
Gelişen şartlar ister istemez eski alışkanlıklarımıza son vermemizi istiyor. Sadece sosyal hayatta ki alışkanlıklarımız mı? Elbette hayır. Modernite artık eski ikamet ettiğimiz mahalleyi, evi de değiştirmemizi istemektedir. Ne kadar karşı çıkarsan çık, bir şekilde pes ediyorsun. Kentsel dönüşüm adı altında şehirlerdeki modernizasyona elbette ki Erzurum da ayak uydurdu. Artık her birinin binlerce hatırada yeralan isimleri yok olan mahallelerimiz, evlerimiz hatıralarda kalmaya mahkum. Giden sadece mahalle ve ev olmuyor. Onca yaşanmışlıklar da gidiyor. Kabul edelim ki bu kötü olduğu kadar iyi de bir şey. Nihayetinde daha güzel yaşanabilir bir şehir ve çevre için bir şekilde yenileme gerekli. Bu bir zafer olmamalı ama mağlubiyet de değildir. Biraz da bugün yaşadığımız Kıvırcık Ali’nin söylediği Aşık Dertli’nin o meşhur dörtlüğünde ki gibi değil midir? Geçiyor benim de çağım/Ne evim var ne ocağım/ Dünyada tutunacak/Dal tükendi ben tükendim!
***
Bir Varmış, Bir Yokmuş diye başlayan masalları andıran tükenişlerden biri de meşhur Tosya semtidir. Bir başka deyişle Veyisefendi Mahallesidir. Artık son turlar yapılan semtte, sadece enkaz kalan o yıkıntılar da bugün var yarın yok. O Tosya ki, Mustafa Nuri Akbulut, Kamil Aydın, İbrahim Aydemir, gibi siyasileri, Erdinç Okanlı, Naci Turan, Talat Göğebakan gibi tanınmış avukatların, Dilek Okuyucu gibi önemli bir spor adamı ve akademisyenin doğduğu, yetiştiği, Erzurum’da iz bırakan bir yer. Bir sürü yaşanmışlıkların olduğu semt de tıpkı diğerleri gibi tarih olacak, sadece hatırlarda yaşayacak. Baro seçimleri için uzun bir aradan sonra Erzurum’a gelen ve dün de artık tanınmaz hale gelen ve kaybolmaya yüz tutmuş mahallesinde kısa gezinti yapan Avukat Erdinç Okanlı, ‘’Sevinsem mi, üzülsem mi, bilemeyeceğim’’ derken farklı duygular yaşadı.

22 Ağustos’da dördüncü defa bir kıtadan bir kıtaya yüzecek!
Alın size bir ‘aykırı dadaş’ daha!
Son yıllarda ‘aykırı dadaş’ tanımına sıklıkla rastlar olduk. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda başmüfettiş görevinde bulunan Rahmi Aksoy, kuşkusuz o aykırı dadaşlardan biri. 2000’li yılların başlarında Erzurum Lisesi’nde öğretmenlik görevinde bulunurken, müteşebbis ruhu ve daha çok şiirleriyle tanıdığım Rahmi Aksoy, yaklaşık 10 yıldır Ankara’daydı. O Rahmi Aksoy, bu defa yüzmede farkındalık yaratmış, sıradışı bir isim olarak karşıma çıkageldi! Hem de profesyonel olmamasına rağmen o müthiş özgüveniyle kıtalararası yüzme yarışına giren bir dadaş. Kaldı ki yüzmeyi de çok yakın bir zamanda öğrenmiş ve deli dalgalar karşısında kulaç atmaya başlamış. Bu yıl 33’ncüsü düzenlenen Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışına dördüncü defa katılacak.
57 ülkeden onbinlerce yüzme meraklısının arasında ilk 2500’e girmeyi başaran ve 22 Ağustos’da dördüncü defa o arenaya çıkacak olan Aksoy, Erzurum’un adını bu şekilde duyurmaya kararlı. Daha çok Esat Kıratlıoğlu ve Kürşat Tüzmen gibi ünlü siyasilerin yarışmalarıyla tanınan Boğaziçi yarışlarında 6,5 kilometre uzunluğunda bir doğal parkurda yüzecek ve madalya kovalayacak. Eleme yarışlarını kazanan ve 22 Ağustos’da ki yarışlara katılmaya hak kazanan Aksoy, zihinsel ve fiziksel hedefleri olduğunu, bu amaçla yüzmeye merak sardığını belirtiyor.. Doğa sporlarıyla da arası son derece iyi olan Rahmi Aksoy’u, bu teşebbüsünden ötürü kutluyor, kocaman kocaman alkışlıyorum. Bu benim son kararımdır.

