
Türkiye, uyguladığı düşük faiz politikası nedeniyle yüksek kur tehdidiyle karşı karşıya gelmektedir. Kurun yüksekliği, beklenilen dengelenmenin ne zaman ve nerede olacağı ekonomik gelişmelere, iktidarın doğru bilgilendirmesiyle de ilgili görünüyor. Türkiye’den faiz artışı beklenen olsa da mevcut yüzde 14 faiz ile dünyanın ilk sırasında yer alıyoruz.
Konumuz bu yazı itibariyle kurun yüksekliği değil, Erzurum’un yüksek kurdan faydalanıp faydalanamadığıdır. Sosyal medyada TL’nin değerinin düşük olması nedeniyle eleştiriler var. Bunlardan biri de Bulgarların Edirne’deki bakkal, market veya AVM’lerde rafları boşaltması için yapılıyor. Gerekçe ise TL’nin değersizleşmesi üzerine ve Türk insanının alamadığı veya zor aldığı ürünlerin Bulgarlar tarafından adeta yağmalanırcasına alınması üzerine.
Bu eleştiriye katılmayan tarafta olduğunu söylemek istiyorum. Kurun seviyesi, seyri elbette birçok etkene bağlıdır. Örneğin, 1000 TL’ye kiradaki evinin kira bedelini iki buçuk katına çıkaran veya 500-600 bin liraya sattığı dairenin fiyatını 1.5 milyona çıkaran müteahhidin elindeki ürünü katlaması karşısında sevinirken aldıklarındaki artışı eleştirmesi mantıklı değildir. Yada elindeki her kuruşu koşturarak dövize çevirmesi yine aynı mantık çerçevesindedir.
Biz anlatmak istediğimiz veya altını çizmek istediğimiz konumuza dönelim! Geçtiğimiz günlerde bir ekonomi kanalına Edirne, Van, Artvin Ticaret Oda Başkanları bağlantı. Haber içeriği, sınır şehirlerinin ticarette canlılığı anlatılıyordu. Edirne Bulgar, Van İran, Artvin ise Gürcistan’dan akın akın gelen insanların alışverişi üzerine kuruluydu. Ticaret Oda Başkanları, şehirlerinin canlılığını anlatırken, alışverişin yüksek boyutlara ulaştığını keyifle anlattılar.
Erzurum’u merak ettim doğal olarak. Erzurum ticaret ve dağı birleştirerek sınır şehirleri kadar etkili olabilir. Örneğin Erzurum’a çekilebilecek Rus, Gürcü veya İranlı turistler, aynı şekilde dönüşte valizler dolusu alışveriş ile dönebilirler.
Yani kur nedeniyle ucuz tatil, ucuz alışverişle tamamlanabilir.
Fena mı olur?
Hiçte fena olmaz.
Bunun gerçekleşmesi için Erzurum Ticaret Odası, Borsası, Valiliği, siyaset ve STK’ların işbirliği veya akıllı çabaları ile mümkün olabilir. Fakat şehrin gündeminde buna dair bir çaba çok göremiyoruz.
Belki Erzurum’da da ‘Biz dağa çıkamıyoruz, elin turisti gelip keyif yapıyor veya bizim alamadığımızı adamlar çuvallarla alıyor’ gibi eleştiriler getirebilirler.
Olsun, bunun hiç önemi yok.
Önemli olan Erzurum’a döviz girmesi. Fiyatların içeri için yüksekliği nedeniyle şimdi bazı şeyleri alamayabilir veya yapamayabiliriz ancak şehre giren döviz daha çok iş, çalışma alanına dönüşebilir.
İşte o zamanda bu şehrin işsiz gençleri için yeni çalışma alanları açılabilir.
Fena mı olur!
Konumuz bu yazı itibariyle kurun yüksekliği değil, Erzurum’un yüksek kurdan faydalanıp faydalanamadığıdır. Sosyal medyada TL’nin değerinin düşük olması nedeniyle eleştiriler var. Bunlardan biri de Bulgarların Edirne’deki bakkal, market veya AVM’lerde rafları boşaltması için yapılıyor. Gerekçe ise TL’nin değersizleşmesi üzerine ve Türk insanının alamadığı veya zor aldığı ürünlerin Bulgarlar tarafından adeta yağmalanırcasına alınması üzerine.
Bu eleştiriye katılmayan tarafta olduğunu söylemek istiyorum. Kurun seviyesi, seyri elbette birçok etkene bağlıdır. Örneğin, 1000 TL’ye kiradaki evinin kira bedelini iki buçuk katına çıkaran veya 500-600 bin liraya sattığı dairenin fiyatını 1.5 milyona çıkaran müteahhidin elindeki ürünü katlaması karşısında sevinirken aldıklarındaki artışı eleştirmesi mantıklı değildir. Yada elindeki her kuruşu koşturarak dövize çevirmesi yine aynı mantık çerçevesindedir.
Biz anlatmak istediğimiz veya altını çizmek istediğimiz konumuza dönelim! Geçtiğimiz günlerde bir ekonomi kanalına Edirne, Van, Artvin Ticaret Oda Başkanları bağlantı. Haber içeriği, sınır şehirlerinin ticarette canlılığı anlatılıyordu. Edirne Bulgar, Van İran, Artvin ise Gürcistan’dan akın akın gelen insanların alışverişi üzerine kuruluydu. Ticaret Oda Başkanları, şehirlerinin canlılığını anlatırken, alışverişin yüksek boyutlara ulaştığını keyifle anlattılar.
Erzurum’u merak ettim doğal olarak. Erzurum ticaret ve dağı birleştirerek sınır şehirleri kadar etkili olabilir. Örneğin Erzurum’a çekilebilecek Rus, Gürcü veya İranlı turistler, aynı şekilde dönüşte valizler dolusu alışveriş ile dönebilirler.
Yani kur nedeniyle ucuz tatil, ucuz alışverişle tamamlanabilir.
Fena mı olur?
Hiçte fena olmaz.
Bunun gerçekleşmesi için Erzurum Ticaret Odası, Borsası, Valiliği, siyaset ve STK’ların işbirliği veya akıllı çabaları ile mümkün olabilir. Fakat şehrin gündeminde buna dair bir çaba çok göremiyoruz.
Belki Erzurum’da da ‘Biz dağa çıkamıyoruz, elin turisti gelip keyif yapıyor veya bizim alamadığımızı adamlar çuvallarla alıyor’ gibi eleştiriler getirebilirler.
Olsun, bunun hiç önemi yok.
Önemli olan Erzurum’a döviz girmesi. Fiyatların içeri için yüksekliği nedeniyle şimdi bazı şeyleri alamayabilir veya yapamayabiliriz ancak şehre giren döviz daha çok iş, çalışma alanına dönüşebilir.
İşte o zamanda bu şehrin işsiz gençleri için yeni çalışma alanları açılabilir.
Fena mı olur!