Atatürk Üniversitesi’nde iki gün sürecek Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi Semineri’nde konuşan YÖK Akademide Kadın Çalışmaları Birimi Üyesi Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, akademi dünyasındaki kadın yöneticilerin sayısının az olduğunu belirtti.
Manolya BULUT-PUSULA
Atatürk Üniversitesi’nde iki gün sürecek Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi Semineri veriliyor.
YÖK’ün öncülüğünde düzenlenen Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi Uygulama Oteli Konferans Salonu’ndaki etkinliğe toplumsal cinsiyet alanında bilimsel çalışmalar yapan akademisyenler katıldı. Çalışmanın ilk gününde konuşan Düzce Üniversitesi Kurucu Rektörü ve YÖK Akademide Kadın Çalışmaları Birimi Üyesi Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, akademi dünyasındaki kadın yönetici oranlarını verdi. Şerifoğlu, “Kadın liderlik sadece kadınların yükselmesi için önemli değil, kadın-erkek tüm akademisyenlerin ve akademik dünyanın kalitesinin iyileşmesi için de önemli. Bu sadece akademik ortam için de değil, tüm sektörler için geçerli” dedi.
Kadın varlığı çarpan etkisine sahip
Geçmişte İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı görevinde bulunan Şerifoğlu, “Kadınlar akademi dünyasının en zayıf halkaları. Öğretim üyelerinden yardımcı doçentlikten profesörlüğe yükselirken oran yüzde 30’lara düşüyor. Yükselişteki kayıplar sebebiyle daha fazla kadın bölüm başkanına, dekana, rektöre ihtiyaç var. Bizim ülkenin insanları gözüyle düşünür. Bir ortama giren öğrenci ya da akademisyen ortamda kimin söz sahibi olduğunu anlar. Eğer ortamda kadın lider ya da yönetici yoksa kadının orada kolayca göz ardı edilebilecek varlık olduğunu hisseder. Kadının yükselebilmesinin önündeki engellerin kalkabilmesi için daha fazla kadın liderliğine ihtiyaç var. İkinci bir konuda kadın liderlerin varlığı birçok alanda çarpan etkisine sahip” diye konuştu.
Tüm dünya başarısız
Şerifoğlu, Avrupa ülkelerinde dahi önemli pozisyonlardaki kadın oranının yeterli olmadığını belirterek, “Birleşmiş Milletler Kalkınma Projesi programının raporunu okumanızı öneririm. Bunların 5 numaralı hedefleri kadın erkek cinsiyet eşitliği üzerine. Orada çok önemli bir şey yer alıyor. Bu sadece bir kadın hakkı değil, bunun arkasında barış içinde yaşayan, sürdürülebilirliği sağlayan bir dünya hedefi var deniyor. Önemli olan şu; bütün sektörlerdeki kalkınmayı sağlayacak bir çarpan etkisi faktörü olarak görülüyor. Tüm dünya bu konuda başarısız bir görüntü sergiliyor. Dünya çapında parlamentoda kadın sayısı yüzde 22, hükümet başkanı ya da başkan yüzde 19, kadın bakan oranı da yüzde 18” ifadelerinde bulundu.
Avrupa’dan çok daha iyiyiz ama…
Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu şöyle konuştu; “Kadın İçerisinde bulunduğumuz akademik camiada ciddi bir çelişki söz konusu. Burada olan her birey ülkemizin en çok eğitim yatırımı yaptığı bireylerden oluşuyor. Biz ülkenin en çok eğitim almış, en fazla masraf edilmiş bireyleriyiz. Akademik kariyerde doçentlikten profesörlüğe yükselirken hiçbir ayrımcılık yok. Kadın profesör oranı da çok yüksek. Ama yöneticilik pozisyonunda kadın yok. Kadın rektör oranı yüzde 8,45 dekan oranı yüzde 14. YÖK’te de sadece iki kadın üye var. Beni en çok vuran gerçek, Kuzey Avrupa ülkelerinde kadın profesör oranı çok düşük ama kadın rektör çıkarıyorlar. Kadın ve erkek rektör oranını yüzde 50’ye eşliyorlar. Olmayan kadın profesörden kadın rektör çıkarıyorlar. Bizde yüzde 31 oranında kadın profesör var, Avrupa’dan çok daha iyi. Kadın karşı karşıya olduğu cam bir tavan değil, kalın bir tabaka erkek. Biz bu kalın tabakadan kendi yolumuzu bulup, mücadele etmeliyiz. Dünya daha iyi bir yer olacaksa bu kadınların talebi ve çalışmasıyla olacak.”
