Avni Özgürel, hayati bir konuyu hatırlatarak PKK’nın arşivinin alınması gerektiğini söylüyor. PKK’nın üst yönetiminin, Öcala’ın yaptığı görüşmeleri kaydettirdiğini belirten Özgürel, “Bunları en azından devletin arşivinde olması lazım.” Diyor. Biliyorsunuz, FETÖ’nün de ciddi arşivi vardı. Bu arşiv maalesef bir FETÖ’cü tarafından ABD’ye götürüldü. Adamı havaalanından CIA elemanları aldı. FETÖ, tuttuğu kayıtları, dinlediği ses kayıtlarını ABD’ye teslim etmiş oldu.
Duayen Gazeteci Avni Özgürel diyor ki; “MİT bu arşivi edinmeli. arşivinin derinliği, hududu yok yani. Özellikle uluslararası ilişkiler alanında. Bu arşivi ele geçirmeli.”
O arşiv önemli yani!
Prof. Süleyman Seyfi Öğün, felsefi yaklaşımları ile uluslararası ilişkilere ışık tutan bir isim. Prof. Öğün, “Örgütün ağzından bir laf çıktı. BUNA itiraz etmenin, şüpheyle karşılamanın, gölge düşürmenin kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Bu küçümsenecek bir şey değil. Bir şeyi bitiriyor. Tarihte hiçbir şey kesin bitiş değildir. Her bittiğini zannettiğiniz şey üzerine yeni bir şey başlar. Dolayısıyla bitti oh demenin bir anlamı yok. Bir bahar havası estirmek, tamam artık bitti halloldu demek bir basilciliktir, bir düşüncesizliktir, dar görüşlülüktür. Bide duygusal temelde bunu gerçekten bitiren insanların ki, bunu teslim etmemiz lazım. Türkiye’de terörü zaten Türk Ordusu, Emniyet güçleri bitirdi. Bu onlara saygısızlıktır.
Bunu teslim ettikten sonra, bunun üzerine ne başladı, bunu düşünmemiz lazım.
Tarihte kesin bitiş yoktur, tarihte iklim açısından bakarsak baharlar aldatıcıdır. Bunu çok ihtiyatla karşılamamız lazım.
Çok kuvvetli bir hamle geldi. Beklentiler büyük ölçüde karşılanırsa, Ortadoğu’nun da bütün dengelerini yeniden kurar, bu Doğu Akdeniz’e bunun tesirleri olur. İzi sürülürse Afrika’ya dahi tesirleri olur. Rusya Ukrayna savaşına tesirleri olur.
Bu lanet tayım işte, Bir örgüt silah bıraktı, Tamil kaplanları silah bıraktı, ETA silah bıraktı.
Bu böyle bir şey değil. Bu çok ağırlığı olan bir şey.
Bu finalize olursa, terör bitti, silahlar teslim alındı. Suça bulaşanlar memlekete getirildi, mahkeme edildi, cezaya çarptırıldı. Bulaşmayanları toplumla buluşturmak için programlar uygulandı. Finalize olması bu.
Bunun çok basit bir şey olduğunu, kolay bişey olduğunu söyleyemeyeceğim.
Temkin noktamız şu; bu sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bir terör örgütü arasındaki ilişki üzerinden değerlendiriliyorsa, sınırlandırılıyorsa bununla çok büyük yanlışlar yapılır. Bu çok büyük ölçekli bir denklemin içinde, yani şöyle söyleyim size, varsın satranç oynandı. Diyelim ki bizim çok kuvvetli bir taşımız var, vezir veya kale, iki üç piyon sıkıştırmış onları çıkamıyor mesela. Şimdi bunu yaran bir hareket bu. O an için tamam taşımızı kurtardık diyebiliriz. Fakat oyunun bir bütünü var, yani satranç sadece belli bir bölgede 64 karenin 4’ünde, 5’inde yaşanan bir oyun değil. 64 karenin tamamını, bunu dünya kabul edelim içine alan bir başka denklem veya denklemlere oturuyor.
Buna çok dikkat etmemiz lazım. Bu örgütün arkasında uluslararası güçler olduğunu zaten biliyoruz. Şimdi o uluslararası güçler kimlerdir. Kim destekliyor bunları, bakıyorsunuz arkasından Almanya çıkıyor, Fransa çıkıyor, ABD çıkıyor, İsrail elini atıyor, falan. Bidakka şimdi her biriyle olan ilişkileri ve bunların dünya denklemindeki pozisyonlarını iyi değerlendirmeden bu süreci derinleştirmek, ve amaçlarına ulaştırmak mümkün değil.
Şöyle söyleyim, bir başlangıç yakaladık. Bişeyi bitirdik ve bişey başlıyor ve o başlayan şey çok kırılgan. Bunu baştan söylemek gerekir. Yani o çok dikkat ihtimam, temkin nereye buraya.
Dikkat ve rikkat göstermek, özenli bakmak, ihtimam etmek gerekiyor. Bunu bir kere söyleyim, çok açık.”
Devam edeceğiz..