
Erkam bey, öylesine utangaç edayla yaşadıklarını anlatıyor ki, hani utana sıkıla bir ayıbını aktarıyor sanırsınız. Ama anlattıkları Türkiye’nin gerçekleri. Elbette Allah kimseyi hastanelere düşürmesin, onlarsız da olunmayacağını hatırlayarak Allah, en kaliteli sağlık hizmetlerini nasip ettiği içinde şükür bize düşmektedir. Bu hizmeti sağlayanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Erdoğan’ı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı, temizlikçisinden hastabakıcısına, hemşiresinden doktoruna teşekkür etmemeli miyiz?
Evet, Erkam beyin paylaşımına ve yapılan yorumlara baktım. Çok yorum vardı. Şükür çoğunluğu hizmetin kalitesini taktir ederken, hizmet sahiplerine şükranlarını aktarırken bazıları adeta zehir kusmuştu. Şüphesiz sağlıkta geldiğimiz nokta Türk Devletinin büyüklüğünü, insanına verdiği değeri gösterme açısından önemlidir. Türk insanı da bu kadri kıymeti elbette bilecektir.
Biliyorum, salgın nedeniyle çok insanımızın işi gücü bozuldu. Devlet, gönül ister ki her ihtiyacı olana aylık 5-10 bin lira yardım yapsın. Ancak Devlet gücüyle orantılı insanını zor gününde yalnız bırakmadı. Salgına yakalanıp hastaneye düşene de 1 kuruş almadan milyarlarca liralık sağlık tedavisi uyguladı. Dönelim Erkam beyin utangaç tavırla halini anlatımına;
“Ben bu hizmeti çok kutsal buluyorum ve şükrediyorum. Hamasi bir söylem niyetiyle asla sormuyorum bu soruyu. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir insan öncelikli, sağlık sistemi var? Sebep olan herkesin ellerinden defalarca öpüyorum...
Nihayetinde ben dün olduğum test sonucunda hala pozitif olduğumu öğrendim, şehirdışındaki evime karantinaya çekildim. Filyasyon ekibi arayıp ilaç getirmek istediklerini söylediler. Lütfen zahmet etmeyin, ailem ilacımı getirebilir dedim. Çünkü gelecekleri yer bir dağ evi...
...geldiklerinde toprak yoldan geri çıkamayabilirler. Buna rağmen görevlerinin bu olduğunu söyleyip gelip gerekli tedavimi uyguladılar. İnsanı yaşatan sistem, dünyanın ihtiyaç duyduğu en büyük gerçek. Her şey için çok teşekkür ederim, çok...”
Yorumları aktarayım; Sezgin @SezginLacin “Bu ilaçları kullanmasaydınız hastaneye falan yatmanıza gerek kalmazdı, ağır yan etkileri olan ilaç, tanıdığım bir sürü pozitif olan hiç kimse bu ilacı kullanmadı kimseyede bir şey olmadı..” Bu zat, adeta bozgunculuğu marifet sanarak mide bulandırmanın gayretinde. Türkiye’de muhalefet yapma anlayışının maalesef çirkin bir örneğini görüyorsunuz.
Başka bir yorum ise Kübra Bostancı @kbrabostnc’ya ait. Yurt dışında yaşadığı anlaşılan Kübra hanım;
“Bunları okuyunca Türkiye’ye gidip korona olasım geldi, şaka tabi. Türkiye’den yurt dışına dönerken pcr test yapmak için şehir hastanesine gittik. Gözlerime inanamadım tertemiz son derece lüx ve inanılmaz bir sistemle çalışılıyordu. Çalışanlar mükemmeldi. temizlik kusursuz.”
Türkiye’de muhalefetin en sık eleştirdiği şehir hastanelerini onlara değil de ihtiyaç duyduğunda faydalananlara sormak gerekiyor. Pırıl pırıl hastaneler yapılmış çok şükür.
Elbette muhteşem hastaneler bir şeydir, ama onun içerisinde çalışanlar da muhteşem olmazsa bir anlam ifade etmeye bilir. Teçhisat ve imkanlarıyla muhteşem hastanelerde görev yapan temizlikçisinden, hasta bakıcısına, hemşiresinden doktoruna kadar mükemmel bir sağlık sistemimiz var.
