
İlk sorumuz Çanakkale Zaferi üzerine olsun ve zihnimiz yine tarihin o altın sayfalarına doğru bir yolcuğa başlasın olur mu? İşte ilk sorumuz Çanakkale Zaferi hakkında bilgi veriniz?
İtilaf Devletleri, Osmanlı Devletini, Çanakkale cephesinde yenip İstanbul’u alıp tarihten onu silmek istiyorlardı. Osmanlı Devletinin askerinin, topunun, silahının olmadığını biliyorlar dı; ama o askerlerin iman gücünden, vatan sevgisinden yana dolu olduklarını hesaba katmıyorlardı. Bilmiyorlardı ki Türk anaları askere gönderdikleri yavrularını Kınalı Kuzu diye adlandırıp cepheye göndermişlerdi. Anaların çocuklarına söyledikleri tek şey vardı ya şehit ya da gazi ol. Onlar ki vatan için kol, bacak göz, kulak veren yiğit, Bedrin askerleri gibi şanlı idiler. Tarihin ender gördüğü bu vatan evlatları genç ve eğitimli idiler. Vatan onlar için her şeyden önce geliyor ve emre itaat ediyorlardı. Öyle ya büyük komutanları da onlara şöyle dememiş miydi: “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum.” Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü her şeyi özetliyordu zaten. Peki, bu cepheyi emperyalist güçler niye açtılar. Osmanlıyı paylaşmak, Rusya’ya yardım etmek, Osmanlı’yı saf dışı bırakmak, tarafsız kalan Balkan devletlerini savaşa katmak ve Rusya’nın buğdayını değerlendirmektir. 18 Mart 1915 tarihe altın harflere yazılacak mücadeleler sonunda itilaf donanmaları boğazın derin sularına Nusret Mayın Gemisinin döşediği mayınlara çarparak batmışlardır. Çanakkale başarısı hem içte hem de dış ta birçok olayın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çanakkale Savaşlarının sonuçlarına bakıldığında, Rusya’da rejim değişikliği yaşandı, Bulgaristan, İttifak devletleri safında I. Dünya Savaşına katıldı, Osmanlı Devletinin İslam dünyasında ki önemi arttı, Mustafa Kemal tanındı, I. Dünya Savaşının süresi uzadı ve bağımsızlığını arayan uluslara bu mücadele örnek teşkil etti. İşte tarihin derinliklerinden gelen ikinci sorumuz Kafkas cephesi ve Sarıkamış olayı nedir?
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devletinin açtığı ilk cephe olan Kafkas Cephesi bir taarruz cephesidir. Aralık 1914 tarihinde açılan cephe sonuçlarıyla günümüze kadar gelen tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Gerek Mehmetçiğin altın harflerle yazdığı bir destan Sarıkamış, gerekse her fırsatta ısıtılıp önümüze konulan Tehcir Yasası. Bunların hepsi Kafkas cephesinden bize kalanlardır. Sarıkamış’ta şehit düşenlerin tek gayesi vardı vatan topraklarına yabancı çizmesi girmesin, bayrak inmesin, ezan susmasın idi. Kafkas cephesinin açılma sebepleri ise şunlardı: Orta Asya Türkleriyle birleşme ve Turan idealini gerçekleştirme, Bakü petrollerini ele geçirme, İngiltere’nin, Hindistan’a giden sömürge yollarını kesme, Rusya’yı Doğu’da tutma, Almanya’nın, Doğu’daki yükünü hafifletmeydi.
Osmanlı Devleti, savaş sırasında iki cepheyi kendi açmıştır: Kanal ve Kafkas cepheleri. Osmanlı Devletinin, Birinci Dünya Savaşında tek toprak kazandığı cephe Kafkas Cephesi olmuştur. Başlangıçta Ruslar, Muş ve Bitlis’i ele geçirmiş ve Anadolu’da yerleşmeyi düşünmüşlerdir. Rusya da yaşanan ihtilal cephede durumu değiştirmiştir. Birde cepheye 16.kolordu komutanı olarak Mustafa Kemal’in atanması durumu Osmanlı lehine değiştirmiştir. Rusya Bolşevik ihtilali ile savaştan çekilmiş ve işgal ettiği yerleri terk etmiştir. Paşamızın da yerinde aldığı tedbirler ve mücadeleler sonucunda Muş ve Bitlis geri alınmıştır. Rusya 1917 tarihinde Osmanlı Devleti ile Erzincan Ateşkes Antlaşmasını imzalamıştı. 3 Mart 1918 tarihinde ise Rusya, BREST-LİTOWSK Antlaşmasını imzalayarak savaştan tamamen çekilmiştir. Osmanlı Devleti ile SSCB arasında imzalanan ilk ve tek antlaşmadır. Bu antlaşma ile Kars-Ardahan ve Batum Osmanlı devletine geri verilmiştir. Ve bu haftanın son soru II. Abdülhamit Han kimdir?