Kadın rektör sayısı az
Düzce Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen TULİP( Türk Üniversiteleri İyileştirme Programı)’ndan da söz eden Şerifoğlu, bu programı geliştirerek erkek katılımcılara yönelik de yapmak istediklerini aktararak, şunları kaydetti: “Yapmak istediğimiz şey liderlik pozisyonuna daha fazla kadının çıkması için onları cesaretlendirmek ve ağlar oluşturmak. Sayısal üstünlük sağlamak amacında değiliz. Kadın yöneticilik pozisyonuna gelirse o örgütün bütün geleceği değişebilir. Bir kadın değişir, bir toplum değişir. Ekibimizde akademisyenler ve mentorlar var. Üç parçadan oluşuyor. Buradaki gibi seminerler de yapıyoruz. Ama daha çok liderlik, çatışma yönetimi, kişisel gelişim, liderlik becerileri ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kadın liderler ile genç kadın akademisyenleri de bir araya getiriyoruz. Kadın akademisyenleri cesaretlendirmek ve ilham vermek için çabalıyoruz. Gittiğim her ülkede şu lafı duyuyorum ‘kadın kadının kurdudur’. Çoğu ülkede karşılığı var. Ben kadın yönetici olduğumda ilk işim başka bir kadına el vermek oldu. Bugün Düzce Üniversitesi’nin rektörü yine bir kadın”.
Manolya BULUT-PUSULA
Atatürk Üniversitesi’nde iki gün sürecek Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Eğitici Eğitimi Semineri veriliyor.
YÖK’ün öncülüğünde düzenlenen Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi Uygulama Oteli Konferans Salonu’ndaki etkinliğe toplumsal cinsiyet alanında bilimsel çalışmalar yapan akademisyenler katıldı. Çalışmanın ilk gününde konuşan Düzce Üniversitesi Kurucu Rektörü ve YÖK Akademide Kadın Çalışmaları Birimi Üyesi Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, akademi dünyasındaki kadın yönetici oranlarını verdi. Şerifoğlu, “Kadın liderlik sadece kadınların yükselmesi için önemli değil, kadın-erkek tüm akademisyenlerin ve akademik dünyanın kalitesinin iyileşmesi için de önemli. Bu sadece akademik ortam için de değil, tüm sektörler için geçerli” dedi.
Kadın varlığı çarpan etkisine sahip
Geçmişte İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı görevinde bulunan Şerifoğlu, “Kadınlar akademi dünyasının en zayıf halkaları. Öğretim üyelerinden yardımcı doçentlikten profesörlüğe yükselirken oran yüzde 30’lara düşüyor. Yükselişteki kayıplar sebebiyle daha fazla kadın bölüm başkanına, dekana, rektöre ihtiyaç var. Bizim ülkenin insanları gözüyle düşünür. Bir ortama giren öğrenci ya da akademisyen ortamda kimin söz sahibi olduğunu anlar. Eğer ortamda kadın lider ya da yönetici yoksa kadının orada kolayca göz ardı edilebilecek varlık olduğunu hisseder. Kadının yükselebilmesinin önündeki engellerin kalkabilmesi için daha fazla kadın liderliğine ihtiyaç var. İkinci bir konuda kadın liderlerin varlığı birçok alanda çarpan etkisine sahip” diye konuştu.
