
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, siber saldırılara karşı halkı uyararak hazırlıklı olunmasını istedi. Bakan Arslan, “Siber saldırılar her türlü akıllı ev sistemi üzerinden yapılabilir. Kimse buzdolabından, klimadan olur mu demesin, oluyormuş. İnternete bağlı cihazlar için de dikkatli olunmalı, tedbir alınmalı" dedi. Dün günün ilk haberi buydu.
Bakanın bu beyanatını okuyunca bir an, ‘vay be şuraya bak teknoloji ne kadar ilerlemiş’ dedim ve gözüm kendi buzdolabıma takıldı. Acaba ne yapmalıyım şimdi diye düşündüm. Eminim bunu okuyan ve bu konuda çok fazla bir şey bilmeyen milyonlarca ev hanımı paniğe kapılmıştır.
Haberi okumaya devam ettim. Mutlaka alınması gereken tedbirin ne olduğu da açıklanmıştır dedim. Haberi sonuna kadar okudum ancak vatandaşın ne yapması gerektiği konusunda tek satır yazı yoktu.
Sahi vatandaş siber saldırılara karşı nasıl bir tedbir alacaktı mesela. Evinde, elinde ne kadar internet bağlantılı cihaz varsa bunları çöpe mi atacaktı? Buzdolabından, klimadan ve akıllı ev teknolojisinden sızmayı başaran bu kuvvete nasıl karşı duracaktı? Bende bilemedim, her halde bu konuda sayın bakanın ilerleyen günlerde bir tavsiyesi olacaktır. Zira cihazları kullanmamak ya da çöpe atmak pek akıl kârı gibi görünmüyor. Sayın bakanım galiba ‘tedbire taktik lazım’
29 Ekim Resepsiyonu
Her yıl ülkenin her yerinde olduğu gibi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri kapsamında Erzurum Valiliği de bir resepsiyon tertip etti.
İlk kez öğretmenevinde yapılan resepsiyona her zümreden katılım vardı. Mekânı ve ikramları görünce bir gazeteci olarak aklıma ilk gelen, devletin bu tür organizasyonların bütçesine kısıtlama getirdiği oldu.
Zira akşam yemeği saatinde verilen resepsiyonda pasta ve kuruyemiş ikramları görülmüş şey değildi. Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu’nun ev sahipliğini yaptığı resepsiyonda hanımefendinin olmaması dikkat çeken diğer bir noktaydı.
Mekânın elbette çok büyük önemi yoktu ama birazda ‘aslan yattığı yerden belli olur’ deyimi aklımıza yer etmişti.
Samimi sohbetlerin yapıldığı gecede devlet erkânının gülen yüzü, birlikte hareket etme uyumu, hemen herkesi mutlu etti.
Vali Seyfettin Azizoğlu’nun konuşmasının tamamına yakınını geçmiş değil bugün ülkede yaşanan sıkıntıları oluşturdu. Ülkenin etrafının ateş çemberinde olduğunu ve oynanan oyunları ancak kardeşliğin bozabileceğinin altını çizdi.
Vali Azizoğlu, “Dost ve düşman bilsin ki göklerden ateş yağdırsalar, yer küreden lavları üzerimize püskürtseler bizi asla teslim alamayacaklar ve bizler asla teslim olmayacağız” dedi.
Bu sözler öylesine seçilmiş sözler değildi. Zira bu kelimeleri sarf eden şehirde devletin en yetkin kişisiydi. O sözler elbette ki hamaset olsun diye söylenmedi. Bu işleri sulandıranların bir kez daha gerçeği görmeleri için bir uyarıydı sadece.
Bakanın bu beyanatını okuyunca bir an, ‘vay be şuraya bak teknoloji ne kadar ilerlemiş’ dedim ve gözüm kendi buzdolabıma takıldı. Acaba ne yapmalıyım şimdi diye düşündüm. Eminim bunu okuyan ve bu konuda çok fazla bir şey bilmeyen milyonlarca ev hanımı paniğe kapılmıştır.
Haberi okumaya devam ettim. Mutlaka alınması gereken tedbirin ne olduğu da açıklanmıştır dedim. Haberi sonuna kadar okudum ancak vatandaşın ne yapması gerektiği konusunda tek satır yazı yoktu.
Sahi vatandaş siber saldırılara karşı nasıl bir tedbir alacaktı mesela. Evinde, elinde ne kadar internet bağlantılı cihaz varsa bunları çöpe mi atacaktı? Buzdolabından, klimadan ve akıllı ev teknolojisinden sızmayı başaran bu kuvvete nasıl karşı duracaktı? Bende bilemedim, her halde bu konuda sayın bakanın ilerleyen günlerde bir tavsiyesi olacaktır. Zira cihazları kullanmamak ya da çöpe atmak pek akıl kârı gibi görünmüyor. Sayın bakanım galiba ‘tedbire taktik lazım’
29 Ekim Resepsiyonu
Her yıl ülkenin her yerinde olduğu gibi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenleri kapsamında Erzurum Valiliği de bir resepsiyon tertip etti.
İlk kez öğretmenevinde yapılan resepsiyona her zümreden katılım vardı. Mekânı ve ikramları görünce bir gazeteci olarak aklıma ilk gelen, devletin bu tür organizasyonların bütçesine kısıtlama getirdiği oldu.
Zira akşam yemeği saatinde verilen resepsiyonda pasta ve kuruyemiş ikramları görülmüş şey değildi. Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu’nun ev sahipliğini yaptığı resepsiyonda hanımefendinin olmaması dikkat çeken diğer bir noktaydı.
Mekânın elbette çok büyük önemi yoktu ama birazda ‘aslan yattığı yerden belli olur’ deyimi aklımıza yer etmişti.
Samimi sohbetlerin yapıldığı gecede devlet erkânının gülen yüzü, birlikte hareket etme uyumu, hemen herkesi mutlu etti.
Vali Seyfettin Azizoğlu’nun konuşmasının tamamına yakınını geçmiş değil bugün ülkede yaşanan sıkıntıları oluşturdu. Ülkenin etrafının ateş çemberinde olduğunu ve oynanan oyunları ancak kardeşliğin bozabileceğinin altını çizdi.
Vali Azizoğlu, “Dost ve düşman bilsin ki göklerden ateş yağdırsalar, yer küreden lavları üzerimize püskürtseler bizi asla teslim alamayacaklar ve bizler asla teslim olmayacağız” dedi.
Bu sözler öylesine seçilmiş sözler değildi. Zira bu kelimeleri sarf eden şehirde devletin en yetkin kişisiydi. O sözler elbette ki hamaset olsun diye söylenmedi. Bu işleri sulandıranların bir kez daha gerçeği görmeleri için bir uyarıydı sadece.