Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde 2 Aralık'ta ilk toplantısına başlanan ve doğrudan 7 milyona yakın çalışanı ilgilendiren asgari ücret görüşmelerinin 2. toplantısı da yapıldı.
Detaylara değinmeden önce şunu belirtmek isterim, 2020 yılında geçerli olacak asgari ücret, çalışanın hayatına biraz da olsa katkı sağlamalı ve ekonomik verilerin olumsuz seyrettiği günümüzde komisyondan çıkacak karar Türkiye şartları için yetersiz kalmamalıdır.
Bugün en ucuz ev kirasının 700 lira olduğu, kışları bu aylarda aylık en az 600 lira doğalgaz faturası ve 250 liradan aşağı elektrik faturasının gelmediği, hepsinden önemlisi bir kilogram meyvenin 5 lira, 1 kilogram peynirin 25 lira olduğu günümüzde asgari ücreti belirleyenler biraz empati yapmalıdırlar. Kira, yakıt, eğitim, yol, elektrik ve su parası zaten asgari ücretin çok üzerine denk geliyor. Bunun yanında hastası, cenazesi, bayramı, kurbanı ve kıyafeti gibi giderleri olanlar ne yapacak? Kısaca eşi çalışmayan, evi kira, 2 çocuk okutup ve asgari ücretle yaşayan bir ailenin geçinmesi çok zor şartlarda sağlanıyor.
Kamuda çalışan bir memur asgari ücretlinin en az iki katı maaş alıyor ve memurun her daim dile getirerek geçim sıkıntısı çektiğini biliyoruz. Memurla, asgari ücret alan bir işçi ev kirası, alışveriş yaptığı market, eğitim, yol masrafları ve yakıtta aynı şartlarda yaşıyorlar. Şimdi sormak gerekir; İki kat ve üstü maaş alan memurun aldığı para tatmin etmiyorken, aynı şartlarda yaşayan asgari ücretli ne yapsın?
Asgari ücretliler, hiçbir şey yiyip içmese dahi hayatı boyunca ev ve araç sahibi olamayacaklar. Çünkü bugün bir ev 200 bin liradır.
Özellikle özel sektörde çalışan asgari ücretlilerin çalışma saatleri ve şartları da çok ağırdır. Bu ağır çalışma şartlarında asgari ücret, işçinin kendisi ve ailesinin tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yaşam standartlarında olması gerekir. Asgari ücret, çalışanın emeğinin karşılığı olmasa dahi hiç olmasa insan onuruna yakışacak düzeyde belirlenmelidir.
Ülkemizde yaşayan bir vatandaşın zorunlu aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 6.849,62 lira, evli olmayan, çocuksuz bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise aylık 2.577,94 liradır. Bu nedenle asgari ücreti belirleyen komisyondakilerin bu olaya, maddiyatın yanında insani ve vicdani de bakması gerekir.
Asgari ücret artışı, firmaların üzerine yük olacağı, fiyatların yükselmesine ve işsizliğin artmasına yol açacağı düşünülüyorsa gerek vergi indirimi, gerekse teşvik noktasında hükümet yetkililerinin ellerini taşın altına koymaları gerekir.
Detaylara değinmeden önce şunu belirtmek isterim, 2020 yılında geçerli olacak asgari ücret, çalışanın hayatına biraz da olsa katkı sağlamalı ve ekonomik verilerin olumsuz seyrettiği günümüzde komisyondan çıkacak karar Türkiye şartları için yetersiz kalmamalıdır.
Bugün en ucuz ev kirasının 700 lira olduğu, kışları bu aylarda aylık en az 600 lira doğalgaz faturası ve 250 liradan aşağı elektrik faturasının gelmediği, hepsinden önemlisi bir kilogram meyvenin 5 lira, 1 kilogram peynirin 25 lira olduğu günümüzde asgari ücreti belirleyenler biraz empati yapmalıdırlar. Kira, yakıt, eğitim, yol, elektrik ve su parası zaten asgari ücretin çok üzerine denk geliyor. Bunun yanında hastası, cenazesi, bayramı, kurbanı ve kıyafeti gibi giderleri olanlar ne yapacak? Kısaca eşi çalışmayan, evi kira, 2 çocuk okutup ve asgari ücretle yaşayan bir ailenin geçinmesi çok zor şartlarda sağlanıyor.
Kamuda çalışan bir memur asgari ücretlinin en az iki katı maaş alıyor ve memurun her daim dile getirerek geçim sıkıntısı çektiğini biliyoruz. Memurla, asgari ücret alan bir işçi ev kirası, alışveriş yaptığı market, eğitim, yol masrafları ve yakıtta aynı şartlarda yaşıyorlar. Şimdi sormak gerekir; İki kat ve üstü maaş alan memurun aldığı para tatmin etmiyorken, aynı şartlarda yaşayan asgari ücretli ne yapsın?
Asgari ücretliler, hiçbir şey yiyip içmese dahi hayatı boyunca ev ve araç sahibi olamayacaklar. Çünkü bugün bir ev 200 bin liradır.
Özellikle özel sektörde çalışan asgari ücretlilerin çalışma saatleri ve şartları da çok ağırdır. Bu ağır çalışma şartlarında asgari ücret, işçinin kendisi ve ailesinin tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yaşam standartlarında olması gerekir. Asgari ücret, çalışanın emeğinin karşılığı olmasa dahi hiç olmasa insan onuruna yakışacak düzeyde belirlenmelidir.
Ülkemizde yaşayan bir vatandaşın zorunlu aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 6.849,62 lira, evli olmayan, çocuksuz bir çalışanın 'yaşama maliyeti' ise aylık 2.577,94 liradır. Bu nedenle asgari ücreti belirleyen komisyondakilerin bu olaya, maddiyatın yanında insani ve vicdani de bakması gerekir.
Asgari ücret artışı, firmaların üzerine yük olacağı, fiyatların yükselmesine ve işsizliğin artmasına yol açacağı düşünülüyorsa gerek vergi indirimi, gerekse teşvik noktasında hükümet yetkililerinin ellerini taşın altına koymaları gerekir.