Bizde diyoruz ki, Allah eksikliğinizi vermesin.
Sağlık görevlisinden, bakanına ve Cumhurbaşkanına kadar.
Evet, Erkam beyin paylaşımına ve yapılan yorumlara baktım. Çok yorum vardı. Şükür çoğunluğu hizmetin kalitesini taktir ederken, hizmet sahiplerine şükranlarını aktarırken bazıları adeta zehir kusmuştu. Şüphesiz sağlıkta geldiğimiz nokta Türk Devletinin büyüklüğünü, insanına verdiği değeri gösterme açısından önemlidir. Türk insanı da bu kadri kıymeti elbette bilecektir.
Biliyorum, salgın nedeniyle çok insanımızın işi gücü bozuldu. Devlet, gönül ister ki her ihtiyacı olana aylık 5-10 bin lira yardım yapsın. Ancak Devlet gücüyle orantılı insanını zor gününde yalnız bırakmadı. Salgına yakalanıp hastaneye düşene de 1 kuruş almadan milyarlarca liralık sağlık tedavisi uyguladı. Dönelim Erkam beyin utangaç tavırla halini anlatımına;
“Ben bu hizmeti çok kutsal buluyorum ve şükrediyorum. Hamasi bir söylem niyetiyle asla sormuyorum bu soruyu. Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir insan öncelikli, sağlık sistemi var? Sebep olan herkesin ellerinden defalarca öpüyorum...
Nihayetinde ben dün olduğum test sonucunda hala pozitif olduğumu öğrendim, şehirdışındaki evime karantinaya çekildim. Filyasyon ekibi arayıp ilaç getirmek istediklerini söylediler. Lütfen zahmet etmeyin, ailem ilacımı getirebilir dedim. Çünkü gelecekleri yer bir dağ evi...
...geldiklerinde toprak yoldan geri çıkamayabilirler. Buna rağmen görevlerinin bu olduğunu söyleyip gelip gerekli tedavimi uyguladılar. İnsanı yaşatan sistem, dünyanın ihtiyaç duyduğu en büyük gerçek. Her şey için çok teşekkür ederim, çok...”
Yorumları aktarayım; Sezgin @SezginLacin “Bu ilaçları kullanmasaydınız hastaneye falan yatmanıza gerek kalmazdı, ağır yan etkileri olan ilaç, tanıdığım bir sürü pozitif olan hiç kimse bu ilacı kullanmadı kimseyede bir şey olmadı..” Bu zat, adeta bozgunculuğu marifet sanarak mide bulandırmanın gayretinde. Türkiye’de muhalefet yapma anlayışının maalesef çirkin bir örneğini görüyorsunuz.
Başka bir yorum ise Kübra Bostancı @kbrabostnc’ya ait. Yurt dışında yaşadığı anlaşılan Kübra hanım;
“Bunları okuyunca Türkiye’ye gidip korona olasım geldi, şaka tabi. Türkiye’den yurt dışına dönerken pcr test yapmak için şehir hastanesine gittik. Gözlerime inanamadım tertemiz son derece lüx ve inanılmaz bir sistemle çalışılıyordu. Çalışanlar mükemmeldi. temizlik kusursuz.”
Türkiye’de muhalefetin en sık eleştirdiği şehir hastanelerini onlara değil de ihtiyaç duyduğunda faydalananlara sormak gerekiyor. Pırıl pırıl hastaneler yapılmış çok şükür.
Elbette muhteşem hastaneler bir şeydir, ama onun içerisinde çalışanlar da muhteşem olmazsa bir anlam ifade etmeye bilir. Teçhisat ve imkanlarıyla muhteşem hastanelerde görev yapan temizlikçisinden, hasta bakıcısına, hemşiresinden doktoruna kadar mükemmel bir sağlık sistemimiz var.
Bizde diyoruz ki, Allah eksikliğinizi vermesin.
Sağlık görevlisinden, bakanına ve Cumhurbaşkanına kadar.