
“Yaşlı kadın, oğlunun yedi yıl önce kendisine getirdiği mandalina fidanını balkonundaki teneke saksıya dikmişti. Çelimsiz fidan, kadının gösterdiği onca özene rağmen sağlıksız görünüyordu ama bir biçimde hayata tutunuyordu işte…
Çok nadir olarak annesini ziyaret eden oğul, fidanı kimin, ne zaman oraya getirdiğini unutarak annesini eleştirdi: Bunun yapraklarını da meyvelerini de kurtlar yiyor.
Ne diye direniyorsun ki at gitsin!
Oğlunun duygusuz tavrına üzülen yaşlı kadın, acı bir tebessümün üzerine romanları doldurabilecek cümlelerini oturttu: Biliyor musun, o kurtlar beni her gün ziyaret ediyorlar. Sonra kelebek olup uçup gidiyorlar; ama kelebekler de buraya dönüyorlar. Onlar da sık sık ziyaretime geliyorlar.
Ya sen?..”
***
İnsan sevdiklerinden kopmayagörsün.
Zihin, o boşluk duygusunu ‘yalnızlığın paylaşılmayan bir şey olduğu’ fikriyle oymaya, genişletmeye, derinleştirmeye başlar hemen.
Şair Özdemir Asaf’ı düşünelim mesela...
Yaşlı kadının mandalina fidanına tutunarak içinden çıkmaya çabaladığı o derin kuyu, bana büyük şairin ‘Yalnızlık paylaşılmaz’ dizeleriyle ünlenen şiirini anımsattı.
Ve fakat biliyoruz, ne mandalina fidanını sırf üzerindeki kurtlar ve kelebekler için hayatta tutan yaşlı kadının Özdemir Asaf’tan haberi olmuştur ne de Özdemir Asaf’ın o kadından…
Yine de Özdemir Asaf, şiirini belki öyle bir kadın için yazmıştır.
Ve belki öyle yalnızlık içinde yaşayan kadınların ve erkeklerin bazıları ozanın bu harikulade güzel, harikulade yalın şiirini okuyup içlenmişlerdir:
Yalnızlık, yaşamda bir an
Hep yeniden başlayan
Dışından anlaşılmaz
Ya da kocaman bir yalan
Kovdukça kovalayan
Paylaşılmaz
Bir düşünde beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz
Çok büyük şair Özdemir Asaf …
Çok zor bir işi başarmış, yalnızlığı ne güzel betimlemiş!
Ve fakat bu şiiri her okuyuşumda kafamı bir soru kurcalar: Evet, yalnızlık bazen güzeldir. Hatta bazen bir ihtiyaca dönüşür; ama paylaşılamıyor!
Peki hiç paylaşılamayacak bir şey, aynı zamanda çok güzel bir şey olabilir mi?
Ne dersiniz?
Buna ilişkin hem lehte hem alyhte çokça örnek var.
Ama yanıt bulmaya çalışırken balkonunda oğlunun getirdiği mandalina fidanını büyüten o anneyle uzun uzun konuşmak isterdim.
Çok nadir olarak annesini ziyaret eden oğul, fidanı kimin, ne zaman oraya getirdiğini unutarak annesini eleştirdi: Bunun yapraklarını da meyvelerini de kurtlar yiyor.
Ne diye direniyorsun ki at gitsin!
Oğlunun duygusuz tavrına üzülen yaşlı kadın, acı bir tebessümün üzerine romanları doldurabilecek cümlelerini oturttu: Biliyor musun, o kurtlar beni her gün ziyaret ediyorlar. Sonra kelebek olup uçup gidiyorlar; ama kelebekler de buraya dönüyorlar. Onlar da sık sık ziyaretime geliyorlar.
Ya sen?..”
***
İnsan sevdiklerinden kopmayagörsün.
Zihin, o boşluk duygusunu ‘yalnızlığın paylaşılmayan bir şey olduğu’ fikriyle oymaya, genişletmeye, derinleştirmeye başlar hemen.
Şair Özdemir Asaf’ı düşünelim mesela...
Yaşlı kadının mandalina fidanına tutunarak içinden çıkmaya çabaladığı o derin kuyu, bana büyük şairin ‘Yalnızlık paylaşılmaz’ dizeleriyle ünlenen şiirini anımsattı.
Ve fakat biliyoruz, ne mandalina fidanını sırf üzerindeki kurtlar ve kelebekler için hayatta tutan yaşlı kadının Özdemir Asaf’tan haberi olmuştur ne de Özdemir Asaf’ın o kadından…
Yine de Özdemir Asaf, şiirini belki öyle bir kadın için yazmıştır.
Ve belki öyle yalnızlık içinde yaşayan kadınların ve erkeklerin bazıları ozanın bu harikulade güzel, harikulade yalın şiirini okuyup içlenmişlerdir:
Yalnızlık, yaşamda bir an
Hep yeniden başlayan
Dışından anlaşılmaz
Ya da kocaman bir yalan
Kovdukça kovalayan
Paylaşılmaz
Bir düşünde beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz
Çok büyük şair Özdemir Asaf …
Çok zor bir işi başarmış, yalnızlığı ne güzel betimlemiş!
Ve fakat bu şiiri her okuyuşumda kafamı bir soru kurcalar: Evet, yalnızlık bazen güzeldir. Hatta bazen bir ihtiyaca dönüşür; ama paylaşılamıyor!
Peki hiç paylaşılamayacak bir şey, aynı zamanda çok güzel bir şey olabilir mi?
Ne dersiniz?
Buna ilişkin hem lehte hem alyhte çokça örnek var.
Ama yanıt bulmaya çalışırken balkonunda oğlunun getirdiği mandalina fidanını büyüten o anneyle uzun uzun konuşmak isterdim.