Geçtiğimiz günlerde hepimizi derinden etkileyen bir cinayete, cinayetin işlendiği mekanda olmasak da sanki orada o görüntüleri izlemiş kadar tanık olduk.
Sosyal medya artık hepimizin hayatında,..
Annelerimizin, babalarımızın hatta yaş almış daha büyüklerimizin bile sosyal medya hesapları var. Sosyal medya, elbette uzakları yakın ediyor, zoru kolaylaştırıyor ama bunu da ne amaçla kullandığımız değiştiriyor, yön veriyor. Sosyal mecralar insanların kendilerini en özgür hissettikleri yer olarak görülüyor. Dileyenin dilediğini yapabileceği adeta sınırları olmayan bir özgürlük alanı...
Hali hazırda sosyal medyanın denetlenebileceği yasalar mevcut değil. Çünkü kanunlar da insanlar gibi. Yaşıyor ve ihtiyaca binaen yeniden doğruyor ve ihtiyaç kalmadığında kadük kalıyor(kullanılmıyor). Bir hukukçu olarak elbette ki insanların fikir ve düşüncelerini serbestçe ifade etmesinden yanayım. Ancak maalesef ki özgürlükler sınırsız olduğu zaman bir gün mutlaka sizin özgürlüğünüze dokunuyor ve onu gereği gibi kullanılamaz kılıyor. Dolayısıyla meclisin açılmasıyla da gündemde olan sosyal medya düzenlemesi aslında bir ihtiyaçtan doğuyor.
Ancak bu ihtiyacın sınırları çok iyi belirlenmeli bir alanda düzenleme yaparken insanların kendini, fikirlerini ve düşüncelerini ifade etmesi engellenmemelidir. Anayasa ile güvence altına alınan fikir ve düşünce hürriyeti mutlak suretle gözetilmelidir. Bu cinayet sebebiyle aile ile görüştüğümde acılarının kat be kat arttığını dile getiriyor ve bunu fütursuzca yayınlayanların en ağır cezayı almasını istiyorlar. Basın kanununda da buna ilişkin bir takım düzenlemeler olsa da sosyal medya başlı başına bir alan.
Sorumlular elbette gözaltına alındı. Ama bu bizim bildiğimiz ve kamuoyuna mal olmuş bir olay olduğu için daha fazla gündeme geldi, peki ya gündeme gelmeyenler? Ceza kanunlarında bu eylemler bir takım suçların içine yerleştirilse de hukuk yargılaması bakımından da kişilik haklarına bir saldırı mahiyetinde olarak değerlendirilecek ve tazminat davalarına da konu edilebilecektir. Sosyal medya yasası ve belki etik ilkeleri gündeme gelmesi bu manada son derece doğaldır. Ama yine altını çizmek gerekir ki bunun sınırları Anayasal güvence altına alındığı için, haber alma hakkını ve fikir ve düşünce hürriyetini gözeterek olmalıdır.
Av. Selçuk YILDIZ
İnstagram@avukat25
Sosyal medya artık hepimizin hayatında,..
Annelerimizin, babalarımızın hatta yaş almış daha büyüklerimizin bile sosyal medya hesapları var. Sosyal medya, elbette uzakları yakın ediyor, zoru kolaylaştırıyor ama bunu da ne amaçla kullandığımız değiştiriyor, yön veriyor. Sosyal mecralar insanların kendilerini en özgür hissettikleri yer olarak görülüyor. Dileyenin dilediğini yapabileceği adeta sınırları olmayan bir özgürlük alanı...
Hali hazırda sosyal medyanın denetlenebileceği yasalar mevcut değil. Çünkü kanunlar da insanlar gibi. Yaşıyor ve ihtiyaca binaen yeniden doğruyor ve ihtiyaç kalmadığında kadük kalıyor(kullanılmıyor). Bir hukukçu olarak elbette ki insanların fikir ve düşüncelerini serbestçe ifade etmesinden yanayım. Ancak maalesef ki özgürlükler sınırsız olduğu zaman bir gün mutlaka sizin özgürlüğünüze dokunuyor ve onu gereği gibi kullanılamaz kılıyor. Dolayısıyla meclisin açılmasıyla da gündemde olan sosyal medya düzenlemesi aslında bir ihtiyaçtan doğuyor.
Ancak bu ihtiyacın sınırları çok iyi belirlenmeli bir alanda düzenleme yaparken insanların kendini, fikirlerini ve düşüncelerini ifade etmesi engellenmemelidir. Anayasa ile güvence altına alınan fikir ve düşünce hürriyeti mutlak suretle gözetilmelidir. Bu cinayet sebebiyle aile ile görüştüğümde acılarının kat be kat arttığını dile getiriyor ve bunu fütursuzca yayınlayanların en ağır cezayı almasını istiyorlar. Basın kanununda da buna ilişkin bir takım düzenlemeler olsa da sosyal medya başlı başına bir alan.
Sorumlular elbette gözaltına alındı. Ama bu bizim bildiğimiz ve kamuoyuna mal olmuş bir olay olduğu için daha fazla gündeme geldi, peki ya gündeme gelmeyenler? Ceza kanunlarında bu eylemler bir takım suçların içine yerleştirilse de hukuk yargılaması bakımından da kişilik haklarına bir saldırı mahiyetinde olarak değerlendirilecek ve tazminat davalarına da konu edilebilecektir. Sosyal medya yasası ve belki etik ilkeleri gündeme gelmesi bu manada son derece doğaldır. Ama yine altını çizmek gerekir ki bunun sınırları Anayasal güvence altına alındığı için, haber alma hakkını ve fikir ve düşünce hürriyetini gözeterek olmalıdır.
Av. Selçuk YILDIZ
İnstagram@avukat25