Bu gün değerli dostum tarih öğretmeni Cemal Demir’in Erzurum’un banisi I. Süleyman hakkında kaleme aldığı yazıyı sizlerle paylaşmak isterim.
İnsanların tutum ve davranışlarını etkileyen ve hayatını yönlendiren en önemli etken değerleridir. Değerler ve eğitimi sosyal yaşama değerlilik katarlar. “Dürüstlük, iyilik, hoşgörü, saygı, sevgi, merhamet, birliktelik, çalışkanlık, vefa, adalet, özgürlük”, gibi değerler insan hayatını güzelleştirirler. Bu önemli değerler uyumlu yaşamaya, sosyalleşmeye, birlikte bir toplum olmaya ve daha da önemlisi bir dünya vatandaşı olmaya neden olmaktadır. Birbirleri ile örtüşen ahlaki değer ile İnsani değerler hayatın sütunları ve temel harcıdırlar. Değerler, toplumları birbirlerine yaklaştırmakla birlikte kişilerin sosyalleşmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle değerlerin eğitimi ve öğretiminin önemi giderek artmaktadır. Milletlerin zamanın sorunlarıyla mücadele etmesi, dünya sahnesinde varlıklarını sonsuza kadar sürdürmeleri, değerleri benimsemiş ve özümsemiş yeni nesillerin var olması ile mümkündür. Değerlerin yeni kuşaklara aktarımı ve yaygınlaştırılması değerler eğitimi çalışmaları ile mümkündür. Değerler eğitimi çalışmalarının etkili biçimde uygulanması ve yaygın hale getirilmesi için alan uzmanlarının bu alanda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Kültürel ve evrensel değerlerin aktarılmasında, topluma mal edilmesinde yeni kuşakların sosyalleştirilmesinde en önemli görev uzmanlara, eğitim kurumlarına, eğitimcilere ve ailelere düşmektedir. Bu nedenle alan uzmanları ve eğitimciler, son zamanlarda eğitimin diğer önemli bir amacını toplumun değerlerinin kişiye kazandırılması ve iyi bir toplum oluşturma olarak izah etmektedirler. Değerler bireyin yaşamına anlam kazandıran, yaşantısında mutlu ve iyi insan olma etkeni olmasını destekleyen, tercihlere, ideallere, davranışlarına ve tutumlarına yol gösteren inançlar ve tavırlardır. Değerler insanlar tarafından doğru ve faydalı olarak kabul bulmuş davranışlar toplamıdır. Bunlar hayatımızın önemli bir parçası olmasından dolayı hayatımızı derinden etkilemektedirler. Her toplumun kendi değer yargıları toplumun yapısını temsil etmektedir. Öncelikle okul, çevre, aile, din, gelenekler, politika, kültürel doku ve ekonomik yapı bulunmaktadır. Bu etkenler değerlerin sistematik biçimde kazandırılmasında, sürekli devam ettirilmesinde ve geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılmasında önemli yere sahiptirler. Değerler, toplum içinde yaşayan insanların tutum ve davranışlarını etkilemektedir. Değerler insanların tutum ve davranışlarını yönlendirme, belirleme ve şekillendirmede etken faktördürler. Türk ve dünya tarihinde önemli bir isim olan Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatı incelendiğinde birçok değerin olduğu görülmektedir. Biz yaşadığı bir olayını göz önüne alarak değer eğitiminde model alınacak alt başlıkları belirlemek istedik. Kanuni Sultan Süleyman bir seferinde Ordunun aşında giderken, bir köylü aceleyle ona doğru gelmekte ve elleri ile yaptığı işaretlerle konuşmak istediğini ifade etmektedir. Bunu gören Yeniçeriler, adama mani olmak ve Sultanın yanına yaklaşmasını önlemek isterler. Sultan, adama mani olunmamasını ve onu yanına getirmelerini söyler. Bunun üzerine köylü, Sultan’ın yanına kadar gelerek atının dizgininden tutar. Ve sultana hitaben: - Sultanım! Askerin ekinlerimi çiğneyip harap etti. Benim zarara uğramama sebep oldu. Atlılar tarlamdan çekilsinler, zararımı da tazmin edin, der. Bunun üzerine Sultan Süleyman Han çiftçiyi denemek için: - Peki, tazmin etmezsem ne olacak? Ben cihan hâkimi Sultan Süleyman Han'ım, beni kime nasıl şikâyet edecek ve bana zararını nasıl tazmin ettireceksin? diye sorar. Köylü, karşılık olarak, insanların kanını donduran ve hayret içinde bırakan şu cevabı verir: - Benim size mani olacak maddî bir gücüm yok, olamaz da! Ancak sizi öyle birine şikâyet ederim ki, siz O'nun elinden yakanızı kurtaramazsınız. Sultan devamla: - Peki, kime şikâyet edeceksin? diye sorar. Köylü de cevaben:- Seni Cenabı Hakka şikâyet edeceğim. O âdillerin en âdilidir. Adaleti şaşmaz, deyince, Kanuni, atının üzerinde yıldırım çarpmış gibi sarsılır ve hemen ellerini açarak Allah-u Azimüşşan'a: “Ya Rabbi! Beni böyle bir millete Padişah eylediğin için sana ne kadar şükretsem azdır." diye dualar eder. Hemen emir vererek, köylünün tarlasında uğradığı zararını tazmin ederek, onu fazlasıyla memnun edip sevindirmiştir. Bu metinde köylünün askerlerine rağmen derdini koca cihan sultanına anlatması “demokrasi değerine” karşılık gelmektedir. Olayda sultanın tutumu kişi haklarına duyulan saygının zirvesidir. Yönetilenlerin hukukunun yönetenler tarafından benimsendiğini göstermektedir. Sultanın eğitimsiz ve tanımadığı bir kişi ile görüşmesi güven değerini de işaret etmektedir. Daha sonra onu sözlü biçimde imtihana tabi tutması karşılıklı güven ilişkisine dayanmaktadır. Kişinin “padişahı şikâyet edeceğim” sözü demokratik ilke ve kaidelerden yoksun olunan bir zaman diliminde olması her iki muhatabın toplumsal ve dini değerlere olan bağlılıklarını vurgulamaktadır. Bir başka bakışla sultanın değer bilincine sahip olan bir topluma başkanlık etmesinden dolayı mutlu olması ve teşekkür etmesi değerlerin toplumda yerleşik olduğunu göstermesi bakımından takdire şayan bir durumdur. En sonunda adaletin en iyi örneği ile karşımıza çıkmaktadır. Kişinin zararı tazmin edilmekte ve toplumsal düzen ve güven sağlanmaktadır. Kısaca sultanın bu yaşanmış olayında “adalet, sevgi, saygı demokrasi, güven, itaatkârlık” değerleri bizlere örnek olmaktadır.