Sultan Abdülaziz’in öldürülmesi ve V. Murat’ın aklı dengesinin yerinde olmadığından tahttan indirilmesi gözlerin II. Abdülhamit’e çevrilmesine neden olmuştur. Genç Osmanlılar, II. Abdülhamit’i tahta çıkaracaklarını; yalnız meşrutiyet ilan etmesinin şart olduğunu söyleyerek sultanı tahtta çıkmaya razı etmişlerdi. Meşrutiyeti ilan etme sözünü vererek 1876 tarihinde Osmanlı tahtına V. Murat’tan sonra oturan II. Abdülhamit dönemi devletten birçok ulusun ayrıldığı ve göçlerin yaşandığı dönem olmuştur. Kızıl kıyametlerin koptuğu tarihlerde tahta oturan sultan, politikasını ince eleyip sık dokumuş ve 1909 yılına kadar tahtta kalmıştır. Selanik’te istemediği bir sürgünde yaşayan sultan 10 Şubat 1918 yılında ise hakkın rahmetine kavuşmuştur. II. Abdülhamit, Bağdat- Berlin ve Hicaz Demiryolları projelerini devreye sokmuş, Ermeni ve Yahudilerin toprak oyunlarını bozmuştur. Eğitim, sağlık, ulaşım, askeri alanda attığı adımlar ile iç ve dış mihraklar tarafından hedef tahtasına alınmış ve İttihat ve Terakkiciler tarafından suçlu ilan edilmiştir. II. Abdülhamit Han, 31 Mart İsyanın sonucunda tahttan indirilmiş ve 33 yıllık saltanatı da son bulmuştur.
İtilaf Devletleri, Osmanlı Devletini, Çanakkale cephesinde yenip İstanbul’u alıp tarihten onu silmek istiyorlardı. Osmanlı Devletinin askerinin, topunun, silahının olmadığını biliyorlar dı; ama o askerlerin iman gücünden, vatan sevgisinden yana dolu olduklarını hesaba katmıyorlardı. Bilmiyorlardı ki Türk anaları askere gönderdikleri yavrularını Kınalı Kuzu diye adlandırıp cepheye göndermişlerdi. Anaların çocuklarına söyledikleri tek şey vardı ya şehit ya da gazi ol. Onlar ki vatan için kol, bacak göz, kulak veren yiğit, Bedrin askerleri gibi şanlı idiler. Tarihin ender gördüğü bu vatan evlatları genç ve eğitimli idiler. Vatan onlar için her şeyden önce geliyor ve emre itaat ediyorlardı. Öyle ya büyük komutanları da onlara şöyle dememiş miydi: “Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum.” Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü her şeyi özetliyordu zaten. Peki, bu cepheyi emperyalist güçler niye açtılar. Osmanlıyı paylaşmak, Rusya’ya yardım etmek, Osmanlı’yı saf dışı bırakmak, tarafsız kalan Balkan devletlerini savaşa katmak ve Rusya’nın buğdayını değerlendirmektir. 18 Mart 1915 tarihe altın harflere yazılacak mücadeleler sonunda itilaf donanmaları boğazın derin sularına Nusret Mayın Gemisinin döşediği mayınlara çarparak batmışlardır. Çanakkale başarısı hem içte hem de dış ta birçok olayın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Çanakkale Savaşlarının sonuçlarına bakıldığında, Rusya’da rejim değişikliği yaşandı, Bulgaristan, İttifak devletleri safında I. Dünya Savaşına katıldı, Osmanlı Devletinin İslam dünyasında ki önemi arttı, Mustafa Kemal tanındı, I. Dünya Savaşının süresi uzadı ve bağımsızlığını arayan uluslara bu mücadele örnek teşkil etti. İşte tarihin derinliklerinden gelen ikinci sorumuz Kafkas cephesi ve Sarıkamış olayı nedir?