Mühendisinden çaycısına, herkes sahada..
Fen İşleri meşgule düştü!
Özellikle yaz aylarında en çok mesai yapan birimlerin başında Fen İşleri gelir. Sadece Erzurum Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri personeli değil, ilçe belediyelerin Fen İşleri çalışanları da ne ararsan hep meşgul çalar. Belediyelerin iş gücü en yüksek birimlerinden olan Fen İşleri’nde yaz geldiğinde, iş proğramı gereğince dur-durak bilinmez.

Önceden hazırlanan proğramlar tek tek tatbik edilir, bir iş biter, diğerine başlanır. 500 kişilik personeli ile Erzurum Büyükşehir Belediyesi de meşgul çalanlardan. Sadece çalışan işçier değil, mühendisler dahi sahadalar. Zira Daire Başkanı Tuncay Atasever, seferberlik ilan etmiş ve tüm personeline, ‘’Herkes sahada olacak. Kimseyi şantiyede görmek istemiyorum. Herkes arazide olacak’’ diye talimat vermiş.

Şantiye girişlerine de ‘’ Bu iş yerinde seferberlik var’’ şeklinde yazılar asılmış. Hatta şantiyelerin çay hizmetlerini yapan hizmetliler dahi göreve çağrılmış, sahadalar. Asfalt, Park ve Bahçeler ile Yol Yapım Şantiyelerinin seferber olması sebebiyle herkes asfalt dökümü, park ve bahçe bakımı, ağaç dikimi, bordür-tretuar yapımına kanalize olmuş durumda.

Genel merkezi Erzurum’a taşıyalım!
Gecikmiş de olsa ilk defa İl Başkanı Melih Kırkpınar’a hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde ben de farkettim. İYİ Parti’nin İl binası, bugüne kadar gördüğüm il binaları içerisinde en güzellerinden. İki katlı, son derece modern şekilde ,dizayn edilmiş bir binaydı gördüğüm. Gez Mahallesi’ndeki binada odaların büyüklüğü kadar sıcaklığı da dikkatimi çekti. Bu kadar görsel anlamda güzel bir il binasını elbette ki sadece ben farketmemişim. Partinin Milletvekillerinden ve Grup Başkan Vekili İsmail Teteikoğlu da farkedenlerden. Ziyareti sırasında mutluluğunu ve de şaşkınlığını gizleyemeyen Tetikoğlu, yanındakilere, ‘’ Gerçekten büyülendim. Çok güzel bir il binamız var. Ankara’ya gider gitmez Genel Başkanımız Meral Akşener ile görüşeceğim ve genel merkezi buraya taşımamızı talep edeceğim. O kadar mükemmel buldum’’ demiş.

