
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Demet Say Kömeç Hanımın önceki gün Kardelen TV’de katıldığı programın kaydını izledim. Acaba yanlış mı anlıyorum ya da başka bir şey mi anlatmak istiyor diye defalarca izledim.
Hanımefendi programda net olarak şunu söylüyor: “ Erzurumlu kadınlar özgür değil, ekonomik olarak da sosyal yaşam olarak da. Ben 30 senedir Erzurum’da yaşıyorum, tek başıma parkta yürüyemiyorum. Bir kafeye gidemiyorum. Restorana gidemiyorum. Saat 10’dan sonra caddede dahi yürüyemiyorum, özgürlüğüm kısıtlı.”
Aynı konuşma içinde bunları yapmayı denemediğini bile açıklıyor.
***
İnsanın bu açıklamalara inanası gelmiyor. Zira bahse konu Hanım özel bir hastanenin sahibi ve hatta kadın girişimcisi. Palandöken eteklerinde at çiftliği ve restaurantı olan bir hanım. 30 yıldır bu kentte yaşıyor ama toplumsal baskı veya güvenlik gerekçesiyle bu şehrin parkında yürüyemiyor, kafesinde tek başına bir bardak çay içemiyor…
Bu memlekette bu zulmü yaşayan kadınlar için de içten içe yanmış, üzülmüş!
***
Demet Hanım, 30 yıldır bu kentte gazetecilik yapıyorum. Girmediğim yer, gitmediğim dağ başı kalmadı. Ben sizin şu anlattıklarınızın zerresini yaşamadım.
Keşke biraz bize doğduğunuz toprakları Haymanayı anlatsanız. Oradaki hanımlar nasıl yaşıyor, ne kadar özgür biz de öğrensek mesela.
***
Erzurum’da kadının tek başına sokağa çıkamadığını söylüyorsunuz ya...
Özgürlüğünüzün olmadığını iddia ediyorsunuz ya...
Adama sormazlar mı 30 yıldır bu kentte ne arıyorsunuz?
Bu kadar dertli olduğunuz kentte yıllardır neden yaşıyorsunuz?
Oysa sizin bu şehre bir vefa borcunuz var.
Dün sıradan bir hekim iken şimdi devasa kurumların sahibisiniz.
***
Şu şehre hiç gelmemiş biri sizin bu açıklamanızı izlediğinde Allah aşkına ne düşünecek?
İki üniversitesi ve on binlerce öğrencisi olan, kış turizminde iddialı bir kentte, ‘kadının adı yok, sokağa tek başına çıkamıyor’ demek nasıl bir akıl tutulması.
Sizi dinleyen Erzurum’u Afganistan, yaşayan halkını Taliban ile eş tutar.
Nasıl bir baskı altında kaldınız, ne yaşadınız bilmiyorum ama size bu kadar olanak sağlayan bir kentti bu denli karamak, toplumu bu kadar bağnaz göstermek en hafif tabirle hiç yakışık almamış.
***
Erzurum bu ülkenin çimentosudur. Kadın kahramanları tarihe mühür vurmuş olan Erzurum, kendi halkı dışında sizin gibi dışarıdan gelen herkese kol kanat germiştir.
Zira artık paranız da var. Artık o çok övdüğünüz İstanbul ve Ankara sokaklarında özgürce yürüyebilirsiniz. Yoksa bu kadar travma ile yaşanmaz!
Bizim için de üzülme, biz hayatımızdan memnunuz. Ama sizin için hala bir şans var…
Hanımefendi programda net olarak şunu söylüyor: “ Erzurumlu kadınlar özgür değil, ekonomik olarak da sosyal yaşam olarak da. Ben 30 senedir Erzurum’da yaşıyorum, tek başıma parkta yürüyemiyorum. Bir kafeye gidemiyorum. Restorana gidemiyorum. Saat 10’dan sonra caddede dahi yürüyemiyorum, özgürlüğüm kısıtlı.”
Aynı konuşma içinde bunları yapmayı denemediğini bile açıklıyor.
***
İnsanın bu açıklamalara inanası gelmiyor. Zira bahse konu Hanım özel bir hastanenin sahibi ve hatta kadın girişimcisi. Palandöken eteklerinde at çiftliği ve restaurantı olan bir hanım. 30 yıldır bu kentte yaşıyor ama toplumsal baskı veya güvenlik gerekçesiyle bu şehrin parkında yürüyemiyor, kafesinde tek başına bir bardak çay içemiyor…
Bu memlekette bu zulmü yaşayan kadınlar için de içten içe yanmış, üzülmüş!
***
Demet Hanım, 30 yıldır bu kentte gazetecilik yapıyorum. Girmediğim yer, gitmediğim dağ başı kalmadı. Ben sizin şu anlattıklarınızın zerresini yaşamadım.
Keşke biraz bize doğduğunuz toprakları Haymanayı anlatsanız. Oradaki hanımlar nasıl yaşıyor, ne kadar özgür biz de öğrensek mesela.
***
Erzurum’da kadının tek başına sokağa çıkamadığını söylüyorsunuz ya...
Özgürlüğünüzün olmadığını iddia ediyorsunuz ya...
Adama sormazlar mı 30 yıldır bu kentte ne arıyorsunuz?
Bu kadar dertli olduğunuz kentte yıllardır neden yaşıyorsunuz?
Oysa sizin bu şehre bir vefa borcunuz var.
Dün sıradan bir hekim iken şimdi devasa kurumların sahibisiniz.
***
Şu şehre hiç gelmemiş biri sizin bu açıklamanızı izlediğinde Allah aşkına ne düşünecek?
İki üniversitesi ve on binlerce öğrencisi olan, kış turizminde iddialı bir kentte, ‘kadının adı yok, sokağa tek başına çıkamıyor’ demek nasıl bir akıl tutulması.
Sizi dinleyen Erzurum’u Afganistan, yaşayan halkını Taliban ile eş tutar.
Nasıl bir baskı altında kaldınız, ne yaşadınız bilmiyorum ama size bu kadar olanak sağlayan bir kentti bu denli karamak, toplumu bu kadar bağnaz göstermek en hafif tabirle hiç yakışık almamış.
***
Erzurum bu ülkenin çimentosudur. Kadın kahramanları tarihe mühür vurmuş olan Erzurum, kendi halkı dışında sizin gibi dışarıdan gelen herkese kol kanat germiştir.
Zira artık paranız da var. Artık o çok övdüğünüz İstanbul ve Ankara sokaklarında özgürce yürüyebilirsiniz. Yoksa bu kadar travma ile yaşanmaz!
Bizim için de üzülme, biz hayatımızdan memnunuz. Ama sizin için hala bir şans var…