Yeni sürecin dikensiz gül bahçesi olmadığını bilelim. Prof. Süleyman Seyfi Öğün’ün de altını çizdiği üzere içerideki güya liberal özünde ihanet kokan kesimler, bu işin sürmesini arzu eden İsrail, süreci farklı noktalara taşımak isteyen İngiltere ve AB’nin ne dediğini ciddiye almamak gerekiyor. Yine PKK çevrelerinin saçma salak söylemlerini de satın almamak önemli.
Prof. Süleyman Seyfi Öğün, bütün bölgede büyük değişimin yaşanacağının altını ısrarla çiziyor. Prof. Öğün; “Hamasın geleceğini görmüyorum. Orayı Hamas etkisinden arındırılmış bir Filistin olarak tanıyacak. Gözüken o. Trump için bizzat anlaşmanın kendisi önemli. Buraya bir düzen getirmek istiyor, bunu da körfezle, Türkiye ile uyumlu yapmak istiyor. İran’ı da iyice pasifize etmek istiyor. Şimdi Suriye’den çıkarıldı mı çıkarıldı, Lübnan da baskılandı mı, baskılandı. Irak ne olacak bilmiyorum. Irak’ta 150 bin haşdişabi var, onları da temizleyecek.
Trump ne diyor, Türkiye ile anlaşın. Türkiye’ye de aynı şeyi söylüyor, İsrail le anlaşın. Askeri tabirle mıntıka temizliği yapıyor. Bu mıntıka temizliğinde birinci derece, İsrail’den fazla önemsediği körfez, körfezin parası. Dolayısıyla Centkom un bakışı, veya pentegonun bakışı, bunlar biraz devre dışı kalmışa benziyor.
Ama şimdi, Dolayısıyla bu süreç kolayca zehirlenebilir. Zehirlenir mi zehirlenir.
Nasıl zehirlenir. Kaybedenlere bakacağız, birinci derecede kaybeden İngiltere, Avrupa, Hindistan kaybedenler. Dolayısıyla bunlar buna bir cevap verecekler illaki, ben söyleyim. Ne üzerinden verecekler. Şimdi bu başlayan süreç varya, terörsüzleştirme, terörsüz bölge diyelim. Bu terörsüz bölge meselesini, mide bulandırıcı ifadeler var, PKK’nın kendini feshettiği metinde.
Ne diyor, Lozan’ı tasfiye etmemiz lazım diyor, yeni bir Türkiye kuracağız, kurucu unsurlar Türkler Kürtler falan. Böyle laflar ediyor. Yani şuna dönüştürmeye çalışıyor. Biz bunu yaptık ama karşılığında da Türkiye de yeni bir cumhuriyet kurulacak diyor.
Söylediği bu.
Şimdi bunu Türkiye de satın alanlar var. Oh işte fırsat. Epeydir sesleri duyulmuyordu, şu ara yine konuşuyorlar bunlar. Türk liberal çevreleri diyelim. Tırnak içinde. Gerçek liberallere saygım varda, bunlardan ayırıyorum. Böyle her şeyi libertenyanlaştırmaya çalışanlar.
Bunlar sahneye çıkıyorsa bugün, ordaki o söylem varya, onun arkasındaki kafa bu kafa. Bu kafa nerden geliyor, Bidenci kafa. Nereden geliyor İngiltere den geliyor, nereden geliyor Fransa dan geliyor.
Yani bu süreci, yapılacak şeyi söyleyim mi, hiç bunları üzerinize almayacaksınız, Türkiye’den. Bu yaklaşımı satın almayacaksınız. Sayın Bahçeli’nin sözü koşulsuz, silah bırakacaksınız. Öyle değil mi?
Eğer biz bu meseleyi kalkıp iç siyasette, şu ya da bu saikle koyarsak dahil edersek bu süreç zehirlenir. Ben baştan uyarayım. Hadi o zaman yeni bir cumhuriyet kuralım, 24 anayasası öncesine bakalım, 1921 anayasına bakalım, orada şöyle diyor böyle diyor. Kürtler, Türkler bilmem ne diye başlayan söylemler var ya, bu süreci bitirir.
O söylemi gündeme getirenlere karşısına sonraki yıllara ilişkin söylenecek çok şey var. Onları eşelemeye kalkarsak.
Şunu yapmayalım, bunu satın almayalım.
Bu bir demokrasi baskısına dönüşecekse, bir tampon lazım. DEM parti içinden, yüksek volümlü söylenen ve Avrupa’dan gelen ‘demokrasi de demokrasi’ baskısına dönüşecekse, oraya bir tampon, AB’nin açıklaması bu fırsatı kaçırmayın, diyor. Kaçırmadık siz ne yapıyorsunuz.”
Devam edecek..