Ebu Hureyre (ra.)’tan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurmaktadır:
“Dilde hafif, mizanda ağır iki kelime vardır. Onlar Rahman katında sevimlidir. Bu kelimeler; ‘Subhânallâhi ve bi-hamdihi’, ‘Subhânallâhi’l-azîm’ (Allah’ı hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim.) kelimeleridir. (Buhari, Müslim, Tirmizi)
***
Ebu Zerr (ra.)’tan dedi ki: Ey Allah’ın Rasûlü, bana tavsiyede bulun, dedim. Şöyle buyurdu:
“Ben sana Allah’a karşı takvalı olmayı tavsiye derim. Çünkü takva, senin bütün işlerin için bir güzelliktir.”
Ey Allah’ın Rasûlü, bana daha fazla tavsiye et, dedim. Şöyle buyurdu:
“Kur’an okumaya, yüce Allah’ı zikretmeye devam et! Çünkü senin için semada bir anılış, yeryüzünde de bir nurdur.”
Bana daha fazlasını buyur, dedim. Şöyle buyurdu:
“Uzunca susup konuşmamaya bak. Çünkü bu şeytanı kovar ve dinin ile ilgili sana yardımcı olur.”
Bana daha da artır, dedim. Şöyle buyurdu:
“Sakın çok gülme. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür ve yüzün nurunu alıp gider.”
Daha da artır dedim, şöyle buyurdu:
“Allah için yapılacak bir işte kınayan kimsenin kınamasından korkma.”
Daha da artır deyince şöyle buyurdu:
“Kendi hakkında bildiklerin (kusurların) seni insanlardan (onlar hakkında ileri geri konuşmaktan) alıkoysun.”
***
Ebu Hureyre (r.a.)’tan dedi ki; Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Kuşluk namazına ancak evvâb (çokça tövbe ederek Allah’a dönen kimse) kimseler devam eder. İşte salâtu’l-evvâbîn: evvâbîn namazı (Allah’a dönenler namazı) da budur.”
“Dilde hafif, mizanda ağır iki kelime vardır. Onlar Rahman katında sevimlidir. Bu kelimeler; ‘Subhânallâhi ve bi-hamdihi’, ‘Subhânallâhi’l-azîm’ (Allah’ı hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Allah’ı noksanlıklardan tenzih ederim.) kelimeleridir. (Buhari, Müslim, Tirmizi)
***
Ebu Zerr (ra.)’tan dedi ki: Ey Allah’ın Rasûlü, bana tavsiyede bulun, dedim. Şöyle buyurdu:
“Ben sana Allah’a karşı takvalı olmayı tavsiye derim. Çünkü takva, senin bütün işlerin için bir güzelliktir.”
Ey Allah’ın Rasûlü, bana daha fazla tavsiye et, dedim. Şöyle buyurdu:
“Kur’an okumaya, yüce Allah’ı zikretmeye devam et! Çünkü senin için semada bir anılış, yeryüzünde de bir nurdur.”
Bana daha fazlasını buyur, dedim. Şöyle buyurdu:
“Uzunca susup konuşmamaya bak. Çünkü bu şeytanı kovar ve dinin ile ilgili sana yardımcı olur.”
Bana daha da artır, dedim. Şöyle buyurdu:
“Sakın çok gülme. Çünkü çok gülmek kalbi öldürür ve yüzün nurunu alıp gider.”
Daha da artır dedim, şöyle buyurdu:
“Allah için yapılacak bir işte kınayan kimsenin kınamasından korkma.”
Daha da artır deyince şöyle buyurdu:
“Kendi hakkında bildiklerin (kusurların) seni insanlardan (onlar hakkında ileri geri konuşmaktan) alıkoysun.”
***
Ebu Hureyre (r.a.)’tan dedi ki; Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Kuşluk namazına ancak evvâb (çokça tövbe ederek Allah’a dönen kimse) kimseler devam eder. İşte salâtu’l-evvâbîn: evvâbîn namazı (Allah’a dönenler namazı) da budur.”