
Ukbe b. Âmir (ra.)’tan rivayete göre dedi ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü, bana Hud suresinden birkaç ayet, Yusuf suresinden de birkaç ayet öğretir misin? dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav.) şöyle buyurdu:
“Ey Ukbe b. Âmir, sen «Kul eûzübiRabbi’l-Felak» suresinden daha çok Allah’ın sevdiği, O'nun nezdinde ondan daha beliğ (kapsamlı ve anlamlı) bir sure aslâ okuyamazsın. Eğer onu namazda hep okuyabilirsen durma yap.”
***
Sa’d b. Ebi Vakkâs (ra.)’tan rivayet edilmiştir:
“Sa’d b. Ebi Vakkâs, Resulullah (sav) ile birlikte önündeki hurma çekirdekleriyle veya çakıl taşlarıyla tespih çeken bir kadının yanına girdi. Peygamber (sav) kadına: ‘Bundan daha kolayını veya daha faziletlisini sana haber vereyim mi?’ diye sordu. Sonra da, kadına;
Subhânallâhi adede mâ halaka fi’s-semâi ve Subhânallâhi adede mâ halaka fi’l-arzi ve Subhânallâhi adede mâ beyne zâlike ve Subhânallâhi adede mâ huve hâlik.” (Ben Allah’ı gökyüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yer ile gök arasında yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı bundan sonra yaratacakları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim.) de.”
‘AllahuEkber’i de böyle, ‘el-Hamdulillâh’ı da böyle, ‘Lâ ilâhe illallâh’ı da böyle, ‘Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ı da böyle söylersin.”
“Ey Ukbe b. Âmir, sen «Kul eûzübiRabbi’l-Felak» suresinden daha çok Allah’ın sevdiği, O'nun nezdinde ondan daha beliğ (kapsamlı ve anlamlı) bir sure aslâ okuyamazsın. Eğer onu namazda hep okuyabilirsen durma yap.”
***
Sa’d b. Ebi Vakkâs (ra.)’tan rivayet edilmiştir:
“Sa’d b. Ebi Vakkâs, Resulullah (sav) ile birlikte önündeki hurma çekirdekleriyle veya çakıl taşlarıyla tespih çeken bir kadının yanına girdi. Peygamber (sav) kadına: ‘Bundan daha kolayını veya daha faziletlisini sana haber vereyim mi?’ diye sordu. Sonra da, kadına;
Subhânallâhi adede mâ halaka fi’s-semâi ve Subhânallâhi adede mâ halaka fi’l-arzi ve Subhânallâhi adede mâ beyne zâlike ve Subhânallâhi adede mâ huve hâlik.” (Ben Allah’ı gökyüzünde yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı yer ile gök arasında yarattıkları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Ben Allah’ı bundan sonra yaratacakları sayısınca ulûhiyyetine yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim.) de.”
‘AllahuEkber’i de böyle, ‘el-Hamdulillâh’ı da böyle, ‘Lâ ilâhe illallâh’ı da böyle, ‘Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ı da böyle söylersin.”