Günlerdir şehir yağmura, sele teslim. Çat yolu her yağışta olduğu gibi bu yağmurlarda da göle döndü…
Kentin iki büyük hastanesinin bulunduğu karayolunda ulaşım durdu. Yardıma giden İtfaiye aracı bile sel sularına teslim oldu!
Tekman’da üç gün süren yağış nedeniyle evler yıkıldı, hayvanlar telef oldu. Vatandaşın yürüyecek yolu kalmadı.
Karayazı’da 21 yaşındaki bir genç sel sularına kapıldı, cesedi 30 km sonra bulundu.
Valilik ve AFAD peş peşe mesajlar paylaştı; ani su basmaları, sel ve yıldırım düşme olaylarına karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları istendi.
Bu mesajları hiç anlamıyorum, örneğin vatandaşın evini su basmış nasıl bir tedbir alması gerekiyor?
En fazla yağış anında sokağa çıkmaz bunun dışında vatandaş ne yapabilir!
Birkaç gündür gördük ki bir çok bölgede altyapı yok. Yağan en küçük yağmurda hayat duruyor. Örnek Çat yolu!
Hilalkent’te apartmanları su bastı. Vatandaş ne yapacağını şaşırdı. Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar, olay bölgesine gitti.
Günlerdir yağan yağmura karşı tek açıklama Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’den geldi, “Gereken çalışmalar yapılıyor” dedi. Bölgeye imam ve psikologlardan oluşan bir heyet gönderdi.
AFAD Başkanı Okay Memiş, Rize’de bulunduğu bir sırada Karayazı’da bir gencin sel sularına kapıldığını duyunca karayolu ile Erzurum’a geldi. Vali Mustafa Çiftçi başkanlığında il koordinasyon toplantısı yapıldı. Toplantının sonlarına doğru Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’de masadaki yerini aldı.
Her afet sonrası bu tür toplantılar yapılır. Bir tek DSİ sorumluluğu yüklenir. Kimse gerekeni yapmaz. Yine afet olur aynı konular yine masaya yatırılır!
Hiç kimse bedel ödemez. Bedeli ödeyen hep vatandaş olur. Biride çıkıp demez ki; iyide kardeşim bu altyapı niye yapılmıyor? Bu kadar para, fon nereye gidiyor?
Sayın Yazar, kepçe ile gelen paralar nereye gidiyor, kimse de sorumluluk alıp hesap vermiyor. Psikologların sel bölgesine gitmesi çok doğal,onlar mesleklerinin gereğini yapıp mağdur insanları teselli edip rahatlatırlar. Din adamları ne yapacaklar. Depremde yaptıkları gibi, yine, ne yapalım kaderin planı, deyip, Şûra suresinin 30'uncu ayetini görmezden gelecekler. Sel mağdurlarına söyleyecekleri budur. Felaketlere karşı, bilimin söyledikleri uygulanırsa fayda verir. Yoksa o din görevlilerinin söyleyecekleri, bin yıllık mutad sözlerden öteye gitmeye cektir. Bunları bırakın da aklın ve bilimin söylediklerini yerine getirin. Japonya'da her gün 6-7 şiddetinde deprem oluyor, kimsenin burnu kanamıyor, bizde olunca, 56 bin ölü,100 bin yaralı. İşte gerçek bu. Demek ki bu yağmurun biraz daha şiddetlisi yağsa çok değil,8-10 saat yağsa, şehiri, ilçeleri sel götürür. Bu da belediyelerin, nasıl görevlerini yapmadıkları ve gelen paraların bilinmeyen taraflara gittiğinin göstergesidir. Selamlar.