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devletinin açtığı ilk cephe olan Kafkas Cephesi bir taarruz cephesidir. Aralık 1914 tarihinde açılan cephe sonuçlarıyla günümüze kadar gelen tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Gerek Mehmetçiğin altın harflerle yazdığı bir destan Sarıkamış, gerekse her fırsatta ısıtılıp önümüze konulan Tehcir Yasası. Bunların hepsi Kafkas cephesinden bize kalanlardır. Sarıkamış’ta şehit düşenlerin tek gayesi vardı vatan topraklarına yabancı çizmesi girmesin, bayrak inmesin, ezan susmasın idi. Kafkas cephesinin açılma sebepleri ise şunlardı: Orta Asya Türkleriyle birleşme ve Turan idealini gerçekleştirme, Bakü petrollerini ele geçirme, İngiltere’nin, Hindistan’a giden sömürge yollarını kesme, Rusya’yı Doğu’da tutma, Almanya’nın, Doğu’daki yükünü hafifletmeydi.
Osmanlı Devleti, savaş sırasında iki cepheyi kendi açmıştır: Kanal ve Kafkas cepheleri. Osmanlı Devletinin, Birinci Dünya Savaşında tek toprak kazandığı cephe Kafkas Cephesi olmuştur. Başlangıçta Ruslar, Muş ve Bitlis’i ele geçirmiş ve Anadolu’da yerleşmeyi düşünmüşlerdir. Rusya da yaşanan ihtilal cephede durumu değiştirmiştir. Birde cepheye 16.kolordu komutanı olarak Mustafa Kemal’in atanması durumu Osmanlı lehine değiştirmiştir. Rusya Bolşevik ihtilali ile savaştan çekilmiş ve işgal ettiği yerleri terk etmiştir. Paşamızın da yerinde aldığı tedbirler ve mücadeleler sonucunda Muş ve Bitlis geri alınmıştır. Rusya 1917 tarihinde Osmanlı Devleti ile Erzincan Ateşkes Antlaşmasını imzalamıştı. 3 Mart 1918 tarihinde ise Rusya, BREST-LİTOWSK Antlaşmasını imzalayarak savaştan tamamen çekilmiştir. Osmanlı Devleti ile SSCB arasında imzalanan ilk ve tek antlaşmadır. Bu antlaşma ile Kars-Ardahan ve Batum Osmanlı devletine geri verilmiştir. Ve bu haftanın son soru II. Abdülhamit Han kimdir?
Sultan Abdülaziz’in öldürülmesi ve V. Murat’ın aklı dengesinin yerinde olmadığından tahttan indirilmesi gözlerin II. Abdülhamit’e çevrilmesine neden olmuştur. Genç Osmanlılar, II. Abdülhamit’i tahta çıkaracaklarını; yalnız meşrutiyet ilan etmesinin şart olduğunu söyleyerek sultanı tahtta çıkmaya razı etmişlerdi. Meşrutiyeti ilan etme sözünü vererek 1876 tarihinde Osmanlı tahtına V. Murat’tan sonra oturan II. Abdülhamit dönemi devletten birçok ulusun ayrıldığı ve göçlerin yaşandığı dönem olmuştur. Kızıl kıyametlerin koptuğu tarihlerde tahta oturan sultan, politikasını ince eleyip sık dokumuş ve 1909 yılına kadar tahtta kalmıştır. Selanik’te istemediği bir sürgünde yaşayan sultan 10 Şubat 1918 yılında ise hakkın rahmetine kavuşmuştur. II. Abdülhamit, Bağdat- Berlin ve Hicaz Demiryolları projelerini devreye sokmuş, Ermeni ve Yahudilerin toprak oyunlarını bozmuştur. Eğitim, sağlık, ulaşım, askeri alanda attığı adımlar ile iç ve dış mihraklar tarafından hedef tahtasına alınmış ve İttihat ve Terakkiciler tarafından suçlu ilan edilmiştir. II. Abdülhamit Han, 31 Mart İsyanın sonucunda tahttan indirilmiş ve 33 yıllık saltanatı da son bulmuştur.