Tüm dünya başarısız
Şerifoğlu, Avrupa ülkelerinde dahi önemli pozisyonlardaki kadın oranının yeterli olmadığını belirterek, “Birleşmiş Milletler Kalkınma Projesi programının raporunu okumanızı öneririm. Bunların 5 numaralı hedefleri kadın erkek cinsiyet eşitliği üzerine. Orada çok önemli bir şey yer alıyor. Bu sadece bir kadın hakkı değil, bunun arkasında barış içinde yaşayan, sürdürülebilirliği sağlayan bir dünya hedefi var deniyor. Önemli olan şu; bütün sektörlerdeki kalkınmayı sağlayacak bir çarpan etkisi faktörü olarak görülüyor. Tüm dünya bu konuda başarısız bir görüntü sergiliyor. Dünya çapında parlamentoda kadın sayısı yüzde 22, hükümet başkanı ya da başkan yüzde 19, kadın bakan oranı da yüzde 18” ifadelerinde bulundu.
Avrupa’dan çok daha iyiyiz ama…
Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu şöyle konuştu; “Kadın İçerisinde bulunduğumuz akademik camiada ciddi bir çelişki söz konusu. Burada olan her birey ülkemizin en çok eğitim yatırımı yaptığı bireylerden oluşuyor. Biz ülkenin en çok eğitim almış, en fazla masraf edilmiş bireyleriyiz. Akademik kariyerde doçentlikten profesörlüğe yükselirken hiçbir ayrımcılık yok. Kadın profesör oranı da çok yüksek. Ama yöneticilik pozisyonunda kadın yok. Kadın rektör oranı yüzde 8,45 dekan oranı yüzde 14. YÖK’te de sadece iki kadın üye var. Beni en çok vuran gerçek, Kuzey Avrupa ülkelerinde kadın profesör oranı çok düşük ama kadın rektör çıkarıyorlar. Kadın ve erkek rektör oranını yüzde 50’ye eşliyorlar. Olmayan kadın profesörden kadın rektör çıkarıyorlar. Bizde yüzde 31 oranında kadın profesör var, Avrupa’dan çok daha iyi. Kadın karşı karşıya olduğu cam bir tavan değil, kalın bir tabaka erkek. Biz bu kalın tabakadan kendi yolumuzu bulup, mücadele etmeliyiz. Dünya daha iyi bir yer olacaksa bu kadınların talebi ve çalışmasıyla olacak.”
Kadın rektör sayısı az
Düzce Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen TULİP( Türk Üniversiteleri İyileştirme Programı)’ndan da söz eden Şerifoğlu, bu programı geliştirerek erkek katılımcılara yönelik de yapmak istediklerini aktararak, şunları kaydetti: “Yapmak istediğimiz şey liderlik pozisyonuna daha fazla kadının çıkması için onları cesaretlendirmek ve ağlar oluşturmak. Sayısal üstünlük sağlamak amacında değiliz. Kadın yöneticilik pozisyonuna gelirse o örgütün bütün geleceği değişebilir. Bir kadın değişir, bir toplum değişir. Ekibimizde akademisyenler ve mentorlar var. Üç parçadan oluşuyor. Buradaki gibi seminerler de yapıyoruz. Ama daha çok liderlik, çatışma yönetimi, kişisel gelişim, liderlik becerileri ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Kadın liderler ile genç kadın akademisyenleri de bir araya getiriyoruz. Kadın akademisyenleri cesaretlendirmek ve ilham vermek için çabalıyoruz. Gittiğim her ülkede şu lafı duyuyorum ‘kadın kadının kurdudur’. Çoğu ülkede karşılığı var. Ben kadın yönetici olduğumda ilk işim başka bir kadına el vermek oldu. Bugün Düzce Üniversitesi’nin rektörü yine bir kadın”.