Haberi aldığımda ne elim tuttu ne ayağım...
Ankara'dan gelen telofonun bu kadar acı vereceğini açana kadar bilmiyordum.Çok değer verdiğim ortak bir arkadaşımız, “Abla kötü bir şey oldu, Fatih'i kaybettik ''dedi.
Endişeyle ‘hangi Fatih’ demeye kalmadan ''Yücelik '' dedi.
O an adeta zaman durdu!
***
Kaza haberini alır almaz aracın yanına koşmuştu dostlarımız ama Fatih çoktan terk eylemişti bu diyarı.
En son Ankara'da Aşkale Çimento’nun ' Yapay Zeka Kullanımı Basın Lansmanı’nda bir araya gelmiştik. Hem onunla hem Lütfü Abi ile...
Holding Genel Merkezinde projelerini anlatmıştı. İdealist, başarılı,yüzü batıya dönük, iyi eğitim almış bir isimdi. Buradan bakınca hiç kimse göremiyordu ama o genç yaşına rağmen çok önemli yerlere gelmeyi başarmıştı.
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği’nin (TÜRKÇİMENTO) Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyordu. Devler liğindeki sektörün önde gelen isimleri, bu genci kendilerine başkan şeçmişti.
Dedim ya farklı bir isimdi Fatih. Kimse Fatih'i fazla tanımadığı için tüm sosyal paylaşımlar, haberler Lütfü Yücelik üzerinden gitti.
İstedim ki o mütevazı yaşayan Fatih'i iki satırda olsa anlatayım. Bunun ona artık bir faydasının olamadığını bile bile...
***
Babasına aşıktı, annesine tutkun, eşine ve evlatlarına değer verirdi. Bir röportajımda aynen şunları söylemişti: ''Lütfü Yücelik'in oğlu olmak bana çok büyük sorumluluk yükledi. Babamı gördüğümde ya da sesini duyduğumda bacaklarım titriyor. Korkumdan değil saygımdan. Biz Aşkale Çimento ile doğmadık. Biz zaten varlıklı bir aileydik. Aşkale Çimento’yu yaşatan bu millete mal eden benim babamdır. Bizi hiç bir zaman şımarık ve varlıklı bir aile çocuğu gibi yetiştirmedi. O bilirdi, şöhret affetti.”
Bunları anlatmıştı. O gün nerden bilebilirdi, ömrünün bu kadar kısa olacağını ...
Ve afetin şöhretle geleceğini!
Hakkında yazılan yalan yanlış haberlere, iftiralara cevap bile vermedi. Hep, “yolum uzun, kuşa bakamam” derdi...
İşinden evine, evinden işine giden, bar-caz bilmeyen, yatlarda volta atmayan biriydi. Dedim ya ülkenin dev sektörlerine başkanlık edebilen vizyona sahip bir delikanlıydı. Sokak jargonundan uzak, babasının aksine gelenekçi değil yenilikçi bir isimdi.
***
Aile için büyük kayıptı Fatih...
Dünyayı Fatih'i ile gören bir anne baba, nasıl katlanır böyle bir acıya?
Ne ağır imtihanın varmış Lütfü Abi. Fatih, Elif, Ahmet ve Yunus Emre ile çıktığın yolda iki gözünün biri olan Yunus Emre'yi sonra diğer gözün Fatih'ini kaybettin...
Şimdi dünya karanlık...
Rahat uyu kardeşim...
Biz şahidiz; sen iyi bir insan, hayırlı bir evlat, iyi bir babaydın.
O fabrika için çırpındın durdun. Görev aldığın koca koca kuruluşları bu şehrin haberi olmasa da layıkıyla yönettin, memleketin adına halel getirmedin.
Makamın cennet olsun.
Allah, Lütfü Abi ve Nebahat Yenge’ye sabır ihsan etsin.
Rabbim yar ve yardımcıları olsun...
Sizin için söylemiyorum ama ölümünden önce eleştirilerin odağında bir insan icraatı, maaşı, makamı her şey tartışma konusu. Öldü birden güzellemeler başladı. Kör ölür badem gözlü olur. Allah rahmet eylesin... Ölüm unutturur desek daha iyi
güzel yazı.
Teşekkür ederim bu haber den dolayı ama çok az bahsetmişsin söylediyın kelimeler az kalmiş böylesi iyi bir kişiye kelimeler yetmez rabbim cennet tiyle koyar inşallah
ailesine sabırlar.
güzel yorum tşkler.