Ankara başkanımızı bayağı bir yormuş!
Ankara bürokrasisi diye bir şehir efsanesi vardır. Bilenler bilir. Yorucu, yıpratıcı ve de kethumdur, katıdır. Sanırım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da zaman zaman şikayet ettiği ve ‘Bundan kurtarmamız lazım ülkeyi’ dediği Ankara bürokrasisi belli ki eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Küçükler’i de vurmuş. Erzurumlu hemşehrimiz Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Serkan Savaş’ın geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret esnasında görüştüğü ve facebook hesabından paylaştığı fotoğrafa bakınca Küçükler’in bayağı bir değişime uğradığını gözlemledim. Bir kere inanılmaz şekilde kilo almış ve kendisini duymasın ama biraz da yaşlanmış gördüm. O ‘bebek yüzlü’ halinden eser yok şimdi. Haa, bir de. Bıraktığı ve bana göre de kendisine hiç de yakışmayan bıyığı da başkanı en az 10 yaş ihtiyarlatmış. Anlaşılan o ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Genel Müdürlük görevinde bulunan ve artık tamamen kendisini bürokrasiye adayan Küçükler’i bu vesile ile sevgi ve saygı ile anıyor, selamlarımı gönderiyor, işlerinde kolaylıklar diliyorum.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan! (Yunus Emre)
DUVARIN DİLİ : Öyle sevki beni, ben bile kıskanayım!
***
Bir Varmış, Bir Yokmuş diye başlayan masalları andıran tükenişlerden biri de meşhur Tosya semtidir. Bir başka deyişle Veyisefendi Mahallesidir. Artık son turlar yapılan semtte, sadece enkaz kalan o yıkıntılar da bugün var yarın yok. O Tosya ki, Mustafa Nuri Akbulut, Kamil Aydın, İbrahim Aydemir, gibi siyasileri, Erdinç Okanlı, Naci Turan, Talat Göğebakan gibi tanınmış avukatların, Dilek Okuyucu gibi önemli bir spor adamı ve akademisyenin doğduğu, yetiştiği, Erzurum’da iz bırakan bir yer. Bir sürü yaşanmışlıkların olduğu semt de tıpkı diğerleri gibi tarih olacak, sadece hatırlarda yaşayacak. Baro seçimleri için uzun bir aradan sonra Erzurum’a gelen ve dün de artık tanınmaz hale gelen ve kaybolmaya yüz tutmuş mahallesinde kısa gezinti yapan Avukat Erdinç Okanlı, ‘’Sevinsem mi, üzülsem mi, bilemeyeceğim’’ derken farklı duygular yaşadı.

22 Ağustos’da dördüncü defa bir kıtadan bir kıtaya yüzecek!
Alın size bir ‘aykırı dadaş’ daha!
Son yıllarda ‘aykırı dadaş’ tanımına sıklıkla rastlar olduk. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda başmüfettiş görevinde bulunan Rahmi Aksoy, kuşkusuz o aykırı dadaşlardan biri. 2000’li yılların başlarında Erzurum Lisesi’nde öğretmenlik görevinde bulunurken, müteşebbis ruhu ve daha çok şiirleriyle tanıdığım Rahmi Aksoy, yaklaşık 10 yıldır Ankara’daydı. O Rahmi Aksoy, bu defa yüzmede farkındalık yaratmış, sıradışı bir isim olarak karşıma çıkageldi! Hem de profesyonel olmamasına rağmen o müthiş özgüveniyle kıtalararası yüzme yarışına giren bir dadaş. Kaldı ki yüzmeyi de çok yakın bir zamanda öğrenmiş ve deli dalgalar karşısında kulaç atmaya başlamış. Bu yıl 33’ncüsü düzenlenen Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışına dördüncü defa katılacak.
57 ülkeden onbinlerce yüzme meraklısının arasında ilk 2500’e girmeyi başaran ve 22 Ağustos’da dördüncü defa o arenaya çıkacak olan Aksoy, Erzurum’un adını bu şekilde duyurmaya kararlı. Daha çok Esat Kıratlıoğlu ve Kürşat Tüzmen gibi ünlü siyasilerin yarışmalarıyla tanınan Boğaziçi yarışlarında 6,5 kilometre uzunluğunda bir doğal parkurda yüzecek ve madalya kovalayacak. Eleme yarışlarını kazanan ve 22 Ağustos’da ki yarışlara katılmaya hak kazanan Aksoy, zihinsel ve fiziksel hedefleri olduğunu, bu amaçla yüzmeye merak sardığını belirtiyor.. Doğa sporlarıyla da arası son derece iyi olan Rahmi Aksoy’u, bu teşebbüsünden ötürü kutluyor, kocaman kocaman alkışlıyorum. Bu benim son kararımdır.

