşman uyumaz’ demiş atalarımız.
Bu ülke için canını feda eden şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.