Erzurum merkez ve Aziziye ilçelerine bağlı köy/mahallelerin büyük çoğunluğunda “yabani domuz” sorunu yaşandığına dair bilgiler alıyorum. Aynı sıkıntının şehrin diğer ilçelerinde, özellikle dağ veya dağa yakın köylerde yaşandığını tahmin ediyorum. Yabani domuzlar başta buğday tarlaları olmak üzere ekili alanları tarumar ediyorlar. Köylülerden edindiğim bilgiye göre domuz sürüsü 30, 40 ve 50’şerli gruplar halinde dolaşıyorlar. Vurulmaları yasak, yasak olmasa da vurmanın imkânsız olduğu söyleniyor.
Tarımı ciddi boyutlarda etkileyen yabani domuzlar nedeniyle özellikle dağ köyleri veya dağlara yakın köylerde öncelikli olarak buğday ekimi yapılmıyor, yapılamıyor. Nedeni yabani domuzların buğday tarlalarının altını üstüne getiriyor olmaları. Ekili bir tarlaya domuz girmesinin ardından, alan yeni sürülmüş veya “herk” edilmiş görüntüsüne bürünüyor.
Köylüler devletten yardım bekliyor
Yabani domuzların oluşturduğu rahatsızlık nedeniyle çok sayıda köy muhtarının İlçe Tarım Müdürlüklerine başvurdukları ifade ediliyor. Yabani domuz tehdidi veya tehlikesinden kurtulmak için tedbir alınması şart görünüyor. Bu tedbirin üst düzeyde alınması zorunlu görünüyor. Tedbir olarak devlet köylere kurt gönderiyor.
Domuz sürüleri nereden çıktı
Özellikle dağ köylerinde tarım biçimlerini değiştiren yabani domuz tehdidi nasıl ortaya çıktı. İşin sırrı, acı gerçek doğanın dengesini bozan insanda saklı. Kırsal alanlarda önüne çıkan her ağacı kesen çobanlar veya çevre köy sakinleri, doğa zincirinin bozulmasındaki en büyük tehdit oldu. Yabani hayvanların, kuşların yemişlerden beslendiğini unutan insanoğlu, birçok türün kaybolmasına veya göç etmelerine yol açtı. Zincirin bozulması bununla da sınırlı kalmadı. Küçükbaş hayvandan vazgeçen köylü, büyükbaş hayvanı daha karlı gördü.
Küçükbaş hayvanların meralardan çekilmesi nedeniyle öncelikle kurtların beslenmesi açısından büyük bir probleme yol açtı. Doğadan beslenemeyen kurtlar, açlıktan ölmemek için yaşam alanlarına inmeye başladılar. Bu onların avlanmalarına yol açan süreci başlattı. Doğadaki kurtlar ya avlanarak yok edildiler veya başka bölgelere geçtiler.
Kurtlar doğadan çekilince yabani domuz sayısı hızla yükseldi. Şimdi ne alaka diyeceksiniz, ama kurtların yaban domuzlarının yavrularını yediği bilgisini aktarırsak işin sırrı çözülmüş olur. Kurtlar çekilince domuz sayısı hızla yükseliyor.
Doğanın dengesi bozunca tepki sert oluyor
Süleyman Peygamberin hikâyesini bilirsiniz. Her canlının rızkını Allah (CC) ruhsatıyla dağıtan Süleyman Peygamber, denizin dibinde kayanın içindeki bir canlının rızkını ulaştıramaz. İnsanoğlu, Allah’ın ifadelere sığmayacak bir dengeyle kurduğu düzeni bozmak için elinden gelen her şeyi yapmaktan geri durmuyor.
Bozulan dengeler bazı sorunlara yol açıyor. İşte Erzurum’un köylerinde bozulan dengenin en basit tehdidini yabani domuz sürüleri oluşturuyor. Doğaya saygılı olmak, Allah Teâla’nın koyduğu düzene, İslam’ın şartı gibi sahip çıkamazsak yarınlar çocuklarımız için cehenneme dönebilir.
Yeryüzünde yalnız olmadığımızı unutmadan, canlılara saygı ile yaşayabilmeliyiz.
Tarımı ciddi boyutlarda etkileyen yabani domuzlar nedeniyle özellikle dağ köyleri veya dağlara yakın köylerde öncelikli olarak buğday ekimi yapılmıyor, yapılamıyor. Nedeni yabani domuzların buğday tarlalarının altını üstüne getiriyor olmaları. Ekili bir tarlaya domuz girmesinin ardından, alan yeni sürülmüş veya “herk” edilmiş görüntüsüne bürünüyor.
Köylüler devletten yardım bekliyor
Yabani domuzların oluşturduğu rahatsızlık nedeniyle çok sayıda köy muhtarının İlçe Tarım Müdürlüklerine başvurdukları ifade ediliyor. Yabani domuz tehdidi veya tehlikesinden kurtulmak için tedbir alınması şart görünüyor. Bu tedbirin üst düzeyde alınması zorunlu görünüyor. Tedbir olarak devlet köylere kurt gönderiyor.
Domuz sürüleri nereden çıktı
Özellikle dağ köylerinde tarım biçimlerini değiştiren yabani domuz tehdidi nasıl ortaya çıktı. İşin sırrı, acı gerçek doğanın dengesini bozan insanda saklı. Kırsal alanlarda önüne çıkan her ağacı kesen çobanlar veya çevre köy sakinleri, doğa zincirinin bozulmasındaki en büyük tehdit oldu. Yabani hayvanların, kuşların yemişlerden beslendiğini unutan insanoğlu, birçok türün kaybolmasına veya göç etmelerine yol açtı. Zincirin bozulması bununla da sınırlı kalmadı. Küçükbaş hayvandan vazgeçen köylü, büyükbaş hayvanı daha karlı gördü.
Küçükbaş hayvanların meralardan çekilmesi nedeniyle öncelikle kurtların beslenmesi açısından büyük bir probleme yol açtı. Doğadan beslenemeyen kurtlar, açlıktan ölmemek için yaşam alanlarına inmeye başladılar. Bu onların avlanmalarına yol açan süreci başlattı. Doğadaki kurtlar ya avlanarak yok edildiler veya başka bölgelere geçtiler.
Kurtlar doğadan çekilince yabani domuz sayısı hızla yükseldi. Şimdi ne alaka diyeceksiniz, ama kurtların yaban domuzlarının yavrularını yediği bilgisini aktarırsak işin sırrı çözülmüş olur. Kurtlar çekilince domuz sayısı hızla yükseliyor.
Doğanın dengesi bozunca tepki sert oluyor
Süleyman Peygamberin hikâyesini bilirsiniz. Her canlının rızkını Allah (CC) ruhsatıyla dağıtan Süleyman Peygamber, denizin dibinde kayanın içindeki bir canlının rızkını ulaştıramaz. İnsanoğlu, Allah’ın ifadelere sığmayacak bir dengeyle kurduğu düzeni bozmak için elinden gelen her şeyi yapmaktan geri durmuyor.
Bozulan dengeler bazı sorunlara yol açıyor. İşte Erzurum’un köylerinde bozulan dengenin en basit tehdidini yabani domuz sürüleri oluşturuyor. Doğaya saygılı olmak, Allah Teâla’nın koyduğu düzene, İslam’ın şartı gibi sahip çıkamazsak yarınlar çocuklarımız için cehenneme dönebilir.
Yeryüzünde yalnız olmadığımızı unutmadan, canlılara saygı ile yaşayabilmeliyiz.