İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, trafik kanununda yapılan değişiklikleri açıkladı. Ağır cezalar geliyor. Ehliyet iptali dahil bir dizi cezalar ciddi tartışma yarattı. 81 ilde radar sistemi, gece gündüz aktif sistemler belliki can yakacak.
Yeni Trafik kanununun tartışılması doğal. Bir kesim cezaların ağırlığını savunurken, bir kesim cezaların ölümlü trafik kazalarının önlenmesinde hayati olduğunu ileri sürerek gerekliliğinden yana. Fazla düşünmeden hüküm veren bir kesim ise hazineye para kazandırma olarak bakıyor meseleye.
Yeni Trafik kanununun ölümlü ve yaralamalı kazaları önlemesi elbette önemli kazanım olur. Yalnız olaya doğru pencereden bakanlar, bir dizi yanlışlığı hatırlatıyorlar. Örneğin, ülkemizde Meskûn mahal geçiş garabeti var. Bu nedenle uygulamaların tam olarak doğru icra edilmesinin mümkün olmadığı savunuluyor ki, önemli bir nokta.
Örneğin, Erzurum’dan Mersin yönüne gidişte Bingöl, ilçelerinde meskûn mahale giriyorsunuz. Elazığ şehir merkezine girmeden geçiliyor fakat ilçelerine girmek zorundasınız. Yine Malatya, şehre giriş ile çıkış arasında 45 dakka ile 1 saat arasında zaman kayboluyor. Şehir merkezine giriyorsunuz, trafik çok yoğun ve hız limiti söz konusu. Yol boyunca birçok noktada meskun mahal sorunu yaşıyorsunuz. 120 km. hızla gidiyorsunuz ve aniden meskun mahal sınırındasınız. Sonra çıkıyorsunuz, yine giriyorsunuz. Bu büyük bir sorun!
İtirazlar kurallara değil!
İtirazlar “neden kurallar uygulanıyor” için değil. Kısaca başlık başlık yazalım: Türkiye yollarındaki hız sınırları roller coaster gibi. Bazen aniden 110’dan 50’ye iniyor, bazen dakikalar içinde 110-90-70-50-90-110-50 şeklinde inip çıkıyor. Neden burası 50km denilecek çok sayıda bölge de var.
Asıl mesele şehir içi uygulama!
Düşünülenin aksine, şehirlerarası yollarda ihlaller orantısal olarak fazla değil. Şehir içindeki ihlallerin yüzde birini bulmaz. Yollar da genellikle bölünmüş ve düzgün olduğu için 5-10km hızla gitmek bir tehlike oluşturmuyor. Kazalar tehlikeli noktalar, viraj gibi yerlerde oluyor. O tür bölgelerde olmayacaksınız, düz rahat yollarda çevirme yapacaksınız. Cezalar düşük değildi. Caydırıcılık için yeterliydi, son 2 yılda yüksek artış olmuştu.
Kurallara uyulmadığı düşünülüyorsa, şimdi yapılmaya çalışılan sıkı takip uygulanabilirdi. Aynı anda, hâlihazırda yüksek olan cezalar tekrar ikiye katlanıp sonra da sıkı takip başlatılması doğru değil. Cezaların tekrar artırılması sonraki iş olabilirdi. Şehir içlerindeki keşmekeş ortadayken, tenhalarda çekici terörü yaşanır, Çakarlı araçlar ortalığı kasıp kavururken, trafiğin asıl sebebi olan yanlış parklanmaya ve park yeri yetersizliğine ve kişiler tarafından gasp edilen park alanlarına çözüm bulunmazken, kolluk güçlerini otoyollara yığmanın asıl sorunu çözmeyeceği belirtiliyor.
Alkollü araç kullanmaya tolerans sağlanan ülkede, kılpayı işlenecek sıradan ihlallerin kısa sürede ehliyet almaya gidecek olması da garip bir durum.
Her esnafın dükkan önü diye yolları dubalarla bloke etmesine, kaldırımlara ve trafik ışıklarına park edilmesi gibi şehir içinde trafiği yoğunlaştıran eylemlere izin verilecek, kavşaklarda ve önemli noktalarda polis memuru olmayacak, sonra da şehir dışında trafiği doğrudan etkilemeyen kılpayı ihlallere ülkenin gelir düzeyinin çok üzerinde cezalar kesilecek.
İçişleri Bakanlığı açıkladı;
2024: 9 günlük Bayram tatilinin en yoğun olduğu gün -852 kaza, -5 can kaybı, -1421 yaralanma, -24.357 radar cezası, 2025: Bayram arefesi / yapay zeka kontrolü -863 trafik kazası, -10 can kaybı, -1319 yaralanma, -23.275 radar cezası.
Halk ile inatlaşmak halka kulak tıkamak siyasetçiyi yalnızlaştırır. Veriler ortada. Bu kadar sert uygulamaya rağmen can kaybı daha fazla. Diğer veriler nerdeyse aynı. Halka kulak vermek, yeri geldiğinde ödün vermek siyasi erdemdir.