Mühendisinden çaycısına, herkes sahada..
Fen İşleri meşgule düştü!
Özellikle yaz aylarında en çok mesai yapan birimlerin başında Fen İşleri gelir. Sadece Erzurum Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri personeli değil, ilçe belediyelerin Fen İşleri çalışanları da ne ararsan hep meşgul çalar. Belediyelerin iş gücü en yüksek birimlerinden olan Fen İşleri’nde yaz geldiğinde, iş proğramı gereğince dur-durak bilinmez.

Önceden hazırlanan proğramlar tek tek tatbik edilir, bir iş biter, diğerine başlanır. 500 kişilik personeli ile Erzurum Büyükşehir Belediyesi de meşgul çalanlardan. Sadece çalışan işçier değil, mühendisler dahi sahadalar. Zira Daire Başkanı Tuncay Atasever, seferberlik ilan etmiş ve tüm personeline, ‘’Herkes sahada olacak. Kimseyi şantiyede görmek istemiyorum. Herkes arazide olacak’’ diye talimat vermiş.

Şantiye girişlerine de ‘’ Bu iş yerinde seferberlik var’’ şeklinde yazılar asılmış. Hatta şantiyelerin çay hizmetlerini yapan hizmetliler dahi göreve çağrılmış, sahadalar. Asfalt, Park ve Bahçeler ile Yol Yapım Şantiyelerinin seferber olması sebebiyle herkes asfalt dökümü, park ve bahçe bakımı, ağaç dikimi, bordür-tretuar yapımına kanalize olmuş durumda.


Gecikmiş de olsa ilk defa İl Başkanı Melih Kırkpınar’a hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde ben de farkettim. İYİ Parti’nin İl binası, bugüne kadar gördüğüm il binaları içerisinde en güzellerinden. İki katlı, son derece modern şekilde ,dizayn edilmiş bir binaydı gördüğüm. Gez Mahallesi’ndeki binada odaların büyüklüğü kadar sıcaklığı da dikkatimi çekti. Bu kadar görsel anlamda güzel bir il binasını elbette ki sadece ben farketmemişim. Partinin Milletvekillerinden ve Grup Başkan Vekili İsmail Teteikoğlu da farkedenlerden. Ziyareti sırasında mutluluğunu ve de şaşkınlığını gizleyemeyen Tetikoğlu, yanındakilere, ‘’ Gerçekten büyülendim. Çok güzel bir il binamız var. Ankara’ya gider gitmez Genel Başkanımız Meral Akşener ile görüşeceğim ve genel merkezi buraya taşımamızı talep edeceğim. O kadar mükemmel buldum’’ demiş.


Ankara bürokrasisi diye bir şehir efsanesi vardır. Bilenler bilir. Yorucu, yıpratıcı ve de kethumdur, katıdır. Sanırım Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da zaman zaman şikayet ettiği ve ‘Bundan kurtarmamız lazım ülkeyi’ dediği Ankara bürokrasisi belli ki eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Küçükler’i de vurmuş. Erzurumlu hemşehrimiz Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ali Serkan Savaş’ın geçen hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret esnasında görüştüğü ve facebook hesabından paylaştığı fotoğrafa bakınca Küçükler’in bayağı bir değişime uğradığını gözlemledim. Bir kere inanılmaz şekilde kilo almış ve kendisini duymasın ama biraz da yaşlanmış gördüm. O ‘bebek yüzlü’ halinden eser yok şimdi. Haa, bir de. Bıraktığı ve bana göre de kendisine hiç de yakışmayan bıyığı da başkanı en az 10 yaş ihtiyarlatmış. Anlaşılan o ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Genel Müdürlük görevinde bulunan ve artık tamamen kendisini bürokrasiye adayan Küçükler’i bu vesile ile sevgi ve saygı ile anıyor, selamlarımı gönderiyor, işlerinde kolaylıklar diliyorum.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan! (Yunus Emre)
DUVARIN DİLİ : Öyle sevki beni, ben bile kıskanayım!